Omuzlardan geçerek boyun çevresinde kapanan, vücudun biçimine göre kesilmiş kadın üstlüğü ...

Kap, 
Fransızca: cape,
Gövdeyi omuzların üstünden çepeçevre saracak biçimde yapılan bir tür üst giysisi. 
Kadınların giydiği kolsuz üstlük.
Sırta alınan, kolsuz manto veya kısa ceket.
Uzun salta,
Gövdeyi omuzların üstünden çepeçevre saracak biçimde yapılmış olan bir tür üst giysisi.

Japonya' da atılan atom bombalarından sağ kurtulanlara verilen ad...

Hibakusa,
Dünya üzerinde yaşanan en büyük dehşeti görmüş ve sağ kurtulmayı başarmışların ortak adı.
Amerika'nın ilk olarak 6 ağustos 1945 te Hiroşima' ya, üç gün sonra da Nagazaki' ye attığı atom bombasından kurtulan, şanslı, acılı ve artık epey yaşlı insanlar. Hibakusha Atom bombaları patladığı anda Hiroşima ve Nagazaki' de bulunup hayatta kalan insanlara denir.

Japon hükümetinin verilerine göre 31 Mart 2007 itibariyle 251.834 Hibakusha halen hayattadır.

"Sarsak doğan" da denilen yırtıcı bir kuş ...

Kerkenez, 
Falco tinnunculus.
Kule doğanı,
Sarsak doğan,
Kartalgillerden, leşle beslenen yırtıcı bir kuş.
Kerkenez, kartalgillerden, leşle beslenen, 35 santimetre uzunluğunda, kızılımsı tüyleri olan bir kuş. Doğan, özellikle Akdeniz çevresi ülkeleri ve Orta Asya' da yaşar.

Kartalgiller ailesinden Falco ve Circus cinslerinde toplanan yırtıcı kuşlan belirten ortak ad. Doğanlar Türkiye’nin farklı yörelerinde ve farklı bilimsel sınıflandırmalarda başka başka adlarla anılırlar.

Türkçe’de daha çok delice doğan  ya da yalnızca  delice ortak adıyla anılan circus cinsinin Türkiye’de yaşayan dört türü vardır:
Kızıldelice, sazdelicesi ya da kızıldoğan (C.aeroginosus),
Ekin delicesi, Saz delicesi ,
Gökdoğan ya da gökçe toygun (C. cyaneus),
Çayır delicesi ya da Çayır doğanı (C. macrourus).

Delice doğanlar, Kurbağalar ,böcekler, küçük kemirgenler ve kuşlarla beslenirler. Bazı türleri yerleşik yaşarken (sözgelimi batı Avrupa’da yaşayan gökdoğan), bazıları kışı sıcak ülkelerde geçirirler (sözgelimi kışı geçirmek için tropikal Afrika’ya giden çayır doğanı).

Falco cinsinin Türkiye’de 10 türü bulunur: 
Akdoğan, aksungur ya da Asya akdoğanı, kutsal doğan,sungur, ulu doğan ya da boğucu doğan, göçmen doğan ya da keklik kerkenezi, delice doğan ya da beyaz boyunlu kerkenez, bıyıklı doğan ya da çöl sunguru, ada doğanı ya da siyah başlı doğan, sarsak doğan, kerkenez ya da kule doğanı, küçük kerkenez, bodoğan ya da güvercin doğanı, aladoğan ya da kırmızı ayaklı kerkenez.

Japonya' da giyilen takke biçiminde başlık ...

Kammuri,
Japonya'da siyah ipekten yapılan ve takkeye benzeyen bir başlık türü. Asya ülkelerinden Japonya' da giyilen, takke biçimli kammuri parlak siyah ipekli kumaştan yapılır ve üzerindeki şeride imparatorluk arması olan krizantem işlenir. Şapka ve başlık, biçim olarak öbür giysilerden daha fazla çeşitlilik gösterir. Türban, silindir şapka, külah, bere, miğfer, panama hasır şapka ve fes gibi çeşitli şapkalar kadınlar ve erkekler tarafından yüzyıllardır giyilmektedir.

Eskiden başlıklar, süs olsun diye değil, sıcaktan ya da soğuktan korunmak için kullanılırdı. Aynı zamanda da başlık veya şapkayı giyen kişinin toplumsal bakımdan özel bir konumu olduğunu belirtmek için de kullanılıyordu. Mesela krallar, kabile şefleri ve rahipler özel başlıklar giyerlerdi. Günümüzde de kral tacı, piskopos başlıkları, subay şapkaları, üniversiteyi bitiren öğrencilerin giydikleri kepler gibi başlıklar, kişilerin belirli toplumsal konumlarını simgelemektedir.

Çok eskiden uygulandığı üzere, bir savaşçı bir eve girdiğinde miğferini çıkarır ve elini uzatırdı. Miğferini çıkararak ev sahibine güvendiğini, elini uzatarak da elinde silah gizlemediğini gösterirdi. Bir saygı gösterisi olarak şapkaya elle dokunarak ya da onu çıkararak selam verme, bu eski adetin günümüzde yaşayan biçimidir ve halen sürdürülmektedir.

Dolunay, mehtap ...

Ayas,
Dolunay,
Mehtap,
Farsça: mahtap.
Ay ışığı,
Bediz,
Bedir,
Arapça: bedir.
Ay' ın tam bir daire olarak dolgun, parlak görüldüğü evre, ayın on dördü, bedir.

 

Küçükken yapılan vaftizin hiçbir değeri bulunmadığını ileri süren Hıristiyan tarikatı ...

Anabatizm,
İngilizce: anabaptism,
Küçükken yapılan vaftizin hiç bir değeri bulunmadığını ileri süren Hıristiyan tarikatı.
Vaftizin yapılışı ve ona olan inanç bütün hristiyan toplumlarınca aynı şekilde kabul edilerek değerlendirilmemiş. Anabatizm adlı bir hristiyan tarikatına göre küçük iken yapılan vaftizin hiçbir değeri yoktur. Büyüklerin yeniden vaftiz edilmeleri gerekir. 

Vaftizin bu şekilde yorumlanması, zamanla Hz. İsa' nın cemiyet vaftizcisi olarak anlaşılmasına yol açmıştır. Batizm adı verilen bir başka Hristiyan mezhebine göre vaftiz, ergenlik çağında bütün vücudu suya sokarak yapılır. Bu mezhep özellikle İngiltere ve Amerika' da yaygındır.
Vaftiz; 
Kişinin alnını ıslatmak veya tüm vücudunu suya batırmak şeklinde icra edilen bir dini arınma" ve yeniden doğma törenidir. Hıristiyanlığa girme alameti ve Hristiyanlığın şartı sayılan yedi merasimden biridir. Vaftiz Ortodokslarda suya girmekten, Katoliklerde üzerine su serpmekten ibarettir. Vaftize Arapçada tamid denir.

Zayıf ve ince, uzun boylu kimse...

Kikirik,
Zayıf, ince, uzun boylu kimse.
Uzun boylu, zayıf, ince kimse.
Uzun boylu, çok zayıf (kimse)

Kikirik sizcüğünün başka anlamları:
Yerfıstığı.
Çıtkırıldım.
Yerli yersiz gülen.

Kikirik: 
Birinci Dünya Savaşı sırasında İngilizler’ e ve özellikle İngiliz askerlerine Türk halkı arasında verilen isim.

Ölü yıkayıcı ...

Gassal,
Gasil,
Ölü yıkama.
Ölü yıkayan.
Gasil, yıkanmış (Arapça).
Teneşir, 
Farsça: tenşüy.

Üstünde ölü yıkanılan kerevet, teneşir, salacak, ölü salı.
Üzerinde ölü yıkanan ayaklı tahtaya, kerevete teneşir, salacak denir. 
Ölü, cenaze yıkama işine gasil ve cenazenin yıkandığı yere de gasilhane denir.

Ölü yıkama ...

Gasil,
Ölü yıkama.
Ölü yıkayana Gassal denir.
Gasil, yıkanmış (Arapça).
Üstünde ölü yıkanan kerevet,  Teneşir, (Farsça tenşüy).  
Üstünde ölü yıkanılan ayaklı tahtaya, kerevet, teneşir, salacak denir.  
Ölü, cenaze yıkama işine gasil ve cenazenin yıkandığı yere de gasilhane denir.      

Ey insanoğlu, Her nefis ölümü tadacaktır.
Tarihte mumya nasıl yapılır denilince hemen bir ölü öldüğü zaman diye anlatmaya başlanırdı. Evet şimdi bende bir ölü öldüğü zaman diye başlarsam dersiniz ki ölü ölmez. Doğru bir insan normal şartlarda ölümü tadınca cenaze olur ve bir takım işlemler habersizce devam eder. Cenazenin çenesi çekilir. Gözleri açıksa kapatılır. Sağ eli sol elinin üstüne getirilir. Ölen kişi kadınsa elleri göğüs hizasında, erkek ise göbek hizasında birleştirilerek, sağ el üstte olmak üzere bağlanır. Ayakları birleştirilir, bağlanır. Eğer ölü bekletilecekse soğuk bir yere, morga konur. Ölünün şişmesini önlemek için de üzerine bıçak bırakılır. Ölünün selası (sala) verilir. Salanın sonunda ismiyle ve halkın tanıyacağı lakapla öldüğü duyurulur.

Üstünde ölü yıkanan kerevet,  Teneşir, (Farsça tenşüy).  
Üstünde ölü yıkanılan kerevet, teneşir, salacak, ölü salı.  
Üzerinde ölü yıkanan ayaklı tahtaya, kerevete teneşir, salacak denir. 
Ölü, cenaze yıkama işine gasil ve cenazenin yıkandığı yere de gasilhane denir. 

Caz müziğinin önde gelen temsilcilerinden biri olan ABD' li trompetçi ...

Louis Armstrong,
(D. 1901 - Ö. 1971), 
Büyük Amerikan caz sanatçısı.
Caz tarihinin en iyi Trompetçisi.
Louis Armstrong, 4 Ağustos 1901 tarihinde New Orleans' da doğdu. New Orleans orkestralarında daha 13 yaşındayken  trompet çalarak hayata başladı. Çalışmalarını New Orleans ve Mississippi gemilerindeki orkestralarda çalarak sürdürdü. 

İlk plağını 1923 yılında yaptı. Zamanın ünlü solisti Fletcher Henderson’un grubunda çalıştıktan sonra 1925 yılında Chicago’ya dönerek kendi grubunu kurdu. Hot Five veya daha yaygın adıyla Hot Seven, Louis Armstrong ile birlikte plaklara imza attılar. 1932 yılında ünlü sanatçı kendisini Avrupa’da meşhur eden turuna çıktı. Ünü radyolarda, filmlerde daha sonra TV’lerde görünmesiyle doruğa çıktı. Kendisine özgü scat tarzı çalışıyla tüm zamanların en ünlü cazcıları arasındaki yerini koruyor.

Barney Bigard, Jack Teagarden, Trummy Young, Arvell Shaw, Marty Napoleon, Big Sid Catlett, ve Barrett Deems, Jimmie Rodger’s, Bing Crosby, Duke Ellington, Fletcher Henderson, Bessie Smith ve özellikle Ella Fitzgerald gibi isimlerle çalıştı. Otuzüç  filmde oynadı. Hello Dolly (1964) en çok satılan albümüdür.

Lois Armstrong 1971 yılında  69 yaşında kalp krizinden öldü.

1910-1970 yılları arasında yaşayan ve "Harem", "Padişahların Kadınları ve Kızları" gibi yapıtlarıyla tanınan tarihçilerimiz ...

M.Çağatay Uluçay, 
(1910-1970).
Tarihçi,
Meslek hayatının önemli bir bölümünü, bu zor işe, yani Harem'in ve Osmanlı hanedanının araştırılmasına ayırmıştır. ‘‘Osmanlı Sultanlarına Aşk Mektupları" adlı kitabı 1950 yılında yayımlanmış.
Çankırı'nın Çerkeş ilçesinde doğdu. İzmir Erkek öğretmen Okulu' na girdi. Zayıf, orta boylu, geniş alınlı, zeki bakışlı, çok hareketli, ve neşeli bir kişiydi. Asıl adı Mustafa idi. Çağatay adını Edebiyat Öğretmeni Faik Tolunay taktı. 

1933 yılında Ankara Eğitim Enstitüsünden mezun oldu. İlk görevini Burdur Ortaokulunda aldı. Burdur'da çok sevildi ve sayıldı. 1935-1956 yılları arasında Manisa Ortaokulu ve Lisesinde çalıştı. Esas benliğini ve değerini Manisa'da göstermeye başladı. 1947-1949 yıllarında bilgi ve görgüsünü arttırmak üzere İngiltere'de bulundu. Balıkesir Necati Eğitim Enstitüsünde görev aldı. Daha sonra İstanbul Öğretmen Okulunda ve Eğitim Enstitüsünde görev yaptı. Onun en büyük zevki okumak öğretmenlik etmek ve yazmaktı. Son derece ateşli ve heyecanlı bir Atatürkçü idi. Çağatay Uluçay Manisa'da bulunduğu sürece ve daha sonraki yıllarda Manisa tarihine ışık tutacak inceleme ve hizmetler yapmıştır. 1970 yılında ölmüştür. Ölümünden önce Saruhan Oğulları ve Manisa Tarihi üzerinde çalışmıştır.

Eserleri;
Padişahların Kadınları ve Kızları,
Harem,
Haremden Mektuplar,
Osmanlı Sultanlarına Aşk Mektupları,

Kahramanmaraş iline özgü, sarmısaklı yoğurtla yenilen yuvarlak bulgur köftesi ...

Takalak,
Irk,
Yuvarlak bulgur köftesi,
Kahramanmaraş iline özgü, sarımsaklı yenilen yuvarlak bulgur köftesi. 
Malzemeler;
Kıyma (750 gram)
1 baş soğan, 
2 diş sarımsak, 
100 gram pirinç, 
tuz, kimyon, karabiber, pul biber vs..
Kıyma, diğer malzemelerle yoğrulup yuvarlak köfteler haline getirilir. Tepsiyle 15 dakika fırına verilir. 

Köfteler tuz ve az sıvı miktarda sıvı yağ katılmış kaynar suya atılıp pişirilir. Daha sonra sudan alınan köftelerin üzerine sarımsaklı yoğurt dökülerek servis yapılır.

http://www.safakaydin.com.tr

Türk yazar, gazeteci ve yayıncı Ahmet Mithat' ın bir romanı ...

Vah,
Ahmet Mithat, (1844 - 1912), 
Türk yazar, gazeteci ve yayıncı. 
Tanzimat dönemi yazarlarındandır. 
Türk edebiyatının gerçek anlamda ilk popüler yazarıdır. 1878-1921 yılları arasında Tercüman-ı Hakikat gazetesi yayınladı. 
1844 yılında İstanbul’un Tophane semtinde doğdu. 28 Aralık 1912 tarihinde Darüşşafaka’da nöbetçi olduğu bir sırada kalp krizinden hayatını kaybetti. Fatih Camii Mezarlığı’na defnedildi.

Ahmet Mithat, Türk edebiyatında kırk beygir gücünde yazı makinesi olarak tanındı. Yayımladığı eserlerinde Avrupa'nın bilim, sanayi ve çalışkanlığını överken Osmanlı toplumunun ahlaki değerlerinin korunması gerektiğini vurguladı. 
Gazeteciliğin dışında, tiyatro alanında, Açıkbaş, Ahz-i Sar, Ziba adlı eserleriyle dram ve operet türünde ürünler yazdı. Fransızca’dan roman çevirileri yaptı. 

Eserleri;
Ahmed Metin ve Şirzat, Altın Aşıkları, 
Aleksandr Stradella, Amiral Bing, Arnavutlar-Solyotlar, 
Bir Fitnekar, 
Cankurtaranlar, Cellad, Cinli Han.
Çengi, Çifte İntikam, Çingene, 
Diplomalı Kız, Dünyaya İkinci Geliş yahud İstanbul’da Neler Olmuş, Dürdane Hanım, 
Esaret, Eski Mektublar, Eski Mektublar, 
Felatun Bey ile Rakım Efendi, Firkat, 
Gençlik, Gönül, Gönüllü, Gürcü Kızı yahud İntikam, 
Hasan Mellah yahud Sır İçinde Esrar,  Haydut Montari, Hayret, 
Henüz On Yedi Yaşında, Hikmet-i Peder, Hüseyin Fellah, 
Jön Türkler,
Karı-Koca Masalı, Karnaval, Kısmetinde Olanın Kaşığında Çıkar, Kıssadan Hisse, 
Mihnetkeşan, Müşahedat.
Nasib, 
Ölüm Allahın Emri, 
Para, Paris’de Bir Türk.
Süleyman Musuli, 
Şeytankaya Tılsımı, 
Taaffüf, Teehhül, 
Vah, Volter Yirmi Yaşında, 
Yeniçeriler, Yeryüzünde Bir Melek.

Kadirilik tarikatının, bir kolu ...

Eşrefilik,
Esedilik,
Rumilik,
Galibilik,
Kadirilik Tarikatı, 
(Kadiriye)
Sufi tarikatlardan biri. 

Abdülkadir Geylani takipçileri tarafından 12. yüzyılda kuruldu. İslam Tarihinde sesli zikir yapan tarikatlar olarak kabul edilmektedir. Sesli zikir yapılması nedeniyle cehri tarikatlar arasında sayılır. 
Kadirilik birçok kola ayrılarak günümüzde de etkinliğini sürdürmektedir. Galibilik, yaşayan kadirilik kollarının en önemlilerinden birisidir.



Bodrum ilçesinde doğal güzelliğiyle tanınmış bir koy...

Kargıcak,
Kargıcak koyu,
Kargıcak plajı,
Bodrum’un en temiz denizine sahip Kargıcak, 200 metrelik çakıl plajı olan, rüzgardan korunaklı bir koy. 
Balıkçı Barınağı olarak da bilinir.

Akyarlar, Aspat, 
Bağla koyu, Bardakçı, Bitez,
Karaincir koyu, Kadikalesi koyu, 
Gülköy, Gümbet, Gümüşlük, Gündoğan, Güvercinlik, 
Ortakent,
Salmakis ( Bardakçı ),
Torba, Turgutreis, Türkbükü,
Yahşi koyu, Yalıkavak,

 

Müjdeli haber ...

Sava,
Muştu,
Farsça: muştu kelimesi müjde sözcüğünden türetilmiştir.
Sevindirici haber, müjde.
Beşaret. 
Sevinç haberi.
Haber. 
Müjde getiren.
Sevindiren haber; sava, müjde, erim, beşaret.

Judo, karate gibi sporlarda teknik bir göstergeyi oluşturan hareketler dizisi ...

Kata,
Sözcük anlamı olarak form.
Tek ya da eşli olarak yapılan detaylı olarak düzenlenmiş hareketler dizisi anlamına gelen Japonca bir sözcüktür.
Judo, karate gibi sporlarda teknik bir göstergeyi oluşturan hareketler dizisidir. Kata denince akla Savaş Sanatları gelir. Geleneksel Japon Tiyatrosu Kabukiden, Geleneksel Çay Seremonisine kadar birçok Japon Kültürü ögesinde kullanım alanı bulmuştur.

Kata, Aikido, İaido, Judo, Jujutsu, Kendo ve Karate gibi tüm Japonya ve Okinava kökenli Savaş Sanatlarında kullanılır. Tai Chi Chuan ve Taekwondo gibi diğer sporlarda da, Kata yerine Çince ya da Korece isimlerle aynı tür eğitim yapılır. Her savaş sanatında  Kata eğitiminin çalışmasının yoğunluğu değişir. Birçok dövüş sporu karşılaşmasında Kata dalında yarışmalar yapılır.

Kaynak;  http://tr.wikipedia.org/

Adını İbni Rüşd’den alan ve “İnsan aklıyla Tanrı aynı şeydir, ruh ölümlüdür” gibi düşünceleri savunan görüş...

Averroizm,
Averroes,
(Latince),
(D. 1126 - Ö. 10. Aralık 1198),
Endülüslü-Arap felsefeci ve hekim, bir felsefe, fıkıh, matematik ve tıp alimi,
Adını İbni Rüşd’ den alan ve insan aklıyla Tanrı aynı şeydir, ruh ölümlüdür gibi düşünceleri savunan görüşün ismi.

İbni Rüşd, Endülüs’ te yetişen meşhur filozof, doktor, astronomi bilgini ve matematikçi. İsmi, Muhammed bin
 Ahmed olup, künyesi Ebül Velid’ dir. Babası, Kurtuba kadısıydı. Ehl-i sünnet alimi olan Muhammed ibni Rüşd dedesidir. Dedesine nisbetle İbn-i Rüşd diye meşhur olmuştur. Avrupa’da Averroes adıyla tanınır. 1120 yılında Endülüs’ün Kurtuba şehrinde doğdu. 1126 yılında doğduğunu bildiren kaynaklar da vardır. 1198 tarihinde Merrakuş’ta vefat etti.

Eserleri:
Et-Tahsil,
Fasl-ül-Makal vel-Keşf an Menahic-il-Edille, Kitab-ül-Hayevan, Kitabü Mabadet-Tabia, Külliyat fit-Tıb,
Makale fil-Kıyas, Makale fî Cevher-il-Felek, 
Muhtasar-ı Mecisti, Mukaddemat,
Nihayet-ül-Müctehid,
Şerhu Kitab-üs-Sema vel-Alem,

Şerhü Kitab-ün-Nefs li-Aristotales, Şerhul Urcuze fit-Tıb,
Tehafüt-üt-Tehafüt, Telhisü İlahiyyat-ı Nikolavus,
Telhisü Kütübi Aristotales,
Zaruri,

Küba kökenli bir dans ...

Son,
Salsa’nın atası sayılır, 
Caz; Havana, New-Orleans.
Çaçaça; 1950’lerin gözde dansı ve müziği.
Habanera; Küba’daki ispanyol topluluğu içinde gelişmiş, çiftlere has, ağır ve duygu yüklü bir dans.
Danzon; Küba’nın Matanzas şehrinde, toplumun varlıklı kesimlerinde ortaya çıkmış bir dans.

Konga,
Mambo; 1930-1940 yılları arasında doğmuş bir dans.
Rumba; En eski Afro-Küban artistik formu.
Salsa; Bu müziğin köklerinde Karayipler, Orta ve Güney Amerika var.
Salsanın en tanınan biçimleri Rumba, Son ve Danzon.
Timba; Çok dinamik bir salsa türüdür.
Yambu; En eski rumba stili.


Kaynak: http://www.bulmacabil.com

Koruyucu parlak bir cilayla kaplanarak camsı bir görünüş kazandırılmış seramikler için kullanılan sözcük ...

Vitrifiye, 
(Fr. vitrifier),
Cama benzer biçimde olan, Camlaşmış, camsı.
Vitrifiye seramik.
Seramik, 
(Fr. ceramique).
Yüksek ısıda pişirilmiş topraktan yapılan vazo, çanak, çömlek vb. nesne. 
Yüksek ısıda pişirilmiş toprak, fayans, porselenden yapılan.

Mühendislik ve endüstride kolay işlenemeyen malzemeler; cam, çimento, emaye, aşındırıcı madde çanak çömlek ve çin porseleni imalinde çok kullanılan yüksek sıcakta şekil verilebilen genellikle oksit, bozit veya karbit içeren inorganik malzemeler.

"Kokulu üzüm, çilek üzümü" gibi adlar da verilen verilen ve Doğu Karadeniz yöresinde de yetiştirilen şaraplık bir üzüm cinsi ...

İsabella,
İzabella,
Çilek üzümü.
Kokulu üzüm.
Doğu karadeniz, Batum civarında yetişen siyah üzüm.
Kokulu üzüm, çilek üzümü gibi adlar da verilir. Doğu Karadeniz yöresinde yetişen şaraplık bir üzüm cinsi.
Kokulu üzüm, renklidir. Salkım oluştuğunda açık yeşildir, sonra pembe-kırmızı renk alır. Olgunlaşınca siyah veya siyah-mavi renk alır.
Kabuğu kalındır,kolayca içinden ayrılır. 

Adından da anlaşılacağı gibi çok güzel kokusu (aroması) vardır. Kokulu üzüm, toplanarak pekmez, şıra, sirke yapılır. Pekmez yıl boyunca nardek, samaksa yapılarak veya yoğurtla karıştırılarak kullanılır.

Üzüm cinsleri;
Acıkara (Göller yöresi, sık, yuvarlak ve küçük taneli), Adakarası,
Akgemre-Algerme (Isparta yöresi, güvez renkte bir üzüm, sofralık, şaraplık üzüm).
Alatavşan, Alicante Boushet, Altıntaş, Atasarısı, Atsarısı,
Ballıboz, Barış, Besni, Beyazkere, Beylerce, Big perlon, Boduroğlu, Bonnoir, 
Büzgülü (siyah ve uzun taneli),
Cabernet Franc (Fransız), Carignane, Chardonnay (Fransız), Cabernet Sauvignon (Fransız),
Cimin (Erzincan yöresine özgü siyah üzüm), Cinsaut (Şaraplık Tekirdağ üzümü),
Çal karası, Çavuş, Çubuk karası,

Dabouki, Damit (sofralık), Danaboku (Muğla),
Danlas, Datal, Dımışkı, Dirmit, Dimnit 
(Erken olgunlaşan bir cinsi),
Dimyat (Seyrek ve yuvarlak taneli uzun),
Dökülgen (Gaziantep yöresine özgü),
Eldaş, Emir, Emirali(çekirdeksiz şıralık üzüm), 
Esebalı, 
Hacıbalbal, Hafızali, Hasandede, 
Hatun parmağı, Hönüsü (Sofralık),
Hüseyni (Gaziantep yöresine özgü) ,

Gamay (Trakya şaraplık), 
Gemre (siyah, pembe), Gülüzümü,
Işıklı, 
İlkeren(Trakya), İpek, İrikara, İsabella,
İsabella (Çilek üzümü' de denir. Doğu karadeniz, Batum civarında yetişen siyah üzüm.)
Jamit,
Kabarcık, Kalecik karası, Karaburcu (Pekmez yapılan Kayseri yöresi üzümü),
Karaerik, Karagevrek, Karalahna (Şaraplık), 
Karasakız (Şaraplık),
Karaparmak-Sergikarası-Karasergi (Yuvarlak, iri, ekşi ve siyah üzüm),
Karasirke (Ekşi üzüm), Kardinal-Cardinal (Kırmızı ve iri taneli üzüm),
Keçimemesi (uzun taneli, sert kabuklu, şaraplık üzüm, Bulgaristan' da Mavrud denir.)
Klaret (Beyaz şaraplık Trakya yöresi üzümü),
Kişmiş, Konak beyazı, Kozak, Kroko (Trakya yöresi), Köhnü, 
Kömüşmemesi, Kuntra, Künefi,
Lival
Matilde, Merlot (Fransız), Muhammediye, Muskat, Müşküle,

Narince,(Tokat yöresinde şaraplık üzüm),  
Neferiye (Bozcada),
Ora, Osmanca,
Öküzgözü (Elazığ yöresine özgü kırmızı şaraplık),
Pafi, Pamit (ince kabuklu bir üzüm), Papazkarası,
Parmak, Patlak, Perlet,
Pino-Pinot noir (şıralık, şaraplık üzüm),
Razakı, 
Rumi (Gaziantep yöresine özgü)
Sapaklavi (Doğu, Kuzeydoğu Anadolu),
Sarıbesni, Semillon, Sıksarı (Muğla),
Sirah, Siraz (Fransız), Siyahcumbur,
Sultani (çekirdeksiz), Sungurlu,
Şilfoni,

Tahannebi (Uzun ve sarı taneli bir üzüm türü), Topbaş,
Ugni (İtalya ve Fransa' da yetişen şaraplık beyaz üzüm cinsi), Uslu.
Vasilaki (Bozada' ya özgü şaraplık üzüm), Victoria,
Yapıncak, (Seyrek taneli ve kırmızı benekli bir üzüm cinsi), Yıldız,
Zinfandel (Şaraplık Kaliforniya üzümü),


Tümevarım ...

İstikra,
Arapça: kıraet kelimesinden türetilmiştir.
İngilizce: induction.
Okumak, incelemek; bir araya getirmek.
Tümevarım,
İstikra, 
Endüksiyon.
Teklik olandan, özel olandan genel olana giden, tek tek olgulardan genel önermelere varan yöntem,
Özelden genele, tikelden tümele giderek ya da olguların gözleminden genelliklere vararak bilgi üretme yöntemi.
Kişilerin, özellikle bilim adamlarının gözlem ve deneylere dayanarak yeni varsayımları benimsemeleri süreci. 
Tekil olandan, özel olandan genel olana giden, tek tek olgulardan genel önermelere varan yöntem; burada ve şimdi gözlenilmiş olanlardan belli bir türün bütün durumları için geçerli olan yasaya gider. Tam olan tümevarım (Lat. inductio compléta)' da olanaklı olan bütün durumlar araştırılmıştır, bundan dolayı mantıkça zorlayıcı bir niteliği vardır; tam olmayan, bundan böyle olasılı olan tümevarımdan (Lat. inductio incompleta) tam olanı ayırmak gerekir.

Gezmek, dolaşmak, etraflı bilgi edinmek. Ayrı ayrı hâdiselerdeki müşterek vasıflara dikkat ederek umumi bir netice çıkarmak. Umumi araştırmak. Fertten umuma âit hüküm sâhibi olmak. Akıl ve hikmet ve istikra ve tecrübenin şehadetleri ile sabit olan hilkat-i mevcudattaki adem-i abesiyet ve adem-i israf, saadet-i ebediyeye işaret eder. 

İstikra, ayrıca kiralamak, kiraya vermek anlamında da kullanılır.

Tümdengelim ...

Talil, 
Arapça: talil.  
Arapça, hastalanmak, sebep anlamındaki illet kelimesinden türetilmiştir.
İngilizce: deduction.
Tümdengelim.
Dedüksiyon.
Sebep bulma, bahane gösterme.
Tümden gelim, dedüksiyon. 
Sebep gösterme.
Tümel bir önermeden tikel bir önermeye, yasalardan olaylara, etkenden etkiye geçme yolu, 
talil.

Genelden özele, tümelden tikele giderek ya da önsayıtlardan vargılar ve çıkarımlar türeterek bilgi üretme yöntemi.
Bir ya da bir kaç öncülden mantık yasalarına dayanılarak bir sonucun zorunlu olarak çıkacağının gösterilmesi ve bu sonucun doğruluğunun tanıtlanması amacıyla genelden özele vararak düşünme yolu. 
Mantıkçılara göre öncüllerin doğru olması durumunda sonucun da zorunlukla doğru olduğu çıkarım biçimi.

Ankara' nın Elmadağ ilçesinin eski adı ...

Yozgat,
Yozgat köyü,
Küçük Yozgat,
Asiyozgat,
Elmadağ,
Ankara' nın Elmadağ ilçesi, kent merkezine 41 km. uzaklığındadır. Kökü Selçuklulara kadar uzanan halıcılık, el dokuması, kilim, heybe ve çantaların yapımı günümüze kadar gelmiştir.

Araştırmalara göre M.Ö. 547 yılına kadar Frigler ve Lidyalılar, M.Ö.84 yılına kadar Persler ve değişik kavimlerin varlıklarını sürdürmüş ve sonra Roma İmparatorluğunun eline geçmiştir. 1071 Malazgirt savaşından sonra Anadolu’ya yerleşmeye başlayan Türkler 1073’ten sonra yörede etkin olmuşlardır. Anadolu’ya yapılan Moğol saldırılarından da nasibini alan yöre Moğol İmparatoru Boycu Noyan komutasındaki Moğol ordusu tarafından yakılıp yıkılmıştır.

Kurtuluş Savaşında büyük yararlılıklar gösteren Elmadağlı´lar, İstiklal Mücadelesine her şeyi ile katılmış ve Atatürk Ankara´ya geldiğinde karşılayan seymen alayının içinde de varlıklarını göstermişlerdir. 1936 tarihinde Bala kazasından ayrılıp nahiye merkezi olarak Çankaya ilçesine bağlanmıştır. 1941 yılında şehrin küçük Yozgat ismi Elmadağ olarak değiştirilmiştir. 1944 yılında Elmadağ Belediyesi kurulmuş, 01.04.1960 tarihinde de ilçe olmuştur.

Denizden yüksekliği 1135 m. dir. 
Güney batısında 1862 m. yüksekliğe sahip Elmadağ, kuzeyinde ise 1995 m. yüksekliğinde kütle halinde İdris Dağı bulunur. İlçeyi boydan boya geçenek akan ve kuzeyde Kızılırmak ile birleşen Kargalı Deresi vardır.

Ankara ilinin ilçeleri;
Altındağ, 
Akyurt, Ayaş,
Bala, Beypazarı,
Çankaya, Çamlıdere, Çubuk,
Elmadağ, Evren, Etimesgut, 
Gölbaşı, Güdül,
Haymana, 
Kalecik, Kazan, Keçiören, Kızılcahamam, 
Mamak, 
Nallıhan, 
Polatlı.
Sincan, 
Şereflikoçhisar
Yenimahalle.


Besteci ...

Maestro, 
İtalyanca: maestro.
İngilizce: composer.
Besteci. 
Orkestra şefi.
Bir müzik yapıtını yaratan sanatçı.
Beste yapan kimse, bestekâr, kompozitör, maestro,
Tasnifi,
Kitap yazmak. 
Kitap tertib etmek.
Kompozitör.

 

Bulaşıcı hastalık görülen bir geminin karantina altına alınması ...

İsporka, 
Sporeo,
(İtalyanca sporeo'dan).
Denizcilik terimi.
Bulaşıcı hastalıklar görülen bir geminin karantina altına alınması.
Bir geminin yolcuları ya da, mürettebatı arasında bulaşıcı bir hastalık görüldüğünde, karayla ilişki kurmasını yasaklayarak gemiyi karantina altına alma.

Bir geminin salgın hastalık nedeni ile karantinaya alınmasına isporka denir. Bulaşıcı hastalıklar bulunan bir ülkeden gelmiş bir gemideki insanların karantina süresini doldurmak üzere götürüldükleri binaya da Lazareto denir.

Bulaşıcı hastalıklar bulunan bir ülkeden gelmiş bir gemideki insanların karantina süresini doldurmak üzere götürüldükleri bina ...

Lazareto, 
(İtalyanca lazzaretto ).
Karantina yeri, karantina beklenilen yer, 
Cüzam veya veba gibi bulaşıcı hastalıkların tedavi  edildiği hastane; 
Karantina yeri;  kıç taraftaki erzak ambarı.
Fakir hastanesi, karantina yeri, 
Gemi ambarı,
Osıtı.

Tanaffuzhane.
Bulaşıcı hastalıklar bulunan bir ülkeden gelmiş bir gemideki insanların karantina süresini doldurmak üzere götürüldükleri binaya da Lazareto denir.
Bir geminin salgın hastalık nedeni ile karantinaya alınmasına isporka denir. 

Ülkemizdeki caz müziğinin önemli temsilcilerinden 1961 doğumlu besteci ve piyanistimiz ...

Kerem Görsev, 
(D. 28 Haziran 1961, İstanbul, 49 yaşında).
Caz sanatçısı, Piyanist, Besteci.
Piyano üstadı, 2019 yılı itibariyle halen Amerika' da yaşayan jazz sanatcımız.
1967 yılında İstanbul Belediye Konservatuarı’ na girdi. Rana Erksan’ dan piyano dersleri aldı. 1972 yılında İstanbul Devlet Konservatuarı açılınca bu okulda Gönül Gökdoğan’ la keman, Prof. Özer Sezgin’ le viola çalıştı. 1981 yılında askerlik görevini yaparken tanıştığı arkadaşı gitar sanatçısı Ercüment Ateş ile Ankara’da Kızılay Orduevinde dans ve yemek müziği çalan bir grupta ilk caz denemelerine başladı.

1983 yılında terhis olan Kerem Görsev çeşitli kulüplerde dans müziği ve eşlik orkestralarında çalıştı. 1989 yılında Korukent Jazz Bar’da çalışmaya başlamasıyla yurt dışından gelen pek çok müzisyenlerle çalma imkanına kavuştu. Ed Howard, Rubin Kanyata, Doris Troy, Steve Hall, Vinnie Night, Kenny More bu sanatçılardan bazılarıdır. 1993 / 1995 yılları arasında TRT İstanbul Radyosu Hafif Müzik ve Caz Orkestrası’nda görev aldı.

İlk beste denemelerine 1990 yıllarında başladı. 1994 yılında ilk albümü Hands and Lips' i bitirdi. 1996 yılında ikinci albümü I Love May, 1997 yılında üçüncü albümü For Murat, sonra dördüncü albümü  Relaxing 1998 yılında yaptı. Bu yıllarda Kerem Görsev, Eric Revis ve Can Kozlu’dan oluşan üçlü konser ve festivallerle geniş kitlelere ulaşmaya başladı. 

1999 yılında St. Petersburg’a giden sanatçı St. Petersburg Philarmonic Orchestra ile kendi bestelerinden oluşan November in St. Petersburg albümünün kayıtlarını yaptı. Orkestrayı Erol Erdinç yönetti. Orkestra düzenlemelerini Kamil Özler yaptı. Bu albüm 2000 yılında çıktı. Ve İstanbul Caz Festivali’nde St. Petersburg Philarmony Orchestra ile birlikte bu albümün ilk konserini gerçekleşti. Kerem Görsev 2001 yılının sonbaharında çıkan yedinci albümü Warm Autumn' un kayıtları New York’da yaptı. Müzikal danışmanlığını Eric Revis’in yaptığı albümde Russell Gunn, JD Allen, Jason Jackson, Eric Revis, Alvester Garnett, Kahlil Kewane Bell çaldılar. Kerem Görsev halen Türkiye’nin bir çok şehrinde klasik orkestralarla birlikte November in St.Petersbourg projesini çalmakta ve üniversitelerde konserlerinde devam etmektedir. Sanatçı 2009 olarak Diversion projesini İzmir 6. Uluslararası İzmir Caz Festivali’ nde ve Muskat Umman’da konserlerinde çaldı.

Kerem Görsev' in, çıkardığı Albümleri;
Hands & Lips (1995-DMC)
I Love May (1996-DMC)
For Murat (1997-DMC)
Relaxing (1998)
Laid Back (1999)
November in St.Petersbourg (2000)
Warm Autumn (2001)
Existence (2002)
Meeting Point (2004)
Orange Juice (2005-DMC)
Back Again (2007)
Diversion (2009)  
Therapy (2010)

Kaynak; http://www.kimkimdir.gen.tr

Korku, korkma...

Hiras, 
Farsça: hiras,
Korku, korkma, ürkme. 
Korku. 
Korkma.
Şaşırıp bozulmak, ürküp çekinmek.

Galapagos Adaları' ında yaşayan pembe renkli iguana türü...

Rosada,
Galapagos Adaları'nda yaşayan pembe renkli iguana türü. 
Galapagos Adaları, Pasifik Okyanusunun batısında Ekvador'a bağlı adalar gurubu. Colon Takımadaları olarak da bilinir, Büyük Okyanusunun batısında Ekvador'a bağlı takımadalar. Uzak ve izole bir konumda olan adalar, Galapagos takımadaları toplam 50,000 km² yüzölçüme sahiptir.

Charles Darwin, evrim kuramı çalışmasına esin kaynağı olan gözlemlerini bu adalardan bazılarında yapmıştır. Volkanik bir yapıya sahip olan ada, içerisinde kendine özgü birçok biyolojik tür barındırmaktadır. Büyük Okyanus’ta ekvator üzerinde bulunan, Güney Amerika’dan 1000 km uzaklıktaki volkanik adalar. Adaların toplam yüzölçümü 7.994 km2'dir. 
Çok uzun yaşadığı bilinen dev kaplumbağalara izafeten Galapagos denilen adalarda deniz iguanaları, uçamayan bir tür karabatak, penguen ve bu adalara özgü kuş türleri yaşar.

1825 yılında Charles Darwin, bu yöredeki çeşitli bitki ve hayvanlar üzerinde incelemeler yapmış ve geliştirdiği “evrim kuramı”nı büyük ölçüde buradaki gözlemlerinin sonuçlarına dayandırmıştır.

Adalarda kullanılan resmi dil İspanyolca olup, İngilizce de yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Galapago, anlamı semer (eyer) olan eski bir İspanyolca kelimedir. Adalarda yaşayan büyük Galapagos Kaplumbağaları’ nın kabukları, eski İspanyol semerlerine benzediği için Galapago ismi buradan gelmektedir. Bu kaplumbağalar sadece Galapagos Adalarında bulunan ve 13 ana ada üzerinde toplam sayıları 200’ü geçmeyen benzersiz hayvanlardır.

Bir motorda bilyelerin almaşık devinimini dairesel devinime çeviren dingil...

Krank, 
(İng. crank),
Bir motorda biyellerin doğrusal hareketini dairesel harekete çeviren dingil. 
Bir motorda bilyelerin almaşık devinimini dairesel devinime çeviren dingil. 
Bir motorda bilyelerin almaşık devinimini dairesel devinime çeviren mil.

Krank mili, eksantirik bir mildir ve pistonların yaptığı doğrusal hareketi dairesel harekete çevirir. Genellikle dövme yöntemi ile üretilir. Biyel kolunun çalışacağı bölgeleri talaşlı imalatla hassas bir şekilde işlenir. Krank mili malzemesi düşük alaşımlı çelikdir. Döküm yoluyla üretilen krank mili Küresel garafitli dökme demirlede üretilir.Malzemenin özellikleri aşınmaya,eğrimeye ve burulmaya karşı dayanımlı olmalıdır.
Krank, Sac, çinko, dökme demir, bakır vb. borunun yönünü değiştirmeye yarayan kıvrım.

Biyel (Fr. bielle); Makinelerde, bir ucu pistona, öbür ucu volanı çeviren kaldıraca geçirilmiş, pistonun doğrusal hareketini krankta dairesel harekete çeviren, hareketli kol.

Biyel kolu; Pistonla krank milini birbirine bağlayan parçadır. Bir ucu perno yardımıyla pistona ve diğer ucu veya büyük tarafı ise krank pimi ile krank miline bağlanan biyel kolları, pistonun silindir içinde yaptığı eksenel hareketi, dönme hareketine çevirerek krank milinin dönmesini sağlar. Motorun piston pernosu ile birlikte mekanik olarak en çok yüklenen parçalarındandır.

Uzun tüylü bir süs köpeği ...

Lulu,
Epanyöl,
Uzun tüylü, süs köpeği.
Köpek,
Çivava, 
Barak,    
Bişon, 
Lhasa,

Papillon,
Yorkshire Terrier,
Pekinua,
Esperiçavlı, 
Köpekgiller (Canidae) familyasından üst çenede üç, alt çenede dört kesici dişi bulunan ön ayakları beş, arka ayakları dört parmaklı olan görünüş ve büyüklükleri farklı, 300' den fazla türü olan etçil hayvan. Evcilleştirilebilen sevecen hayvanlardır. Köpekler bilindiğinin aksine siyah- beyaz görmez, sarı ve mavi renkleri algılayabilen, koku alma ve işitme duyuları keskin olan hayvanlardır.

Parmakları üstünde koşar ve iyi yüzer. 
Köpeklerin ter bezleri ayaklarındaki pati yastıklarında olduğundan ter atamazlar. Çok sıcak havalarda dillerini ağızlarından sarkıtarak hararetlerini dışarı atarak serinlerler.

Silindir biçiminde sarılmış küçük yufkaların üzerine yoğurt dökülerek hazırlanan bir yemek. ..

Silor,
Ziron, Sinora, Sinoray,
Hamur için:
1 su bardağı su, Bir tutam tuz,
1 adet yumurta, Aldığı kadar un,
Islatmak için:
1 su bardağı et suyu,
Üzeri için:
2 su bardağı yoğurt, 1 çorba kaşığı tereyağı
Tuz, Pulbiber.

Su, tuz ve yumurtayı derin bir kaba alın. Kulak memesinden sert bir hamur elde edene kadar un ekleyip, yoğurun. 6 adet bezeye ayırın ve her birini ince olacak şekilde oklava ile açın. Daha sonra sac üzerinde önlü arkalı pişirin. Esasen hazır yufka da kullanılabilir. Yufka rulo şeklinde sarılır. Rulo haline gelen yufka ortadan ikiye kesilerek üst üste konulur. Pratik olması için 1-2 cm genişliğinde çift çift kesilir. Yufkalar tepsiye dizilir. 

180 derece fırına verilerek üzeri pembeleşene kadar pişirilir, kurutulur. Kuruyan yufka parçalarını kışın kullanmak üzere serin bir yerde muhafaza edebilirsiniz. 
Yufka parçalarını et suyunda ıslatıp, kestiğiniz kısım üste gelecek şekilde servis tabağına yerleştirin. Üzerine az tuz ile çırptığınız yoğurdu, en üste de tereyağında yaktığınız pulbiberi gezdirin ve sıcak servis yapın. Başka bir lezzeti ise üzerine yağ eritilip tahinle karıştırılır ve yufkaların üzerine gezdirilir. 170 derecedeki fırında kızarana kadar pişirilir. Üzerine soğuk et suyu dökülüp  sarmısaklı yoğurt ve kızdırılmış kırmızı biberli tereyağ gezdirip sıcak olarak servis yapılır. 
Afiyet Olsun.

Kışlık bir armut cinsi. ..

Paskrasan,
(Passe-Crassane)
Kışlık bir armut cinsi.
Paskrasan ve Ankara armutları ekimde toplanır. Nisana kadar saklanabilir.
Armut (Pirus communis):
Frasça, Amrud, Emrud,
Trabzon'da Apid denir.
Yaban armuduna Ahlat (Rumca) denir.

İki çenekliler sınıfının gülgiller familyasından, beyaz çiçekli meyve ağacı. Gülgiller (Rosaceae) familyasının Maloideae alt familyasında sınıflanan Pyrus cinsinden bir ağaçtır. Çiçekleri beyazdır. Yurdumuzun her yerinde yetişir. Armut 10-13 m. yükseklikte olabilir. Elma ağacından daha uzun ve diktir. Armut ağaçları 50-75 yıl ömürlüdür. Dikildikten 4-7 yıl sonra meyve verir. Armut ağacı 8-10 yaşlarındayken 25-50 kg meyve verebilir. Meyve olarak yendiği gibi pekmez, küme, sirke de yapılır.

Eski dilde kapı ...

Bab,
Arapça: bab.
Der,
Kapı.
Dergah, 
Eski Türkçede dergah.
Büyük bir huzura girilecek kapı.
Padişahların kapısı,

Bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar veya bölme açıklığı. 
Bu açıklıktaki açılıp kapanan kanat,
 Tavla oyununda iki pul üst üste getirilerek karşı oyuncunun o haneyi kullanmasına engel olunan yer.
Devlet dairesi,
Osmanlı Devleti'nde resmî görev yeri. 
Sadece bir konuda yoğunlaşmış bilgilerin yer aldığı Genel Ağ sayfası, portal. 
Gelir, geçim, kısmet sağlayan yer, kaynak veya imkân 
Gidere yol açan gereksinim
Ev gezmesi için gidilen yer.

Kapı:
İngilizce: gate,
Fasıl. 
Kısım, Kitab.
Mevzu.
Bölüm. 
Parça. 
Hususi madde.
Sığınacak yer.
İş.
Şekil.
Tövbe.
Sokak, dışarı,

Genel olarak yüksek düzeydeki hükümet dairesi,
Örnek, Şeyhülislam Kapısı, Serasker Kapısı.

Horoz ibiği çiçeğine verilen ad ...

Miriaşıkan,
Horozibiği,
(Celosia L.)
Tilkikuyruğu,
Arnavut Püskülü,
Geniş İbik,
Sorguç,
Süpürge çiçeği,
Doğal olarak Hindistan’ da yetişmektedir. Ülkemizde tek yıllık süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Gövde ve çiçek durumu kolayca yassılaşma eğilimindedir. 

Celosia bitkisi iki ana çeşide ayrılır.
1-Sorguçlu
2-Tüylü

Horozibiğigillerden, kırmızı çiçekleri horoz ibiğini andıran bir süs bitkisi (Amaranthus): Ispanaklar takımından, örneği horozibiği olan bitki familyası. Bitki tek yıllık, 20-100 cm boyunda olup, bitki sapı açık yeşil veya az ve çok kırmızımsı, bitki dik ve dallı görünümlüdür. Sap ve dallar az veya çok tüylü, yapraklar uzun damarlı, yumurta şeklinde sivri, gri-yeşil renkte, çiçek kümesindeki çiçekler oldukça sık, küme şeklinde kümeler iridir. Meyve elips şeklinde, yanlardan basık, tohum mercimek şeklinde, siyah ve parlaktır. Uygun koşullarda 1 milyondan fazla tohum oluşturabilir. Çiçeklerinin garip şekli ile ünlüdür. Eskiden beri İstanbul bahçelerinde yetiştirilmektedir.  En güzel çeşidi Panaşa, yani abraşlı çeşididir. 

Bunun çiçekleri tüy şeklindedir. Bir de Piramit şeklinde Ekspozisyon çeşiti iyidir. Bu çeşitlerinden başka saksıda yetiştirilenleri de vardır. Horoz İbikleri özellikle çok güneş gören yerlere dikilmelidir. Kesilmiş çiçekleri kadife yapımında kullanılır. Kuvvetli ve gübreli topraklan severse de,zayıf ve gübresiz topraklarda da yetişir. Kesilmiş ve  kurutulmuş çiçekleri uzun zaman dayanır.

Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ