Özerk...

Otonom,
Muhtar,
Özerk,
İngilizce: autonomous,
Fransızca: autonome.
Almanca: autonom.
Rusça: avtonomnıy,
Bir üst organa bağlı olmakla beraber kendine ait işleri ayrı bir yasayla kendisi düzenleme ve yönetme yetkisi olan (kuruluş, devlet vb.), muhtar, otonom.
Kendi kurallarıyla kendi kendini serbestçe yöneten.
Yönetim bakımından kimi koşullar altında bağımsız hareket eden (eğitim kurumu).
Ahlak, ilişki ve davranışlarında usun yol göstericiliğini tanıyan (kimse).
Özerklik niteliği taşıyan.

Eğer...

Şayet,
(Şayed),
Yahut,
Bilfarz,
Belki,
Şayan,
İse
Ola ki,
Olur ki,
Eğer,
Farsça: eger
Farsça: şayed,

Şart veya ihtimal gösterir.
Şart anlamını güçlendirmek için şartlı cümlelerin başına getirilen bir söz, şayet.
İhtimal bildirir, belki, ola ki, bilfarz, muhtemelen.
Yahut, gerek, ister, veya.
Layık, uygun olmak.
Şart bildirir, eğer.
Layık, yaraşır, şayan.

Gedik, yarık ...

Rahne,
Gedik,
Yarık,
Bir düzey üstündeki yıkık, çatlak veya aralık, rahne.
Dağ geçidi. 
Boşluk, eksiklik.
Güçlük, güç durum
Yarma saldırısında düşman mevzilerinde açılan yer. 
Bir işi yapmak, bir şeyden yararlanmak yolunda verilen hak, imtiyaz.  
Eksik dişli.

Fırıl fırıl...

Fır,
Fır fır,
Fırıl fırıl,
Sürekli ve hızlı bir biçimde; fır, fır fır.
Bir şey sürekli ve hızla dönerek.
Durmadan ve hızla dönmek anlamına gelir.
Fırıl fırıl dönmek.
Fır fır dönmek.

Bir işin yapılabilmesini sağlayacak çıkar yol...

Oluru,
Halk dilinde oluru
Pazarlıkta olabilecek en düşük fiyat.
Bir işin yapılabilmesini sağlayacak çıkar yol.

Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ