Sık gözlü ağ...

Tor, 
İngilizce: gillnet.
İtalyanca: rete da posta
Sık gözlü ağ.
Solungaç ağı.
İnce örgülü balık ağı. 
Galsama ve fanyalı ağlara balıkçı tarafından verilen ad.
Seyrek örgülü balıkçı ağı. 
Ağ gibi seyrek örgülü bir cins dokuma.




Güney Amerika' da bir ırmak...

Orinoco, 
Rio Negro
Orinoco, 
2140 km uzunluğuyla Güney Amerika'nın en uzun nehirlerinden birisiidir. Nehir yatağının tümü Venezuela mülkiyetindeki topraklardadır. Orinoco' nun kaynağı Venezula- Brezilya sınırı yakınlarında Parima civarında bulunur.

"Üstü kapalı alay, istihza" anlamında argo sözcük...

Saraka,
Alay,
İstihza,
Tehekküm,
Argo: alay, istihza.
Yunanca: sarkasmos\an
Fransızca: sarcasme.
Üstü kapalı alay etme, laf dokundurma.
Alay, eğlence.
Ciddi gibi görünen acı alay.
Acı ve batıcı alay.
Alay ve eğlence konusu yapmak onunla eğlenmek, onu küçümsemek, alaya almak.

Alay etme.
Biriyle alay etmek, eğlenmek.
Taşak geçmek.
Tiye almak.
(birisiyle) alay etme, eğlenme.

Zorlama, zorunda bırakma...

İcbar
İlca, 
Zecir,
Arapça, zorlamak anlamındaki cebr kelimesinden türetilmiştir.
Arapça, icbar, (ﺍﺟﺒﺎﺭ).
Zorlama, cebretme.
Zorlayıcı,
Cebir kelimesinden türetilmiş.
Zorlama, zorunda bırakma.
Zoraki,
Cebretmek.
Birine istemediği bir işi zorla yaptırmak, zorlamak, zorunda bırakmak.

Afrika' nın, koşular için yetiştirilmiş evcil hecin devesi...

Mehari,
Develer, 10 dakikada ağırlıklarının üçte biri oranında su içerler. Bu miktar kimi zaman 130 litreyi bulabilmektedir. Deve, insana oranla 100 kat daha geniş alanı kaplayan bir burun mukozasına sahiptir. Hayvan, çok büyük ve kıvrımlı burun mukozası sayesinde, havadaki nemin %66'sını tutabilmektedir.
Develer güç iklim koşullarına dayanıklı az besinle yetinebilen hayvanlardır. 

Hecindeveleri, Orta Asya'nın yüksek yaylarında (-52) derecelik soğuğa karşı dayanabilmektedir. Gerektiğinde dikenli bitkiler ve kuru otlarla beslenebilir. 

Yeterli yiyecek bulamayınca hörgüçlerindeki yağı kullanırlar. İyi beslenmiş develerde yağla dolu olan hörgüç dik durur. Yağ azaldıkça daralır ve ucu bir yana doğru sarkar. Sanılanın tersine mide ve hörgüçlerinin su depolama özelliği yoktur. Ama susuzluğa günlerce dayanabilirler.

DEVE


İslamlık öncesi Türk edebiyatında atasözüne verilen ad...

Sav,
İrsali mesel,
Geçmişten günümüze gelen, uzun deneyimlerden yararlanarak kısa ve özlü öğütler veren, bir toplumun duygu, düşünce, inanç ve kültür yapısını yansıtan kalıplaşmış sözlere atasözü denir. 
Türkçede sav ve irsal-i mesel olarak da adlandılır.

Pokerde bir oyuncunun önündeki paranın tümü...

Rest,
İngilizce: rest
Fransızca: reste, repos.
Farsça: reste, (ﺭﺳﺘﻪ).
Pokerde bir oyuncunun önündeki paranın tümü.

Oyuncunun bu paranın tamamını öne sürdüğünü bildirmek için söylediği söz.
Önündeki paranın hepsini ortaya koyduğunu bildirmek.
Kesin bir tavır koyup karşı çıkmak, son sözü söylemek
Kurtulmuş.
Karşı çıkış.

Gemi safrası...

Sabura, 
Saburra,
Gemileri ve her boy deniz araçlarını den­gede tutmak veya istenilen su hattına ka­dar batırmak için dip kısımlarına konan ağırlık. 

Yelken çağında özellikle ticaret gemilerinde safra olarak kum, çakıl gibi malzeme kullanılırdı. İki liman arasında ya­pılacak yüksüz seferler için kalkış lima­nından ambarların dibine kum veya çakıl alınır, yükleme limanına varışta bu safra boşaltılırdı.

Çankırı' nın eski adı...

Gangrea
Çankırı' nın eski adı.
Gangrea, keçi otlatılan yer anlamındadır.
Cancari,
Garaçalla, Gangeris, Kangri,
Galatlar zamanında Gangrea şehir adı zamanla Cancari, Garaçalla, Gangeris ve Kangri’ ye dönüşmüş. 1925 yılında Çankırı adını almıştır.

Çankırı ilinin ilçeleri;
Atkaracalar,
Bayramören,
Çerkeş,
Eldivan, Eskipazar,
Ilgaz,
Kızılırmak, Korgun, Kurşunlu,
Orta, Ovacık,
Şabanözü,
Yapraklı.



Güneydoğu Anadolu' da bir dağ kalesi, hisarı...

Azamora,
Dastaracun,
Güneydoğu Anadolu' da bir dağ kalesi, hisarı.
Güneydoğu Anadoluda bir dağ hisarı. 
Kale,
Malatya(Melitene)' da dağlık kesimlerde tahkim edilmiş Azamora ve Dastaracun gibi güçlü kaleler vardır. Dastaracun’ un yakınından Seyhan nehrinin bir kolu olan karmalas suyu geçer. Bu kalede bir de Apollo tapınağı vardır. Bu tapınak bütün Kapodokyaya hizmet eder.

Azamora:
Burunlu güve' nin bir cinsidir.

Kutsal kitaplarda Mezopotamya ile Suriye' yi içine alan bölgeye verilen ad...

Aram,

Aramiler,
İngilizce: arameans.
Aram; İbrani Kutsal Kitabı 'nda (Tekvin) Nuh'un Oğullarından, Sam' ın oğlu ve Uz' un, Hul' un, Geter' in ve Maş' ın babasıdır. Kutsal kitaplarda Mezopotamya ile Suriye' yi içine alan bölgeye erilen ad.

Kuzey Mezopotamya ve Suriye halkı olan Aramilerin kurucu atası olarak kabul edilmektedir. Aram; Babil, Filistin ve Kıbrıs sınırlarını da içine alan coğrafi bölgede yaşayan diri bir millet olan Aramiler’ in atasıdır. Aramiler de Süryaniler’ in atası olup tüm diğer uluslar gibi çekirdek bir yapıdan koca bir millet haline gelmişlerdir.

Süryaniler; Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti döneminde, her zaman Kadim Süryaniler ya da Arami Süryaniler olarak bilinmişlerdir.

Kısa ebe iskemlesi...

Öreke,
Osmanlıda her ebenin bir doğum iskemlesi (örekesi) vardı. Babaanne içinde zıbın, omuz bezi, etek bezi, ayak bezi, çember, gömlek, kundak, yarım top şal, yeşil duvak bulunan kundak takımını ve delikli mavi boncuk, bir ufak mazı, şap ve yirmilik altından oluşan nazarlığı da kırmızı bir tüle sararak hazırlar. 

Yeşil duvağa bir dilim ekmek ve bir parça şeker sarılarak doğum yapılacak odanın kıble tarafına asılırdı. Doğum başlayınca, çağrılan ebe bir çuha torbaya doğum iskemlesini, bir başka çuha torbaya da diğer gereçlerini koyarak doğum evine gönderir. Kendiside sedef kakmalı asasını alarak yola çıkardı. Zaptiyeler bu asayı tanırlar. Geceleri fener ile yolları aydınlatarak ebeyi çabuk ve emin bir şekilde konağa getirirlerdi. 

İskemleyi bakire veya dul bir hanım besmele ile alır, odada kıblenin karşısına gelecek şekilde koyardı ve hamile kişinin kocası, eşinin sesini duymayacağı bir yere giderdi. Doğum yaklaşınca hamile, iskemleye oturtulur, başına da ebenin kendisinin diktiği kutlu bir yatır türbesine bırakıldıktan sonra alınan bir takke konurdu. 

Ebe, yine kendisinin getirdiği ve uğurlu olduğuna inanılan iki kiremit parçasını hamile kişinin ayakları altına koyar vesıkıca basmasını sağlardı. Hamile kişinin önüne oturan ebe, dizlerine beyaz bir peştamal ve dört kat, yumuşak tülbent koyardı. Doğan çocuğun göbek kordonu dörtparmak boyunda kesilerek bebek tülbende sarılır, göbek adı konulurdu. Plasenta çıktıktan sonra loğusanın bacakları çaprazlanarak yatırılır. Bu olaya çaryekleme denirdi. Bebek asfiktik doğmuşsa, kordon kesilmez, plasentanın çıkması beklenir. Çıkan ve henüz bebeğe bağlı olan plasenta, bir mangal ateşi üzerine konurdu. Böylece, plasentadaki canın bebeğe geçeceğine inanılırdı.

Besim Ömer Paşa ilk doğumevini (Viladethane) 1892 yılında açtı.

Gaziantep yöresine özgü, et ve taze soğan yada sarımsakla yapılan bir yemek...

Şiveydiz,
Gaziantep yöresine özgü, et ve taze soğan yada sarımsakla yapılan bir yemek.
Yapılışı:
Sarmısak ve soğanları yıka. Soğanı soy, yıka, ince ince doğra, etle birlikte tencereye koy. İki yemek kaşığı salçayı, su ile sulandır, ete ekle, karıştır. Kapağı kapat, kısık ateşte kendi suyu ile yaklaşık bir saat pişir. Tuz ve kalan suyu koy, 15-20 dakika daha pişir. Naneyi ve yeşil soğanı ayıkla. Naneyi ince ince kıy. 

Yeşil soğanın beyaz kısımlarını 1 santimetre, yeşil kısımlarını 1.5 santimetre kalınlıkta doğra. Soğan ve naneyi yemeğe ekle ve 10 dakika daha pişir. Afiyet olsun.

Sinop' un Erfelek ilçesinde bir şelale...

Şamı,
Şamı Şelaleleri,
Tatlıca Şelaleri,
(Erfelek Şelaleleri)
Hasandere şelalesi,
Deli kızın şelalesi,
Tatlıca şelaleleri (Erfelek Şelaleleri); Birbiri ardına sıralanmış 28 irili ufaklı şelaleden oluşuyor. Karasu deresi üzerindedir. Şelaleler Sinop il merkezine 44 km. Erfelek ilçesine uzaklığı 32 km uzaklıktadır.

Çok yiyen, obur...

Hıra
Harın, 
La, 
Ekul,

Nesne, şey...

Nen,
Obje,
Nesne, şey.
Şey, 
Herhangi bir şey.
Hiçbir şey.
Belli bir ağırlığı, maddesi ve hacmi olan her türlü cansız varlık, şey.
Gerçek yaşamda yada sanal ortamda etkileşilebilen olguların her biri.
Cümlede yüklemin doğrudan etkisinde kalan, geçişli fiilin zorunlu kıldığı tümleç, düz tümleç, Öznenin, zihin ve bilincin dışında ve ondan ayrı olarak bulunan şey, bilgiye konu olan şey, obje.
Geçişli fiili bütünleyen yalın veya belirtme durumunda bulunan tümleç.
Tümcenin öğelerinden biri.
Öznenin dışında kalan her konu, obje.

Flurcun da denilen bir kuş...

Kocabaş,
(Coccothraustes),
İspinozgiller familyasından iri gagalı kuş türlerinin ortak adı. Bunlar büyük, cüsseli, ortalama 18 cm uzunluğunda, gerdanı ve kanat lekeleri kara, öbür bölümleri açık kahverengi olan kısa kuyruklu türlerdir. Kalınca güçlü gagalarıkiraz, erik gibi sert meyve çekirdeklerini kırmaya yarar. 

Dayanıklı türlerdir ve hatta iki kuzey türü genellikle kutuba yakın soğuk yerlerde görülür. Çeşitli tohumların yanı sıra böceklerlede beslenir.

Türleri;
Bayağı kocabaş
Akşam kocabaşı
Kukuletalı kocabaş

İstanbul' un Güneşli köyünde bir dere...

Ayamama Deresi,
Ayios Mamas,
Tavukçu Deresi,
Aya Mama deresi, 
Bizans dönemindeki adıyla Ayios Mamas.
Milyonlarca yıl önce gürül gürül akan bir nehir, şimdi kiçik bir dere. Gelip geçen uzun zaman süreci içinde küçülüp ufalmış ve bugünün Aya Mama deresi olmuş. 

Dere adını, Kapadokya’nın Aksaray ili sınırları içinde, eski Mamasum ya da bugünkü adıyla Gökçe köyünde doğup büyümüş, çobanlık yaparak geçinmiş ve İsa’nın öğretisini benimsemiş olduğu için pagan Romalılar tarafından genç yaşta katledilmiş bir Hıristiyan azizinden alıyor. 

Aziz Mamas, öteki adları ile Aziz Mammes ya da Aya Mama, Hıristiyanlık aleminde ermişlik katına ulaşmış din kahramanlarından biridir. Avrupa’da bilhassa Yunanistan, Kıbrıs ve Fransa’da çok popüler olan, adının bazı kiliselere, hatta bazı küçük yerleşim birimlerine verilmiş. 


"Alemler, Dünyalar" anlamında eski bir sözcük...

Avalim,
Arapça, avalim, (ﻋﻮﺍﻟﻢ).
"Alemler, Dünyalar" anlamında eski bir sözcük.
Arapça, avalim, alem sözcüğünün çoğuludur.
Alemler.
Dünyalar,
Cihanlar.
Evrenler.

Ebedi, sonsuz, ölümsüz...

Cavidan,
Bengi,
Mengü,
Layemut.

Hazar Denizi' nin petrol ve doğalgazını Bakü-Tiflis- Erzurum boru hattıyla Avrupa' ya ulaştırmayı hedefleyen projenin adı...

Nabukko,
Nabucco,
Nabukko boru hattı projesi,
Avusturya, Bulgaristan, Macaristan, Romanya, Türkiye ve Almanya ortaklığında kurulacak olan p
rojeye Giusepper Verdi' nin 1841 yılında bestelediği eserin adı verilmiştir. 

Besteci Nabucco adlı eserinde, Yahudi' ler'in Babil'den sürgün edilmelerini konu almıştır. Toplam 3300 km. uzunluğundaki boru hattı projesi Hazar bölgesi ve Orta Asya Cumhuriyetlerinin petrol ve doğalgazını taşıyacak.

Bir hecenin bütün harfleri ayrı ayrı okunabildiği halde bunları birleştirememe şeklinde görülen dil bozukluğu...

Asilabi,
Söz Bozukluğu,
Dil bozukluğu.
Bir hecenin bütün harfleri ayrı ayrı okunabildiği halde bunları birleştirememe şeklinde görülen dil bozukluğu.
Konuşma güçlüğü, harfleri okuyamama durumu.

Araplarda Müslümanlıktan önceki çağ...

Cahiliye,
Cahiliye Dönemi,
Arapça cahiliye, (جاهلية).
İngilizce, jahiliyya.
Bilgisizlik.
Araplarda Müslümanlıktan önceki çağ.
İslam tarihinde İslamiyet gelmeden önceki döneme verilen isimdir. 

Bir işletmenin ani batışı...

Krak,
Bir işletmenin ani batışı.
Bir malın ya da hizmetin sistemli ve planlı olarak üretim şekline işletme denir. İşletmenin amacı, üretilen hizmet ya da maldan kar edilip, topluma hizmet verilirken, aynı zamanda da işletmenin yaşam faaliyetlerini sürdürmesi gerekir. İşletme, Sermaye, Girişimci, Doğa ve Emek olmak üzere dört unsurdan oluşur.
Tek Kişi İşletmeleri
Şirketler (Adi Şirketler ve Ticari Şirketler)
Kooperatifler.

Krak kelimesinin başka bir anlamı;
Haçlılar'ın Suriye ve Filistin'de yaptıkları en büyük kalelerden biri.
Kaza,
Kaza, krak teriminin Danca Türkçe sözlükte anlamı.
Crashes, krak teriminin Danca İngilizce sözlükte anlamı.

Korsikalı ünlü şarkıcı...

Tino Rossi,
(D. 1907 - Ö. 1983), 
"Marinella" nın unutulmaz sesi, mandolin çalan, ünlü müzik adamı. 
Şekerli - ballı sesli Korsika doğumlu Fransız Şarkıcı Tino Rossi, yakalandığı hastalıktan kurtulamayarak 76 yaşında öldü. 
La cucaraca, Santa Lucia, Besame Mucho, J’Attendrai gibi şarkılarıyla tanınır.

Argoda esrar...

Ot,
Esrar,
Hanteriş,
Marijuana,
Kenevir bitkisinin Cannabis indica türünün çiçekleri ve tohum yataklarından elde edilen, vücutta kullanıldığında sarhoşluk ve keyif veren bitki parçalarının ve uyuşturucunun halk arasındaki adıdır.

Kuzey Amerika'da esrar, marihuana (marijuana),
Jamaika'da Ganja, 
Paris'te Gannavuri olarak bilinir. 

Esrara verilen muhtelif isimler;
Afgan, Ahna, Aşk otu, Ampes, Anten,
Boom,
Cam macunu, Cigara, Cigaralık, Cuk, Chronic,
Çalı,
Dalga, Deli gonca, Derman, Diş, Davul tozu , Duman,
Elek altı, Esvet
Fin,

Gangster, Gıya, Gia, Gogo, Gonca, Grass,
Hanteriş, 
Haşhaş, Herb, Henry, Hurda, 
İlaç,
Jelatin, Joint,

Kalo, Katık, Kavanoz, Kaynar, Keçi, Kendir, Kenevir, Keyf, Kıkırdama dumanı, Kına, Kuriş, Kuru,
Kubar (yaprakların preslenmiş hali),
Lahana dolması, Lübnan,

Mal, Marijuana, Mary jane, Marok, Mayın, Meryem habercisi, Mum, Mühür,
Nane, Nefes, Nevale,
Ot,

Paspal, Patates, Plaka, Pot,
Saddam, Sarı çiçek, Sarıkız, Sarma, Sır, Siyah, Sündüz ,
Tereyağı çiçeği, Temcit pilavı, Toprak,

Weed,
Yeşil, Yeşillik,
Zamazingo,

Aydın ilinde antik bir kent...

Alabanda,
(Çine İlçesi, Araphisar Köyünde)
Alinda, (Karpuzlu ilçesinde)
Amyzon,(Koçarli ilçesi, Gaffarlar Köyünde)
Harpasa,(Nazilli ilçesi, Esenköy Köyünde)
Magnesia, (Germencik, Ortaklar Bucağında)
Meandrum, (Germencik, Ortaklar Bucağında)
Mastaura, (Menderes Nehri kıyısında)
Orthosia, (Yenipazar ilçesi, Donduran Köyünde)
Piginda, (Bozdogan ilçesi, Çamlıdere Köyünde)

Pygele, (Kusadasi ilçesinde)
Tralleis,(Aydin ili sınırları içinde)
Neapolis,( Kusadasi ilçesinde)
Euhippe, (Dalama bucagında)
Antiokheia, (Kuyucak ilçesi, Çiftlik Köyde)

Bektaşilik tarikatına yeni girmiş olan acemi dervişlere verilen ad...

Torlak,
(Fr. Rétine ),
Derviş,
Genç, Toy,
İşe alışkın olmayan (insan ya da hayvan için).
Henüz evcilleşmemiş, alışmamış (hergele).
Anadoludaki Alevi kitleleri nitelemek üzere kaynaklarda kızılbaş, rafızi, ışık, mülhid ve torlak gibi adların kullanıldığını görmekteyiz.

Bugün Anadolu ve Balkanlar’da yaşayan Tahtacı, Çepni, Amucalı, Bedrettinli, Sıraç gibi değişik gruplar genelde Alevi olarak adlandırılırlar. 

Genel olarak ifade etmek gerekirse Bektaşi sözcüğü de yukarıda değindiğimiz kitleler için kullanılmıştır. Bektaşilik Hacı Bektaş Veli’ye dayanılarak kurulmuştur. Alevilik ve Bektaşiliği birbirinden bağımsız olarak ele almak bugün gelinen noktada tarihsel ve sosyolojik açıdan mümkün görünmemektedir.

Bu gün genel olarak bu kitleler üç dinsel gruba bağlıdırlar:
  • Ocakzade Dedeler
  • Çelebiler
  • Dedebabalar

Dikdörtgen biçimli masa üzerinde oynanan minyatür futbol oyunu...

Langırt 
(Masa Futbolu),
Langırt, dikdörtgen masa üzerindeki oyuncu bebekleri bulunan çubukları yöneterek küçük topları belirli deliklere (kalelere) sokmak veya bu deliklere girmesini önlemek amacına dayanan bir futbol oyundur. Langırt ABD'de, Foosball, İngiltere'de Table Football olarak oynanır. 

İspanya'da futbolin Fransız ekolünde ise footie ya da baby-foot olarak oynanmaktadır. Langırt genellikle barlarda, publarda, birahanelerde, işyerlerinde, okullarda ve kulüplerde bir kaç kural altında oynanmaktadır.

Geleneksel Japon şarkılarına verilen ad...

Uta,
Japonca şarkı demektir. 
Japon halk türküsü.
(Japonca) Eski Japon edebiyatında ilkel türkülerin adı.

İmayo:
(Japonca) Japonların halk şiiri.

Türk Tiyatrosu' nun toplumcu gerçekçi çizgideki önemli oyun yazarlarından biri...

Oktay Arayıcı 
(D. 1936, Rize - Ö. 1985, İstanbul),
Bir Ölümün Toplumsal Anatomisi ve Rumuz Goncagül adlı oyunlarıyla tanınmıştır. 1961'de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ni bitirdi. Daha öğrencilik yıllarında tiyatroya başladı. Gençlik Tiyatrosu'nda ve Türkiye Milli Talebe Federasyonu Uluslar arası Kültür şenliklerinde etkin rol oynadı. 

1965 yılında TRT' ye girdi, program yapımcısı ve yönetici olarak çalıştı. 1981 yılında TRT' den uzaklaştırılan 101 kişi arasında Arayıcı da vardır. Kısa bir süre sonra da öldü.
Senaryo ve Tiyatro Oyunları;
At Gözlüğü(TRT), Babalar
Tanili Dosyası (Geçit),
Rumuz Goncagül,
Bir Ölümün Toplumsal Anatomisi

Kondulu Hayriye.
Dışarda Yağmur Var
,
Nafile Dünya,
Gel Nişanlanalım,

Bireşim yoluyla üretilmiş organik boyarmaddeler sınıfı ...

Azo,
Sentetik boyarmaddeler hazır petro kimyasal hammaddelere dayanarak uygun maliyetlerde boyarmadde üretimi sağlamıştır. Yüksek kalite de boyamalar, doğal boyarmaddelerle yapılan pahalı ve ayrıntılı boyama yöntemlerinin sadeleştirilmesini sağlamıştır.

Şu an kullanımda olan boyarmaddelerin %75’ i azo boyarmaddelerdendir. Azo boyarmaddeler daha kolay ve farklı kullanımlar için farklı kalitede üretilmektedir. Bunlardan bazıları kanserojen özelliğe sahiptir. Çok parlak boyamalar veren krom boyarmaddeleri de sağlık açısından zararlıdır, kanserojendir. Tekstil endüstrisinde sık sık kullanılan reaktif boyarmaddeler de tehlikelidir. Türkiye'de Sağlık Bakanlığı da 1994 yılındaki bir genelgeyle zararlı boyarmaddelerin, özellikle yasaklı azo boyarmaddelerin yurtiçinde deri, tekstil ve hazır giyim ürünlerinde kullanılmasını yasaklanmıştır. Ancak yeterli ve etkili denetim yapılamamaktadır. Bazı reaktif boyarmaddeler proteinlerle de reaksiyona girebilmekte ve alerjiye neden olmaktadır. Sonuç olarak eko-teks (öko tex) etiketlerinden her hangi birine sahip olmayan bir tekstil ürünü almak istediğimizde, bu ürünün ıslandığında boyasının çıkmıyor olmasına dikkat etmekten başka yapacak bir şeyimiz yok görünüyor.

Tanınmış bir Gazeteci ve Yazarımız...

Hıfzı Topuz,
 
1923’te İstanbul’da doğdu. Galatasaray Lisesi’ni 1942 yılında bitirdi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. 1974-1975 yıllarında bir yıl süreyle TRT kurumunda radyolardan sorumlu genel müdür yardımcılığı yaptı. 1998 yılında Sertel Demokrasi Ödülü'ne layık görüldü. 

Eserleri;
Kara Afrika(1970), 
Uluslar arası İletişim(1985), 
Milli mücadelede Çamlıcanın üç gülü, 
Başın öne eğilmesin, 
İletişim’de Karikatür ve Toplum(1985), 
Paris’li yıllar(1994), 
Türk Basın Tarihi(1996), 
Başlangıcından Bugüne Dünya Karikatürü(1997), 
Meyyale (1998), 
Taif’te Ölüm(1999), 
Paris’te Son Osmanlılar(1999) 
Eski Dostlar.

Eski Kıbrıs' ın Kuvvet Tanrısı...

Bes,
Kıbrıs’ın Güç Tanrısı,
Eski Kıbrıs'ın bereket tanrısı.
Eski Kıbrıs'ın kuvvet tanrısı.
Kıbrıs eserlerinin en ünlüsü. 
Kötülüğün ve kötü ruhların kovulmasını  sembolize eder. 
Ayrıca  Bes, müzik, dans, cinsel hazzın, zevkin sembolü olmuştur. Daha sonraki dönemlerde Tanrı Bes ve eşi Beset  olarak resmedilmiştir. Bu dönemlerde de kıtlığın kaldırılması, zenginliğin süresinin uzatılması, talihsizliklerden korunma, tedavi etme amaçlı olarak tapınılmıştır. Yeni Krallık dönemlerinde Tanrı Bes’in resmini, dansçı kızların, müzisyenlerin ve hizmetçilerin bellerinde, kalçalarında, uğur ve koruma amaçlı dövme olarak kullanmışlar.    

Finikeliler ve Kıbrıslılarında bu tanrıya tapındıkları bilinir.  Yenilmezliğin simgesi olan Bes tanrısının 4 mt. taş heykeli vardır. Osmanlı yönetiminin son yıllarında Di Cesnola isimli Amerikan konsolosu tarafından topraklarından alınıp götürülmüş. Daha sonra geri getirilmiştir. İlk Türk Müzesi unvanını taşıyan İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde, devasa boyutları ve ürkütücü görünümü ile Tanrı Bes heykeli bulunmaktadır. Kötülüklerden koruyan, yenilmezliğin simgesi Tanrı Bes’in heykeli Kıbrıs’ta bulunmuş ve girişe yerleştirilmiş.

Düğme ve süs eşyası yapımında kullanılan bir deniz kabuklusu...

Abalon, 
Kabuklu bir deniz hayvanıdır.
Ülkemiz sularında bulunan ancak halkımız tarafından bilinmeyen bir canlı türü olan abalon özellikle Pasifik Okyanusunda yaygın olup eti oldukça pahalı pazarlanan bir canlıdır. Abalon, sekiz türü olan tek kabuklu ve taşlara yapışarak yaşayan bir canlıdır. 

ABD, Avustralya, Japonya ve birçok diğer Pasifik ülkelerinde abalon yetiştiriciliği oldukça yaygındır. Abalon pazar büyüklüğüne 2-3 yıl süren yetiştiricilik peryodundan sonra erişmektedir. Yetiştiriciliği karasal ve denizel yetiştiricilik olarak yapılmaktadır. Her iki metodunda avantaj ve dezavantajları mevcuttur. Denizel yetiştiricilik metodu düşük bir maliyet gerektirmesine rağmen çevresel parametrelerin kontrolü daha zordur.Karasal yetiştiricilik metodu ise başlıca su, tank ve toprak temini gibi konularda oldukça fazla yatırım gerektirmesine rağmen üretimin her aşamasını kontrol altında tutmak mümkün olabilmektedir. Yemleme, temizleme, taşıma ve hasat işlemleri için daha fazla çaba gerektirmesi nedeniyle denizel işletmelerde işçilik ücretleri daha fazla olabilmektedir.

Okyanusya halklarının yiğitlik, erkeklik ve bereket tanrısı...

Tiki,
Okyanusya halklarının yiğitlik, erkeklik ve bereket tanrısı.
Okyanusya halkının erkeklik ve bereket tanrısı.
Avustralya'nın eyaletlerinden biri olan Queensland' de bereket tanrıçası Anjea' dır.
Okyanusya: Büyük Okyanusa dağılmış adaları içine alan ülkelerden ve Avustralya' dan oluşan kıta. Okyanusya halkları; Avustralya, Yeni Zelanda, Mikronezya, Melanezya, Polinezya ve Pasifik adalarında yaşayan yerli halklardır.

Tiki sözcüğünün başka anlamları;
Argo'da marka kaygısı olan modayı takip eden züppe kimselere verilen ad.
Marka düşkünü olan züppe kimseye argoda verilen ad.
Topraktan yapılmış testi şeklindeki yayık.
Yayık.
Yağ çıkarılan araç, yayık.
Küçük yayık.
Küçük tencere
Az, bir parça.
Sağır, vurdumduymaz.
Parça, lokma, dilim (genellikle et, ekmek, peynir vb. için).

Tiki:
Geceleri işitilen ses. Türkler öyle sanırlar ki ruhlar sağ iken yaşadıkları şehirlerde her sene bir kerre toplanırlar ve halkı ziyaret ederler. Geceleyin bu sesi kim işitirse ölür. Bu Türkler arasında yaygın olan riayet.

İki çift kürekli balıkçı kayığı...

Tarlakoz,
Genellikle iki ya da üç çifte kürekli olarak özellikle çok hafif olan ıhlamur ağacından yapılan bu gezi teknelerine Piyade denir. Uzak yerlere kısa zamanda ulaşmak için yapılan ve Zangoç denen büyük piyadeler, suyun üzerinde ok gibi kayıp giderdi. 

Bu teknelerin denize temas eden kısmına küherba yağı denen bir tür vernik sürülürdü.

İçine yalnız kürek çekenin girebildiği uzun ve dar yarış kayığı...

Skif,
Tek gemiyle çekilen ağlarda ağın başlangıç ucunu taşıyan, çevirme tamamlandıktan sonra, bu ucun tekrar ana gemiye alınmasına yardımcı olan içinde genellikle 1-2 kişi bulunan küçük kayık.

İçine yalnız kürek çekenin girebildiği çok uzun ve çok dar yarış kayığı.

Fransız Ordusu' ndaki Kuzey Afrikalı “Berberi” birliklerinin adı...

Zouaveler,
Zawawa,
Fransızca: Zouave,
Zuhaf,
Zouave ismi, Berberilerin Zawawa kolundan geliyor. 1830 yılında Fransızların Cezayir' i işgali sırasında oluşturulan birliklerdir.

Zuhaf:
1831-1962 yılları arasındaki uzun dönemde Fransa' nın Kuzey Afrikadaki askeri işgallerinde Fransız Ordusunda görev yapan hafif piyadelere verilen bir unvandı. 1830 yılında Cezayir' in fethi ve daha sonra Tunus ve Fas' ın ilhakı, Fransa' da yeni ve olağandışı askeri oluşumların ortaya çıkmasına neden oldu. Bunların en ünlüsü şüphesiz Zouave' dir. Bununla birlikte, Fransız ordusunda başka egzotik savaş birimleri de vardı: Tyraller, Spahiler ve Gumiers.

Kuzey Afrika' da yaşamış eski bir Berberi Kabilesi...

İraten,
Berberi kabilesi.
Berberiler, Mısır, Libya, Tunus, Cezayir ve Fas’ ı içine alan Kuzey Afrika’nın bilinen en eski yerli halkıdır. Göçebe ya da yarı-göçebe, kabileler halinde yaşarlar. Berberi kabileleri arasında yüzlerce farklı lehçe konuşulmaktadır. İslamiyeti benimsemişlerdir. Berberi kabilelerinde toprak ve otlaklar üzerinde özel mülkiyet yoktur.

Tarlalar, kur’ a ile dağıtılır. Toprak üzerinde özel mülkiyetin yerleşmiş olduğu kabilelerde ise Fallahin adı verilen topraksız köylüler, ürünün beşte biri karşılığında işçi olarak çalışırlar.

Bağırsak solucanı...

Askarit,
Asalak olarak yaşayan solucan.
Çoğunlukla atların insanların barsaklarında yaşar. Beyaz, açık sarı renktedir. Vücudu silindir biçimindedir, iki ucu sivrilmiştir. Uçlarının birinde anus, birinde ağız bulunur. Ağzının etrafında üç tane büyük dudak vardır. Bir vantuz işini gören bu dudakları ile barsaklarda tutunur. 

Dişinin yaptığı yumurtalar, at gübreleri ile dışarı çıkar. Çıkan kurtçuklar barsağı delerek kana karışır, o yolla da kalbe, kalpten de akciğere geçerler. Oradan da nefes borusu ile yutağa gelirler. Bundan da yutularak, tekrar barsağa gelirler ve devirlerini tamamlamış olurlar.

Uzun tütün çubukları kullanıldığı dönemde odanın ortasına yerletirilen kül çanağı...

Takatuka,
Uzun tütün çubukları kullanıldığı dönemde odanın ortasına yerletirilen kül çanağı.
Odanın ortasına yerleştirilen, uzun tütün çubuklarının külünün döküldüğü çanak.
Kül tablası.
Çöp kutusu.

Takatuka kelimesinin diğer anlamları;
Gürültü patırtı.
Basımevlerinde kurşun dökülmüş, satır olarak dizilmiş harfleri iyice yerleştirmek için üzerlerine vurmaya yarar takoz.
Tahta havan, döveç.
Şeker kırmaya yarayan bir çeşit ağaç havan.
Karga, tilki, tavşan vb. hayvanların tarlaya girmemesi için direk üstüne yapılmış, su ile dönen ve bir yere vurarak ses çıkaran araç, fırıldak.
Köy odalarında kullanılan, küçük, tahta iskemle.
Eskimiş, yıpranmış, kullanılamayacak duruma gelmiş eşya.
Çoban çakmağı.
Alacak verecek.

Türkiye' nin başkenti Ankara' nın bugünkü yapısını almasında önemli ölçüde rol oynamış olan Avusturyalı mimar ve şehir planlamacısı...

Clemens Holzmeister,
(1886-1983)
Atatürk’ün mimarı. 
Avusturyalı mimar, eğitimci ve suluboya ressamı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında eserleri ile Ankara’yı taçlandırmıştır.

İnnsbruck' ta Devlet Yapı Sanat Okulu'nda öğretim görevlisi olarak çalıştır. Viyana Krematoryumu'nun tasarımı ve yapımı ile görevlendirilen Holzmeister 1924 yılı başlarında tamamladığı bu yapıyla Avusturya'da tanınmaya başlamıştır. Salzburg Festspielhaus' un yenileme çalışmaları ve Toplu Konut işlerini gerçekleştirdi. 1929'da daha sonra Hitler rejimince yıktırılan ve mekan açısından dönemin en etkileyici yapılarından biri sayılan Schlageter Anıtı'nı gerçekleştirdi.

1928 yılında Almanya’nın Avusturya’yı işgali üzerine Viyana’dan ayrılarak İstanbul’a yerleşti. 11 Ocak 1937 tarihinde çıkarılan bir yasa ile açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi proje yarışmasının Birincilik Ödülü’nü kazanan Holzmeister’ ın bu yapılar içinde gerçekleştirdiği en önemli eseri 1963 yılında tamamlanan TBMM binasıdır.

  • Türkiye Büyük Millet Meclisi Binalar Topluluğu (1960)
  • Avusturya Büyükelçiliği (1936)
  • Ankara Harp Okulu (1935)
  • Ankara Orduevi (1935)
  • Emlak Kredi (Emlak ve Eytam) Bankası (1934)
  • Yargıtay (İktisat ve Ziraat Vekaleti) Binası (1934)
  • Bayındırlık Bakanlığı (Nafıa Vekaleti) Binası (1934)
  • İçişleri Bakanlığı (Dahiliye Vekaleti) Binası (1934)
  • Ulus Merkez Bankası (1934)
  • Milli Eğitim Bakanlığı Binası (1934)
  • TC Cumhurbaşkanlığı Köşkü (Pembe Köşk) (1932)
  • Genelkurmay Başkanlığı Binası (Erkan-ı Harbiye Binası) (1930)
  • Milli Savunma Bakanlığı Binası (1930)
  • Güven Anıtı(Anton Hanak ve Joset Thorak ile beraber),

Bir Nakkaş ustası...

Mehmet Siyah Kalem,
Türk
dilinde resim yapan, ressam için eskiden verilen ad. 
Osmanlı döneminde nakış yapan, desen çizen, minyatür yapan sanatçılara denir. 
Çağı ve coğrafyası tarih içinde kaybolmuş bir nakkaş ustasıdır. Bir dizi eskimiş kaotik figürün yaratıcısı olan bu çizgi dışı nakkaşın yaşamı ile ilgili maalesef bilgi çok azdır. 

Şamanizm dünyasını yansıttığı resimlerde kuvvetli bir Çin sanatı etkisi egemendir. Resimler 14.-15. yüzyıllarda Türkistan’ da yapıldıkları ve Topkapı sarayında I. Ahmet döneminde (1603–1617) albüm haline getirilmiştir. Resimlerin Göçebe hayatını yansıtan günlük yaşam sahneleri Dev ve demonların (cinler) yer aldığı soyut tasvirler olarak tasvir edilmişlerdir.

Osmanlı sanat zevkine uygun, özellikle celi yazılarıyla dönemin en büyük üstadı hattat ...

Sami Efendi,
(D. 1838 - Ö. 1912)
İstanbul’da dünyaya gelen Sami Efendi, çeşitli yazı türlerinde yaşadığı dönemin en büyük üstadı sayıldı. Özellikle celi yazılarla hazırlamış olduğu levhaları dönemin hattatlarına örnek olmuştur. Osmanlı sanat zevkine uygun sülüs, nesih, talik yazı çeşitleri ve tuğra çekimi gelişmesini Sami Efendi ekolüyle tamamlamıştır. 

Hat sanatı, Arap harfleri çevresinde oluşmuş güzel yazı sanatıdır.
Tanınmış Hattatlar;
  • Ali Alparslan - Aziz Efendi
  • Bursalı Fahri,
  • Davut Bektaş,
  • Hafız Osman - Hafız Yusuf - Hasan Çelebi - Hüseyin Kutlu
  • Halim Özyazıcı - Hamid Aytaç
  • İbrahim Afif - İmad - İsmail Zühdi - İsmail Efendi(tuğrakeş).
  • Kazasker Mustafa İzzet Efendi, Kamil Efendi
  • Mehmed Esad Yesari - Mustafa Rakım - Mehmed Nazif - Mehmed Şefik - Muhtar efendi - Mustafa İzzet Efendi,
  • Osman Özçay,
  • Sami Efendi,
  • Şeyh Hamdullah - Şevki Efendi,
  • Taner Erdem,
  • Yahya Sufi - Yesarizade Mustafa İzzet.

Günümüz hattatlarından Hattatların Reisi olarak kabul edilen Hattat Hasan Çelebi.
Malezya'daki Sri Sendayan Camisi'nin ve İstanbul'daki Büyük Çamlıca Camisinin hatlarını kaleme almıştır.

Hat sanatında bir tür yazı ...

Nesih,
Hat sanatında sitte denen altı tür yazı vardır. Bunlar;
1-Kufi (köşeli),
2-Tevki,
3-Sülüs,
4-Reyhani,
5-Nesih,
6-Rika.

Arap harfleri çevresinde oluşmuş güzel yazı sanatına hat sanatı denir. Nesih, sülüs, rika, tevki, tomar, muhakkak, gubari yuvarlak hatlardır. Bölgelere göre hatlar Mağribi (Kayrevani, Endülüsi, Fasi, Mağribi, Sudani), Talik (Talik, nestalik, Divani, Şikeste, Divani Celi), Uzakdoğu (Sini, Cavi)' dur.

Hatta her tür yazıtta kullanılan ve uzaktan okunabilen yazılara iri anlamında, celi adı verilirdi. Alışılmış boyutlardan daha küçük harflerle yazılan yazılara hurde, gözle kolay seçilemeyecek boyuttaki yazılara da gubari (toz) denilirdi. Kolay yazıldığı için günlük yaşamda yaygın olarak kullanılan bir yazı türü de rika' dır.

Şebnem...

Çiy, 
Çiy Tanesi, 
Kırağı, 
Jale,
Çiğ,
Çik,
Şebnem, jale.

İngilizce: dew, 
Fransızca: rosee, 
Almanca: Tau,
Rusça, Rosa.

Bitkilerin üzerinde toplanan su damlacıkları.
Havada buğu durumundayken akşamın ve gecenin serinliğiyle yerde veya bitkilerde toplanan küçük su damlaları. 

Stifnik asit tuzu...

Stifnat,
 
Styphnate (fuel).
Stifnik asit tuzu.
Stifnik asit, kristallerden oluşmuş, sarı renkli bir astrenjan asittir. 
Pikrik asit gibi, oldukça kuvvetli sayılabilecek bir asittir. 

Boyar maddeler, pigmentler, mürekkepler, ilaçlar ve kurşun stifnat gibi patlayıcıların üretiminde kullanılır. Kurşun ve gümüş gibi metallerin zayıf bazik oksitleriyle reaksiyona girerek onların kurşun stifnat ve gümüş stifnat tuzlarını oluşturabilir.
Pikrik asite benzer şekilde düşük duyarlılığa sahip bir patlayıcı olsa da hızlıca ısıtıldığında patlar.

Stalin' e yakın çevresince verilen ad...

Koba,
Gürcü olan Stalin' in kendine örnek aldığı halk kahramanıdır. Robin Hood gibi, fakirlerin yanında yer alıp otoriteye karşı savaşmasıyla tanınır. Koba, asi, boyun eğmez anlamına gelir. 
Stalin, gençliğinde Koba'yı bir idol saymış ve takma ad olarak kullanmıştır. 

Josef Stalin, daha sonraki dönemlerde kendine çelik adam anlamına gelen stalin takma adını uygun görmüştür.

Spor yarışması sırasında vücuda üstün hareket ve enerji sağlamak için kullanılan uyarıcı ilaç ...

Doping,
İngilizce: doping.
Fransızca: se doper
Uyarıcı etkide bulunmak.

Vücuda ek enerji sağlamak için kullanılan uyarıcı ilaç.
Bir spor yarışması sırasında vücuda ek enerji sağlamak için kullanılan uyarıcı ilaç.
Bir spor yarışması sırasında vücuda üstün hareket ve enerji sağlamak için kullanılan uyarıcı ilaç.

Herhangi bir hayvanın yarıştaki hızını, dayanıklılığını, cesaretini, gücünü ve davranış veya hareketlerini değiştirmek için ilaç veya kimyasal madde kullanılması.
Uyarıcı ilaç vererek daha zinde hale getirme, özellikle yarışçının göstereceği gücü artırma amacıyla, yarışa başlamadan önce uyarıcı bir ilaç verme.
Bazı bedensel özellikleri değiştiren veya artıran bir uyarıcı maddeyi çok az miktarda vermek.

Bir şeyin niteliği...

Nelik,
Öz,
Gerçekte öz ile aynı olan şey. Ancak düşüncede, aracılığıyla bir şeyin varolduğu şey ile aracılığıyla bir şeyin o olduğu şey (nelik) arasında bir fark bulunmaktadır.
Niçin, neden,
Mahiyyet, mahiyet
Keyfiyet, mahiyet.
Ne işe yarar.
Zorluk, güçlük, sıkıntı.
Ne diye, niçin?
Yaramaz, kötü,
Ne gerek.

Bir şeyin ön tarafı, ön yüzü...

Alnaç,
Annaç,
Cephe,
Bir şeyin ön tarafı, ön yüzü.
Karşı, ön taraf, gözönü, her taraftan görülebilen yer, meydan, açıklık.
Karşı, karşı taraf.

Bir şeyin üst tarafı, geçmişi...

Sibak,
(Sebk)
Arapça: sebk, sibak, (ﺳﺒﺎﻕ). 
Bir şeyin önceki hali, birisinden ileri geçmek, bir şeyin geçmişi.
Arapça, geçmek anlamındaki sebk kelimesinden türetilmiştir.
Bir şeyin öncesi, kendinden önce olanı, geçmişi, üst tarafı.
Bağ, bağlantı.
Yarış.
Bir şeyin geçmişi
Bir şeyin öncelik hali. 
Birisinden ileri geçmek. 
Sözün gelişi.
Geçmiş, önceki.
Bir şeyin üst tarafı, geçmişi.
Bağ, bağlantı, sözün gelişi.

Bir şeyin zahmetini, sıkıntısını çekme...

Muanat,
Bir şeyin zahmetini, sıkıntısını çekme.
Bir nesneyi dikkatle göz altında bulundurma. 
Ona göz kulak olma.
Eskiden, Osmanlı Döneminde, Bir şeyin zahmetini çekme.

Dünyanın ilk atom denizaltısının adı...

Nautilus,
USS Nautilus (SSN-571)'u 1954 yılında denize indirilmiştir.
Nükleer, Atom denizaltılar Şnorkel yapmadan, aylarca su altında kalabilmektedir. Bu tür denizaltılar, enerjisini su soğutmalı basınçlı nükleer reaktörlerden sağlar. Nükleer reaktörün yakıtı birkaç sene gitmektedir. Denizaltı personeline gerekli olan hava kimyasal yollarla temizlenir.

1958 yılında hizmete giren USS Nautilus Denizaltısı ilk atom denizaltıdır. Bu denizaltı kuzey kutbunu kaplayan buz tabakasının altından geçmiştir.

Jules Verne' in Denizler Altında Yirmi Bin Fersah adlı 1870 ve Esrarlı Ada adlı 1874 yılı romanlarında anlatılan, hayal ürünü bir denizaltıdır.Jules Verne bu denizaltıyı Robert Fulton' un icat ettiği ve ilk kullanılabilir denizaltı olan Nautilus' dan esinlenerek isimlendirmiştir.

Afrika’da gruplar halinde yaşayan ve firavun faresi de denilen , boyu 30 cm kadar olan memeli bir hayvan...

Kuyruksüren,
(Herpestes ichneumon), 
Firavun Faresi,
Zarif vücutlu, kısa bacaklı, küçük yırtıcı hayvanlardır. Renkleri gri, kahverengi yada alacalı lekeleri veya çizgileri olan etcil hayvanlardır. Bir türünün kuyrukları kısadır. Uzunlukları 18-71 cm. ve ağırlıkları 0,2-5 kg arasıda değişir.

Ayaklarında beş parmakları vardır. Bir kaç cinste sadece dört parmak vardır. Tırnaklarını içeri çekemezler.Çoğunda kötü bir koku üreten anal beze bulunur. Kafaları vücutlarına göre küçük, kulakları küçük ve yuvarlak, burunları sivridir. Ağızlarında 36 ila 40 adet diş bulunur. Solucan, çekirge, kertenkele, küçük yılanlar, yumurtalar, larvalar, böcekler besinlerini oluşturur.

Afrika kokarcası da denilen bir kürk hayvanı...

Zorilla,
(Ictonyx striatus) ,
Eskiden Sansargiller (Mustelidae), familyasına mensup sayılan kokarcalar (Mephitidae), modern bilimde ayrı bir familya olarak kabul edilmektedirler. Zorilla gelincik porsukların birçok özelliklerini bünyesinde taşıyan küçük bir etoburdur.

Zorillanın yurdu güney Kap' tan başlayarak kuzeyde Süveyş berzahına, oradan da Ön Asya içlerine kadar uzanır. Zorilla'nın uzun ve gevşek tüylü kürkünde, başından oldukça uzun, beyaz kuyruğuna kadar uzanan siyah ve beyaz çizgiler dikkati çeker. 
Bu hayvanın baş ve vücut uzunluğu 38 - 40 cm. geçmez. Maksimum ömrü 5 yıl olarak tespit edilmiştir.

Mersin ilinde bir yayla...

Soğucak,
Mersin ilindeki yaylalar;
Aslanköy, Gözne, 
Fındıkpınarı, Soğucak, 
Bekiralanı, 
Mihrican, Ayvagediği, Güzelyayla,

Tarsus: 
Namrun(Çamlıyayla), Gülek, Sebil,
Erdemli: 
Sorgun, Küçük Sorgun, Toros, Küçükfındıklı ve Güzeloluk,
Silifke: 
Balandız, Uzuncaburç, Gökbelen ve Kırobası,
Anamur: 
Abanoz, Halkalı, Kaş, Beşoluk,
Bozyazı: 
Elmagözü ve Kozağaç,
Gülnar: 
Bardat, Tersakan ve Bolyaran,
Mut: 
Kozlar, Çivi, Dağpazarı, Söğütözü, Sertavul,

İçel Mersin ilinin eski adı...

İçel, 
Mersin,
Türkiye' nin en yüksek ikinci gökdeleninin (Mertim Kulesi, 177 metre) bulunur. 
Mersin ilinin ilçeleri; 
Anamur, Aydıncık, Bozyazı, Çamlıyayla, Erdemli, Gülnar, Mut, Silifke, Toroslar, Akdeniz, Yenişehir, Mezitli ve Tarsus' tur. 
En yüksek tepesi : Medetsiz Tepesi (3.524 m) 

Mersin' i kuzeydoğudan Gülek Boğazı (1250 m) ile ve kuzeybatıdan Sertavul Geçidi (1990 m) İç Anadolu'ya bağlamaktadır. Mersin ilinin en büyük iki akarsuyu Göksu Irmağı ve Tarsus (Berdan) Çayı’dır. 

Tarihi ve turistik açıdan görülmesi gereken başlıca yerleri; 
Alahan Manastırı (Mut), Kravga Köprüsü, Kızkalesi, Yumuktepe, Kanlıdivane (Neapolis), Anamuryum Harabeleri, Viranşehir ( Soli), Tarsus - Aziz St.Paul Kilisesi, Silifke-Uzuncaburç, Karaduvar, Ayaş, Namrun Kalesi (Lampron), Alahan (Alacahan) Manastırı, Narlıkuyu, Zeus (Jupiter) tapınağı, Cennet Cehennem mağaraları, Çukurpınar Mağarası, Korikos Kalesi, Mamure kalesi, Aslanköy Kaya Mezarları, Adam Kayalar, Tarsus-Ulu Cami, Tarsus-Eski Cami, Büyükeceli Kaya mezarları sayılabilir. 
Önemli plajları ise Anamur, Kızkalesi, Susanoğlu ve Ayaştır.

Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ