Bir tür sebze çorbası ...

Şikemperver,
Farsça şikemperver.
Yemek tiryakisi, boğazına düşkün.
Eski dilde, şikemperer.
Boğazına düşkün anlamındadır.
İşkembesine düşkün demektir.
Bu çorbanın yapılışı;
Malzemeler:
8 su bardağı et suyu (veya tavuk suyu)
2 çorba kaşığı margarin veya tereyağı

1 küçük boy soğan,
1 havuç,
2 adet patates,
1 büyük dolmalık biber,

1 kabak veya 1/4 küçük boy lahana
75 gr kesme makarna (6 çorba kaşığı), (Yüksük makarna da olabilir.)
3 orta boy domates veya yarım kahve fincanı domates salçası
yarım demet maydanoz, yarım demet dereotu ,
2 adet kereviz yaprağı, 2 diş sarımsak, tuz.
1 kahve fincanı rendelenmiş gravyer peyniri veya kaşar peyniri.

Yapılışı;
Bir tencereye yağı ve küçük parçalar halinde kıyılmış soğan, tavla zarı büyüklüğünde doğranmış havuç, küçük küçük kıyılmış sarımsak, maydanoz (kıyılmış), ince kıyılmış kereviz yaprağı hepsi tencere konularak sürekli karıştırın. Tencerede malzemeleri hırpalamadan 4-5 dakika kavurun. Çorbamıza küçük küçük doğranmış domates veya (bir su bardağı su içinde eritilmiş) salça ilave edilir. Domatesler az erimiş bir hal alıncaya kadar yaklaşık 5 dakika daha kavurun. Et suyu (tavuk suyu) ve tuzunu ilave edip kaynatın. Çorbamız kaynayınca tencereye küçük küp şeklinde doğranmış patatesleri, küçük küçük doğranmış kabak (veya bir taşım haşlanmış ve küçük doğranmış lahana), ateşte közlenmiş kabukları soyulmuş ve küçük küçük doğranmış dolmalık biber, kesme makarnaları ilave ederek tencerenin kapağını kapatın.

Çorbadaki sebze ve makarnalar iyice pişene kadar yaklaşık 30 dakika kısık ateşte pişirin. Pişirirken her yemekte olduğu gibi çorbanın yüzeyinde oluşan köpüğü, çorbaya karışmadan, bir kevgir ile alın ki yemeğe acılık vermesin.

Çorbaya ince kıyılmış dereotunu katıp bir taşım daha kaynatın. Kaşar veya gravyer peynir rendelenerek servis yapılır. Üzerine reyhan yaprağı konularak ayrı bir güzellik katılır.

İtalyan mutfağına özgü, mısır unuyla yapılan koyu bulamaç ...

Polenta, 
(İtalyanca arpa unu anlamında kullanılır),
İtalyan mutfağına özgü, mısır unuyla yapılan koyu bulamaç.
Romalıların arpa unu, keten ve kişniş tohumundan yaptıkları bulamaç. 

İtalya’nın birçok bölgesinde milli yemek olarak bilinen mısır veya kestane unuyle yapılan bu­lamaç. Polenta Yapımı için alzemeler;
250 gr mısır unu
50 gr permesan peyniri
1 litre su, Tuz, Zeytinyağı,

Yapılışı;
Geniş ve kenarları yüksek bir tencerede suyu, tuzu beraber kaynatın. Su kaynadıktan sonra ocağın altını kısın. Bir yandan düzenli olarak karıştırmaya devam ederken öte taraftan da yavaş yavaş mısır ununu ekleyin. Daha sonra tencerenin kapağını kapatıp, 10 dakika kadar pişmeye bırakın. Tencereyi ocaktan indirdikten sonra karıştırın ve tekrar kapağını kapatıp 15 dakika kadar çekmesini bekleyin. Polenta’ yı ya böyle ya da henüz daha sıcakken düz bir zemine döküp şekil almasını bekleyip, dilimleyin. Zeytinyağında kahverengi olana kadar kızartıp servis yapabilirsiniz.

Yukarıdaki tarif Kıbrıs Gazetesinden alınmıştır.

Kesilmiş ekşi sütten yapılan bir tür rakı ...

Araka,
Kesilmiş ekşi sütten yapılan rakı.
Kesilmiş ekşi sütten yapılan bir tür rakı.

Pirinç ve şeker kamışından elde edilen bir tür rakıya arak denir. 
Araki veya Ariki sözcüğünden rakı sözcüğü türetilmiştir. 
Arapçada terleme anlamına gelen araka kelimesinden türetilmiştir. Ter anlamına gelen arak' tan türemiştir. Eski dönemde rakı tutkunlarına Araknuş denirmiş. 

Aslan sütü olarak da bilinen rakının bu ismi ise, Osmanlı devrinde rakı güğümleri üstündeki aslan kabartmalarından gelmektedir.

Kesilmiş süte kesük veya teleme denir. Bunlardan yani kesilmiş sütten yapılan çökelek de dolaz denir. Aynı şekilde bu tür kesilmiş sütten yapılan rakıya ise araka denir. Benzer şekilde kesilmiş sütten yapılan peynire ise teleme peyniri denir. Bütün mesele sütün kesilmiş olması yani süt kesilince sütün üstünde koyu bir bölüm oluşur. Bu bölüme kesmik denir. 

Ayrı bir anlam ifade eden araka kelimesi ise Rumcada, iri taneli bezelye demektir. Eski Osmanlıcada ise arak anlamı için aşağıdaki manalar ifade eder. Böylece araka kelimesinin araka ile ilişkisi ortaya çıkar.

Yaprak ve dallarında su biriktiren bitkilere verilen ad ...

Sukkulent,
(Succulent).
Gövdesi etli ve sulu bir bitki türü.
Yaprak ve dallarında su biriktiren bitkilere verilen ad. Sukkulent bitkinin en önemli özelliği gövde ve/veya yapraklarında su biriktiren bitkilerdir. Buna en güzel örnek kaktüslerdir ve bütün kaktüsler sukkulent bitkidir.

Kaktüsler ve diğer sukkulentler sıcak havayı sever. Yazın sıcaklığın 40 °C geçmemesine dikkat edilmelidir. Yüksek ısılarda büyüme durur. Kaktüsler kışın soğuğa dayanıklı olur. Tropikal bölge kaktüsleri ise kışın 15 santigrad derecenin altına düşmemesi gerekir. Az da olsa ara sıra su verilmelidir. 

Sukkulentlerin ve kaktüslerin barındırıldıkları ortam kapalı ise biriken rutubet, böceklerin ve akarların türemesine uygun ortam yaratır. Böylece mantar oluşumlarına zemin hazırlar. Mantarlar, sukkulent bitkilerde yaprakların ve gövdenin çürümesine, erimesine neden olurlar. Bir çok kaktüs türünde aynı sonuçlar görülür. Çürüme ve erimeler bazen bitki gövdesininden bazen de kökten başlar. 

Daha sonra bitkinin bütün gövdesini sararak bitkiyi yok eder. Sukkulent bitkiler genel olarak doğadaki ortamlarında nemli havaya pek alışmamışlardır. Bu nedenle esas ortamına uygun yetiştirilmelidir.

Kaliteli bir kahve cinsi. ..

Robusta,
Arabika,
Brezilya, Guatemala ve Kenya' da yetiştirilen kahve ağacının yetişme süresi 3-5 yıl arasında değişir. Kahve ağacının meyvesine kahve kirazı denir. Kahve kirazı meyvesinin ( Coffee Cherry ) kabuğunun soyulmasıyla kahve elde edilir. 

Normal şartlarda, olgunlaşmış olan meyveler kırmızı renk alır ve iki kahve çekirdeğine sahip olurlar. Kalite olarak ikinci sırada olan robusta kahve cinsi daha asidik olup, sindirimi daha zordur. En kaliteli kahve arabikaya göre sert içimli olan ve fiyatıda daha ucuz olan bir kahve türüdür. İtalyan espresso kahvelerin de genelde robusto kahve çekirdekleri kullanılmaktadır.  

Ters, huysuz, inatçı. ..

Yanaz,
Pahal, 
Aksi, ters.
Ters, huysuz, inatçı. 
Şımarık. 
Geveze. 
Cılız, hastalıklı.
İnatçı, aksi, huysuz, 
Kavgacı.

Gemilerde ve yapılarda yatay kollarla ve bir kaç kişi tarafından çevrilen bocurgat...

Irgat,
İngilizce: windlass.
Vinç, 
Bocurgat, 
Çıkrık,

Gemilerde ve yapılarda yatay kollarla ve birkaç kişi tarafından çevrilen bocurgat.
Kayık çekmekte kullanılan (T) harfini andıran ağaç.
Gemilerde demir zincirini toplamak için ve binalarda bazı ağır şeyleri kaldırmak için zincirlerle çevrilmiş, ufki bucurgat.

Diğer anlamları:
Irgat (Rumca). 
Tarım işçisi, 
Rençper.
Yapı işçisi.
Tarım veya inşaat işçisi. 
Gündelikçi,
Amele, işçi.

Judo ve karatedeki en üst derecelere verilen ad ...

Dan,
(Rank).
Rütbe, 
Kyu,
Dan ve Kyu rütbeleri kemer rengi veya kemer üzerinde çizgiler ile gösterilir.
Modern güzel sanatlar ve dövüş sanatlarında sıralama düzey belirleme için kullanılan Japon işareti olan bir sıralama sistemi vardır.

Başlangıçta Edo döneminde bir Go okulunda icat edilmiştir. Bu sistem Kano Jigorō, judo kurucusu ve daha sonra diğer Doğu Asya ülkeleri tarafından dövüş sanatlarında kullanılmaya başlandı.  

Modern Japon savaş sanatlarında, dan rütbe sahipleri genellikle, siyah bir kemer takıyorlar. Daha yüksek rütbeli olanlar da kırmızı-beyaz ve kırmızı kemer giyebiliyorlar. Dan Karakteri adım veya dereceli anlamında Japon kullanılan ve yaygın bir derece ile eş tutulur. Çince karakter kökeni, "faz" anlamında kullanılır. Dan rütbesi sık olarak alt rütbe sisteminde Kyu Rütbesi, ile birlikte kullanılır.

Muş ilinde bir göl ...

Akdoğan,
Hamurpet (Akdogan), 
Küçük Hamurpet (Seki),
Gaz (Kaz)
Haçlı (Bulanık) Kazan, 
Hamurpet (Akdoğan) Gölü

Büyük Hamurpet:
Varto ilçesinin  kuzeybatısında Hamurpet dağlarının batısında yer alır. Muş'un önemli göllerinden olan Akdoğan (Hamurpet) Gölü, hamurpet dağının üzerindedir. Muş' un Varto ilçesine 25 km. uzaklıktadır. Gölün her tarafı dik kayalarla çevrilidir. Kaynak ve kar suları ile beslenir. Kış aylarında donar. Su seviyesi tüm yıl boyunca pek değişmez. Gölde bol miktarda aynalısazan balığı ile ördek, kaz, turna ve kunduz da bulunmaktadır.  

Küçük Hamurpet (Seki) gölü;
Küçük Hamurpet Büyük Hamurpet gölünün yaklaşık 300 m kadar güneyinde ve 2173 rakımda, 47 m. derinliğinde küçük dairesel bir yapısı vardır. Dipten Büyük Hamurpet’e akıntısı bulunmaktadır.
Muş ili sınırları içinde kalan diğer göller:   
Haçlı (Bulanık) - Kazan Gölü
Gaz (Kaz) Gölü

Bir aygıtın ya da bir biçimin ana çizgilerini gösteren çizim ...

Şema, 
Fransızca: schema, 
İngilizce: schema.
Çizem,
Bir aletin, bir aracın veya bir biçimin ana çizgilerini gösteren çizim. 
Bir edebiyat eserinin, bir tasarının planı.
Kavramlar ya da değişkenler arasındaki önemli ve temel ilişkileri belirten biçimsel bir örnek.
Bir fabrikanın, makinenin, elektrik, su vb. nin kumanda ve kontrol devrelerini gösteren çizim.

Kale, hisar ...

Kirman,
Hisar,
Kale.
Kermen, Germen,
İstihkam
Arapça: Galeğet.
Germen, hisar.
Müstahkem mevki,

Bir şehri de içine almak üzere, daire şeklinde de tahkim edilmiş bir bölge. Bir şehrin veya önemli bir yerin korunması için taştan yapılmış, yüksek duvarlı ve kuleli, çevresinde hendekler bulunan küçük kale, kermen, germen.

Kirman sözcüğünün diğer anlamları;
Elde yün eğirmeye yarayan araç.
Elde yün eğrilen alet; 
Kirman-kirmen-girmen-eğirmen.
Yün, iplik eğirmeye yarayan araç.
İran'da bir eyalet ve bu eyaletin bugünkü merkezi.
Güzün sulu çayırlık yerlerde yetişen körpe çimen.
Sonbaharda biçilen ot, güz çimeni.
Topaç.

İnce talaş ...

Reze,
İnce talaş, 
Marangozhanelerde ahşap, tahta işleri ile çalışılırken testere, bıçkı veya hızar ile kesip biçilen tahtalardan bu işlem esnasında dökülen ince parçacıklardır. Genel anlamıyla talaş olarak bilinir. Ancak ince, toz partiküller halinde olanına reze denir.  Testere ile biçilen veya rende, matkap, törpü vb. araçlarla işlenen bir şeyden dökülen kırıntıların ince olan kısmına yani talaşın incesine reze denir. İnce Talaş, Kaba Talaş, Orta Boy Talaş olmak üzere kısımlara ayrılır. Bunlardan ince talaşa reze denmektedir.

Reze, sözcüğünün kullanılan diğer anlamları;
Arapça Rezze, (ﺭﺯّﻩ) 
Kapılara asma kilit takmaya yarayan, biri kapı kasasına, diğeri kapıya vidalanan, iki parçadan oluşan demir menteşe.
Kapı menteşesi.
Kapıyı içeriden ve dışarıdan açıp kapamaya yarayan ve başparmakla basılarak işletilen düzen.

Dağ nanesine verilen ad ...

Yarpız, 
Yarpuz, 
(mentha pulegium).
Yarpuz,
Fr. Origan, marjolaine,
İng. Punnyroyal.
Filiskin (Rumca).
Dağ nanesi,
Pülüskün,
Yabannanesi.
Yabani nane.
Kır nanesi,
Majoran,
Çay kenarlarında biten kokulu bir bitki.

Ballıbabagillerden bir bitki. Leylak rengi-pembe taçyapraklı Çiçekleri halka halka, kısa saplı nane türünden, tüylü, güzel kokulu bir bitkidir.


Eskiden Romalılar, Yunanlılar tarafından yemeklerde kullanılmıştır. Eski Yunanlılar bu bitkiyi şaraplarında tatlandırıcı olarak kullanmışlardır. Şifalı otlar içinde sayılır. Bayılma, gaz, gut, safra ve hepatit hastalıklarının tedavisinde kullanılmıştır. Bitki suyun kaynama noktası altında demlenerek çay olarak kullanılır.

Antalya yöresinde çorbası yapılır.
Yarpızlı Çorba
Malzemeler:
Darı(mısır), yarpız (dağ nanesi), yoğurt, tuz.
Yapılışı: Tencerede kaynayan suyun içine yarma dökülüp pişirilir. İçine kıyılmış yarpız atılır. Biraz daha piştikten sonra ya da ayranlı olarak yenilir.

Antalya yöresine özgü, daha çok pekmezle yapılan ve "çivirdik" de denilen bir tatlı ...

Kirkitle,
Çivirdik,
Susam ve pekmez ile yapılan bir tatlıdır.
Kışın yapılan bir tatlı çeşididir. 
Kavrulmuş susamın, pekmez, bal veya şeker ile kaynatılması ile yapılan, soğuyunca kırılarak yenen bir yiyecek.

Bal, şeker veya en çok da pekmez ile yapılır. Kavrulmuş susam, ısıtılıp kaynayan pekmez içine atılıp karıştırılır. Bir kap içine dökülür, pencerenin dışına konularak soğumaya bırakılır. Soğuyunca iyice sertleşen kirkitle (çivirdik) kırılarak yenilir.

Antalya Mutfağına Has Yemekler;
Alafaşı,
Askolibrus - Kenger (Şevket Bostanı - Şevket-i Bostan - Akkız)
Bastarya (Babacana), Bestel (Pestil-İncir Reçeli), Borana, Burani (Borani),
Çulama,
Domates Cilvesi,
Göce Çorbası (Alaçorba),
Hibeş,
İlibada (Labada) Aşı,

Kabak Tatlısı, Kapama, Kekikli Çorba (Yayla Çorbası), Keşkek, Kıvrım (Sarıburma),
Kirkitle (Çivirdik),  Kölle,
Marasa (Malatura, Rezene, Arapsaçı)
Okka Kabağı (Girit Kabağı),
Papulena Fava, Pelize, Piyaz, Polaraça, Polzaraça (Küçük Ayaklar),
Rapanovruvez iç bakla (bakla giliği)
Softalar Aşı, Su Böreği,
Şilofta (Loğusa Çorbası),
Tarhana Çorbası, Testi Kebabı(Kaynama), 
Tepsi böreği,
Vruvez (Turp Otu, Hardal),
Yarpızlı Çorba, Yarma Tarhana Çorbası,
Yahnera; Karışık ot yemeği, 
[Kçunades (gelincik), Sarikaça (katırtırnağı), Astates, Asgadates (iğnelik, hanımın iğnesi), deve kengeri ve başka kenger çeşitleri vb. otlarla etli veya etsiz yapılabilir]. 

Osmanlılarda savaşlarda kullanılan köpeklere verilen ad...

Sekson,
Samson,
Sekson eski yunancada savaş köpeği anlamına gelmektedir.
Osmanlılarda savaşlarda kullanılan köpeklere verilen ad.
Yeniçeri ocağının, savaşta kullanılan köpekleri yetiştirmek ve yönetmekle görevli sınıfı.

Yeniçeri ocağının, savaşta kullanılan köpekleri yetiştirmek ve yönetmekle görevli 17. ortasına, Samsuncu ortası denir.

Seksoncubaşı Ağa. 

Samsoncu başı Ağa da denilir. Sekson veya Samson, seferlerde ordugahın muhafazasında kullanılaa gayet iri ve sarp köpeklerin adıdır. Bu ortanın vazifesi ise bunların beslenmesi ve terbiyesidir. Merkezleri Tophane sırtlarındaymış.

Samson, Sekson; 
Eskiden savaşta ve avda kullanılmak üzere yetiştirilen çok iri köpek. 
Yeniçeri ocağı geleneklerine göre Padişahın sekson denilen av köpeklerinin bakımı ve eğitimiyle görevli kişilere seksoncubaşı(samsoncubaşı) denirdi. Köpekler Tophane' deki bir yaylakta eğitilirler ve zaman zaman padişah huzurunda av talimi yaptırırlardı. 

Seksoncubaşı dış göreve çıktığı zaman 50.000 akçeden az olmayan zeamet alırlardı. Samsoncubaşı yeniçeri ocağının yüksek rütbeli subaylarından sayılır. Zağarcıbaşından sonra Turnacıbaşından önce gelirlerdi. Görevde yükselenler zağarcıbaşı olurdu.


Çankırı yöresinde bir oyun havasına verilen ad ...

Topal koşma,
Çankırının Halk oyunları;
Alay -Halay, Alaylar oyunu, 
Cilt ayak, 
Çankırı Zeybeği, Çift  basma,
Hacer oyunu, Helisa oyunu, Hora-Horo.   
Kasap, Kaşık oyunu, Kürdün kızı,
Sepetçioğlu Zeybeği,
Şikirdim,
Topal koşma, 
Üç ayak - Halay.

Topal Koşma:
Çankırı bölgesinde bir oyun havasına verilen ad.
Çankırı yöresinde bir oyun havasına verilen ad.
Çankırı'da bir raks havasına da topal koşma derler. 

Sana öğreteyim; 
Sana öğreteyim de dağdan aşmayı
Bir sen söyle bir ben topal koşmayı
Dağdan dağa aşmayınan yol olmaz
Altın yere düşmeyinen pul olmaz
Bir yiğit de bir dilberi severse
Bir gececik olmayınan dul olmaz
Yiğidin başına gelmedik olmaz
İş başa gelince çekilir böyle
Ben de bildim bahtım olmadığını
Dahi çilelerim dolmadığını
Ellerin beğenip almadığını
Getirdin başına dert ettin felek
Aşık Mümin Meydani - Kastamonu

Yunan mitolojisinde savaş tanrısı ...

Ares,
Yunan Savaş tanrısı.
Tanrılar tanrısı, Zeus' un Hera' dan doğma oğludur.
Ares, Aphrodite' in sevgilisi, Eros'la Anteros'un babasıdır. Sözcük olarak yok edici anlamındadır. Ares, savunma savaşını simgeleyen Tanrıça Athena'nın tersine, saldırgan savaşı simgelerdi.  Her zaman bir zırh giyer ve silahlarını yanında taşırdı. Aslı Thrakia (Trakya)'dan gelmedir. Atina'da ona ceza mahkemesi tanrısı olarak tapılmışsa da pek sevilmemiştir. 

Romalılar ise ona Mars demişler ve çok severek tapmışlardır. Kan dökmekten hoşlanan bu canavar yapılı tanrı Aphrodite’den doğma çocukları Deimos (korku), Phobos (dehşet), Eris (ara bozma) ve Enya (öldürme)’nın yardımlarıyla dövüşür. En sevdiği hayvanları ise köpek ve akbabaydı. 

Ares ile ilgili öykülerin az olması onun pek sevilmediğini gösterir. Bu kana susamış tanrı, adının geçtiği öykülerde genellikle yenilir. Athena’nın zekasının her zaman kendi kaba gücünden baskın çıkması nedeniyle de Athena’ dan nefret eder. Atina Aeropagosu Ares’ e adanmıştır. Ares ve Afrodit, Kadmos ile evlenen Harmonia'nın anne ve babasıydılar. Kadmos'un Thebai'yi kurarken öldürdüğü canavar, diğer birçok canavarlar gibi, Ares'in oğluydu.

Tıpta, yüzdeki kırışıklıkların giderilmesi için kullanılan yılan zehiri ...

Botoks,
Botox,
(Botulinum toxin),
Tıpta, yüzdeki kırışıklıkların giderilmesi için kullanılan yılan zehiri. Halk arasında Botulinum toksini yılan zehiri olarak bilinmektedir. Özünü Clostridium botulinum oluşturduğu proteindir. Bakteriden elde edilen tıbbi bir maddedir. Yüzdeki kırışıklıkların giderilmesinde kullanılır.
Nörolojik hastalıkların tedavisinde de yaygın olarak kullanılmaktadır. Clostridium botulinum adlı bakteri tarafından salgılanan bu proteine Botoks denir.

Bu madde özel iğneler aracılığıyla yüzün sorunlu bölgesinde kas içine verilir, kaslara olan elektriksel iletiyi bloke ederek, uygulanan bölgedeki kasın fonksiyonunu geçici olarak azaltır veya yok eder. Kas fonksiyonunu kaybedip kasılamayınca, üzerindeki ciltte oluşan kırışıklıklar da azalır. Botoks maddesi çok ince uçlu özel iğneler ile birkaç noktadan kas içine enjekte edilerek uygulanır.

Tıpta kullanımı çok yaygın olup, strabismus, blefarospazm, tortikoliz ve tetanoz tedavisinde ve plastik cerrahi ile kozmetik alanında da 2002 yılından beri özellikle yüzdeki kırışıklıkların giderilmesinde kullanılmaktadır. Aşırı terleme hastalarında ve reyno fenomeni tedavisinde de kullanılmaktadır.

Ticari ismi ABD' de Myobloc, AB' de ise Neurobloc' tur.


Satrançta bir değerlendirme ve klasman sistemi ...

ELO,
Satrançta bir sıralama, derecelendirme sistemidir.
Satranç sporcularının oyun gücünü gösteren ve FIDE tarafından hesaplanan uluslar arası puan türüdür. İsmini Arpad Elo'dan alır.  Satranç ve Go gibi iki kişilik oyunlarda izafi yetenek düzeylerini ölçmek için kullanılır. Benzer bir amaçla, kimi çok oyunculu bilgisayar oyunlarında da kullanılmaktadır.

Günümüze kadar en yüksek ELO' ya ulaşan kişi Garry Kasparov' dur ve derecesi 2851' dir. Kasparov 2005 yılında satrancı bıraktıktan bir yıl sonra ELO derecesi aktif ELO listesinden çıkarılmıştır.

Türkiye'de ise ulusal düzeyde geçerli olan UKD  (Ulusal Kuvvet Derecesi) sistemi de ELO ile birlikte kullanılmaktadır. ELO, Dünya Satranç Federasyonu (FIDE) tarafından kullanılan rating sistemidir. UKD puanı alabilmek için UKD hesaplamalarına dahil resmi TSF turnuvası' nda oynamanız gerekmektedir. Toplam 9 oyun sonunda UKD' ye sahip olabilirsiniz. ELO' ya sahip olabilmek daha zordur. ELO hesaplarına dahil turnuvalarda toplam 9 ELO' luya karşı maç yapmalı ve belli bir performansın üzerinde başarı göstermelisiniz.

Küçük çocuklarda ishal ve kusmalara neden olan bir virüs ...

Rota,
Rota virüsü,
Rota virüsü bebekler ve küçük çocuklarda kusma ve ishale yol açar. Kışın daha çok görülür. Bu hastalık, daha çok kusma, ateş ve karın ağrısıyla ortaya çıkar. Devamında sulu ishal eşlik eder. Rota virüsleri ishalin ortaya çıkmasından önceki günlerde de dışkıda bol miktarda bulunur. 

Bulaşma ise dışkı ile kontamine (bulaşık) su ve gıdalarla olur. Bağışıklık sisteminde sorun olmayan sağlıklı bebek ve çocuklarda birkaç gün içinde kendi kendine iyileşen hastalığın tedavisinde esas, kusma ve ishalle kaybedilen sıvı ve tuz kaybı telafi edilmelidir.    

Rota virüs çok bulaşıcıdır. Mikrop bulaşmış su veya gıdayla, mikrobu taşıyan eller yoluyla vücuda alınır. Yuva gibi kalabalık ortamlarda, özellikle çocuklar tuvaletten sonra ve yemekten önce ellerini yıkamayı unuttuklarında kolayca yayılır.  Rota virüsü ince bağırsağa yerleşir ve orada çoğalarak rahatsızlıklara neden olur. Rota virüsü için 2007 yılından itibaren aşı geliştirilmiştir.

Rota virüsünün, altı farklı alt grubu vardır: 
Bu gruplardan hastalık yapanı, A, B ve C gruplarıdır. A grubu Rota virüs; dünyanın her yerinde endemik olarak bulunur. Bebek ve çocukların en önemli ishal etkenidir. B grubu rota virüs; erişkinde hastalık yapar. Çin' de büyük salgınlar yapmıştır. C grubu rota virüs ise çocuklar için tehlikelidir, ama A grubu kadar yaygın değildir.

Savaşta ölen yeniçerilerin erkek çocuklarına verilen ad ...

Nanhar,  
Kantara,
Savaşta ölen yeniçerilerin erkek çocuklarına verilen ad.
Yeniçeri, Hristiyan tebandan devşirilmiş askerdir. 
1. Murat'ın veziri Çandarlı Hayrettin Paşa'nın yardımıyla kurduğu bu sistemdir. Devlet kendi Hrıstiyan tebasından ve bazen eline düşen harp esirlerinden bazı çocuklara el koyuyordu. Acemi Oğlanı denilen bu çocuklar, önce bir tür köylü ailesinin yanına veriliyordu. Orada Türkçe öğreniyor, Müslüman dininin, Türk terbiyesinin icablarına göre yetiştiriliyordu. Devşirilir devşirilmez sünnet edilip, kendilerine bir müslüman adı veriliyordu. Sonra acemi oğlanların kışlalarında, askeri terbiyeleri başlıyordu. 

Emekli oluncaya kadar evlenmeleri, şehirde oturmaları yasaktı. Kışlalarda yaşarlardı. İstidat ve kabiliyet gösterenler subay ve general olurlardı.

"Aşk Sanatı" , "Değişişler" gibi yapıtlarıyla ünlü eski Romalı şair ...

Ovidius,
Publius Ovidius Naso,
Ovid,
Romalı şair. 
(20 Mart MÖ 43, (Sulmo) Sulmona - MS 17, Constanta) 
Ovid kısaltılmış adı ile bilinen Romalı şair Publius Ovidius Nazo, 20 Mart M.Ö. 43 tarihinde Roma yakınlarında Sulmo, bugünün Sulmona, doğdu. 

Babasının isteğiyle, şiir çevirmek için kamu hizmetinde çalıştı. Sextu Propertius ile tanıştı ve onunla arkadaş oldu. Onun ilk şiirlerini yayımladı. Eserinde ön planda aşk konusu oldu. Ovid ayrıca onun mitolojik dünyada başka öyküleri (Metamorphoses) ve mitolojik kahramanlarından hayali mektuplar (Heroides) ile meşhur oldu. En ünlü eseri dünyanın oluşumu ve yaratımın anlatıldığı 15 kitaptan oluşan Metamorfozlar adlı eseridir. Ovid, üç yıl Tomi kentinde sürgünde iken MS 17 yılında öldü.

Türkçeye çevrilmiş eserleri;
Aşk sanatı, 
Değişişler, 
Metamorfozlar, 

Büyüklerin ya da saygın kişilerin karşısında duyulan korkuyla karışık saygı ...

Mehabet, 
Eskiden, Osmanlı döneminde, mehabet.
Arapça: mehabet. 
Heybetlilik.
Heybet.
Hürmetle karışık korku.
İhtiram. 
Azamet. 
Büyüklük.
Büyük ve saygıdeğer kimselere duyulan saygı.
Büyüklük, ululuk, yücelik.
Büyük ve saygıdeğer kimselere duyulan saygı.

Siyah renkten korkma ...

Melanofobi,
Siyah renk korkusudur.
Siyah renkten korkma.
Derler ya kara kedi geçti. Bu bir uğursuzluk olarak yorumlanır. 
Bu durumda işlerin ve günün iyi geçmeyeceğine delalet edeceğine inanılır. Hatta güzel kadınlardan bile korkanlar vardır. Bu korkuya venüstrafobi derler. 
Bir şeye karşı duyulan korkunun, bireyin gündelik yaşamını olumsuz yönde etkilemesi hali. 

Fobi, 
İngilizce: Phobia, 
Fransızca: Phobie.
Yunanca: Phobos (Dehşet Tanrısı)

Korku,
Bim (Farsça), 
Havf (Arapça), 
Fear (İngilizce), 
Peur (Fransızca),  
Angst (Almanca).

Fobi belirtileri; 
Korku yaratan obje, durum ya da aktivite ile karşılaşıldığında anksiyete belirtileri ortaya çıkar. Panik atakta görülen belirtilerin hemen hepsi fobik durumla karşılaşıldığında ortaya çıkabilir.

Bir mesleği belirleyen ve onu yapanların, özellikle hekimlerin uymaları gereken kuralların tümü ...

Deontoloji,
Meslek Ahlakı,
Bir mesleği belirleyen ve onu yapanların, özellikle hekimlerin uymaları gereken kuralların tümü.
Deontoloji, bir mesleği uygularken uyulması gereken ahlaki değer ve etik kuralları inceleyen bilim dalıdır.
Aynı meslek grubunda olan insanların birbirleri ile olan ilişkilerinde uyulması öngörülen ahlaki, moral değerler.

Deontoloji, Yunancada, 'gereklilik, zorunluluk' anlamına gelen 'deon', deontos'tan köken almış olup, görev ya da moral zorunluluklar teorisi veya bilimi olarak tanımlanmıştır. Eski Yunanca kökenli bir kelime olup meslek ahlakı ve ilkeleri ile ilgilenen bilim dalı anlamına gelmektedir. Tıbbi deontoloji ise; tıbbın alt branşlarından birisidir ve sağlıkla uğraşan meslek gruplarının birbirleriyle ve hastaları ile ilişkilerinde uymaları ve dikkat etmeleri gereken kuralları konu alır.

Deontoloji bir mesleği uygularken uyulması gereken ahlaki değer ve etik kuralları inceleyen bilim dalıdır. İnsanın belirli ödevleri olduğunu varsayan ahlak öğretilerini temel alır ve bu öğretilerden kaynaklanan görev ve kuralların çeşitli mesleklerdeki somut izdüşümlerini inceler.
Veteriner hekimliğinde deontoloji, veteriner hekimin mesleki uygulamaları sırasında uymak ve uygulamak zorunda olduğu kurallar bütünü olarak karşımıza çıkmaktadır.

http://veteriner.uludag.edu.tr/

Dikenleri olmayan ve süs bitkisi olarak yetiştirilen bir kaktüs cinsi ...

Festan, 
Kalanço,
Demetcik,
Kaktüs, (Fr. cactus).
Dikenleri olmayan ve süs bitkisi olarak yetiştirilen bir cins kaktüs.

Demetcik de denilen, etli yapraklı ve kırmızı, pembe ya da turuncu çiçekleri olan bir cins kaktüs çiçeği.

Kaktüsgiller (Cactaceae) familyasından, gövdeleri etli, yassılaşmış ve sulu olan yaprakları diken şeklini almış, bütün çiçekli bitkilere verilen ortak addır. Genellikle çöllerde ve tropiklerde yaygınlardır. Sukkulent gövdeleri aynı zamanda özümleme görevini de yapar. Kaktüsgillerden, yaprakları yayvan ve dikenli, güzel, parlak renkte çiçekler açan bir bitki, atlas çiçeği (Cactus). Çölde yetişen Saguaro, en büyük kaktüslerden biridir. Yetişkinleri genellikle 12 metre boya ulaşır, nadiren de 15 metreyı aşanları bulunur.

Kaktüsler çok yağış ve su istemeyen bitkilerdir. Kökleri çok uzun ve kalındır. Bu özellikleri ve yapraklarının diken şeklinde olması, onları diğer bitkilerden ayırır. Kaktüslerin eni ve boyu iyi beslendiği takdirde oldukça uzun ve kalındır. Bazı kaktüslerin dikenleri zehirli olabileceği gibi, her şekilde deriye battığında ince dikenleri yüzünden çok can acıtırlar ve çıkarılmaları zordur Dikenleri olmayan ve süs bitkisi olarak yetiştirilen bir cins kaktüs.




Halk dilinde ayrana verilen ad ...

Ak,
Ağartı,
Çalhama, 
Ayran.
Ayran; yağı alınmış süt.
Halk dilinde, süt, yoğurt, peynir, ayran gibi yiyecek ve içecekler anlamında isim.
Sulandırılmış yoğurt, ayran.
Yayık ayranı,
Yandım çavuş ayranı,
Yörük ayranı,

Ayran, Süt veya yoğurt yayıkta çalkalanarak yağı alındıktan sonra kalan sulu bölüm.
Yoğurdun sulandırılıp çalkalanmasıyla yapılan içecek.
Kebab ile Ayran, Lahmacun ile Ayran, Bulgur pilavı ile ayran, yazın sıcak günlerinde buzlu ayran hep lezzet için bir çifttir.



Argoda peşin paraya verilen ad...

Tiko,
Trink,
Nakit para,
Peşin para,
Keş para,

Tiko para,
Trink para,
Peşin para,
Tiko para ve trink para ile aynı anlamda kullanılan nakit anlamına gelen bir terimdir. Argoda ayrıca paraya mangiz denir.

Dönümün dörtte biri kadar olan alan ölçüsü ...

Evlek, 
(Rumca).
Halk dilinde, Tarlanın, tohum ekmek için saban iziyle bölünen bölümlerinden her biri.
Dönümün dörtte biri kadar olan alan ölçüsü. 
Küçük arazi parçası.

Tarlaya tohum ekmek için saban iziyle bölünen kısımlardan herbiri. 
Bahçelerde sebze vb. şeyleri dikmek için ayrılan parçalardan herbiri.
Bahçe ve tarlalarda açılan su yolu. 
Suyun toprağı oyduğu yer. 

Öküzlerin bir seferde sürebileceği tarla parçası.
Tarlalarda suyun akması için açılan su yolu. 
Eskiden Osmalı döneminde, On liralık kâğıt para.
On kiloluk tahıl ölçüsü.

Eskiden Türkiye'de ve Sırbistan'da kullanılan Türk bir alan birimidir.
1 dönüm = 4 evlek
1 evlek = 400 arşın kare 
1 evlek = 229,667963 m²
1 evlek = ¼ dönüm = 302 m²

Eski Alan Ölçüleri;
Dönüm, evlek, cerip, hat, nokta, arşın, endaze, urup, kirah.

Hint mitolojisinde tanrısal yılan ...

Nasuki,
Kutsal yılan,
Hint mitolojisinde tanrısal yılan.
Hindu mitolojisinde, yarı insan yarı yılan biçimindeki tanrısal varlık.
Yılan bir sürü yerde karşımıza farklı isimlerle çıkar:
Adder, Amarus,
Djedhi,

Ejderha, Ejder,
Levites, 
Naga, Nagual, Nacaal, Nahaş,
Nasuki (Kutsal yılan),
Quetzlcoatl (Kukulkan),
Serpent, Snake,
Şahmeran,
Typoon,

Mısır firavunları Kobrayı başlarında taşırdı. Tevrat’taki Nahaş kelimesi hem yılan, hem sırları bilen anlamına gelirdi. Sümer’de Tanrı Enki’nin sembolü yılandır. Tufanda Utnapiştim’i uyandırıp uyaran yılandır. Zeus ve Maia’nın oğlu ve habercisi Hermes, yılan dolalı bir asa ile düşmanını yenmiştir. 

Güney Amerika’daki kadim Meksika, Aztek, Toltek, Maya uygarlıklarının gökten gelen tanrıları yılandır. Hindistan’da insiye bilgelere ve kâhinlere, akıllı yılanlar anlamına gelen ‘Nagalar’ denirdi. Alnın tam ortasına sembolün konması, yılan gibi akıllı olmak için iç psişik melekelerin kullanılmasını ifade ederdi. Mister Okulu’nun sadece en yüksek inisiyelerine yılan başlığı takma izni veriliyordu. Başını kaldırmış yılan, aşağıdan yükselen kundalini, Yılan Ateşi’ni sembolize ederdi. Kundalinin yükselmesi ve üçüncü göz’ün açılmasıyla kişi büyük bilgeliğe ve spiritüel yaratıcı güce ulaşır; her şeyin sonsuzluğu bilinir olurdu.

Hint yazmalarında ve efsanelerinde Naga ırkı, yeraltında yaşayan ve yüzeyde insanlarla irtibata geçen bir yılansı ırktır. Bu yılanların kimilerinin insana dönüştüğü yazar. Hint yazmalarında bunlardan başka Sarpa denen bir başka yılansı ırktan daha söz edilir. Ayrıca Hint okyanusu civarında ve sonradan denizin dibine batmış bir ülkede var olduğu söylenen bir yılan krallığının bahsi geçer.

Eski Türk inanışlarında Ejderha; kutsal, göksel ve iyi bir varlıktır.

Hastanın göğsünde palpasyonla alınan patolojik titreşim...

Tril,
Latince: thrill,
Titreşim,
Hastanın göğsünde palpasyonla alınan patolojik titreşim.
Atardamarların bazılarında duyulan titreme.
Palpasyonla kalp hızı ve ritmi, kalp tepe atımının yeri, nabızların varlığı ve özelliği ile tril muayene edilir. Kalp hızı bebeklerde 120-140/dk.dır. Bebekler ağlarken kalp hızı 170’e kadar çıkabilir.

Tril,
Şiddetli üfürümlerde oluşan titreşimin elle hissedilmesidir.
Tril, el ayasının distal kısmı ve parmakların alt yüzü prekordiyuma iyice yapıştırılarak araştırılır.

Türlü müzik araçlarının verdiği sesleri birbirinden ayırt etmeyi sağlayan ses özelliği...

Tını, 
Tınnet,
İngilizce: timber, quality.
Tınnet: tını-tınlama/renk
Bir cismin titreşiminden çıkan sesi, başka nitelikteki bir özdeğin aynı yükseklikteki sesinden ayıran özellik. İnsan sesini belirginleştiren nitelik. Yüksekliği, yeğinliği aynı olan sesleri birbirinden ayıran nitelik. Bir çalgının tonu.
Türlü müzik araçlarının verdiği sesleri birbirinden ayırt etmeyi sağlayan ses özelliği.
Bir cismin titreşiminden çıkan sesi, başka nitelikteki bir cismin aynı yükseklikte çıkan sesinden ayırt ettiren özellik, tınnet.
Bir sesin, kendisini oluşturan çalgıdan ya da araçtan aldığı ve öbürlerinden ayırt ettiren özellik.
Söyleniş biçimi, vurgusu,tını, ton, nitelik sözlerinin eş anlamlı olarak kullanılır.

Karşılığı ödenmemiş bir poliçeden dolayı, hak sahibince sorumlu kişilerden birine çekilen yeni poliçe ...

Retret,
(İngilizce Redraft),
Kelime anlamı yeniden poliçe keşide edilmesi anlamındadır.
Elindeki poliçeyi tahsil edemeyen muhatabın senet bedeline masraf ve faizleri de ekleyerek borçlulardan birine çektiği ikinci poliçeye verilen addır.
Türk Ticaret Kanunu' nun 641. maddesi - Müracaat hakkı olan herkes, poliçede aksine şart bulunmadıkça kendisinden önce gelen borçlulardan biri üzerine çekeceği ve bu kimsenin ikametgahında görüldüğü anda ödenmesi şart olan ve "Retret" denilen yeni bir poliçe vasıtasiyle rücuda bulunabilir.

Türk Ticaret Kanunu' nun 641. maddesinde düzenlenen retret kavramı açısından zamanaşımı söz konusu değildir. Zamanaşımı ile ilgili genel hükümlerde retret' e dair bir bilgi yok.. Retret çeklerde uygulanamamakta ancak bonolarda uygulanabilirliği mevcuttur.

Retret, 637 ve 638 inci maddelerde gösterilen paralardan başka tellallık ücretini ve retretin damga resmini ihtiva eder.
Retretin içindeki para : Retret;
.- Poliçenin ödenmemiş olan bedeli ve şart kılınmışsa işlemiş faizini,
- Vadenin girişinden başlayan % 10 gecikme veya temerrüt faizini;
- Yapılan tüm masrafları,
- Poliçe bedelinin kanuni komisyon ücretlerini,
- Tellallık ücretini,
- Retretin damga vergisini,
- Poliçenin iştirası dolayısıyla tutulan iskonto bedelini, içine alır.

Retret, hamil tarafından çekilirse, poliçe bedeli poliçenin ödeneceği yerden önceki borçlunun ikamet yeri bulunan yer üzerine çekilen ve görüldüğünde ödenmesi şart olan bir poliçenin yürürlükte olan fiyatına göre belirlenir.

İsveç İşçi sendikası' nın simgesi ...

LO,
Stockholm
1,5 milyon işçinin üyesi olduğu İsveç İşçi Sendikaları Konfederasyonu, LO.
İsveç' cesi Landsorganisationen i Sverige.

Swedish Trade Union Confederation.
1898 yılında kurulmuştur. Genel Başkan, Karl-Petter Thorwaldsson,
LO – İsveç İşçi Sendikaları Konfederasyonu 105 53 Stockholm
Sverige
Tel: +46 (0) 8-796 25 00
Email:
mailbox@lo.se
www.lo.se

LO’ ya üye olan sendika federasyonları:
İsveç İnşaat İşçileri Federasyonu
İsveç Elektrikçiler Federasyonu
İsveç Bina Bakımı İşçileri Federasyonu
GS, İsveç Orman, Kereste ve Grafik İşçileri Örgütü
Ticaret Sektörü Çalışanları Federasyonu
Otel ve Restoran İşçileri Örgütü
Endüstri İşçileri Sendikası, Metall
İsveç Belediye İşçileri Federasyonu
İsveç Gıda İşçileri Federasyonu
İsveç Boya İşçileri Federasyonu

İsveç Kağıt Endüstrisi İşçileri Federasyonu
Seko – Hizmet ve İletişim Sektörü İşçileri Örgütü
İsveç Nakliyat İşçileri Federasyonu



Müzikte, iki yanaşık notayı hızlı ve almaşık bir biçimde yineleyerek ortaya konan süsleme ...

Tril, 
Trille,
Fransızca: trille,
Latince: thrill
İtalyanca: Tril' in kısaltması, Tr.
Bir sesin bir alt yada üst notası ile süratle yinelenmesi.
İki yanaşık notayı hızlı ve almaşık bir biçimde yineleyerek ortaya konan vokal ya da enstrümantal ses, süs.
Müzikte, iki yanaşık notayı hızlı ve almaşık bir biçimde yineleyerek ortaya konan süsleme.
Titreşim.

Tril kelimesinin başka anlamları:
Hastanın göğsünde palpasyonla alınan patolojik titreşim.



Ormanlara büyük zarar veren bir böcek ...

Kese,
Kese böceği,
Çam Kese Böceği,
Thaumetopoea pityocampa.
Çam ağaçları üzerindeki beyaz pamuksu tırtıl keseleriyle kendini belli eder.

Çam Kese böcekleri, aslında bir kelebek türüdür ve bu kelebeklerin tırtılları orman zararlısı böcekler açısından önemli bir yer işgal etmektedirler. 

Kese böceğinin tahribatı ağaçlarda boy büyümesi gerilemesi ve hacim kaybı yapmaktadır. Bu böcekler başta Kızılçam (Pinus brutia) olmak üzere Karaçam (Pinus nigra), Sarıçam (Pinus silvestris), Pinus maritima, Pinus halepensis, Fıstık Çamı (Pinus pinea), Lübnan Sediri (Cedrus libani) bazen de Juniperus excelsa'larda tahribat yapmaktadır. Böcek yoğunluğu az olduğu zaman genellikle orman açıklıklarının kenar şeridinde veya münferit ağaçlarda görülür. 

Çamkese böceği kitle üremesi yaptığında ibrelerin tamamını yok ederek ağacı çıplak hale getirir. Tırtıllar keselerini genellikle tepe sürgünlerine yakın dallara veya tepe sürgününün bulunduğu dal çatallarına yapar. İlk 3 gömlek değişimine kadar devamlı sürgün değiştiren zararlı kışlık kesesini ördükten sonra bir daha kese değiştirmez ve onu barınak olarak sonuna kadar kullanır. Zararını bu keseden çıkıp dolaşarak yapar ve aynı keseye döner. 

Polis tarafından aranan bir kimsenin, yüz hatlarının, tanıkların ifadelerine göre portre olarak çizilmesi yöntemi ...

İdentikit, 
İng. Identikit, 
Frn. portrait-robot,
Robot resim,
Polis tarafından aranan bir kimsenin, yüz hatlarının, tanıkların ifadelerine göre portre olarak çizilmesi yöntemi.
Polis tarafından aranan bir kimsenin, yüz hatlarının, görgü tanıklarının ifadelerine göre portre haline getirilmesi yöntemine verilen ad.

Bilgisayarlar sayesinde göz, kulak, burun, ağız, dudak, bıyık, saç vs.. gibi insan yüzünü oluşturan ne varsa her birini ayrı ayrı ince detaylarıyla seçip robot resim oluşturulmaktadır. Bunlarla ilgili bir çok program mevcut olup kullanılmaktadır. Böylece en ince detayına kadar aranan kişinin resmi yapılabilmektedir.

Azarlama, serzeniş ...

Levm,
Takaza,
Azarlama, 
Başa kakma.
İnce anlamlı, alaylı söz. 
Atışma, çekişme.
Gösteriş.
Telvim,

Sıkıntı, güçlük.
Çekiştirmek. 
Birisinin yüzüne karşı kötü söz söylemek. 
Zemmetmek. 
Paylamak. 
Başa kakmak.
Serzeniş,
Yakınma.

Paylama, Azarlama


Kimi Türk topluluklarında nevruza verilen ad ...

Çağan,
Yeni Kün,
Yeni Gün,
Navrız,
Ergenekon
Nevruz, (Farsça).
Farsça: Nou ruz,
Kürtçe: Newroz,
Özbekçe: Navruz,
Türkmence: Nowruz,
Kazakça: Naurız,
Kırgızca: Nooruz,
Azerice: Novruz,
Kırım Tatarcası: Navrez.

Bayram, şenlik, mutlu gün.
Kimi Türk topluluklarında nevruza verilen ad.
Yeni gün.
İlkbahar.
Baharın ilk günü sayılan ve güneşin Hamel (Kuzu) burcuna girdiği 22 Marta rastlayan gün. Bu tarihte gece ve gündüz eşit olur. 
Eski takvimlere göre yılın ve baharın ilk günü sayılan martın yirmi birine rastlayan gün.
Eski bir İran takvimine göre, yılbaşı sayılan mart ayının 22. günü.

İranlıların yılbaşısıdır.
Eski İran takvimine göre yeni yılın ve baharın başlangıç günü.
Güneşin Koç burcuna girdiği gün.
Çiçekleri aslanağzına benzeyen, türlü renkte bir kır bitkisi.
Nevruz otu.

Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ