Türkiye’den Yunanistan’a göç eden Rumların oluşturduğu müzik türü...

Rembetiko, 
Rebetiko,  
Rebetika,  
Rembetika,
Rumca: Rembetiko.
Nüfus mübadelesi sonucu, Anadolu' dan Yunanistan' a göç eden Rumların orada oluşturdukları müzik türü.

Kökeni olasılıkla rağbet sözcüğünden gelen Rebet terimindendir. Çünkü bu müzik türüne ait şarkılar genellikle herkesin bildiği/söyleyebildiği görece daha kolay ve sevilen şarkılardır. 

Rebetiko' nun coğrafi bölgesi modern Yunanistan' dır. Bunun asıl taşıyıcıları özellikle alt tabakadan işsiz güçsüz insanlar ve rebetlerdir. Hapishane ve Tekkeler rebetlerin haşhaş bağlama ve buzuki olan rebetikoların çalınıp söylendikleri başlıca yerlerdir. Müzikal açıdan bakılırsa bu şarkılar sanat açısından zayıftırlar. Sözlerinin ana teması içtikleri meyhanelerdir.

 Ana çalgısı rebetis'lerin dar sosyal çevreleriyle sınırlı kalmıştır. Bununla birlikte 19. yüzyıl sonunda başka bir müzik türü ortaya çıktı. Temel olarak Küçük Asya ve özellikle İstanbul ve İzmir kökenli Yunanistan'ın kent merkezlerinde "Kafe Aman" lar ortaya çıktı. Bunlar Yunan kent soylularının gittiği müzikli kahvelerdi. Kafe Aman' larda çalınan müzik zengin ve sanatsaldı. Rebetisler ilk büyük kent merkezlerinin doğuşuyla ortaya çıkmışlardır.

Refik Halit Karay'ın mizah yazılarında kullandığı takma ad...

Kirpi,
Refik Halit Karay'ın mizah yazılarında kullandığı takma ad.
Kalem adındaki mizah dergisinde de Kirpi takma ismiyle (müstear) siyasi mizah yazıları yazdı.
Refik Halit Karay,
(D. 1888 - Ö. 1965),
Türk roman ve öykü yazarı.
Özellikle hiciv, mizah, deneme, fıkra ve hatıra (anı) türünde eserler yazmıştır.

Vezneciler Şemsül-Maarif ve Göztepe Taş Mektep'te öğrenim gördü. Galatasaray Lisesi ve Hukuk Mektebi'ni yarıda bıraktı. Maliye Merkez Kalemi'ne katip olarak girdi. 1908 yılında Servet-i Fünun'da ve Tercüman-ı Hakikat'te çalışmaya başladı. Son Havadis adıyla bir gazete kurdu, 15 sayı yayımladı. Fecr-i Ati Topluluğu'na katıldı.

Mahmud Şevket Paşa'nın öldürülmesinden sonra Sinop, Çorum, Ankara ve Bilecik'te sürgün hayatı yaşadı. 1918 yılında İstanbul'a döndü. Robert Kolej'de Türkçe öğretmenliği yaptı. Vakit, Tasvir-i Efkar ve Zaman gazetelerinde makaleleri yayımlandı. Damat Ferit Paşa'nın dostluğu sayesinde, mütarekeden hemen sonra Hürriyet ve İtilaf Fırkası'na katıldı. 1919 yılında Posta ve Telgraf Umum Müdürü olarak görevlendirildi. İzmir'in işgalinden sonra Anadolu Hareketiyle İstanbul Hükümeti arasında yaşanan telgraf krizinde İstanbul Hükümetini tuttu. İstanbul'un düşman işgalinden kurtarılışının ardından 1922 yılında Beyrut'a kaçtı. 1938 yılında af çıkınca yurda döndü.

Refik Halit Karay’ın Eserleri;
Hikayeleri;
Gurbet Hikayeleri,
Memleket Hikayeleri,

Romanları;
Ay Peşinde, Ayın On Dördü, Anahtar,
Bir İçim Su, Bugünün Saraylısı,
Çete (1940) ,
Deli, Dişi Örümcek, Dört Yapraklı Yonca
Ekmek Elden Su Gölden,
İstanbul'un İçyüzü ( 1920), İki Cisimli Kadın, İkibin Yılın Sevgilisi,
Kadınlar Tekkesi, Karlı Dağdaki Ateş, Kadınlar Tekkesi,
Nilgün (1950)
Örümcek,
Sürgün, Sonuncu Kadeh,

Üç Ne­sil Üç Hayat,
Yezidin Kızı (1939), Yeraltında Dünya Var, Yüzen Bahçe, Yerini Seven Fidan,



Doğan kuşunun erkeği...

Baz,
Boz Doğan,
Açık arazilerde, genellikle yerde ya da alçak direklerde, bazen de ağaçlarda tüneyen, küçük ve bodur bir doğandır. Kafası karedir. Kanadı dip tarafında oldukça geniştir ve ucuna doğru sivrileşir, bazen erkek atmacayı andırabilir. Hızlı ve derin kanat vuruşları ile alçaktan, süratli ve düz uçarken birkaç süzülme yapar; avını neredeyse kapalı durumda olan kanatlarını bir içeri bir dışarı hızla vurarak kovalar.

Kartalgiller ailesinin Falco cinsinden ve gündüzyırtıcısıgiller ailesinin Circus cinsinden 60 kadar yırtıcı kuşun ortak adı. Doğanlar Türkiye’nin farklı yörelerinde ve farklı bilimsel sınıflandırmalarda başka başka adlarla anılırlar. Bu nedenle, türlerinden söz ederken, elden geldiğince türe verilen bütün adları belirtmek daha doğru olur.

Türkçe’de daha çok delice doğan ya da yalnızca delice ortak adıyla anılan circus cinsinin Türkiye’de yaşayan dört türü vardır: Kızıldelice, sazdelicesi ya da kızıldoğan (C.aeroginosus), ekin delicesi, saz delicesi , gökdoğan ya da gökçe toygun (C. cyaneus), çayır delicesi ya da çayır doğanı (C. macrourus).

Süs olarak kullanılan, ziynet altını taklidi, sarı tenekeden pul...

Penes, (Macarca penész).
Pul,  
Genellikle halk oyunlarında kızların süs olarak kullandığı, altını taklit, sarı tenekeden pul.
Kadınların alna taktıkları altın paralardan oluşan takı.
Kadın başlıklarına takılan küçük, ince altın veya gümüş para, pul

Yurdumuzun sulak alanlarında da yaşayan bir ördek cinsi....

Patka, 
Karabaş patka,
Elmabaş patka,
Tepeli patka,
Kirik, 
(Çamurcun),
Kılkuyruk ördek,
Kara ördek,

Sütlabi (küçük bedenli),
Yeşilbaş (Yabani),
Fiyu,
Boz dalağan - Elmabağ,
Bozördek,
Macar ördeği,
Çıkrıkçın,
Altıngöz.

Karabaş Patka (Scaup).
Akgaga veya Deniz Dalağanı' da denir.
Dalıcı ördeklerdendir. Her bakımdan Tepeli Patka'ya benzer. Ancak biraz daha iridir. Tepeli Patka,
Pasbaşlar,

Ülkemiz için göçmen kuşlardır. Hayvansal ve bitkisel gıdalarla beslenirler. Boyları 48 cm. civarındadır. Ördeklerin yaşam alanları içinde sazlık,kargılık olan göller, barajlar, nehirler, çaylar ve de ördeklerin barınabileceği yerler olarak tarif edebiliriz. Ördekler yayılıma çıktıkları zaman gölü terk ederler. Tabi yaylım bittiğinde yine göllere dönerler. Yuvalarını saz ve bitki adacıklarına yapar, gayet iyi saklarlar.

Üreme zamanında 7-14 yumurta bırakırlar. Gür bitkili tatlı ve tuzlu sularda ve bataklıklarda yaşarlar. Kışın açık sularda ve deniz kenarlarında da görüldüğü olur. Bitki ve böcekler esas besinini oluşturur. Boyları 41 cm. civarındadır. Ülkemizde avı serbesttir.

Trabzon’un Akçaabat ilçesindeki Sera Gölü’ne verilen bir başka ad...

Asor, 
Sera,
Şerat,
Yıldızlı,
Trabzon'un Akçaabat ilçesi sınırları içerisinde bulunan bir heyelan set gölüdür. Sera Gölü Akçaabat'ın önemli bir turistik varlığıdır. 

Göl, Yıldızlı ve Derecik belediyelerinin arasında yer alan Derecik Vadisi'nde oluşmuştur. Trabzon ile Akçaabat arasında, Trabzon' a 10 km. mesafede, Yıldızlı beldesi sınırları içinde yer alır. Uzunluğu 4 km. genişliği ortalama 150 m. olup en derin yeri 55 m. dir. Denize dökülen Sera deresi vadisinin sahile 3 km mesafede, bir yer kayması sonucu önünün kapanmasıyla oluşmuştur. İlginç yanı, yöredeki insanların gözleri önünde birkaç gün içinde ortaya çıkmasıdır.

Türk halk edebiyatında çoban türküsü....

Kayabaşı,  
Çobanların, dağlarda dolaşanların söyledikleri türkü.
Bir Anadolu ezgisi ve bu ezgiyle söylenen koşma. 
Türk halk edebiyatında çoban türküsü.
 Halk yazınında dağlı köylülerin türkülerinde kullandıkları özel bir ezgi.

Van Gölü’ne dökülen bir çay...

Bendimahi,
Bendimahi Çayı,
Ilıca (Zilan),
Deli çay,
Karasu,
Güzelsu (Hoşab).
Van gölü havzasında bir akarsudur. Uzunluğu 30 km.'dir. Tendürek, Sarıçiçek ve Esengöl dağlarından gelen su kaynaklarının Çaldıran ovasında birleşmesiyle oluşur. 

Genç lavlar içinde açılmış, Göndürme boğazı adı verilen dar, derin bir vadiden sonra Muradiye ovasını sular ve Van gölüne dökülür.

Van Gölü'nde yaşayan tek balık cinsi olan inci kefalleri, yumurtalarını bırakmak için her yıl ilkbahar aylarında olduğu gibi yine tatlı su yataklarına yönelmeye başladı. Bendimahi Çayı'nda çağlayanları aşmaya çalışan balıklar, görenleri kendine hayran bıraktı. Ancak buna rağmen av yasağına uymayan bazı balıkçılar, milyonlarca balığı yollarından ediyor!

Osmanlı döneminde bazı ayaklanmalara sahne olmuş, 1895’te Ermenilerin başlattığı ayaklanmalar bastırılmıştır. XIX.yüzyılda Van Vilayetinin merkez sancağına bağlı bir kaza olarak yönetilmiştir. Eskiden Kandahar ve Bargiri ismi ile anılan Muradiye, Bendimahi Çayının doğusundaki bir vadinin yamacında kurulmuştur. Cumhuriyetin ilanından sonra 1935’ te Belediyesi kurulmuş, 24 Kasım 1976’ daki çaldıran depreminde büyük hasar gören Muradiye, yeni baştan yapılanmıştır.

Muradiye ilçesinin batısındaki Ünseli Beldesi yakınında MÖ.2000’ lerden kalan mezarlık, Muradiye Kalesi, Deliçay Kalesi, Keçikıran Kalesi ve Körzüt Kalesi kalıntıları, Kübik Köyü Kümbetleri bulunmaktadır. Muradiye (Bendimahi Çayı) Şelalesi ise ilçenin doğal güzellikleri arasındadır.

İzmir’in Seferihisar ilçesinde ünlü bir antik kent...

Teos, 
Ildır,
İzmir'in Seferihisar İlçesi'ne 5 kilometre uzaklıktaki Sığacık Köyü'nün bir kilometre güneyinde deniz kenarında bulunan Teos'un M.Ö. 1000 yıllarında İon kolonisi olarak kurulmuştur.  Kurucusu Dioysos'un oğlu Athames olarak bilinir. Teos önce Pers yönetiminde kalmış, sonra Lidyalıların, ardından yine Pers yönetimine geçmiştir. 

İonlarla birlikte Teos bağımsızlığını kazanmış ve mimari alan ile ticarette önemli bir yer haline gelmiştir. Kentinin en önemlileri olan Teos'te Hellenistik ve Roma dönemi kalıntıları bulunmaktadır. Ziyarete açık olan Teos'ta en önemli antik eser olarak bilinen, antik dünyanın en büyük Dionysos Tapınağıdır. Diğer önemli kalıntılar ise Agora, tiyatro, odeon, surlar ve liman kalıntılarıdır.

Teos’un en önemli yapısı, Dionysos tapınağıdır. Ion düzenindeki tapınak, yapı şekli olarak hexastyle peripteros (6-11 tek sıra sütunlu) biçimindedir. Anakayanın düzleştirilmesiyle oluşturulan ve doğudan 12, batıdan 5 basamakla yükseltilen bir podyum üzerine yerleşir. Teos kenti, Suriye’den Ionia’ya kadar uzanan Büyük Seleukoslar Krallığı’nın en uçtaki savunma ve ticaret kenti olarak önemli bir konumdadır. MÖ. 194 yılında Teos önlerinde Roma donanmasıyla yapılan savaştan sonra, Antiochos’un hakimiyeti sona ermiştir.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya özgü bir tür köfte....

Kitel,
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya özgü bir tür içli köfte.
Malzemeler
İç harcı için;
1,5 kg kıyma
7-8 adet kuru soğan (1 kilo kadar)
1,5 paket katı yağ
Yarım demet maydanoz
1-2 yemek kaşığı biber salçası
Karabiber, Pulbiber, Tuz

Dış hamurun harcı için;
1 kilo içli köftelik ince bulgur
400 gr irmik
2 yumurta
4-5 yemek kaşığı un
2-3 yemek kaşığı biber salçası
Tuz, Karabiber
2 çay kaşığı kadar kimyon
Islatmak ve yoğurmak için su


İç harç,
Kıyma bir tavaya alınır yağsız olarak iyice suyunu çekene kadar kavrulur. Soğanlar yemeklik doğranır. 1 paket margarin ile beraber iyice kavurulur. Kavrulan soğanın içine biber salçası, tuzu, karabiber ve pulbiberde eklenip kalan yarım paket yağ ile beraber kıymanın içine karıştırılıp beraber biraz daha kavurulur. Maydanozlar ince ince kıyılır harca eklenip ocağın altı kapatılır soğumaya bırakılır.

Dış hamur,
İnce bulgur, kısırlık bulgur ıslatılır gibi az kaynamış su ile ıslatılır suyunu çekmesi için beklenir. Suyunu çekip hafif şişen bulgurun içine irmik eklenip elimizle ılık su serperek yoğurulur. Biber salçası eklenir az suyla gene yoğurulur. Yumurtalar, tuz, karabiber ve kimyon eklenerek hamur kıvam alana sakız gibi olana kadar iyice yoğurulur. En son un eklenip yoğurulur hamurun kıvamı ayarlanır.

Cevizden büyük parçalar koparılarak top yapılır işaret parmağımızla ortasından yanlara bastırılarak köftelerimiz açılıp iç harçtan konarak ağzı kapatılır. Elimizi hep ıslatarak açmalıyız yoksa hamur yapışır. Hazırlanan içli köfteler arzuya göre kaynamış tuzlu limonlu bol suda haşlanarak Ya da bol yağda kızartılarak servis yapılır. Biz kızartmadan çok haşlanmış olanını tercih ediyoruz. Üzerinede yağda yakılmış pul biber döküp servis yapıyoruz.

Büyük iplik çilesi...

Kelep, 
Halk dilinde, kelep.
Büyük iplik çilesi.
Bükülmüş iplik kangalı, çile.
İplik çilesi. 
İplik yumağı.
Bürümcük çilesi.
Demet, bağlam.
Yün çilesi.

Kelep sözcüğünün yörelerimizde halk ağzındaki başka anlamları:
Lahana, kelem.
Dizi, inci dizisi.
Boyunduruk.
Yanyana.
Sürülmeden bırakılmış tarla.


Ekmeği koymaya yarayan dört gözlü sandık...

Sarpın, 
Sarpun.
Pontus Rumcası.
Yunanca: sarpin.
Ağızlarda serpin olarak da geçer.
Ekmeği koymaya yarayan dört gözlü sandık.
Ekmek vb. koymaya yarayan sandık.
Ekmek vb. konulmaya yarayan dört gözlü sandık.
(Afyon, Denizli, Kütahya ve Kayseri yörelerinde)
Ekmek hamurunu taşımaya yarayan oluklu tahta.
Omuzda taşınan ve üzerinde ekmek hamuru koymaya elverişli oyuklar bulunan tahta.

Sarpın sözcüğünün başka anlamları;
Tahıl kuyusu, zahire ambarı, silo. 
Tahıl kuyusu ya da un ambarı.
Tahıl kuyusu, zahire ambarı; silo.
Un ve tahıl ambarı.
Küçük tahıl ya da un ambarı.
İçinde buğday vb. ürünler saklanmak üzere kazılmış ve üstüne toprak çekilip tepilmiş çukur veya sandık, erzak ambarı.

Yaban mersini...

Enir,
Aronya,
Çay üzümü,
Avcı üzümü,
Yaban Mersini,
Ayı üzümü,
Likapa, (Çalı).
Bir tür yaban mersini.

Fundagiller familyasından; 20-50 cm boyunda çok dallı, odunsu bir bitkidir.
Karadeniz bölgesinin dağlarında çok miktarda bulunur.
Meyvelerinde; organik asitler, şekerler, pektin, tanen ve mirtilin denilen bir boya maddesi ile A ve C vitaminleri vardır.
Yaprakları ve meyveleri kullanılır.
Yaprakları şeker hastalığında faydalıdır.
Meyvesi dizanteride etkilidir.
İshali keser.

Oyunda kazanılan her parti...

Kama,
Oyunda sayı.
Oyunda kazanılan her parti.
Yerel ağızlarda gama olarak da geçer.
El,
Parti,

Kama kelimesinin başka anlamları;
Açılmış olan boşluklarda tavan ve yanlardan taş veya cevher parçalarının düşmesini önlemek amacıyla tahkimat elemanları üstüne veya arkasına yerleştirilen bir tahkimat parçası.
Kütüğü yarmak için kullanılan ucu sivri, yassı, enli çivi, takoz, kıskı.
Topun gerisini kapayan kapak.
Pulluktan anaya takılan ucu sivri demir.


Aklama, temize çıkarma...

Tebriye, 
İbra,
Eski dilde ibra.
İbranice: İbra.
Aklama, temize çıkarma.

Tebriye,
Arapça: Tebrie.
Arapça ayıp, borç vb. den kurtulmak, beri olmak anlamındaki beraetlimesinden türetilmiştir.
Bir kimseyi bir suç veya kabahatten temize çıkarma, aklama.
Bir kimseyi bir borçtan kurtarma.

Bir taşıtın hurdaya çıkması...

Pert, 
Fransızca: perte. 
Hurda,
Kötü,
Değersizleşme, zarar.
Taşıtın artık kullanılamaz durumda olması.
Otomobil vasfını yitirecek derecede kaza geçirmesi sonucu oluşan yığın, hurda.

Halk yığınlarını bilgisiz ve karanlıkta bırakma anlayışı ya da aydınlık düşmanlığı...

Obskurantizm,
Fransızca: obscurantisme,
Latince: obscures, 
Bilmesinlercilik,
Karanlıkçılık,
Fransızca 
örtülü, karanlık anlamına gelen obscurite kelimesinden türetilmiştir.
Fransızca karanlık manasına gelen obscurite kelimesinden türetilmiştir. Bilmesinlercilik olarak türkçeye çerilmiştir. 

Egemen güçlerin kendi hoş görmediği kavramlara, kişilere, topluluklara ilişkin toplumun bilgi erişimini sistematik olarak kısıtlama çabasıdır. Belli sınırların ötesinde bilginin yayımı ve büyümesine gösterilen yeğinli bir muhalefettir. Özgür düşüncenin karşıtıdır ve genellikle dinci köktencilikle birliktedir.

Mutlak manada ele alınacak olursa kapalılıktır. Bunu mukayyed kılmak gerekirse kişilerin hayatındaki, yaşayış tarzındaki, konuşmalarındaki, yaptığı bazı fiilatlardaki, bazı arkadaşlarına karşı olan tavırlarındaki şeyler bütünlüğüdür.

Günlük ya da günü birlik ilişkilerin bir yumak ötesi görünüm segilemesi bizim bu metropol hayattan beklentilerimiz yanında mukayese edilirse hiçte şaşılmayacak bir manzara çıkması karşımıza bizim artık değerlerden yoksun, ot gibi yaşayış halimiz olduğunun açık bir belirtisidir.

Az sözle çok şey anlatma...

İcaz, 
İycaz, 
Sayadinbit,
İngilizce: concision.
Arapça: icaz, (ﺍﻋﺠﺎﺯ). 
Arapça, aciz olmak, gücü yetmemek anlamındaki acz kelimesinden türetilmiştir.

Sözü kısa ve anlaşılır olmak.
Az sözle çok şey anlatma.
Sözü muhtasar söylemek. 
Çok manaya gelen kısa cümlenin hali. 
Maruf ve mütearif olan cümleden kısa bir cümle ile maksadı ifade sanatıdır. Böyle sözlere mucez, veciz veya vecize denilir.

Kişinin öz benliği...

Ego, 
Ben,
(Latince ego),
Latince bir kelime olan Ego, ben, benlik, kendilik demektir. 
Ego, egoizm, bencillik, id ve superego kelimeleriyle ilişkilidir. Egonun, bireyi diğerlerinden ayırt eden göreceli, soyut bir varlığı vardır. Ego insanın hem özne boyutunu tanımlayan irade, bilinç ve vicdanı hem de onun nesne boyutunu tanımlayan, dürtülerini, iç isteklerini, tutkularını, içsel enerji kaynaklarını içine alan çok boyutlu komplekstir. 

Yapısı emergent özellikte olduğundan, parçaların bütünleşmesi, etkileşimi ve gelişimi sonucunda görünür hale gelen misali varlıktır. Ego, hem öznel hem de toplumsal yaşamında, bireyin kendini tanımlayıp, anlamlandırabileceği ve koruyabileceği içsel olarak işleyen bir referans noktası oluşturur. İnsan benliğinin (kendiliğin) bir bileşeni olan Ego, sosyal çevreye uyumla ve sosyo-kültürel etkilerle modifiye edilip şekillenen kristalize olan(inşa edilmiş) benlik katmanıdır.

Ortodokslarda tahta pano üzerine yapılmış her türlü dinsel resme verilen ad...

İkona, 
İkon,
Fr. icone,  
İng. icon.
Hıristiyan Ortodoks mezhebinde görülen İsa, Meryem veya azizlerin tahta üzerine mumlu ve yumurtalı boyalarla yapılan dini içerikli resimleri.
Yunanca eikon, imge demektir.
Ortodoks kiliselerinde bulunan dinsel resim ve heykeller.
Ortodokslarda İsa, Meryem veya ermişlerin tahta üzerine mumlu ve yumurtalı boyalarla yapılmış dini içerikli resimleri. 

Bir kişi, düşünce, akım veya herhangi bir şeyi tek başına simgeleyen ve anlatan şekil veya resim.
Bilgisayarda kullanılacak herhangi bir programı simgeleyen küçük resim (Avatar).
Ortodokslarda İsa, Meryem ya da ermişlerin tahta üzerine mumlu ve yumurtalı boyalarla yapılmış resimlerine verilen ad.

Belli bir birim alan içinde yaşayan tüm canlıları, fiziksel çevrelerini ve aralarındaki her türlü karşılıklı ilişkiyi içeren kavram...

Ekosistem,
Fr. ecosystème,
İng. ecosystem, ecological system.
Belli bir birim alan içinde yaşayan tüm canlıları, fiziksel çevrelerini ve aralarındaki her türlü karşılıklı ilişkiyi içeren kavram.

Doğadaki canlı ve cansız varlıkların karşılıklı etkileşim bağlarıyla oluşturdukları sistem.

Ekoloji, bugün çok sayıda bilim dalının çekirdeğini oluşturmaktadır. Çevre şartları içinde tek bir canlının incelenmesine otekoloji, farklı canlı türlerinin oluşturduğu toplulukların incelenmesine sinekoloji denmektedir. Yaşadığımız dünya üzerinde en fazla ekosistem dengesini bozan en etkili varlık insandır. İnsan nüfusu ve faaliyetleri arttıkça ekosistem dengesi bozulmaktadır.

İnsanlar dışında bitkiler veya hayvanlarda ekosistem dengesini bozabilirler.Tarım bölgesinde kuş türlerinin aşırı çoğalması, hububat üretimini olumsuz etkiler. Yine kuş türlerinin aşırı oranda azalması da, kuşlarla beslenen zararlı böceklerin çoğalmasına yol açar. Ancak, tüm bu gelişmelerde insanın katkısı çok büyüktür. Gerçekte insanın olmadığı doğal bir ortamda, ekosistem dengesi pek fazla etkilenmektedir.


Ekosistemi oluşturan öğeler, başlıca dört gurupta toplanır.
1-Cansız varlıklar. 
   (inorganik ve organik maddeler)
2-Primer üreticiler. 
    (yeşil bitkiler)
3-Tüketiciler 
   (bitkisel ve hayvansal maddeleri yiyenler)
4-Ayrıştıcılar 
    (bakteri ve mantarlar)

Ekosistem içindeki doğal dengeye ekosistem dengesi denir. Doğal denge bozulduğunda, ekosistem dengesi bozulur ve ekolojik sorunlar ortaya çıkar. Mevcut ekosistemin bozulup ortadan kalkması ve daha sonra bozulan bu ekosistemin yerine yeni bir ekosistemin olması olayına sükseyon (yerine alma) denir. Yer küre içinde en fazla ekosistem dengesini bozan en etkili canlı, şüpesiz ki insandır. İnsan nüfusu ve faaliyetleri arttıkça ekosistem dengesi bozulmaktadır.  İnsanlar dışında bitkiler veya hayvanlarda ekosistem dengesini bozabilirler.

Tarım bölgesinde kuş türlerinin aşırı çoğalması, hububat üretimini olumsuz etkiler. Yine kuş türlerinin aşırı oranda azalması da, kuşlarla beslenen zararlı böceklerin çoğalmasına yol açar. Ancak, tüm bu gelişmelerde insanın katkısı çok büyüktür. Gerçekte insanın olmadığı doğal bir ortamda, ekosistem dengesi pek fazla bozulmaz.

Küre Dağları’nda, “Aydos” da denilen bir kanyon ve çay...

Şehriban,
Küre Dağları Milli Parkı Batı Karadeniz’de yer alıyor. Kastamonu ilinin kuzey batı bölümünde Cide Azdavay Pınarbaşı ilçeleri ile Bartın ilinin Doğu bölümü arasında kalan bölgededir. En önemli akarsuları Devrekani ve Şehriban (Aydos) çaylarıdır. Milli Parkın batı kesimini drene eden Ulus ve Arıt çayları, Bartın Çayı’nın kollarıdır. Milli Park alanından doğan Ulu Çay, Arıt Çayı gibi bazı çaylar alan dışına çıkarken bazıları doğrudan Karadeniz’e akar.

Küre dağlarındaki diğer kanyonlar;
Arıt,
Aydos(Şehriban),
Çatak,
Horma kanyonu,
Kara Cehennem, Karacahan,
Lara,
Nem Boğazı,
Valla,

Horma kanyonu:
İçinden Zara Çayı geçen kanyon 3 5 kilometre uzunluğundadır.

Valla kanyonu:
12 km’lik uzunluğu ve 1,200 m’yi aşan dik duvarları ile dünyadaki en büyük ikinci kanyonudur. Dünyanın 4. büyük mağarası, Ilgarini başta olmak üzere çok sayıda irili ufaklı mağara da görenleri hayrete düşürecek niteliktedir.

Eski yapı ya da kent kalıntısı...

Ören,
İngilizce: Ruin.
Kalıntı,
Yapı kalıntısı, harabe.
Şehir ya da ev yıkıntısı, kalıntı.
Harçsız örülen duvar.
Eski zamanlardan kalma kent, kale ve duvar yıkıntıları.

Tunus ve Fas mutfağına özgü, aynı adlı güveç kabında pişirilen bir tür et yemeği....

Tacin, 
Tajin,
Tajine.
Tajin Kebabı,
Malzemeler;
Yarım kg. kemiksiz kuzu eti
2 adet patates, 
1 adet kuru soğan
4 adet sivri biber
1 çay kaşığı kişniş, 1 çay kaşığı tuz.

Yapılışı;
Bu yemeğe, kebaba adını veren kubbe kapaklı tajin tenceresinin altına etler konur. Üzerine iri kıyılmış soğan bırakılır. Sonra elma dilimi şeklinde doğranmış patatesler çatılarak dizilir. Biberler de aynı şekilde yerleştirilir. Kişniş ve tuz atılır. Kubbe kapak kapatılır. Kısık ateşte 1 saat 10 dakika pişirilir. Afiyetle yenir.

Fas mutfağına has yemek ve tatlılar batbut, kuskus, harira, bagrir, şubbakiyye, sello'dur. Ramazan ayında  sello denen tatlı yeşil çayla tüketiliyor.

Harira çorbası;
Bu çorbanın içindeki malzemeler ailelerin gelir düzeyine göre değişebiliyor. Hariranın içine ağırlıklı olarak nohut, pirinç, et ya da tavuk, mercimek, şehriye, sinamon, soğan, sarımsak, zencefil, safran, kişniş, maydanoz ve domates konuluyor.


Çok sayıda kıvrımlı, derin sel yataklarıyla kesilmiş ve aşındırılmış keskin tepelerden oluşan arazi...

Kırgıbayır,
Badlands.
Şiddetli yağmurların oluşturduğu selinti suları, bitki örtüsünün bulunmadığı ve kolay aşınabilen arazileri aşındırır. 
Sel sularının killi yamaçlardaki, aşındırması sonucunda oluşan sel yarıklarıdır. 

Kurak bölgelerde, sağanak yağışlara bağlı olarak oluşur. Bunun sonucunda, arazi yüzeyi girintili çıkıntılı bir görüntü alır.

Bu tür arazilere kırgıbayır adı verilir. Kanyonlar, dar vadiler, dere yarıkları ve hoodoolar gibi yeryüzü şekilleri, kırgıbayır ile ilintilidir. Kırgıbayır, özellikle sağanak yağışların görüldüğü, yarıkurak bölgelerde daha sık görülür. Ülkemizde, İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yaygındır.

Karasal iklimde yağmur, kar suları ve rüzgar etkisiyle milyarlarca yıl aşınan engebeli arazilerin aldığı özel coğrafi şekillerden biri kırgıbayır' dır. Bitki örtüsünün yokluğu; ya da çok az oluşu; dik araziler kırgıbayırların oluşumunu tetikleyen unsurlardır. Kırgıbayırlar yamaç arazilerde oluştuklarından üzerinde yürümek ya da yaşamak neredeyse imkansızdır. Aslında yoğun bir erozyon görüntüsü de diyebileceğimiz kırgıbayırlar turizm değeri taşırlar.

Kırgıbayırlar oluştukların bölgenin kaya yapısına bağlı olarak çeşitli özel biçim ve çok farklı renklerden meydana gelebilmektedirler.

En bilinen kırgıbayırlar;
Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada'da mevcuttur. ABD'deki Montana eyaletinde yer alan Makoshika Parkı, Kuzey Dakota'daki Theodore Roosevelt Ulusal Parkı ve Güney Dakota'daki Badlands Ulusal Parkı, en bilinen kırgıbayır alanlarıdır. Yine Nebraska'daki Oglala Ulusal Otlakları'nda yer alan Toadstool Jeoloji Parkı da önemli bir alandır. Kanada ' daki Drumheller kenti yakınlarındadır. Chinle Kırgıbayırı Grand Staircase-Escalante National Monument, Utah, US., Yeni Zelanda'daki Kuzey Adası'nda ve İspanya'daki Tudela kenti yakınlarında da doğal kırgıbayır alanları mevcuttur. İspanya'daki Las Médulas kentinde açılan altın madeni ile oluşan yapay kırgıbayır alanları da mevcuttur.

Ülkemizde de Kapadokya' da görülür.

Dünya işlerini hoş gören, aldırışsız ve kalender kimse...

Rint, (Far. rind). 
Gönül eri,

Her yiyeceği canı çeken....

Ekti, 
Her yiyeceği canı çeken.

Asalak. 
Cimri. 
Anası ve babası olmayan veya atılmış, bırakılmış çocuk. 
Arsız, yüzsüz, görgüsüz. 
Anası ölüp başka bir koyuna alıştırılan veya elle beslenen (kuzu),
Metres, kapatma.
Pezevenk, yolsuz birleşmelere aracılık eden (kimse).

Davet eden, çağıran...

Dai,
Davet eden, çağıran.
Davet eden, duacı.
Arapça dai, (داعی ),
Davet eden,
Dua etmek, çağırmak.
Arapça çağrı, çağırma anlamında, vet kelimesinden davet kelimesi türetilmiştir.
Davet, çağırma, yemekli toplantı.
Çağırmak.

Arapça Nadi ( نادی ) seslenen, çağıran anlamındadır.

Saz, kamış....

Kofa,
(Kova),
Kiliz,
Kamış, Su kamışı,
Hasır otu,
Saz,
Yemiş sepeti, küçük sepet.
Genellikle su kıyılarında, bataklık yerlerde yetişen ince kamış.

Hasırgiller familyasından; düz ince uzun, dayanıklı olan yaprakları; minder ve yastık gibi şeyleri doldurmaya, hasır örmeye yarayan bir sazdır. Bataklıklarda yetişir.
Faydası : Bağırsak solucanlarının düşürülmesinde yardımcı olur.

“Leon”, “Derinlik Sarhoşluğu”, “Kurtlar İmparatorluğu” gibi filmleriyle tanınmış Fransız sinema oyuncusu...

Jean Reno,
(D. 30 Temmuz 1948, Kazablanka, Fas),
İspanyol asıllı Fransız aktör. Birçok başarılı Hollywood filmi yanında Avrupa yapımı filmlerde de rol almıştır.
İspanyol asıllı Cezayir doğumlu Fransız aktörün ailesi 1960 yılında Diktatör Franko'nun baskısından kaçmak için İspanya'dan Fransa'ya göç etti. Tiyatroya hayran kalan Reno aldığı oyunculuk derslerinde Didier Flamand, Claude Brasseur ve Delphine Seyrig gibi oyuncularla tanıştı. 
Luc Besson' un filmlerinden önce büyük bir çıkış yapamadı. 

Luc Besson' un ilk filmi olan Le Dernier combat dahil olmak üzere Subway, Le Grand bleu, Nikita ve Leon gibi onu dünyaya tanıtan birçok filminde oynadı. Yönetmenin Amerikan sineması ile yakınlaşmasının ardından yolları ayrılan aktör esas ilgi alanı olan Fransa'da rol aldığı filmlerin yanında Hollywood'un da saygı duyulan aktörlerinin arasında yer aldı. Brian De Palma'nın yönettiği Tom Cruise ile beraber oynadığı Mission: Impossible ve John Frankenheimer'ın yönettiği Robert De Niro ile beraber oynadığı Ronin gibi büyük prodüksyonlar bunlardan en önemlileri.

Tüm Filmleri:
Al di la delle nuvole,
Bidasses aux grandes manoeuvres,
Cash, Cendrillon, Armored, Clair de femme.
Decalage horaire,  Dernier combat,  Don't Come Knockin, 
Empire des loups, Enquete corse, 
French Kiss, Flyboys, Flushed Away,
Godzilla, Grand bleu,
Homme au masque d'or,
I Love You,
Jaguar,  Just Visiting,
Kurenai no buta, 
Leon, Loulou Graffiti,
Margaret, Mission: Impossible,
Nikita, Notre histoire,
Operation Corned Beef, 
Pink Panther, Passante du Sans-Souci, 
Roseanna's Grave, Rivieres pourpres, Tais toi, Rollerball, 
Rivieres pourpres, Ronin,
Signes exterieurs de richesse, Soeurs soleil, Strictement personnel, Subway,
Telephone sonne toujours deux fois,  Tigre e la neve,  The Da Vinci Code, Truffes, 
Un amour de sorciere,
Vis, Visiteurs, Voulez-vous un bebe Nobel? 
Wasabi.
Zone rouge.

Ordu ilinde bir yayla. ...

Turnalık,
Abdili-Çambaşı,
Cule yaylası,
Çukuralan Yaylası,
Hevrek Yaylası,
Yeşilce,
Topçam,
Meydandüzü,
Karagöl,
Keyfalan,
Angın,
Düzoba (Kumru ilçesinde),

Turnalık Yaylası Korgan’ın çok eski yaylalarındandır. Meşhur Yalman Kayası ve Yalman bu yaylanın sınırları içindedir. Yaylanın sınırları içerisinde bulunan Yalman Bölgesi’nde M.Ö yaşayan Kalipler zamanından kalma Ateşgedeler ve Demir madenlerinin işlendiğini gösteren kalıntılar mevcuttur. Tarihi özelliğinin yanında diğer yaylalarda bulunmayan bir çok özellikler de yine bu yaylada mevcuttur. Yaylalar içinde en geniş topraklara sahip olan Turnalık yaylası orman ve otlak bakımından da zengindir. Perşembe Yaylası, Korgan Yaylası ve birçok köy ile ulaşım bağlantısı mevcut olup hareketli ve en canlı yayla durumundadır. Deniz seviyesinden 1670 m. yüksekliğindeki bu yaylada Yenipınar ve Karakoyunlu Mahallesi sakinleri oturuyor. Yenipınar Mahallesi’nden ayrılan Tezili Köylüleri de burada yaylacılık yapmaktadırlar. Yaylaya yakınlığı dolayısı ile çoğunluğunu Terzili Köylüleri oluşturmamaktadır.

Yahudi takvim yılının başlangıcında kutlanan bayram…

Roş Aşana,
İbranice, Roş haŞana yılbaşı demektir.
Musevi takvimine göre yılbaşıdır. 
Dünyanın her yerindeki Museviler tarafından bayram olarak kutlanır. İki gün süren bayram boyunca ailece yemek yeme ve ballı elma veya elma reçeli yeme adetleri vardır. 

Sinagog'da bayram'ın ikinci sabahı senenin iyi geçmesini dilemenin sembolü olarak koç boynuzundan yapılan Şofar isimli çalgı çalınır. Roş Aşana'nın kutlandığı gün boyunca Yahudilerin haftalık tatil günü olan Şabat günü yani cumartesi günü olan yasaklar geçerlidir. Roş Aşana'nın kutlandığı gün yıldan yıla değişmektedir. Bu gün ile birlikte ‘Atseret Yeme Hateşuva’ denilen on günlük nedamet ve ibadet günleri başlar. İbrani takvimine göre, Tişri ayının ilk ve ikinci günü, Yılbaşı olarak kabul edilmektedir. Diğer bayramlar gibi neşe ve mutlulukla kutlanan Roş Aşana’nın ilk ve ikinci geceleri kurulan sofra, geleneksel olarak her zamankinden farklı olmalı ve daha özenle hazırlanmalıdır.

Doğu Anadolu’ya özgü bir tür çorba...

Avşor,
Avşor Çorbası,
Bitlis'in geleneksel tatları arasında bulunur. Büryan kebabı etinden yapılır. 
Büryan kebabı (Perive)-Avşor (Oğlak etinden yapılır).

Çorbanın hazırlanışı; 
Kemiksiz et, büryan yağı, domates, biber, taze fasulye, patlıcan, salça, tuz kullanılır. Etler tuzlanarak önceden bir kazanda haşlanır. Pişen etler, kemiklerden ayıklanarak kazandaki aynı haşlama suyuna katılır. Bu sırada tandırda pişen büryan etinin, tandır dibinde bulunan su leğenine akan yağından (büryan yağı) bir miktar alınıp, kemiklerinden ayrılan etin üzerine ilave edilir.  Bu haliyle sulu yemeğimiz sıcak servise hazırdır.  

Hazırlanan bu çorbaya, başka bir kazanda pişen domates, taze fasulye, biber ve patlıcan karışımı da eklenerek yenilebilir.  Bitlisliler özellikle kahvaltıda tüketilir. Bitliste büryan yapılan tüm lokantalarda, bu çorbada yapılır. Yemeğin evde yapmak zordur.  Tadı çok lezzetli olan bu çorba Bitlise has bir yemektir.

Osmanlı devletinde Bosna’daki Müslümanlar arasından toplanan devşirmelere verilen ad...

Poturoğulları,
Pataren,
Bosna’da Bogomillik mezhebinden devşirme olarak alınan çocuklarına bogomillerin diğer adı olan pataren anlamında poturoğulları denmiştir. Devşirme, Osmanlı İmparatorluğu' nun fethettiği Hıristiyan topraklardan özellikle Balkanlarda, genç ve yetenekli çocukların toplanması, bu çocukların eğitimden geçirilerek üstün bir asker, bürokrat oluşturulması sistemidir. Bogomillik, Bulgar kökenli bir mezheptir. X. yüzyılda kendisine Bogomil adı verilen bir rahip tarafından kurulmuştu. Sırbistan’dan İstanbul’a uzanan Ortodoks coğrafyası içinde gelişti. Geleneksel Hristiyan öğretisiyle büyük fark nedeniyle, sapkın (heretik) bir akımdı. 

Bosna’da rahat bir yayılma ortamı bulan Bogomillik, bir süre sonra krallığı da etkisi altına aldı. 1199 senesinde Bosna hükümdarı Ban Kulin, karısı, kız kardeşleri ve birçok akrabası ile Bogomilliğe intisap etti. Böylece, her yerde baskı ve işkence gören Bogomiller, Bosna’da rahat bir nefes almaya başladılar. Bundan sonra Bosna, Bogomilliğin merkezi ve sağlam bir kalesi oldu.

Fatih Sultan Mehmet, Bosna’yı fethettiği zaman Bogomil mezhebindeki Bosna Hristiyanlarına son derece hoşgörülü davranmış ve onların devlet hizmetinde yetişmelerini sağlamıştır. Bazı kuralları Müslümanlığa yakın olan Bogomil mezhebi mensupları, kendilerine baskı yapan Katoliklerden nefret ediyorlardı. Buna mukabil Osmanlıların vicdan hürriyetlerine hürmet göstermeleri ve adil idareleri karşısında toplu olarak Müslüman olmaya başladılar. Onların devşirme olarak alınan çocuklarına, Bogomillerin bir başka adı olan Pataren’den dolayı Poturoğulları adı verildi. Zamanla ordu, saray ve devlet hizmetinde görev alan Poturoğulları, Osmanlılara tam bir sadakatle görevlerini sürdürmüşlerdir.

Padişahların ve yüksek dereceli devlet görevlilerinin giydiği kürk...

Kapaniçe, 
Kabaniçe,
Padişah ve yüksek rütbeli din ve devlet görevlilerinin giydiği kolsuz, geniş yakalı kürk.
Padişahların şahsına özgü olan, fakat kimi kez olağanüstü onurlamak için, padişah önüne çıkan sadrazamlara giydirilen, arasıra da Kırım Hanlarına gönderilen kürk.

Una su katılarak yapılan bir tür çorba...

Umaç,
Umaç Çorbası,
Bir yemek çeşidi. 
Una su katılarak yapılan bulamaç, çorba. 
Yağ, un, tuz karışımından yapılan çörek. 
Nohut büyüklüğünde yapılan hamur topağı. 
Yufkanın ufalanarak yağda kızartılmasından oluşan bir yemek.
Elle ufalanmış hamurdan yapılan çorba.

Malzemeler; 
1 su bardağı un , 4 su bardağı su , 1 tatlı kaşığı nane
Yarım çorba kaşığı salça, 3 çorba kaşığı tereyağı
1 tatlı kaşığı kırmızıbiber

Yapılışı;
Bir tencereye su, salça ve tuz ekleyip kaynatın. Diğer tarafta bir tabağa un koyup, hafif su serperek karıştırın ve elinizle parça parça katı bir form verin. Hamurlar nohut büyüklüğünde olana dek bu işleme devam edin. Hamur parçacıklarını, kaynamakta olan suya yavaş yavaş ilave edin. Nane ekleyerek birkaç taşım kaynatın ve ocaktan alın. Tereyağını eritip, kırmızıbiber ilave edin. Çorbanın üzerine gezdirerek servis yapın.  Afiyet olsun.

Böceklerin kurtçuk durumundan yetişkin duruma geçerken, arada aldıkları özel biçim...

Nemf, 
Fransızca: nymphe.  
İngilizce: nymph.
Şufeyre,
Böceklerin kurtçuk durumdan yetişkin duruma geçerken aldıkları özel biçim.
Başkalaşım gösteren böceklerde, dış görünüşü ergine benzeyen, ancak eşey organları ve kanatları tam olarak gelişmemiş evre.

Yunan mitolojisi' nde yeri ve denizi dolduran sayısız çokluktaki dişi, tanrısal varlıklar.

Moğolların destansı tarihine göre Cengiz Han'ın yetiştiği soyun kutsal anası …

Alangova, 
Alan-hoa.
Alankova Hatun,
Börteçine soyundan Minekli'nin oğlu Yıldız Han'ın iki çocuğu olmuş, bunlar kendisinden önce ölmüş. Büyük çocuğu erkek (Dubun), ikincisi kız (Alangova). 
Yıldız Han bunları evlendirmiş, (Bilgutay), (Bekcitay) adında iki erkek çocukları olmuş. Çok geçmeden Alangova'nın kocası ölmüş, dul kalmış. 

Rivayet o ki, Alangova bir gece sarayında yatarken, seher vakti uyanıp bacadan odaya nurlu bir gölgenin indiğini, bu gölgeden beyaz yüzlü, şehla gözlü bir adamın çıktığını gördü. Yanında yatan kadınları uyandırmak için haykırmak istedi, fakat dili tutulduğundan bir türlü sesi cıkmadı. Kalkmaya çalıştı, elinin ayağının kuvveti kesilmiş olduğundan kıpırdanamadı. Aklı yerinde olduğu için herşeyi görüyor, biliyordu. Adam yavaş yavaş yatağa girdi. Sonra yine bacadan çıktı, gitti. 

Alangova olanı biteni gizli tuttu. Adam beş altı gecede bir gelmeye başladı. Alangova ilk geceden gebe kalmıştı. Dört beş ay geçince iş anlaşıldı. Kardeşleri gebeliğinin nedenini sordular. O da olayı anlattı. Kardeşleri birkaç gece evin etrafında saklanırak  gözlem yapar doğru mu diye. Üç kişi evin etrafında nöbet beklediler. Birkaç gün sonra gökten seher vakti nurlu bir şeyin indiğini, Alangova'nın bacasından içeri girdiğini, bir zaman sonra çıktığını gördüler. Böylece Alangova' nın sözünün doğruluğuna inandılar. 
Cengiz Han'ın soyunun kutsal olması böyle açıklanmaktadır.

Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ