Aranç,
Dava,
Dilem,
Sav,
Teşmil,
Ülkü,
Arapça, dava, (ﺩﻋﻮﻯ).
Hakkını elde etmek veya korunmasını sağlamak yahut bir anlaşmazlığın çözümü için mahkemeye baş vurma.
Bir mahkemede iki taraf arasındaki anlaşmazlığın belli bir yer ve saatte tarafların da hazır bulunacağı şekilde ele alınma safhası, duruşma.
Anlaşmazlık, mücadele.
Çözülmesi gereken mesele,
Öne sürülerek savunulan düşünce.
Bir meziyetin kendinde bulunduğunu ileri sürme, iddia.
Doğruluğuna inanılıp gerçekleşmesine uğraşılan görüş, ülkü, ideal.
Dava,
Dilem,
Sav,
Teşmil,
Ülkü,
Arapça, dava, (ﺩﻋﻮﻯ).
Hakkını elde etmek veya korunmasını sağlamak yahut bir anlaşmazlığın çözümü için mahkemeye baş vurma.
Bir mahkemede iki taraf arasındaki anlaşmazlığın belli bir yer ve saatte tarafların da hazır bulunacağı şekilde ele alınma safhası, duruşma.
Anlaşmazlık, mücadele.
Çözülmesi gereken mesele,
Öne sürülerek savunulan düşünce.
Bir meziyetin kendinde bulunduğunu ileri sürme, iddia.
Doğruluğuna inanılıp gerçekleşmesine uğraşılan görüş, ülkü, ideal.
Davacı-Dilemci-Arançcı.
Davalı-Dilemli.
Mecaz anlamda sorun olarak kullanılıyor.
Argoda Sevgili anlamında kullanılmaktadır.
Davalı-Dilemli.
Mecaz anlamda sorun olarak kullanılıyor.
Argoda Sevgili anlamında kullanılmaktadır.