Uçan kuşların en irisi olan bir tür akbaba ...

Kondor,
Tepeli akbaba,
Andrean kondoru (Vultur gryphus) ve Kaliforniya kondoru (Gymnogyps californianus) 7.500 metreden daha yükseklere çıkabilirler. Kanat açıklıkları 3 metre kadar olup vücut ağırlıkları 10 kg kadardır. İyi bir hedef olduğu için avcılar tarafından kolaylıkla avlanır. Bu bakımdan nesli hayli azaltılmıştır. 

Akbabalar genellikle kümeler halinde tünedikleri ve yuva yaptıkları sarp kayaların ve yüksek ağaçların tepesinde ya da yerde yaşayabilirler. Akbabaların başları kel, kursakları büyüktür. Yürümeye ve leşleri tutup kaldırmaya uyum sağlamış olan ayakları iri ama güçsüz, tırnaklarıysa yassıdır. Gagaları genellikle eti ve deriyi koparabilecek kadar güçlü ve kalındır. Görme duyusu bütün türlerde, duyma duyusu ise hindi akbabasında gelişmiştir. Tekeşli bir üreme özelliği gösterirler. Akbabalar 100-120 yıl yaşabilirler. Akbabaların hepsi leş yiyici ve yağmacıdır. En yükseklerde uçan kara kuşlarıdır. En önemli özellikleri yuva yapmamalarıdır. Yumurtalarını dağ ve kuru ağaç zirvelerindeki kovuklara bırakırlar. Akbabalar Avustralya ve Okyanus Adaları dışında bütün ılıman ve tropik bölgelere dağılmıştır.

Akbaba çeşitleri;
Amerika Kara akbabası.
Hindi akbaba, 
Kara Akbaba, Kızıl akbaba, Kral akbaba, 
Leş Akbabası, 
Mısır Akbabası,
Rahip akbaba, 
Tepeli akbaba(Kondor), 

Açık boz renk...

Verka,
Açık boz renk.
Arapça bir kelimedir. Arapçada erkek ismi olarak da kullanılır.

Verka sözcüğünün başka anlamları:
Veraki,
Yabani güvercin, 
Üveyik.
Çuha,

Konya' nın Cihanbeyli ilçesinin eski adı ...

İnevi,
Esbikeşan,
Cihanbeyli,
Cihanbeyli, Türkiye'nin Konya ilinde ilçe. 
Cihanbeyli'nin ilk adı Esbikeşandır. Daha sonraları İnevi adını almış ve uzun yıllar İnevi adını taşımıştır. Esbikeşan İlçesi ilçelikten bucaklığa, bucaklıktan ilçeliğe çok kez yer değiştirmiştir. 1866 yılında Kulu Köyü Esb Keşan adı ile ilçe olmuş.

Cihanbeyli ve Şerefli koçhisar Kulu Köyüne bağlanmıştır. Ancak Cihanbeyli ve Koçhisar'ın Aşair beyleri Kulu'ya bağlanmak istememişler ve Ankara'ya baskı yapmışlardır. Bunun üzerine Kulu'nun ilçe teşkilatı lağv edilmiş ve cihanbeyli, Koçhisar Kulu'dan ayrılmıştır. Kulu'da Konya'nın Sille Bucağına bağlanmıştır.

İç Anadolu Bölgesi’nde Konya İline bağlı bir ilçe olan Cihanbeyli, kuzeyinde Ankara ve Kulu, güneyinde Konya Merkez ilçesi, doğusunda Tuzla Gölü ile Niğde, batısında da Yunak ve Sarayönü ilçeleri ile çevrilidir. Cihanbeyli, Konya ilinin 100 km. kuzeyinde, Tuz Gölü’nün batısında yer almaktadır. Ayrıca Türkiye'nin yüzölçümü bakmından en büyük ilçesidir.



İlçe toprakları Cihanbeyli Platosu üzerinde yer alır. Bu plato, kuzeyde Haymana ile güneyde de Obruk platoları arasında, bir çöküntü alanıdır. Denizden 1.000 m. yükseklikte olan platonun üzerinde yer yer tepecikler bulunmaktadır. 

Bunların başlıcaları:
Nuras Dağı tepesi (1.566 m.), Kırklar Tepesi (1.736 m.), Kandil Tepe (1.363 m.), Kırkarşın Tepe (1.321 m.), Bağtepe (1.043 m.) ve Çayırtepe’dir (1.357 m.). 

Bu plato doğuda Tuz Gölü’ne doğru alçalmaktadır. Neojen döneminde oluşmuş tortullar üzerindedir. Yer yer çakıllı, kumlu, killi tortullar ve tuzlu yapıların olmasına rağmen kalkerli bir oluşumdur. Plato üzerinde yaz aylarında kuruyan küçük akarsular bulunmaktadır. Cihanbeyli’deki bir başka düzlük alan da kuzey-güney doğrultusundaki Altıntekin Ovası’dır.

Cihanbeyli Ovası’nın bir bölümünü sulayan İnsuyu Deresi ilçenin başlıca akarsuyudur. Büyük bir bölümü ilçe toprakları içerisinde kalan Tuz Gölü’nün yanı sıra Tersakan, Bolluk, Musalar, Süt, Acı, Adil ve Köpek gölleri de ilçe sınırları içerisindedir.

Cihanbeyli' de tarihi eser olarak; 
Çorca Höyüğü, Akçaşar Köyü yakınlarındaki Bizans kalıntıları günümüze kadar gelen tarihi eserlerdir.

"Hüsnüyusuf" da denilen yerli bir armut cinsi ...

Akça armut,
Hüsnüyusuf,
Orjini Anadolu olup, ince kabuklu, sarı, etli ve sulu bir tür armut cinsidir. İstanbul Akçası, Dikenli Akça, İstanbul Armudu gibi türleri vardır. Ağaçları kuvvetli büyür ve yarı dik gelişir.
Meyvesi küçük, kısa boyunlu, alt kısmına doğru geniştir. Kabuğu yeşil, yeme olumunda yeşilimsi sarı renkte ve incedir. Meyve eti beyaz, az kumlu, orta derecede sulu, az tatlıdır.
 
Temmuzun başında toplanır. Toplanan ürün bir hafta on gün saklanabilir. Biraz geç meyveye yatar. Ayva anacı ile iyi uyuşur.
  
Ayrıca;
Hüsnüyusuf,
Şair karanfili,
(Dianthus barbatus),
Bir çiçek adı olup Avrupa' dan çıkmıştır.  
Katmerli, katmersiz çeşitleri vardır. Çiçekleri toplu halde açılır. Görünüşü pek güzeldir. Tohumla yetiştirilir. Yarım metre kadar boylanırlar. Haziran ayında ekilen tohumlar şaşırtma yapıldıktan sonra yerlerine ekilir. Hüsnüyusuf tohumları mayıs ayında , iyi işlenmiş, gübreli toprağa serpilir.
Güneşli veya yarı gölge yerlerde yetişebilir. 


Hafif kireçli toprağı sever fakat şart değildir.
Çıkan fideler yaz boyunca sulanır ve otları temizlenir. Sonbaharda şaşırtılarak asıl yerlerine 25-30 cm. aralıklarla ekilir. Fideler ertesi yıl ilkbahar ve yaz aylarında çiçeklenir. Hüsnüyusuf çoğu zaman dökülen tohumlarından kendiliğinden yetişir ve bahçenin kalıcı bitkilerindendir.

Saban, pulluk ya da traktör toprakta açtığı iz ...

Akos,
Çizi,   
Akoz,  
Abara,  
Telem.  
Pulluğun açtığı iz.    
Pulluğun toprakta bıraktığı ize, Telem denir.  
Saban, pulluk veya traktörün toprakta açtığı iz, çizgiye akos denir. 
       
Çift demirinin açtığı çizgi, saban izi.  
Saban, pulluk veya traktörün toprakta açtığı iz, çizgi.       
Saban demirinin toprakta bıraktığı iz,  

Artvin' in Ardanuç ilçesinde ünlü bir yayla...

Bilbilan yaylası,  
Artvin ili Ardanuç ilçesindedir. 
Bilbilan yaylasına, Ardanuç ilçesinden doğuya 51 km. stabilize yolla ulaşılır. Ya da  Şavşat-Ardahan üzerinden ulaşmak mümkündür. Yol ve su hariç altyapı hizmetleri bulunmayan yaylada  her hafta cumartesi günleri pazar kurulur. 
Bilbilan yaylası, Ardahan sınırındadır.

Yayla, (plato);  
Yüksek yerlerdeki derin akarsu vadileriyle yarılmış yüksekte kalan düz arazi şeklidir. Yükseklikleri beş yüz metreden birkaç bin metreye kadar çıkabilir. Mesela, Erzurum-Kars yaylasının yüksekliği 1800 m. civarında olmasına rağmen Orta Asya'da bulunan Pamir Yaylasının yüksekliği 4000 m civarındadır. Ülkemizde yaylaları ile meşhur Artvin ilidir. 
 
Artvin yaylaları;
Arsiyan, Amaneskit Yaylası,  
Ballı, Bilbilan, Bülbülan, Beyazsu yaylası, Barhal Naznara yaylası,  
Cindağı yaylaları,  
Çamlıca, Çamlık,    
Düzenli, Dikme, 
Hanlıköy, 
Irmaklar,   
İnekli, İmerhevcan yaylası,   
Kapik, Kireçli, Keşoğlu, Kurudere, Kocakarılı, Kafkasör, Karagöl, Karçal, Keşoğlu,  
Lori,   Meşeli, Meydancık,  Mersivan Yaylası,    
Mısırlı,  Mağara, Maçahel yaylaları,  Modut (Yusufeli),   
Oba,  Sahara Yaylası,  
Taşköprü, Taşkınlık yaylası,  
Velat  yaylaları,  
Yoncalı yaylası, Yusufeli, Yığılı,    

Deriyle kaplı bir çeşit Eskimo Kayığı ...

Umiak,
Umialak, Umiaq, Umiac, Omiac, Oomiak.
Ahşap çerçeveye gerilen deriden yapılan açık Eskimo sandalı.
Ren geyiği derisinden yapılmış Eskimo kayığı. 
Eskimoların daha çok kadınlarca yük taşımak ve yolculuk yapmak için kullandıkları ve deri kayık tekniğiyle yapılan, boyu dokuz eni bir buçuk metre olan kayıklarının adı. 

Deri ile kaplı eskimo kayığı ve ya deriyle kaplı bir çeşit eskimo kayığı ve ya ren geyiği derisinden yapılmış eskimo kayığı denir. Fok balığı derilerinden dikilerek yapılan ve taşıma işlerinde kullanılır. Eskimo insanları, hem Yupik ve Inuit tarafından kullanılan botun bir tipidir. 

Başlangıçta Siberia'dan Greenland'a kadar kıyılarda kullanılırdı. Thule'de geleneksel olarak mevsimlik avlanma bölgelerinde kullanılmıştır.  Genellikle umiağı,  kadınlar kürekler ile sevk ederek kullanılır. 

Ondört dizeden oluşan bir Batı şiiri türü ...

Sone, 
(Fr. sonnet). 
İki dörtlü ve iki üçlüden oluşan, on dört dizeli bir Batı şiir türü.
Başta iki dörtlü ve sonra iki üçlüden ibaret ondört dizeli bir Batı koşuk şekli.
Klasik Avrupa yazınında bir koşuk biçimi. 

Bize de geçen sonelerin uyak düzeni şöyledir: 
Dörder dizelik iki, üçer dizelik iki olmak üzere dört bağlamlı 14 dizelidir. 
Uyak düzeni: abba abba ccd ede ya da abba abba ccd eed.

İki ayrı dilin komik bir etki yaratacak biçimde karıştırılmasıyla yazılan Latin kökenli şiir türü ...

Makaronik, 
(Fr. macaronique). 
Mülemma, 
Eski dilde, Arapça, mülemma, (ﻣﻠﻤّﻊ)
Her mısrası farklı bir dilde yazılmış manzume.
Latince sözcük ya da ekler katılarak yazılan alaylı (koşuk türü).
İki ayrı dilin komik bir etki yaratacak biçimde karıştırılmasıyla yazılan Latin kökenli şiir türü.
İki ya da daha fazla dilin karıştırılmasıyla yazılmış mısra veya bölümlerden oluşan şiir türü. Bulaşmış, sıvanmış.
Karışık dilde söylenmiş manzume.
Parlak, parıltılı.

Kunduracıların, ayakkabıya yarık açmakta kullandıkları araç...

Haramaki,
Ayakkabının taban köselelerine yarık açmakta kullanılan kunduracı aleti.
Dikiş açmak için kullanılan ince tel araç.
Kunduracıların, ayakkabıya yarık açmakta kullandıkları araç,

Evde ya da odada saygıdeğer kişilerin oturduğu baş köşe...

Tör, 
Eski dilde tör; başköşe.
Başköşe.
Evde ya da odada saygıdeğer kişilerin oturduğu baş köşe.
Ön, orun, şeref yeri.
Evin veya odanın en önemli, en iyi yeri. 
Altın çadırda en şerefli yer.
Baş sedir.

Güney Amerika yerlilerinin oklarına sürdükleri çok güçlü zehir ...

Kürar, 
Fr. curare
İng. curare.
Güney Amerika yerlilerinin oklarına sürdükleri bitkisel zehir.
Amazon yerlileri'nin borudan üfledikleri oklarının ucuna sürdükleri zehir.

Bitkilerden elde edilen ve Afrika yerlileri tarafından oklara zehir olarak sürülen, alkaloit madde içeren ve sinir uçlarında impuls iletimini engelleyerek felçlere sebep olan bir nörotoksin.

Düzeltme, iyileştirme ...

Islah,
İngilizce: correction, reform.
Eskiden Osmanlı döneminde kullanılan arapça bir sözcük.
Arapça iyi olmak uygun olmak anlamındaki salah kelimesinden türetilmiştir.
İyi duruma koyma, düzeltme, iyileştirme.
İyileştirme, kötülüklerini giderme, düzeltme.
Düzeltme, iyileştirme.
İyileştirmek.
Düzeltmek.
Kusurları gidermek.
Nefsini ıslah etmeyen başkasını ıslah edemez.

Niteliği düşük mal...

Fason, 
Fransızca: façon.
Malzemesi marka sahibi tarafından karşılanarak başka bir firmaya yaptırılan mal; fason mal.
Kaçak olarak yapılan taklit ürün.
Terzinin belli bir ölçü ve örneğe göre kumaşa biçim verme işi.
Kesim.

Fason üretim:
İngilizce: fason production,
Fason üretim veya kısaca Fason, biri diğerine göre ekonomik üstünlüğe sahip iki firma arasındaki ilişki sonucu, küçük firmanın büyük firma için anlaştıkları türde, miktarda ve kalitede süreli olacak şekilde üretim yapması ve bu üretimi anlaştıkları tarihte teslim etmesidir.
Malzemesi marka sahibi tarafından karşılanarak başka bir firmaya yaptırılan üretim; fason imalat.
Bir firmanın; bir malın tamamını ya da bir bölümünü anlaştığı başka bir firmaya belirlenen ölçütlere uygun biçimde ürettirmesi.
İki firma arasındaki anlaşma sonucu, ruhsat veya izin sahibi firma adına diğer firma tarafından söz konusu ürünün belirlenen nitelik ve nicelikte uygun olarak belirli bir süre üretilmesi.

Tapon,
Fransızca: tapon
Niteliği düşük, eski, elde kalmış.
Bayağı (kimse).


Yaradaki irini akıtmakta kullanılan bükülgen boru ...

Dren, 
Fr. drain, 
İng. drain. 
Latince drain
Ark, 
Sıvı veya cerahati boşaltma amacıyla boşluğa yerleştirilen tüp veya fitil.

Ameliyat sonrası vücut içinde kalan doku artıklarını ve sıvıları dışarı atmak veya yara üzerindeki iltihabı akıtmakta kullanılan bükülgen tüp.
İltihaplı yaradan cerahati çekmek, bu işi yapmak için kullanılan tüp veya fitil.

İskambilde karo işaretine, rengine verilen başka bir ad...

Dineri,
(Rumca).
İskambil kağıtlarındaki işaretlerden karo.
Orya,
Karo,
(Fr. carreau).
Oyun kağıtlarının küçük, kırmızı, baklava biçimli benekli olanı.
Briç oyununda genellikle karo olarak anlamında kullanılır.
Oyun kartlarının şekilleri 14. yüzyılda Fransa'da olan dört sınıfa isnat edilerek 
kupa, maça, karo ve sinek bu dört sınıfı temsil ediyordu. 

Kupa bir kalkanı andıran şekli ile asil sınıfı ve kiliseyi, maça bir mızrağın ucunu çağrıştıran şekli ile orduyu, karo ticari deniz işletmelerinin eşkenar dörtken kiremitlerinden esinlenerek orta sınıfı, sinek ise yonca yaprağına benzeyen şekli ile köylüyü temsil ediyordu. Bugün briç, poker veya benzeri oyunlarda, kupanın en değerli, sineğin ise en değersiz kart olmasının nedeni işte bu sınıflamadır.

Briç oyuncuları maçaya, pik; kupaya, kör; sinek'e trefli; karoya da karo; derler. Birli, papaz, kız ve oğlan için kullanılan as, rua, dam ve vale isimleri de yine Fransızca karşılıkları As, Roi, Dame ve Valet kelimelerinden dilimize geçmiştir.

İskambil oyunları;

Genellikle 52 kart içeren standart iskambil kâğıtları destesi veya onun türevleriyle oynanan oyunlardır. İskambil destesi üzerinde resim veya sayılar bulunan kartlar içerir. Bu kartlar sinek (sembolü , trefl de denir), karo (sembolü ), kupa (sembolü , kör de denir), maça (sembolü , pik de denir) olmak üzere dört gruba ayrılmıştır.

Altmışaltı, Anastra, Americano, 
Batak, Blöf, Blackjack, Bezik, Bulum, Briç,
Dürt, Dost kazığı ,
Ellibir, Eşşek, Esperansa, 
Fanti, Fitil,
Hoşgin (Nezere),
İhale, İskambil(Altıkol),
Kanasta, Kastet, Kılıç, King, Konçina, Konken, Koyeye, Kaptı Kaçtı,
Maça Kızı,
Ohel,
Papaz Kaçtı , Piket, Pinaki , Pis Yedili , Pişti, Poker, Prafa,
Remi,
T-Rex, Tık, Toto,
Uno,
Üçbeşsekiz, Yanık, Yirmibir, Yükleme, Yüzbir.

İskambilde kupa işaretine, rengine verilen başka bir ad...

Kör,
Her ne kadar bir kalkanı andırdığı için asil sınıfı temsil ettiği ileri sürülse de 'kupa' klasik bir kalp şeklidir. Bu nedenle Fransızlar ona 'coeur', ingilizler ise 'heart' adını vermişlerdir.
Briç oyuncuları maçaya 'pik', kupaya 'kör', sineke de 'trefli' derler, zaten aslına uygun olan karoyu da olduğu gibi kullanırlar. Birli, papaz, kız ve oğlan için kullanılan as, rua, dam ve vale isimleri Fransızcadan geçmiştir.

Fransızca karşılıkları As, Roi, Dame ve Valet kelimelerinden dilimize geçmiştir.

İskambil oyunları, genellikle 52 kart içeren standart iskambil kâğıtları destesi veya onun türevleriyle oynanan oyunlardır. İskambil destesi üzerinde resim veya sayılar bulunan kartlar içerir.

Bu kartlar sinek (sembolü , trefl, ispati de denir), karo (sembolü ), kupa (sembolü , kör de denir), maça (sembolü , pik de denir) olmak üzere dört gruba ayrılmıştır.



İskambilde maça işaretine, rengine verilen başka bir ad...

Pik, 
Maça,
Pik, Rumcadır. 
Briçte pik olarak kullanılır.
Maça, sembolü  ,

Oyun kağıtlarında, mızrak ucuna benzer, ayaklı siyah beneklerle oluşan dizi, pik. İskambil oyunları, genellikle 52 kart içeren standart iskambil kağıtları destesi veya onun türevleriyle oynanan oyunlardır. İskambil destesi üzerinde resim veya sayılar bulunan kartlar içerir.
Bu kartlar:
Sinek (sembolü , trefl de denir), 
Karo (sembolü ), 
Kupa (sembolü , kör de denir), 
Maça (sembolü , pik de denir) olmak üzere dört gruba ayrılmıştır.

Her grupta üzerinde 1 den 10'a kadar bir sayı olan birer kart ve ayrıca birer tane de üzeri resimli vale(bacak, jilet, bey), kız(dam), papaz(rua) kartı vardır. Üzerinde sayı olan kartlar maça ikilisi, sinek yedilisi gibi adlarla anılırken, üzerinde 1 sayısı olan kartlara as denir.
İskambil oyunlarının sayısı ve çeşidi çok fazla olduğundan ana hatlarıyla bile kartların işlevlerinden bahsetmek mümkün değildir. Birçok oyunda modifiye desteler kullanılır. Mesela Ellibir oyunu iki tane 52'lik desteyle oynanırken, Altmışaltı oyunu standart destenin sadece As, papaz, kız, vale, 10'lu ve 9'lu kartları kullanarak oynanır.

Briç elli iki kartlık standart iskambil destesiyle oynanan bir iskambil oyunudur. Turnuva brici versiyonu, şansın etkisini en aza indirmesi ve zihni yetenekleri bilemesi nedeniyle diğer iskambil oyunlarından çok çoğunlukla Satranç'a benzetilir. Zekanın etkisi olduğu 2 iskambil oyunundan (diğeri blöf) 
biridir.

İskambil Oyunları;
Altmışaltı,  Anastra,  Americano, 
Batak,  Blöf,  Blackjack,  Bezik,  Bulum, Briç,
Dürt,  Dost kazığı ,
Ellibir,  Eşşek,  Esperansa,
Fanti,  Fitil,
Hoşgin (Nezere), 
İhale,  İskambil(Altıkol),
Kanasta,  Kastet,  Kılıç,  King,  Konçina,  Konken, Koyeye,  Kaptı Kaçtı,  
Maça Kızı,
Ohel,
Papaz Kaçtı , Piket,  Pinaki , Pis Yedili , Pişti,  Poker,  Prafa,   
Remi,
T-Rex,  Tık,  Toto, 
Uno, 
Üçbeşsekiz, 
Yanık,  Yirmibir,  Yükleme, Yüzbir.

İskambilde sinek işaretine, rengine verilen başka bir ad...

Trefl,
Sinek, \clubsuit
(Frn. trèfle, İng. Trefle)
Yonca, üçlü yonca şekli,
İskambilde ispati, sinek.
İspati, (Rumca). 
İskambil kağıdında sinek.
Sinek, iskambil kağıtlarındaki dört seriden birisidir.

İspati de denir, işareti yonca yaprağına benzer.

Briçteki adı trell ya da trefli de denir.
Yunanca spation, küçük kılıç, spathi'den türemiştir. Üzerinde siyah renkte üç yapraklı yonca motifi bulunan iskambil kağıdı. 

İskambil,
(Fr. briscambille);
Bir yüzünde sayılar veya resimler bulunan, çeşitli oyunlar oynamaya yarayan kart, oyun kâğıdı. Bu kartların 52 tanesinden oluşan deste. 
Bu kart destesiyle oynanan oyun.
Briç oyununda genellikle trefl ile sinek anlamı kullanılır.

İskambil oyunları, genellikle 52 kart içeren standart iskambil kâğıtları destesi veya onun türevleriyle oynanan oyunlardır. İskambil destesi üzerinde resim veya sayılar bulunan kartlar içerir.

Bu kartlar sinek (sembolü , trefl de denir), karo (sembolü ), kupa (sembolü , kör de denir), maça (sembolü , pik de denir) olmak üzere dört gruba ayrılmıştır.

Her grup içersinde üzerinde 1 den 10'a kadar bir sayı olan birer kart ve ayrıca birer tane de üzeri resimli "vale" (bacak, jilet vs de denir), "kız" (dam da denir), "papaz" (rua da denir) kartı vardır. Üzerinde sayı olan kartlar "maça ikilisi, sinek yedilisi" gibi adlarla anılırken, üzerinde 1 sayısi olan kartlara "as" demek gelenektir.

İskambil oyunlarının sayısı ve çeşidi çok fazla olduğundan ana hatlarıyla bile kartların işlevlerinden bahsetmek mümkün değildir. Dahası birçok oyunda modifiye desteler kullanılır. Mesela Ellibir oyunu iki tane 52'lik desteyle oynanınırken, Altmışaltı oyunu standart destenin sadece As, papaz, kız, vale, 10'lu ve 9'lu kartları kullanarak oynanır.

Briç elli iki kartlık standart iskambil destesiyle oynanan bir iskambil oyunudur.

İskambil Oyunları;

Altmışaltı,  Anastra,  Americano, 
Batak,  Blöf,  Blackjack,  Bezik,  Bulum, Briç,
Dürt,  Dost kazığı ,
Ellibir,  Eşşek,  Esperansa,
Fanti,  Fitil,
Hoşgin (Nezere), 
İhale,  İskambil(Altıkol),
Kanasta,  Kastet,  Kılıç,  King,  Konçina,  Konken, Koyeye,  Kaptı Kaçtı,  
Maça Kızı, Ohel,

Papaz Kaçtı , Piket,  Pinaki , Pis Yedili , Pişti,  Poker,  Prafa,   
Remi,
T-Rex,  Tık,  Toto, 
Uno, 
Üçbeşsekiz, 
Yanık,  Yirmibir,  Yükleme, Yüzbir,

Kaynakça; http://tr.wikipedia.org/




İskambilde koz...

Atu, 
(Fransızca atout).
Koz; darbe.
İskambil Oyunları;
Altmışaltı,  Anastra,  Americano, 
Batak,  Blöf,  Blackjack,  Bezik,  Bulum, Briç,
Dürt,  Dost kazığı ,
Ellibir,  Eşşek,  Esperansa,
Fanti,  Fitil,
Hoşgin (Nezere), 

İhale,  İskambil(Altıkol),
Kanasta,  Kastet,  Kılıç,  King,  Konçina,  Konken, Koyeye,  Kaptı Kaçtı,  
Maça Kızı,
Ohel,
Papaz Kaçtı , Piket,  Pinaki , Pis Yedili , Pişti,  Poker,  Prafa,   
Remi,
T-Rex,  Tık,  Toto, 
Uno, 
Üçbeşsekiz, 
Yanık,  Yirmibir,  Yükleme, Yüzbir,

Kaynakça; http://tr.wikipedia.org/

İnce kabuklu, tatlı ve kırmızı renkli bir kiraz cinsi ...

Alyanak,
İnce kabuklu, tatlı ve kırmızı renkli bir kiraz cinsi .
Kiraz (Prunus avium), 
Rumca, Kiraz.
Gülgillerden, ılıman iklimlerde yetişen bir meyve ağacı ve bu ağacın kırmızı veya beyaz renkte, etli, sulu, tek çekirdekli meyvesidir.
Dünyada geniş bir yayılma alanına sahiptir.
A.B.D, Türkiye, Almanya, İtalya, Fransa,  önemli üretici ülkelerdir. 

Ülkemiz iklim şartlarına bağlı olarak A.B.D.'den sonra: genellikle ikinci sırada yer almaktadır. Üretim miktarı bakımından dünyada ikinci durumda olmamıza rağmen, üretim kalitesi ve ihracat miktarı bakımından durumumuz istenilen düzeyin altındadır. Gülgiller (Rosaceae) familyasından olan kiraz, Giresun, Güney Kafkasya, Hazar Denizi ve Kuzeydoğu Anadolu'da doğal olarak bulunan meyve ağacı.

Türkiyede en kaliteli kirazlar Torosların kuzey yamaçlarında, Göksu Nehrinin kaynağında yer alan Korualan Kasabasında yetişir. Gezlevi Kirazı olarak namlanmıştır. Kiraz yetiştiriciliği ve üretimi olarak Afyonkarahisar ili Sultandağı ve Çay ilçeleri Konya Ereğli yöreside çok meşhurdur. Bu kaliteli kirazın yetişme sebebi ise Sultandağları ve akşehir ve eber göllerin Özel iklim koşulları oluşturmasıdır.

Meyvesi taze olarak yenir. Hoşaf, reçel ve konservesi yapılır. Kiraz kabuğu kabız ve ateş düşürücü, çiçekleri göğüs yumuşatıcı, yaprakları ise müshil olarak kullanılmaktadır. Ayrıca Giresun ilinde kiraz kavurma adıyla yemeği yapılmaktadır. Kanı sulandırıp, temizleyen kiraz, karaciğer ve safrayı temizliyor, böbreklerde biriken zararlı maddelerin atılmasına yardımcı oluyor, kabızlığı gideriyor, hazmı kolaylaştırıyor.

Kiraz çeşitleri;
Alyanak,
Bing,
Early Burlat,
Karagevrek, Karabodur, Kuş kirazı,
Lambert,
Majeste, Merton Late,
Napolyon, Noble,
Starksgold Beyaz Kiraz,  
Stella,
Vista,

Kestane ve fındık çubuklarıyla örülen kulplu sepet ...

Çitinek,
Kestane ya da fındık çubuklarıyla örülen iki kulplu sepet.
Saz, kamış veya ince dallardan örülerek yapılan, genellikle sapı olan, yiyecek ve eşya taşımak için kullanılan kaba sepet denir. 
Kestane ve fındık çubuklarıyla örülen kulplu sepete ise Çitinek denir.
Sepet örmede kullanılan yontulmuş ince fındık dalına Gümüşhane ve Trabzon yöresinde Zon denir. Ermenice con sepet örmek için kullanılan ağaç kabuğu şeritleri anlamındadır.

Muta:
Fındık çubuklarından yapılan ve ot taşımakta kullanılan bir sepet türüne Rize ve yöresinde verilen ad.

Çotanak:
Üzerinde birçok fındık bulunan dal.



Kıbrıs adası' nın eski adlarından biri ...

Alasia,
Alaşiya,
Alasiya,
Kıbrıs adasının bilinen en eski adı Alasia’dır. Kıbrıs’a Mısır firavunları, Asurlular, Persler hakim olmuşlar.  M.Ö. 4. yüzyıldaPerslerden Makedonyalı İskendere sonra da Roma hakimiyetine geçmiş. 

Kıbrıs 395 yılında Doğu Roma (Bizans) imparatorluğuna geçmiştir. VII. yüzyılda İslam Emevi Halifesi Muaviye, adayı ele geçirmiş. Ancak Bizanslılar geri almışlar. III.Haçlı Seferinde İngiliz Kralı, Aslan Yürekli Richard Bizans Valisini Ada’dan kovarak Fransız Lusignan hanedanını yönetime getirdi (1191 ). Böylece Katolik yönetim kurulmuş oldu. Bu dönemde Kıbrıs Mısır Türk Memluklu Sultanlığına bağlandı(1250-1517). XV. yüzyılda Venedikliler Adayı işgal ederek sömürgeleştirdiler.

Yavuz Sultan Selim, 1517 yılında Mısır ‘ı alarak Doğu Akdeniz‘i ele geçirdi. Venedikliler Osmanlılara vergi ödeyeceklerini bildirmelerine rağmen Kıbrıs'ta üslenen korsanlar Türk gemilerine saldırmaktaydılar. Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa‘ nın karşı çıkmasına rağmen , Padişah II.Selim, Şeyülislam Ebusuud Efendi, Piyale Paşa ve Lala Mustafa Paşa Ada ‘nın fethine karar verdiler. 1571 yılında Lala Mustafa Paşa komutasındaki donanma Kıbrıs’ı ele geçirdi. Anadolu’dan binlerce Türkmen Kıbrıs’a yerleştirildi. Venediklilerin Ortadoks Rum halka yaptıkları kötü muameleye ve mezhep baskısına son verildi. Kıbrıs Osmanlı devletinin bir sancağı durumuna getirildi.

Osmanlı devleti ile Rusya arasında savaş çıkması üzerine 1878 yılında İngiltere Osmanlılardan yana tavır koydu. Anlaşmaya göre Kıbrıs Osmanlı devletinin hukuki bir parçası olacak, İstanbul’ a vergisini ödeyecek fakat İngiltere tarafından yönetilecekti. Bunun sonunda İngiltere Berlin antlaşmasında Türkiye'yi destekleyecekti. Ruslar işgal ettikleri Kars ve Artvin’i Türkiye ye geri verdikleri zaman Kıbrıs’ın yönetimi yeniden Osmanlılara bırakılacaktı. 

Ancak 1914 yılında Osmanlı Devleti İngiltere’ye karşı Almanya ile birlikte savaşa girince İngiltere Osmanlılarla yaptığı antlaşmayı tanımadığını ileri sürerek Kıbrıs ‘ı sömürgeleri arasına kattı. İngilizler Kıbrıs’taki Türk vakıf arazisine ve gayri menkullerine el koyarak Türkleri yoksullaştırma ve Adadan göç etmeye zorladı. 1878 sonrası on binlerce Türk, Kıbrıs tan ayrılarak Türkiye ve İngiltere’ye göç edince Adadaki Türkler azınlığa düşmüş oldular. 
Şubat 1975 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Federe Devleti, 15 Kasım 1983 yılında da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurulmuştur. Kıbrıs Yunanistan’ın kurulduğu 1830 yılından 1974 yılına kadar yayılmacı emellerinin sona erdiği bir nokta olarak tarihteki yerini almıştır.

Ankara' nın meşhur bir et yemeği...

Ankara Tava,
Malzemeler:
5 kg koyun eti (kol tarafından)
9 su bardağı su
10 adet tane karabiber
1 orta boy soğan, 4 diş sarımsak
4 çorba kaşığı tereyağı
4,5 su bardağı pirinç
1 çorba kaşığı zeytinyağı
Tuz, karabiber.

Hazırlanışı:
Pirinci ayıkladıktan sonra beyaz suyu gidene kadar iyice yıkanır. Tuzlu sıcak suda yarım saat bekletilip, süzülür. Et 8 eşit parçaya bölünür. Bir tencereye koyulup, soyulup ikiye bölünen soğanlar, soyulmuş bütün sarımsaklar, tane karabiberler ve 9 su bardağı su ilave edilip kaynatılır. Kaynamaya başladığında üzerinde oluşan köpükler bir kaşıkla alınır, ağzı kapatılarak kısık ateşte et yumuşayana kadar haşlanır. Etin suyu süzülüp, ayrı bir kaba alınır. Derin bir fırın kabına ıslatılmış pirinç yayılır. Bir tencerede tereyağı ve zeytinyağı kızdırılır. 6 su bardağı et suyu, karabiber ve tuz eklenip kaynatılır. Sıcak et suyu pirincin üzerine dökülür. Haşlanmış etler pirincin üzerine yerleştirilir. 160 derece işitilmiş fırında pilav suyunu çekip, etler kızarana kadar yaklaşık 45-50 dakika pişirilir. Servis yapılmadan önce, etler üzerinden alınıp, pilav karıştırılır. Pilav servis tabağına koyulup, etler üzerine dizildikten sonra servis yapılır.

Ankara' nın diğer yemekleri;
Ankara tavası, Alabörtme (Sorgun-Güdül), Altüst böreği, Aş Çorbası (Ayaş), Ay böreği,
Ayva Boranası,
Bırtlak (Güdül),  Bici (Güdül), Bohça böreği, Bulgur pilavı,
Calla (Ortabereket-Ayaş), Cancıran (Büyükafşar-Ankara),
Çoban Kavurması, 
Datlaş (Ayaş), Dutmaç, 
Ebesüt, Efelek Dolması, Ekir, 
Fıslak, 
Gömme (Beypazarı), 
Hamman-Homman (Akdoğan-Kızılcahamam),
İlişkik (Demirtaş), İrişkik (Sirkeli-Çubuk-Ayaş), İrişilik (Ayaş), 
Kadınbudu köfte, Kalle, Kapama, Keşkek, 
Kaha-Kana (Kalecik), Karga beyni, Kar helvası, Kaygana, Kolböreği,
Mantı, Micirim köftesi, Miyane Çorbası, 
Nevzime,
Oğmaç aşı (Beypazarı), Orman Kebabı, 
Papaç (Keskin), Patlıcanlı Et, Perçem (Beypazarı), Pıt pıt pilavı, Poğaça (Nallıhan), 
Sızgıç, Siyel-Siğer(Göveç), Siyer, Sütlü çorba.
Şaplak (Haymana), Şirden dolması
Tamtak İridi (Ankara), Tarhana Çorbası, Tiritli köfte, Tohma, Toyga-Toyka Çorbası,
Yalkı (Kozalan-Beypazarı), Yaprak dolması (Beypazarı), Yumurtalı köfte,

Ankara mutfağına eskiden Aşhane-Ayşene denir. Bu mutfaklarda yemekler tandır ve ocaklarda pişirilir ve yere serilen sofralarda yenir. Kiler, ocak ve tandır bu amaçla kullanılır.

Midenin iç yüzünde bulunan mukoza tabakasının iltihaplanması ...

Gastrit,
Mide iltihabı.
Mide nezlesi.
Midenin iç yüzünde bulunan mukoza tabakasının iltihaplanmasıdır. Erişkinlerde ileri yaşlarda tüm toplumda sık görülen bir rahatsızlıktır. Çoğunlukla kronik (müzmin) gastrit görülür.
Midenin iç yüzündeki zarın iltihaplanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. 

Hastalığın nedeni; ağır yemekler, fazla kuru veya sert yiyecekler, hamur işleri, tatlılar, acı ve baharatlı yiyecekler, alkol, fazla miktarda çay, kahve veya sigara içmek, yemek saatlerinin düzensiz olması, çabuk çabuk ve çiğnemeden yemek, fazla ilaç kullanmak, ateşli hastalıklar, karaciğer veya safra kesesi hastalıkları, kalp hastalıkları veya romatizmadır. 
Tedaviye başlamadan önce hastalığın nedenini tespit etmek gerekir.

Ülsere göre daha yüzeysel bir hasar vardır. Fakat daha derinlere geçebilir ve ülser oluşturacak şekilde aşındırma yapabilir. Gastrit, çoğunlukla bakteriyel enfeksiyon sonucu oluşur. Toplumda sık rastlanan bir mide rahatsızlığıdır. Belirti vermeden de görülebilen bir hastalık olduğundan yaklaşık her iki yetişkinden birinde gastrit vardır.

Filmlerde kendine tutulan erkekleri mahveden, güzel ve acımasız kadın tipi ...

Vamp, 
(Fr. vamp). 
Erkekleri peşinde koşturan, tavır ve kıyafetiyle bakışları üzerinde toplayan kadın. Erkeklerin cinsel yönden çekici buldukları kadın tipidir. Yüz hatları keskin çizgilere sahip olması, iri ve çekik gözler ve dolgun dudaklar vamp bir görüntü için gerekli özelliklerdir. Erkek peşinde koşan kadın, serüvene düşkün kadın. 

Türk sinemasının ünlü vamp kadınları;
Leyla Sayar (1939 İstanbul) Plaj Güzeli.
Lale Belkis(1938 İstanbul) Tiyatro, sinema oyuncusu, pop müzik şarkıcısı, manken. 
Suzan Avcı (1935 Bursa) Femme fetale.
Sevda Nur (1944, İstanbul)
Serpil Örümcer, (1952) Bayan Bacak lakaplı sanatçı.
Gülbin Eray, (1936 İstanbul).
Aysel Tanju, (1939 - 2003). 
Nilüfer Aydan, 
Özcan Tekgül, 
İnci Birol, 
Birsen Ayda, 
Sedef Türkay, 
Muzaffer Nebioğlu,
Zennube, 

 

İncir ağaçlarında döllenmeyi sağlayan sinek ...

İlek, 
İlek sineği, 
İncir sineği,
Böcbil. 
Latince: Lonchaea aristella.
Blastophaga cinsinden mazı yaban arılarına verilen genel ad. Mazı yabanarısı familyasındadır. İncirlerin döllenmesini sağlayan bu arıların boyu, 2-3 mm' dir. Dişileri kanatlı, erkekleri kanatsızdır. İncirlerin döllenmesinde rol oynayan sinektir. 

İlek incirlerinden başka, sofralık incirleri de kurtlandırarak onların değerini düşüren kısa boynuzlu sinek türüdür. Esasen incir ağaçlarının yemişlerinden çiçek tozlarını taşıyan, kısa iğneli bir çeşit arıcıktır. 

İlek inciri denen yabani incirlerde yaşayan bu sinek, incirin gözünden girer, yumurtlama iğnesini dişi çiçek­lerin dişicik borusuna sokarak yumurtalarını çiçeğin yumurtalığına bırakır. Ancak lop incirde dişicik borusu oldukça uzun olduğundan ilek sineği iğnesini bu yumurtalığa sokamaz. Bu şekilde birçok inciri dolaşır ve bu arada üzerine bulaşan çiçek tozlarını lop inciri döller. İlek sineği Türkiye’de yaşar. 

Amerikalılar üretmek için ilek sineğini Kaliforniya’ ya götürdüler, ama aldıkları sonuç pek başarılı olmadı.

Sembolizm akımına öncülük eden şairlere verilen ...

Dekadan
Fransızca: decadent,
XIX yüzyıl sonlarında Fransa' da doğalcılığa karşı çıkan ve simgecilik akımına öncülük etmiş olan sanatçılara verilen ad.
Düşkünleşmiş anlamına gelen Fransızca bir kelime. Sembolizm akımına öncülük eden şairlere verilen ad.

19. yüzyıl sonlarında Fransa' da natüralistlere karşı ortaya çıkan sembolizm akımına öncülük eden sanatçılara, edebiyatı soysuzlaştırdıkları ima edilerek verilen isim. Akım o zamana kadar gelen edebiyat geleneklerini yıkma yoluna giderek, toplumsal ve sanatsal düzenin dışına çıkmayı planlamıştır. İmgeye karşı aşırı neredeyse hastalık derecesindeki duyarlılığa sahip dekadanlar, daha önce görülmemiş imgeler yaratarak bu imgeleri karşılayacak sözcükler oluşturmuşlardır. 

Dekadanlar daha öncelerde olduğu gibi başkalarına tepki olarak çıkmıştır. Toplumda çok çabuk yayılmıştır en önemlisi bambaşka ilkeler ortaya atmışlardır ve bu öncülüğü yazarlar devam ettirmişlerdir. Dekanlık meselesi, edebiyat tarihimizin Servet-i Fünun Dönemi olarak adlandırılan, zaman olarak çok kısa, fakat edebi verim bakımından zengin bir devresinde yaşanmış bir tartışmadır. Türk edebiyatını biraz 'ölçüsüz' sayılabilecek bir şekilde Batılaştırmak isteyen bir grup genç şair ve yazarın, yine Batılaşma yönündeki Tanzimat yazarlarının bir temsilci olan Ahmet Mithat Efendi tarafından eleştirilmesi ile başlayan tartışma yaklaşık dört yıl boyunca devam etmiştir.

Dekadan kelimesinin başka anlamı:
On günlük eşek yavrusuna da dekadan denir. 

Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ