Açık sarı renk...

Turnagözü,

Limoni, 
Samani,
Balköpüğü,
Cerde,
Duru sarı.
Açık sarı renk.

Diğer renkler;
Balköpüğü; Açık sarı renk, krem rengi.
BaklaçiçeğiÜ
Camgöbeği, Yeşile çalan mavi renk.
Devetüyü, Devetüyü rengi; açık kahverengi
Fildişi; Fildişinin kırık beyaz rengi.
Gülkurusu; Pembe renkli gülün kurutulduğunda dönüştüğü hafif morumsu renk.
Kavuniçi; Pembeye çalan sarı renk.
Narçiçeği; Parlak kırmızı renk.
Ördekbaşı; Yeşille lacivert arası renk
Ördekgagası; Açık turuncu renk.
Tavşanağzı; Pembe renkli bir tür çiçek.
Tavşankan; Parlak ve koyu kırmızı renk, Tam kıvamında demlenmiş çay, Karadut sirkesi.
Turnagözü; Açık sarı renk.
Vapurdumanı; Koyu gri renk, füme.
Vişneçürüğü; Çürük vişne rengi.
Yavruağzı, Yavraz; Kavuniçi ile pembe arası bir renk, Sarı çiçekli bir kır bitkisi.

Yaradılış, huy, karakter...

Seciye,
Seciyye,
Arapça Seciyye,  (ﺳﺠﻴّﻪ)
Yaradılış, huy, karakter.
Yaratılış, tabiat, tıynet, karakter, ıra.

Özüne, sözüne güvenilir, sağlam karakterli kimselere seciyeli denir.
Karakteri güven vermeyen, güvenilmez, karaktersiz kimselere seciyesiz denir.

Eski dilde, mecaz anlamda içe dert olan şey...

Ukde,
İngilizce, nodule
Arapça, ukde, (ﻋﻘﺪﻩ) 
Eski dilde, mecaz anlamda içe dert olan şey.
Elde edilemediği veya yapılamadığı için insanın içinde düğüm gibi kalan, içine dert olan şey. 

Ukde kelimesinin diğer anlamları;
Düğüm,
Eski dilde, Düğüm, yumru. 
Halli güç iş, çözülmesi zor mesele.
Bez, yumru
Bota, bazı bitkilerin saplarında oluşan boğumlara verilen isim. 
Bir gezegenin yörüngesinin zodyak üstündeki iki ucundan her biri.

Görünmeyen gözlerin denetimindeki hapishaneler ...

Panoptikon,
Jeremy Bentham tarafından 1791 yılında tasarlanan Panoptikon hapishaneler, akıl hastaneleri ve çalışma kampları gibi kamusal alanı gözetlemek amacıyla ortaya atılmış, Kontrol Evi felsefesi ile ortaya çıkmıştır. Mahkumlar üstünde devamlı bir gözetleme hissiyatı oluşturmak istenmiştir.  

Panoptikon, İngiliz filozof ve toplum kuramcısı Jeremy Bentham'ın 1785 yılında tasarlamış olduğu hapishane inşa modelidir. Tasarımın konsepti gözetlemeye izin verir. Panoptikon her yeri gören yer, anlamına geliyor.

Panoptikon, hapishane tasarımında birkaç katlık tek odalı hücrelerden oluşan bir halka üzerine kurulu ve her hücre bu halkanın iç kısmına açık. Halkanın dış cephesindeki duvarda birer pencere var. Halkanın ortasında mahpuslardan tamamen saklanmış konumdaki gözlemcilerin kaldığı bir nöbet kulesi yer almaktaydı.  

Panoptikon'un temelinde yatan ilke, tek odalı hücrenin içindeki sakine saklanacak hiçbir yer bırakmamamış olmasıdır. Buna karşılık dış cephedeki duvarın penceresinden gelen dış ışık, kuledeki nöbetçilere mahpusun her hareketini izleme olanağını sağlamasıydı. Gözlemlenen her yanlış davranışının ceza getireceğini bilen, ama davranışlarının aslında ne zaman gözlemlendiğini bilmeyen mahpusun, daha dikkatli davranarak her zaman izleniyormuş gibi davranmaktan başka seçeneği yok. 

Şarkı, dans, hokkabazlık, temsil gibi aralarında ilişki bulunmayan farklı oyunlardan oluşan gösteri. ..

Varyete,
Tenevvü,
Fransızca, variété,
İngilizce, variety,
Almanca, spielart, 
Latince, variare, varietas.
Değişmek
Varyasyon.  
Şarkı, dans, hokkabazlık, temsil gibi aralarında ilişki bulunmayan farklı oyunlardan oluşan gösteri.  
Ait olduğu türden çok ufak farklarla ayrılan birey; ait olduğu belirli bir grup organizmadan görev ve yapı karakterleri bakımından ayrılan bir organizma. 
Renk, ibik biçimi, sakal veya bacak tüylerine göre oluşan ırkların alt bölümü. 
Organizmaların sınıflandırılmasında alt türden daha küçük birim. 

Broş, Kadınların takındıkları süs iğnesi...

Broş,
Brooch, 
Pin,
Kadınların takındıkları süs iğnesi.
Kadınların giysilerinin yakasına taktıkları süs iğnesi. Broş, hemen hemen bütün tarzda kullanılabilir. 


Broş, giysilere takılmak üzere tasarlanmış, onları kapalı tutmak için kullanılan bir takıdır. Genellikle metal, gümüş veya altın veya başka bir malzemeden yapılır. Kişisel tarzı en iyi yansıtan takıdır. 

Broşlar emaye veya değerli taşlarla süslenir ve sadece süs amaçlı olabilir veya bir giysi bağlantı elemanı olarak pratik bir işlev görebilir. Bilinen en eski broşlar Bronz Çağına aittir. Arkeolojide bulunan eski Avrupa broşlarının çoğuna genellikle Latin terimi fibula denir.

Moda olarak, broş takıldığında ekstra kolye, küpe takmaya gerek kalmaz, yine de kolye ve küpeden vazgeçemiyorsanız daha minimal olanları tercih edilir. Kolye, yüzük ve küpe gibi broşların ve yaka iğneleri tarih boyunca kullanılmıştır.



Bir tür iri hıyar ...

Acur,
Cucumis melo, 
Ermeni Hıyarı,
Hıttı,
Bir tür iri hıyar.
Kabakgillerden olup hıyarın bir çeşidi olup biraz daha uzundur. Kabuğu çizgili ve nadiren tüylü, bir hıyar çeşidi gibi görünse de gerçekte bir kavun varyetesidir. Acur bir yıllık otsu ve sürünücü bir bitkidir. Çiçekleri sarı renklidir. 


Meyvesi 4-8 santimetre çapında 30-50 santimetre uzunluğundadır. Meyvenin kabuğu beyazımsı-yeşil renkli ve uzunlamasına çizgilere sahiptir. Acur soğutucu ve rutubet verici özelliklere sahiptir. Harareti teskin eder, susuzluğu giderir. Acur, hıyardan daha hafiftir. İdrarı söktürür. Acuru, yaş hurma ile beraber yenilmesi daha faydalıdır. Böbrek ağrılarına ve idrar yollarına karşı faydalıdır. Kokusu baygınlığa karşı faydalıdır. Tohumu idrarı söktürür, yaprağı ile sargı yapıldığı zaman köpek ısırmasına karşı faydalıdır. 

Acur Turşusunun yapımı;
Malzemeler:
2 kilogram acur
1 avuç sarımak
1 çay bardağı kaya tuzu
1 su bardağı sirke
1 avuç nohut
1 adet limon

Hazırlanışı;
Acurları yıkayıp baş kısımlarını kesin. Temiz bir çatalla bir kaç yerinden delin. Tuzu ılık suyla ıslatıp eritin. Sarımsakları soyun. Limonu dilimleyin. Acurları cam kavonoza mümkün olduğunca aralarında boşluk kalmayacak şekilde yerleştirin. sarımsakları, nohutu ve sirkeyi koyun. limon dilimlerini üzerine yerleştirin. kavanozu acurların üzerini tamamen örtecek şekilde hazırladığınız tuzlu suyla doldurun. Tuzunu kontrol edin. Ağzını sıkıca kapatıp oda ısısında 3-4 gün bekletip daha sonra serin ve güneş görmeyen bir yere kaldırın. 7 veya 10 gün içerisinde turşunuz hazır olacaktır. Afiyet olsun.

Sakarya ilinde bir göl ...

Çaltıcak,
Çaltıcak Gölü (Taşkısığı Gölü);
Sakarya ili, Adapazarı ilçesi sınırlarında yer alan göl. Gölün suları tatlıdır. Merkeze uzaklığı 15 km, rakımı 15 metredir. 
Göl dipten beslenmektedir. Orman bakanlığı tarafından sulak alan statüsünde korunmaya alınmıştır. Göl kenarında Enkapower Adapazarı - Gebze Kombine Çevrim Santralleri yer almaktadır. 

Göl suları yazın çekilip, kış mevsiminde dolmaktadır. Doğa turizmi, piknik, amatör balıkçılık açısından yakın çevre için önemlidir. Gölden kadife, turna, tatlı su levreği, yayın, tahta, aynalı sazan, gümüş havuz balığı, kızılkanat, çapak, sazan ve kerevit avlanır.

Sakarya ilindeki diğer göller:
Acarlar Longozu
Akgöl ,
Küçük Akgöl ,
Gökçeören Gölü
Küçükboğaz Gölü
Poyrazlar Gölü
Sapanca Gölü
Taşkısığı Gölü, (Çaltıcak gölü)
Okçular,

Sapanca Gölü, Marmara Bölgesi'nin doğu kesiminde, Adapazarı Ovasını İzmit Körfezi oluğuna birleştiren uzun bir çukurun doğu yarısında yer alan tatlı su gölüdür. Sapanca`nın kıyıları, doğuda Sakarya ili, batı ucunda Kocaeli İlinde kalır.

Asya’da yaşayan ve kafes kuşu olarak da beslenen küçük ve güzel bir kuş...

Avadavat,
Çilek İspinozu,
Red Avadavat, 
Avadavat, 
Red Munia, 
Strawberry Waxbill, 
Tiger Fin.
Asya’da yaşayan ve kafes kuşu olarak da beslenen küçük ve güzel bir kuştur. Çilek ispinozu asya kökenli oldukça çekici bir mum gagalı kuştur. 

Anavatanı Asyadır. Avadat kuşları, Java,  Hindistan, Tayland, Burma, Kamboçya, Vietnam, Sunda adalarında yaşarlar. Genel olarak şeker kamışı tarlalarında, çayırlık alanlarda, kırlarda, açık alanlarda ve su kenarında bulunurlar. Yaklaşık boyu 10 cm uzunluğunda olan bu kuşun erkeğinin temiz, net ve flüt sesi gibi güzel ötüşlüdür.

Edinilen, kazanılan bilgiler. ..

Müktesebat,
Edinilen, kazanılan bilgiler.
Arapça müktesebat, (ﻣﻜﺘﺴﺒﺎﺕ) 
Mukteseb,
Arapça, mukteseb ve çoğul eki -at ile muktesebat olmuş. 
Kazanılmış, edinilmiş bilgiler

Eski dilde teklifler, yükümlülükler, vergiler ...

Tekalif,
Arapça tekalif,  تكاليف / تَكَال۪يفْ  
Teklifler, Vergiler, Salmalar. 
Yükümlülükler, sorumluluklar.
Teklifler. 
Vergiler, 
Salmalar. 
Teklifler, yükümlülükler. 
Vergiler,  
Kanuna ve yazılı kurallara dayanmadan görülen lüzum üzerine yöneticilerce konan vergi. 

Tekalifi şakka;
Ödeme gücünü aşan ve şer’i cevaz bulunmayan ağır vergiler. 

Tekalifi şeriyye;
Dinin emrettiği, şeriata uygun olan zekat, haraç gibi vergiler.  

Osmanlılar döneminde Dicle Irmağı’nda kullanılan devlete ait teknelerde çalışan denizcilere verilen ad. ..

Şibane,
Farsça, şebane, bekçi kelimesinden türetilmiştir.
Eskiden, Osmanlılar döneminde, Dicle nehrinde kullanılan devlete ait teknelerde çalışan denizcilere verilen ad. 

Ebudegal, Arap denizcilerin, direk boyları tekne boyundan uzun gemilere verdiği ad.
Bandıra, Bir geminin hangi devlete ait olduğunu gösteren bayrak. 
Girafa, Fırat ve Dicle nehirlerinde kullanılan küçük teknelerin kısa küreklilerine verilen ad.

Ege Denizi’nde, “Sömbeki” de denen Yunan adası.

Simi,
Symi,
Sömbeki,
Ege Denizi’nde, Sömbeki de denen Yunan adası. On İki Ada ismini, Osmanlı Devleti’nın gayrimüslim bölgelerde uyguladığı yönetim şeklinden almıştır. 


On İki Ada denilen adalar grubunda, isminin çağrıştırdığı gibi sadece 12 adet ada yoktur. 12 ada olarak adlandırılan bu ada grubunun sadece büyük olanlarını sayarsanız 14 ada, büyüklü küçüklü hepsini sayarsanız 20'den fazla ada ve adacık vardır. Bunlara Güney Sporat adaları, Güney Sporatlar denilmektedir. Ayrıca her adanın kendi ismi vardır. Buradaki 12 sayısı adaların sayısını değil, 12 üyeli meclisle yönetilen adalar anlamındadır.

Güney Sporatlar;
1- Astypalaia - İstanbulya
2- Halki - Herke, Hereke, Herkit
3- Kalymnos - Kilimli, Kelemez
4- Karpathos - Kerpe
5- Kasos - Kaşot, Çoban
6- Kos - İstanköy
7- Leros - İleriye, İleryoz
8- Nisyros - İncirli
9- Patmos - Batnaz
10- Rhodes - Rodos
11- Symi - Sömbeki
12- Tilos - İlyaki, İlleki, Papazlık, Piskopi, İlkil
13- Kastellórizo/Megisti - Meis, Kızılhisar

Evini haksız olarak terk eden kadın...

Naşize,
Evini haksız olarak terk eden kadın.
Kocasının hanesinden, izni olmaksızın çıkıp kendisini kocasından haksız yere meneden kadın. 
Bu çıkış hakikaten olabileceği gibi, hükmen de olabilir.

Naşize, kabarmış, şişmiş anlamında da kullanılmaktadır.

Japon evlerinde çay törenleri için tasarlanan küçük oda...

Çaşitsu,  
Chasitsu,
Japon evlerinde çay törenleri için tasarlanan küçük oda.   
Japonlarda çay seremonisi sadou (chadou) olarak bilinmektedir.
Sadou, özel olarak tasarlanan chasitsu adı verilen çay odalarında yapılmaktadır. Eskiden çay odaları, ikamet edilen eve uzak, yeşilliğin içinde sakin yerlerde bulunan küçük evler şeklinde yapılmıştır. Sadou, özel olarak tasarlanan chasitsu adı verilen çay odalarında yapılır. 

Misafirler davetli oldukları çay seremonisine nijiriguchi adı verilen kapıdan eğilerek girerler. Odalarda tokonoma adı verilen bir köşe bulunur. Kama denilen çaydanlık, chasen adındaki çay kaşığı yerine geçen bambudan yapılmış fırça, chawan adı verilen çayın sunulduğu kase, chakin isminde peçeteler çay seremonisinin malzemeleridir. Çayın yanında kaiseki adı verilen bir mutfak formu oluşturulur. Çayın yanında hikashi adındaki şekerlemeler ikram edilir. Sunulan çay ise matcha (powder tea) adı verilen çaydır.




Elazığ yöresinde yeni doğum yapmış kadına verilen ad...

Dığaskan,
Lohusa, Loğsa, Lohsa, Loğusa, 
Rumca Lohusa.
Doğazkesen, 
Emzikli, Nevse.

Elazığ yöresinde yeni doğum yapmış kadına dığaskan denir. 
Yeni doğum yapmış, yataktan kalkmamış kadın lohusa, loğsa, doğazkesen, emzikli, dığaskan, nevse denir. Doğumla birlikte kırk gün süren albasması, kırklama yöntemleri ve loğusalık dönemi başlamıştır. Erzurum, Kars, Ağrı, Bingöl, Van, Tunceli, Erzincan, Malatya gibi birçok il ve yörede alkansı ve kırkbasma inancı devam etmektedir. 

Loğusalık, doğumu izleyen kırk günlük süreyi kapsıyor. Yeni doğum yapmış kadına emzikli ya da dığaskan deniyor. Erzurum yöresinde ise loğusa ya da lohsa isimleri yaygın olarak kullanılıyor. Araştırmalara göre yeni doğum yapmış kadına Elazığ'da dığaskan, İstanbul ve Denizli'de emzikli, Gaziantep'te nevse denilmektedir.

Doğum olayı gerçekleştikten sonra dığaskan kadına ilk önce pişirilmiş süt içiriliyor. Gcleneklere göre doğum yapan kadın yatağa yatırılıyor ve altına öllük toprağı ısıtılarak konuluyor. Öllük ya da höllük denilen pişirilmiş toprağı kadının altına ve çocuğun kundağına koymak Anadolu'da gelenekselleşmiştir. Doğum yapan kadınların  alnını tülbentle bağlamaları, hastalanmalar halinde de görülen bir uygulamadır.

Havadaki su buharı...

Nem,
Türkçe: Rutubet,
Farsça : Nem.
İngilizce: Humidity, moisture.
Fransızca: Humidité, 
Almanca: Feuchte, Feuchtigkeit
Havada bulunan su buharı. 
Hafif ıslaklık, rutubet.
Hava ya da başka bir ortam içinde su buğusu bulunma hali.
Havadaki su buharının niceliği, miktarı.

Su buharı, normal şartlar altında sıvı halde bulunan suyun gaz halidir. Su, her sıcaklıkta buharlaşabildiği için havada her zaman su buharı bulunur. Buharlaşma su yüzeyinden meydana gelir. Suyun su buharı haline gelmesine buharlaşma denir. Havada bulunan su buharı nem olarak tanımlanır. 

Yeryüzündeki suyun kaynağını hidrosfer yani su küresi oluşturmaktadır. Atmosferdeki su buharının büyük bir kısmı atmosferin yeryüzüne yakın bölümlerinde bulunur.

Kadınların giydiği kolsuz üstlük ...

Kap,
Kadınların giydiği kolsuz üstlük.
Sırta alınan, kolsuz manto veya kısa ceket.

Eskişehir yöresinde Hıdrellez manilerine verilen ad...

Kilitaçma,
Eskişehir yöresinde Hıdrellez manilerine verilen ad. Mani, Genellikle birinci, ikinci ve dördüncü dizeleri uyaklı olan, daha çok hecenin yedili ölçüsüyle söylenen halk şiiridir. Maniler, genellikle dört mısradan oluşur ve hece vezniyle yazılır. 

Düğünler, kına geceleri, aşk ve sevgiler, eğlenceler, alemler, oyunlar ve halk dansları mani söylenerek kutlanır. Maniler, kültürümüzdeki geleneklerdir.  Düğünlerde, Halaylarda karşılıklı söylenen maniler kimi yerlerde berete diye adlandırılır. Bazen Beretek biçiminde de söylenir.

Kilit açma:
Eskişehir yöresinde Hıdırellez manilerine kilit açma denir. Kilit açma, kızların kısmetini açmak için yapılan bir uygulamadır. 

Şın:
Eskişehir’de Kırım göçmenlerinin getirmiş olduğu şın da denilen maniler söylenir.

Mana:
Aydın’da mani anlamında mana kelimesi kullanılır.  

Çağala:
Akhisar’da Hıdırellez günü genç kızlarla erkeklerin tanışmasına aracılık eden kimselerin söylediği manilere çağala denir.

Esevele:
Çanakkale’nin Ahmetçe köyünde, düğünde söylenen manilerin 
adı ise esevele'dir.

Okşama:
Denizli yöresinde kına gecesinde gelin için okunan manilere okşama denir.

Ficek:
Erzincan’da maniye ficek adı verilmiş.

Hukuşka:
Kars yöresinde söylenen zincirleme manilere  hukuşka denir. Aynı şekilde, Azerbaycan’da da hukuşka adı verilir. Hakışka da denir. 

Ülenek:
Kazan Türkleri ile Kırgız Türkleri’nde maniye verilen adlardan birisi ülenek'dir. 

Mane:
Kırım Tatarlarında maniye, mane denir.   

Çinik:
Kırım Tatarlarında maniye verilen adlardan birisi de çinik'dir.

Eskişehir’in Günyüzü ilçesinde bir mağara...


Yelinüstü,
Yelini,
Yılanlı,
Yelini mağarası,
Eskişehir’in Günyüzü ilçesinde bir mağara.
Yelini Mağarası Eskişehir'in pek bilinmeyen noktalarından biridir. Yelini Mağarası ve Yelinüstü Mağarası ile birbirlerine oldukça yakın olup; Yelin Mağarası gibi Ankara-Polatlı-Yunak karayolu üzerinden gidilir.


Yelini Mağarası;
Eskişehir, Günyüzü İlçesi, Kayakent Beldesinde, 26 m. derinliğinde 271 m. uzunluğunda  yatay bir mağaradır. Yelinüstü Mağarasının güneyindedir. Mağara Sivrihisar ile Günyüzü Sakarya Nehri arasındadır. Mağara, Yılanlı ismiyle de anılmaktadır. Damlataş ve tavandan düşen iri bloklarla birçok salon ve odaya bölünen mağara görünümleri son derece güzel damlataşlar ile kaplıdır.

Roma mitolojisinde hasat tanrıçası...

Ceres,
Demeter; Bereket Tanrıçası ve Eleusis Gizemleri. 
Demeter, Yunan mitolojisinde yer alan bereket, tahıl ve hasat tanrıçasıdır. 
Roma mitolojisinde kendisine Ceres denilirdi. 
Ekinleri, bunların içerisinde özellikle buğdayı simgelemektedir.

Eventus Bonus (Bonus Eventus)
İş yaşamında başarı Tanrısı. Ayrıca Hasat Tanrısı olarak da bilinir. Heykeli Roma'da, Jupiter tapınağının yanında konulmuştur.

Saturnus - Roma Tanrısı Satürnüs çiftçilerin Tanrısı olarak görülmüştür. 
Mitolojiye göre Satürnüs ve karısı hasat Tanrıçası olan Ops ekincileri korurmuş. 
Yunan mitolojisinin etkisi ile sonraları Satürnüs Kronos kişiliği kazanmıştır. Satürnüs'ün İtalya'yı yönettiği devre 'altın çağ' adını vermişler.

Ops,
Roma mitolojisinde bereket Ve toprak ürünleri Tanrıçası.
Roma mitolojisinde hasat tanrıçası.
Mitolojiye göre Satürnüs ve karısı hasat Tanrıçası olan Ops ekincileri korurmuş. 

Balıkesir yöresine özgü, bir tür kıymalı ya da patatesli börek...

Jelka,
Balıkesir yöresine özgü, bir tür kıymalı ya da patatesli börek.
Jelka böreği, Mayalı hamur ile yapılan bir börek.

Malzemeler:
3 adet yufka
Yarım çay bardağı sıvı yağ
Yarım çay bardağı su

İçi için;
3 adet patates
1 adet soğan
Tuz, pul biber, nane, karabiber

Üzeri için;
1 adet yumurta sarısı
1 yemek kaşığı yoğurt
2 yemek kaşığı kadar sıvı yağ

Patatesler bir tencereye alınıp birazda tuz eklenerek haşlanır. Haşlandıktan sonra minik minik doğranır. Soğanlar rendelenerek bir tavada pembeleşene kadar kavrulur. Üzerine baharatlar ilave edilir. Son olarak da patatesler eklenerek iyice karıştırılır ve altı kapatılarak soğumaya bırakılır. İsteyen maydanozda ekleyebilir.

Yufkaları ıslamak için sıvı yağ ve su bir kaseye alınarak karıştırılır. Bir adet yufka düz bir zemine serilir ve üzerine sıvı yağ, su karışımı sürülür. Karşılıklı iki kenarından tutularak ortasına kadar büzülür. Ardından diğer kenarlarından da tutulur ve yine ortasına kadar büzülür. Çiçeğe benzer bir desen elde edilir. Bir kanadı üzerine doğru kapatılır ve üzerine hazırlanan harçtan bolca koyulur. Karşısındaki kanat da harcın üzerine kapatılır. Ardından diğer kanatlarda sıra ile kapatılır. Hazırlanan börek tezgahın uç kısmına doğru çekilerek açık içine alınır ve ters çevrilir. Pişirme kağıdı serilen fırın tepsisine yerleştirilir. Kalan diğer yufkalarda aynı şekilde yapılır. 

Kıymalı ve peynirli harç ile de yapılabilir. Son olarak yumurta sarısı, sıvı yağ ve yoğurt karıştırılarak üzerine sürülür. 180 derecede ısıtılan fırında altı ve üstü kızarana kadar pişirilir. Fırından alınınca üzerine el ile biraz su serpilerek temiz bir bezle üzeri kapatılıp dinlendirilir. Afiyet olsun.

Balıkesir'e özgü, Akkız-Şevketibostan ile yapılan bir ot yemeği. 
Akkız,  (شوكتِ بوستان) ya da bostanotu, şevketotu, mübarekdikeni, akkız (Cnicus benedictus), papatyagiller familyasındandır. Yemeği yapılan bu ot, 60 cm boyunda bir yıllık dikenli bir bitkidir. Topraküstündeki kısımları körpeyken kesilip toplanır. Bitki, iyice soyulup dikenleri temizlenir. Sebze olarak Ege ve Akdeniz bölgesinde çok tüketilir. 

Bir ekonomide enflasyon olgusu yaşanırken ekonomi küçülüyorsa o ekonomiye verilen ad ...

Slumpflasyon,
Enflasyon içinde küçülme.
Bir ekonomide enflasyon olgusu yaşanırken ekonomi küçülüyorsa o ekonomide slumpflasyon hali var demektir. Dünyadaki ekonomik krizlerin en zorudur. Bu durumda bir yandan enflasyonu düşürmek, bir yandan da ekonominin küçülmesini önce durdurmak ve  sonra da büyümeye döndürmek gerekiyor. Bu durum oldukça zor bir ekonomi politikasıdır.Bir ekonomi GSYH reel olarak küçülürken enflasyon da ortaya çıkıyorsa o ekonomi slumpflasyon ile karşı karşıyadır.

Makroekonomik hedeflerin ve politika araçlarının birbiriyle çelişkisi en fazla burada ortaya çıkar. Bir yandan enflasyonu düşürmek, bir yandan büyümeye geçmek, bir yandan bunlara eşlik etmesi büyük olasılık içinde olan işsizlik artışını engelleyip istihdamı artırabilmek birbiriyle çelişen hedeflerdir.

Ekonomik politikaların zorluğuna göre kriz durumları;
(En kötüden daha az kötüye olacak şekilde sıralaması ); 
  1. Slumpflasyon, 
  2. Depresyon, 
  3. Resesyon, 
  4. Deflasyon, 
  5. Stagflasyon 
  6. Enflasyon. 
Bunların bir bölümü çoğu kez bir arada olabilir ya da zaman içinde birinden ötekine dönüşbilir. Slumpflasyon, ekonomik krizin en derin halidir.

Antalya'nın Akseki ilçesinin Roma dönemlerindeki eski adı...

Marla,
Marulya,
Akseki,
Antalya'nın Akseki ilçesinin eski adı.
Eski adı Marla olan Akseki ilçesi, 1286 yılında Toroslar üzerinde kurulmuş olup Kardelen çiçeğinin ana yurdudur.

1288 yılında, Batı Toroslar’ ın zirvesinde kurulan Akseki ilçesi, Roma İmparatorluğu dönemlerinde Marla ( Marulya) olarak biliniyordu.  İlçe, 1872 yılına kadar Akseki ismi ile Alanya’ ya bağlı olarak daha sonra Antalya’ ya bağlanmıştır. 

1936 yılında Akseki’ye bağlı bir belde olan Gündoğmuş, 1990 yılında da İbradı ilçe yapılarak Akseki’ den ayrılmıştır. Manavgat Irmağı’nın oluşturduğu büyük bir vadi ile Toroslar’ ın genel yapısına uygun engebeli ve dağlık görünüm arz etmektedir. Doğusunda Gündoğmuş ve Bozkır, batısında Manavgat ve İbradı , kuzeyinde Beyşehir ve Seydişehir, güneyinde Manavgat ve Gündoğmuş ilçeleri yer alır. 

Arazinin büyük çoğunluğu sedir, çam ve köknar ağaçları ile kaplı olup, yer yer Akdeniz tipik bitki örtüsü olan maki türü bodur ağaçlara rastlanmaktadır. İlçenin rakımı 1050 metredir. Yüzölçümü 2.083 km² dir.

İlçede 41 köy ve 6 belde mevcuttur.

Van Ovası’nın su gereksinimini karşılamak için Urartular tarafından yapılan ünlü kanal...

Şamram,
Şamran,
Menua,
Sulama kanalı.
Van Ovası’nın su gereksinimini karşılamak için Urartular tarafından yapılan ünlü kanal.
Bir su mühendisliği harikası olan 51 km. lik bir kanaldır. 

Menua Sulama Kanalı, aynı zamanda Kral Menua (MÖ 810-786) ve eşi Tariria'nın ölümsüz aşkını simgeler.
Van’ın güneyinde yer alan Gürpınar (Havasor) Ovası’ndan, Urartu Krallığı’nın başkentinin bulunduğu Van Ovası’na tatlı su getiren Menua Kanalı, aynı zamanda geçtiği yerlerde tarım yapılan alanlar ile meyve ve sebze bahçelerine hayat vermektedir. Ortalama 2.5 m3 su taşıyan Menua Kanalı’nın Van Ovası’na taşıdığı su kapasitesi 75 milyon metreküpten fazladır. Kanal boyunca yaklaşık 5000 hektardan fazla arazi sulanmaktadır.

Halk tarafından bir aşk öyküsüyle efsaneleştirilerek Semiramis-Şamram adını alan bu ünlü sulama kanalı, günümüzde halk türkülerinde bile “Edremit Van’a bakar, içinden Şamram akar” dizeleriyle yaşamaya devam etmektedir.

Dava ...

Aranç,
Dava,
Dilem,
Sav,
Teşmil,
Ülkü,
Arapça, dava, (ﺩﻋﻮﻯ).

Hakkını elde etmek veya korunmasını sağlamak yahut bir anlaşmazlığın çözümü için mahkemeye baş vurma.
Bir mahkemede iki taraf arasındaki anlaşmazlığın belli bir yer ve saatte tarafların da hazır bulunacağı şekilde ele alınma safhası, duruşma.
Anlaşmazlık, mücadele.
Çözülmesi gereken mesele,
Öne sürülerek savunulan düşünce.
Bir meziyetin kendinde bulunduğunu ileri sürme, iddia. 
Doğruluğuna inanılıp gerçekleşmesine uğraşılan görüş, ülkü, ideal.

Davacı-Dilemci-Arançcı.
Davalı-Dilemli.

Mecaz anlamda sorun olarak kullanılıyor.
Argoda Sevgili anlamında kullanılmaktadır.

Köy muhtarı yardımcısı...

Kizir,
Farsça Gizir,
Köy muhtarı yardımcısı.

Halk dilinde;
Köy muhtarı yardımcısı.
Köy kahyası.
Köy bekçisi.

Kizir kelimesinin esas anlamı Farsçadan gelmektedir. 
Farsça, gizіr, zabıta memuru anlamındadır. Buradan türetilmiş olup kizir olarak türkçeye geçmiştir.
Bizde daha ziyade köy muhtarı yardımcısı olarak  kullanılır.

Kapadokya’da peribacaları ve kiliseleriyle ünlü bir vadi...

Zelve,
Zelve vadisi,
Kapadokya’da peribacaları ve kiliseleriyle ünlü bir vadi.

Paşabağ Vadisi Rahipler Vadisi, Kızıl Vadi Nevşehir 0.9 km mesafede Peri Bacaları Avanos Güllüdere Vadisi Göreme,
Ihlara Vadisi Güzelyurt,  Devrent Vadisi, Zelve vadisi, Gömeda Vadisi Mustafapaşa,  Camel Rock Göreme, Pancarlık Vadisi Ürgüp,   Güvercinlik Vadisi. 
Bağlıdere Vadisi. 
Paşabağ Vadisi. 
Devrent Vadisi. 
Zelve Vadisi.
Göreme Vadisi. 
Kızıl Vadi.

Tarmar, Eski dilde dağınık, karışık, perişan ...

Tarumar,
Tarmar,
Eski dilde tarumar. 
Farsça tarmar.
Dağınık, karışık, perişan.
Arapça, (ﺗﺎﺭﻣﺎﺭ) 
Perişan, karmakarışık, darmadağınık.

Kozmetikte ve hekimlikte kullanılan, saydam ve pelte kıvamında karışım...

Jel,
Kozmetikte ve hekimlikte kullanılan, saydam ve pelte kıvamında karışım.

İng. gel.
Pelte,
Peltemsi,
Jelöz,
Kolloidal taneciklerin sürekli bir ağ yapısı oluşturacak şekilde pıhtılaşması ve dağıldığı ortamı hareketsizleştirmesi sonucunda oluşturduğu yarı katı sistem.

Çözünmüş veya çökelmiş maddenin pelte kıvamındaki durumu veya suyunu kısmen kaybetmiş jelöz.


Eski dilde (Bir şeye) uğramış, yakalanmış, maruz kalmış, müptela olmuş ...

Duçar,
(Farsça, دچار ),
(Bir şeye) Uğramış, yakalanmış, maruz kalmış, tutulmuş.
Müptela olmuş, müptela etmiş,
Çatmış.
Duçar etmek, uğratmak,
Müptela etmek, müptela olmak.
İnsanın iradesi dışında yakalanmış, müptela olmuş.
Bir hastalığa yakalanmak.
Bir zararlı işle karşılaşmak.
(Bir şeye) uğramak, çatmak, tutulmak.
Duçar, 

İng. afflicted (with).

“İbis” de denen, leyleğe benzer bir kuş...

Aynak,
İbis,
Anastomus,
Murabut,
Leyleğe benzer bir kuş.
Threskiornithinae alt familyasındandır. İbis uzun bacaklı ve çıplak kafalı kuş türlerinin ortak adıdır. İbis adı Yunancadan gelmiş. Antik Mısır'da hib kelimesinden türetilmiş.  

İbis kuşu, balık, kuş ve suya gelen memelilerle beslenen timsahların yumurtalarını yiyerek bu hayvanın nesline zarar vermektedir. 

Türkiye'de Birecik’e Şubat sonu gelen ve bir aynak türü olan kelaynaklar baharı müjdelediği için bereket sembolü olarak görülürler ve kutsal sayılırlar.

Peru'da yetişen bir ağaç...

Kino Kino,
Kina kina,
Palo Santo,
Bursera graveolen,
Cupuaçu.
Peru'da yetişen bir ağaç.
Kinakina (kiçua dilinde).
Peru’da yetişen Myroxylon toluiferum adlı ağacın adıdır. Bu ağacın kabuğu çizildiğinde, tolu pelesengi denen kokulu bir balsam verir.

Palo Santo, mistik bir ağaç olarak bilinir ve İspanyolca’da, kutsal ağaç anlamına gelir. 

Bursera graveolen, 
Ağaç, narenciye ailesinin bir parçasıdır ve yakıldığında tatlı bir aroması vardır. Meksika, Ucatan Yarımadası, Peru, Venezuela'da vahşi ve doğal ormanlarda yetişir. 

Cupuaçu
Amazon ormanlarında bulunan bu meyve ağacı kısmen Peru'da da yetişmektedir. Ortalama ağırlığı 2 kilogramdır. 

Armut biçiminde küçük bir teknesi ve uzun bir sapı olan telli mızraplı çalgı ..

Kolaşone,
Colascione,
Colachon,
Kolaşone, 
Armut biçiminde küçük bir teknesi ve uzun bir sapı olan telli mızraplı çalgı.
Rönesans'ın son dönemlerinden ve erken Barok dönemlerden kalmış bir çalgı.
Armut biçiminde küçük bir teknesi ve oldukça uzun bir sapı olan telli mızraplı çalgıdır. 

Kolaşone, ud benzeri rezonant gövdeli ve çok uzun boyunlu olup genellikle güney İtalya'da kullanılmıştır. Colascione'nin dutar veya saz gibi enstrümanlarla büyük benzerliğidir. 

Armut biçiminde ve ipek telli Vietnam lavtasına ise Tiba denir.

Zonguldak ile Sinop arasındaki yörenin antik dönemlerdeki adı ...

Paflagonya,
Paphlagonia,
Paflagonya,
Zonguldak ile Sinop arasındaki yörenin antik dönemlerdeki adı. Kuzey Orta Anadolu'nun Karadeniz kıyısı, Bithynia'nın batısı ve doğuda Pontus arasında kalan bölgeye verilen addır. Paphlagonia adı, Phineus'un oğlu Paphlagon'dan gelen efsanelerde türetilmiştir. 

Paphlagonia'nın büyük kısmı engebeli dağlık olan bölge, doğuda Kızılırmak, batıda Sakarya Nehri, kuzeyde Karadeniz, güneyde Frigya ve Galatya ile çevrilidir.

Günümüzde Kastamonu, Sinop, Bartın, Çankırı, Karabük bu bölgededir. Ayrıca Çorum, Bolu, Zonguldak ve Samsun illerinin bir kısmı da bu bölgenin içindedir.

Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ