Sarı renkte ve cam parlaklığında, doğal demir ve magnezyum silikat, krizolit ...

Zebercet,
Krizolit,
Fr. chrysolite,
İng. chrysolite.
Yılan taşı.

Arapça, zeberced.
Arapça Zebercedi, fıstık yeşili,  زبرجدی‬
Olivin taşı, 
Peridot, peridot taşı, 
Şifalı kristal, 
Zeytin taşı,
Zeytuni.
Zebercet taşı.

Sarı renkte ve cam parlaklığında, doğal demir ve magnezyum silikat, krizolit.

Zümrütten daha açık yeşil olan, zümrüt kadar değerli olmayan bir süs taşı.
Osm. Zebercet,
Topaz.

Sarı renkli doğal demir ve magnezyum silikat.

Mineraloji'de sarı renkte ve cam parlaklığında, doğal demir ve magnezyum silikat, krizolit.
Cam gibi parlak, sarı renkte, doğal demir ve magnezyum silikat.
Zeberced, Zümrüd cinsinden ve onun kadar kıymetli olmayan, sarımtırak yeşil, cam parlaklığında kıymetli bir taş. 

Zebercet sarı, mavi veya kahverenginin çeşitli tonlarında da olabilir. Zebercet granit ve pegmatit kristalleri içinde bulunur. Brezilya’nın Ouro Preto bölgesinde çok çıkar. Sibirya, Seylan ve Nijerya’da da zebercet yatakları oldukça fazladır.  Sibirya’nın kahverengi zeberceti güneş ışığında beyazlaşır. Yine Brezilya zebercetinin hafifçe ısıtıldığında pembeleştiği biliniyor ve buna Brezilya yakutu deniyor.


İlk olarak Kızıldeniz’de Zebercet isimli adada bulunduğu için zebercet adı verilmiştir. Ayrıca Kleopatra’nın en sevdiği taş olarak da ünlenmiştir.


Zebercet taşın özelliği farklı renklerde ve ısıya dayanıklıdır. Zebercet taşı tesbih, yüzük, kolye gibi süs eşyalarının yapımında kullanılır. Ayrıca açık yeşil renkli porselen yapımında da kullanılır. Süs eşylarında kullanılarak insana pozitif etkilerinin sağlanmasıdır. Beyaz zebercet ısıya dayanıklı olması nedeniyle buji porseleni yapımında kullanılır. İnsana pozitif bir etki vermesi nedeniyle dokunulduğunda rahatlama hissi verir. Özellikle açık yeşil renkli olması, zümrüt taşına benzetilir. Zümrüt taşı kadar değeri yoktur.

Yazar Yusuf Atılgan'ın Anayurt Oteli isimli romanından, hatırlayacağınız üzere bir karaktere zebercet ismi verilmiştir.  Sonradan filmi de yapıldı. Filmde bu karakteri Macit Koper ustaca canlandırmıştır. Böylece Zebercet ismi kimseler tarafından kullanılmaz iken bir anda yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. 


Bu taşa kalp çakrası denir. 
Ruhsal olarak etkileri şöyledir.
Kalp çarpıntıları ve bir takım sebebi anlaşılmayan korkulara faydalıdır.
Kalp, dalak, pankreas ve karaciğer üzerinde pozitif etki oluşturur.
Zebercet, kalp rahatsızlıklarında oldukça etkilidir. 
Timus bezine etki ederek immün sistemi de güçlendirir.
Canlılık ve yaşam enerjisini arttırır. 
Pozitif enerji yönü güçlü bir taştır
Neşe ve sevinç vererek, kaygı ve korkuyu azaltır. 
Farkındalığı arttırır ve kişisel gelişimi güçlendirir.
Kıskançlık, kibir, egoizm gibi birçok olumsuz duyguyu yok eder. 

Öldürme, yok etme ...

İmate,
Arapça, öldürmek, لديك
Ölü hale getirmek. 
Öldürmek. 
Fena etmek.

İtlaf,
Arapça, öldürme, اتلاف


Ziyan etmek. 
Telef etmek. 
Ortadan kaldırma.
Bozmak.
Öldürmek.
Öldürme, yok etme.
Bir canlının hayatına son vermek.


Haylaz, serseri, berduş ...

İpsiz,
Kopoh, 
Nabekar,
Farsça Nabekar, (ﻧﺎﺑﻜﺎﺭ)
Punk, (İngilizce).
Başıboş, serseri kimse.
Haylaz,
Serseri, 
Kopuk,


Pis, bozuk, 
Bakımsız, 
Berduş,
Hergele,
Hayta.
İpsiz sapsız, berduş.

Anadolu'da neolitik çağda ekilmiş iki ilkel buğday türünden biri ...

Emmer,
(Triticum dicoccum).
Einkorn,
(Triticum monococcum)
Kavılca, 
Kavlıca
Kabulca,
Kabılca .
Kablıca.


Dünyanın en eski buğday türlerinden olan Kavılca,  Çatal siyez veya Gernik buğdayı da denir.

Bu buğday çeşidinin tarımı Kuzey Anadolu' da Kars ve Kastamonu yörelerinde halen yapılmaktadır. Kavılca buğdayı soğuk iklime uyum sağlamış bir türdür. Bu buğday türü kış şartlarına uygun olduğundan diğer buğday çeşitlerine göre yapısı farklıdır. Buğday çekirdeği kabuk sayısı bakımından diğerlerine nazaran daha fazla olup başağındaki çatallar daha da kalınlaşmıştır. Ekin hasadı esnasında kabuklarının ayrılması, diğer buğday çeşitlerine göre daha zordur. 

Kavılca buğdayı da emmer grubu buğdaylar içinde değerlendiriliyor. Anadolu'da Emmer çeşidi buğdayların tümüne kablıca, kavlıca buğdayı denmektedir. 

Kastamonu'da yetiştirilen siyez buğdayı ise kavılca buğdayı ile akrabadır. İklime uygun olarak değişiklik göstermektedir. Öyleki çıplak görünüşünden dolayı siyez buğdayına cıbıl arpa denmektedir. Benzer şekilde kavılca buğdayı, siyezin daha çatallısı anlamına gelen çatal siyez olarak da anılıyor.
Diyarbakır, Ergani İlçesindeki bir höyükte yapılan arkeolojik kazılarda Emmer ve Einkorn buğday çeşidine rastlanmıştır.


Kastamonu'nun meşhur siyezi ve Kars'ın kavılcası bu antik buğday grubu içindedir.

DÜNYANIN EN ESKİ BUĞDAY TÜRLERİ

Susamuru ...

Lutr,
Susamuru.
Lutra lutra,
Su iti.
Samur.
Lutra,
Lutr,
Samur,

İng. otter,
Fr. loutre,
Alm. otter.
Sansargillerden, tüyleri koyu kahverengi, iyi yüzen, kürkü değerli, küçük bir tür hayvan.

Susamuru, Asya, Afrika ve Avrupa'da yaşar. Başlıca besinleri balık, kurbağadır. Böcek, kuş,  yengeç ve bazen de küçük memelilerle beslenir. Çok yumuşak ve ince tüyleri olan, postu için avlanan küçük bir hayvandır. Bu nedenle soyu tükenmek üzere olan hayvanlardan biridir.


Gelincik ailesinin (Mustelidae) su samuru alt ailesinin en yaygın üyesidir. Boyu 60 -90 cm kadar uzunlukta, 20-40 cm kadar kuyruğu olan, esmer kahverenkli ve yumuşak tüylü, 6-7 kg ağırlığında bir hayvandır. Dişilerinin kuyruğu daha kısadır. Gövdesi uzun silindiriktir.  Ayakları kısa ve beş parmaklı olup  yarı perdelidir. Yassı kafalı, uzun bıyıklıdır. Başı koni biçiminde, kulakları büyük, kürkü değerlidir. Su kenarlarında kazdığı çukurlara yuvalarını yaparlar. Yuva girişi su altındadır. Su içinde yaşarlar. Suda sırtüstü yüzmeyi sever. Her yıl tek bir yavru yavrular.  

Samur, 
İng. Sable,
Frn. martre zibeline.
Su samurunun kürküne verilen ad. 

Su samuru

Hamilelikte düşüklere, ölü ya da sakat doğumlara neden olabilen ve genelde kedilerden bulaştığına inanılan bir enfeksiyon ...

Toksoplazmozis,
Toksoplazmozis Toxoplasma gondii,
Toxoplasma gondii.
Kedilerin dışkılarında yaygın olarak bulunan parazitlerden biri Toksoplazma gondii’dir. 
Toksoplazmozis hamilelikte düşüklere, ölü ya da sakat doğumlara neden olmaktadır. 
Toxoplasma gondii adı verilen parazitin neden olduğu bir enfeksiyondur. 


Bu parazit ilk kez 1908 yılında Afrikada gondi adı verilen bir tür kemirgende saptanmıştır. 
Kedilerin dışkılarında yaygın olarak bulunan parazitlerden birisidir. Kedileri bu parazitten koruyacak bir aşısı yoktur. 

Toksoplazma gondii ile ilgili yapılan araştırmalarda özellikle hamile kadınlar için düşüklere ve fetüste sinir sistemi hasarlarına neden olabilmektedir. Ayrıca toksoplazma paraziti kanser, parkinson, epilepsi gibi hastalıklara yakalanma riskini de artırabilir.

Parazitin çoğalması kedigillerin bağırsaklarında gerçekleşir. Kediler dışkılarıyla spor oluşturmamış bu ookistleri dışarı atarlar. Kedinin kılı ile dahi bulaşabilen bu parazit insan vücuduna girdikten sonra akut dönemde birçok hücrenin içine girer ve hücre içinde çoğalır. Özellikle kas, karaciğer, dalak, lenf nodları ve merkezi sinir sistemini ve organları etkiler. Parazit, sıcak ya da soğuk her ortamda yaşayabilen bir canlıdır.

Çiğ ya da az pişmiş yenen etlerden ya da kedi besleyenlerde bakımı esnasında kedinin dışkısından insana bulaşan toksoplazma, gebelik esnasında enfeksiyon oluşmasına ve bu enfeksiyonun doğmamış bebeğe bulaşmasına neden olabilir.

Pers Kralı Hüsrev' in adı...

Nuşirevan, 
Anuşirevan,
Nuşirevan-ı adil.
Asıl ismi Hüsrev’dir.
İran’daki Sasani Devleti hükümdarlarından.
Sasani Hanedanının yirmincisidir.   
Pehlevi dilindeki Anoşek-revan, Ölmez, ebedi ruh manasına gelen Anuşirevan veya Nuşirevan lakabıyla meşhur olmuştur.

Adının Arapça karşılığı olan Kisra ünvanı daha sonraki Sasani hükümdarları için kullanılmıştır. Hükümdar Kubad’ın en küçük oğludur.     

Peygamber efendimiz; Ben, adil sultan zamanında dünyaya geldim, diyerek onun adaletini övmüştür. Nuşirevan-ı adil adı ile anılır. On dokuzuncu Sasani hükümdarı olan Kubad zevkine düşkündür. Mejdek adında birisinin ortaya attığı bugünkü komünizme ait fikirleri kabul etmiş ve ateşe tapılması uygulanmıştır. Her şey herkesin malıdır. Herkesin malları ve yaşayışları eşittir. Herkes birliktedir. Şahsi tasarruf yoktur. Bütün insanlar eşit ve her şeyde ortaktırlar. Zenginler malları fakirlere vermeli, onların ihtiyaçlarını gidermelidir. Mejdek’in fikirleri Kubad zamanında yayıldı. Kubad’ın ölümünden sonra M.531 senesinde tahta, oğlu Hüsrev yani Nuşirevan geçti.

Baskın, dominant ...

Başat,    
Baskın.

 
Dominant,
İng. dominant, epistat
Frn. dominant(eril)
Frn. dominante(dişil)
Alm. dominant,
Çince, 优势
Osm. hakim .
Sertlik, zorluk bakımından üstün olan.
Benzerleri içinde güç ve önem yönünden başta gelen, etki, sayı ya da önemce üstün olan, benzerlerine baskın çıkan, egemen bulunan.

Genetik olarak;
Baskın gen (Dominant); 
Bir karakterin oluşumunda etkisini her zaman gösteren gene denir. Baskın gen büyük harfle gösterilir. Baskın gen her durumda etkisini gösterebilen genlere denir. Homozigot (melez olmayan gen) kromozomlardır.

Çekinik Gen (Resesif); 
Etkisini fenotipte gösteremeyen ve çekinik olan gen. Bir karakterin oluşumda ancak homozigot ise etkisini gösterebilen gene çekinik gen denir. Küçük harfle gösterilir.

Kanın pıhtılaşmasını önleyen, tıpda ve parfüm yapımında kullanılan organik madde ...

Kumarin,
İng. Coumarin,
Frn. Coumarine.
Alm. Cumarin
Dikumarol.

Formül: C9H6O2
Molar kütle: 146,1427 g/mol
Kaynama noktası: 301 °C
Yoğunluk: 935 kg/m³,

Kanın pıhtılaşmasını önleyen, tıpda ve parfüm yapımında kullanılan organik madde.
Kumarin, pek çok bitkide doğal olarak bulunur. Yeni biçilmiş ot ya da vanilya kokusu olarak kolayca tanınan tatlı bir kokusu vardır. Güney Amerika'da yetişen tonka fasülyesi, tarçın,  meyankökü, çilek, kayısı, kiraz, yeşil çay, nane, kereviz, yaban mersini, lavanta, bal ve tatlı yoncada bulunur.  Ayrıca Yapışkan otu, Çin Tarçını (Casia) ve Bizon otlarında yüksek konsantrasyonlarda bulunan, kimyasal bir bileşikdir. Kumarin kimyasal sentezle elde edilebilen, pıhtılaşma önleyici, antikoagülan olarak üretilen kristal bir bileşiktir. Kumarin, sigaralara da katılarak lezzet yaratılır. Ancak akciğer kanserine neden olan maddelerden biridir. 

Kumarin, parfümlerde ve kokulu tüketici ürünlerinde, deterjanlarda bir katkı maddesi olarak kullanılır. Gıda katkı maddesi olarak kullanımı, FDA (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi) tarafından 1954 yılında yasaklanmıştır. Kumarinin gerekli miktardan fazla kullanmamak gerekir. Kanı sulandırdığı için beyin kanamasına neden olabileceği unutulmamalıdır.

Türk havacılık tarihinin en önemli isimlerinden birisi, pilot, asker ve girişimci ...

Hürkuş,
Vecihi Hürkuş,
D. 6 Ocak 1896 İstanbul - Ö. 16 Temmuz 1969 Ankara
Pilot Astsubay Başçavuş,
Mühendis, Müteşebbis (Girişimci).
Türk havacılık tarihinin en önemli isimlerinden birisidir. Türkiye'nin ilk uçak tasarımcısı ve üreticisidir.

İstanbul'da 6 Ocak 1896 tarihinde doğdu. 1913 yılında Yeşilköy (Ayastefanos) tayyare mektebinde öğrenim gördü ve 15 Kasım 1916 tarihinde pilot olarak mezun oldu. I. Dünya Savaşı'na katıldı. Savaşta yaralanınca İstanbul' a gönderildi. Birinci Dünya Savaşında Ruslara esir düştü ve Hazar denizindeki Nargin adasına gönderildi. Nargin Adası'ndan yüzerek İran üzerinden Türkiye'ye kaçtı. 1918 yılında tekrar Yeşilköy'de bulunan Tayyare Bölüğüne katıldı.

Kurtuluş Savaşı'na katıldı. O esnada Jandarma Komutanı Ratıp Bey' in kızı Hadiye Hanımla evlendi. Gönül ve Sevim adında iki kızı oldu. 1925 yılında eşinden boşandıktan sonra İhsan Hanım'la evlendi ve 1927 yılında Perran isimli bir kızı daha oldu. İnönü ve Sakarya savaşı sırasında keşif ve destek uçuşları ile başarı sağlamıştır. Kurtuluş Savaşı'nın ilk ve son uçuşunu yapan pilottur. Savaştan sonra İzmir'de yeni tayyarecileri eğitmeye başlamış. Daha sonra askeri havacılıktan ayrılarak uçak tasarımı ve yapımı çalışmalarına devam etmiş. 1937 yılında Türk Hava Kurumu, Vecihi Hürkuş'u mühendislik eğitimi için, Almanya'daki mühendislik okuluna gönderdi. 1939 yılında mezun olarak ülkesine döndü. Ancak iki yılda mühendis olunmayacağı gerekçesiyle uçak mühedisi ruhsatı verilmedi. 29 Kasım 1954 yılında Hürkuş Hava Yolları'nı kurdu. Filoya aldığı sekiz THY uçakları kazalar, kaçırılmalar, sabotajlar sonunda Hürkuş Hava Yolları'nın uçakları uçuştan men edildi ve iflas etti.

16 Temmuz 1969 yılında, Ankara'da Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi' nde, 73 yaşında vefat etmiştir.

Madalyaları;
Kırmızı şeritli İstiklal Madalyası verilmiştir.
TBMM tarafından üç kez takdirname verilmiş, tek kişidir.
Mecidiye Nişanı, Osmaniye Nişanı, Harp Madalyası
.

Kavun, karpuz gibi örklü bitki ..

Yaktin,
Kabak, kavun ve karpuz gibi dalları yerde yayılan bir nebat adı. 
Kabak, kavun, karpuz, hıyar gibi toprakta uzanıp, yetişen bitki. 
Kabak ağacı.
Yaktin ağacı. 
Kabak, kavun ve karpuz gibi dalları yerde yayılan bir bitki adı.

Bostan,
Bustan,
Farsça, bostan, بوستان
Kavun ve karpuza verilen ortak ad.



Karpuz, kavun, ay çiçeği, vb. bitkilerin topluca bulunduğu ekim alanına bostan denir.
Ayrıca, salatalık, hıyar için de bostan denir.
Bustan, Kavun, karpuz.
Bostan, Sebze bahçesi.
Kavun, karpuz tarlası. 


Kavun, karpuz gibi meyvelere verilen ad, Hinduvane.

Asma, kavun, karpuz gibi bitkilerin sürgünü veya dalına Tevek denir.

Örk,
Kavun, karpuz, kabak gibi bitkilerin toğrağın üstünde yayılan filizi.
Asma, kavun, karpuz gibi bitkilerin sürgünü veya dalına tevek adı verilir.
Örk atmak, 
Kavun, karpuz vb. bitkiler büyümek, kol atmak.

Değnek, sopa ...

Ohandere,
Ohandere Çubuk, (Çıldır  ve Kars yöresinde halk ağzında)
Değnek,
Sopa,
Çub,
Çomak,
Çubuk,

Matrak,
Massa,
Gübel,
Eska,
Hırave,
Kalın sopa,
Elde taşınacak incelikte düzgün ağaç, sopa, çomak.

Bulgaristan'da bir kent ...

Razgrad,
(Deliorman)
Bölgedeki diğer şehirler; Rusçuk, Silistre, Şumnu, Dobriç.
Razgrad, (Deliorman), Bulgarca: Разград,;
Deliorman bölgesinde kuzeydoğu Bulgaristan'dadır. Kuzeydoğu Bulgaristan'da, Deliorman olarak bilinen Türk bölgesinde bir şehirdir. Razgrad ilinin idari merkezidir. Tuna Nehri'nin 80 kilometre güneyindedir. Deliorman, Meşe, Gürgen ve Kızılcık ağaçlarından oluşan çok sık ve geçit vermez ormanlarla örtülü olmasından dolayı deliorman denmiş ve tarihte pehlivanları ile ün yapmıştır. Deliormanlı güreşçiler arasında Koca Yusuf, Ahmet Kara, Hergeleci İbrahim, Kurtdereli Mehmet Pehlivan ve Katrancı Mehmet Pehlivan sayılabilir.

Bulgaristan,
България, 
Bılgariya,
Bulgaristan Cumhuriyeti.
Komşumuz Bulgaristan Balkanlar'dadır. 

Sırbistan ve Makedonya batısında kalır. Doğusunda Karadeniz vardır. Romanya, kuzeyinde, Yunanistan güneyindedir. Rila Dağı üzerindeki Musala Zirvesi (2925 m.) Balkanların en yüksek noktasıdır. Dağlık bir coğrafyaya sahiptir.  Rodop ve Rila dağları önemlidir. En önemli akarsuları, Tuna ve Ege Denizi'ne dökülen Meriç (Maritsa) nehirleridir. 
Yüzölçümü;  110 bin 994 km² 'dir. 
Para birimi, Leva'dır. 
Lev (BGN).
Başkent, Sofya (Sofia).

Diğer Kentler;
Burgaz, Dobriç, 
Eski Zağra, Eski Cuma.
Filibe, Gabrova, 
Hasköy, İslimiye.
Kırcaali, Köstendil, Lofça, Montana.
Paşmaklı, Pazarcık, Pernik, Plevne
Razgrad, Rusçuk, Silistre, Sofya.
Şumnu, Tırnova, Varna, Vidin, Vratsa
Yambol, Yukarı Cuma.

Genyornis, Avusturalya'da eskiden yaşamış kaz ile devekuşu arasındaki bir kuş ...

Genyornis,
Genyornis Nevtoni,
Kaz ile devekuşu arasında bir kuş.
Avustralya'da yaşayan büyük, uçamayan bir kuş. Boyları iki metreden fazladır. Ağırlıkları 230-250 kg  olan Genyornis nevtoni 50.000 yıl önce ilk insanlar tarafından Avustralya’ya yerleşen ilk insanlar tarafından soyları tüketilmiştir. 

En yakın yaşayan akrabaları kümes hayvanlarıdır. Genyornis nevtoni türü olan dromornis kuşuna ait kavun büyüklüğündeki yumurta kalıntıları Amerikalı bilim adamlarınca incelenmiş. İnceleme sonucuna göre yumurtaların ısıtıldıktan sonra tüketildiğini söylüyor. Bu dev kuşların yalnızca iklim değişimi yüzünden tükenmediklerini açıklamış oluyor. 

Tarihsel Aborjin geleneklerine dayanarak, Genyornis'in ılıman bölgelerdeki Victoria'da yaşadığı tespit edilmiş. Bu kuş türü Avustralya’daki prehistorik mega faunasına dahildi. Çok büyük ve çok ağır hayvanlar arasında örneğin dev kangurular veya küçük bir otomobil büyüklüğündeki kaplumbağalar da bulunuyordu.


Serbest bırakma ...

Azat,
Azad,
Farsça, azad, آزاد
Serbest. 
Serbest bırakma. 
Okullarda paydos. 
Serbest bırakılmış olan.

Hür. 
Hür bırakma 
Kurtulmuş, serbest, özgür.
Kimseye bağlı olmayan. 
Kölelikten kurtulmuş olan.
Dünya alakasından kesilmiş.
Serbest fikirli.

Azad, Azat, kelimesinin diğer anlamları;
Mezarlıklarda bulunan meşe ağacı.
Kırlarda yetişen tek ve büyük ağaç. 
Yabani armut. 
Ormanda, tarlada budanmadan büyümeye bırakılmış meşe, pelit v.s. 
İri ağaç. 
Palamut ağacı. 
Yetişkin olmıyan ağaç. 
Budanmış büyük meşe, ardıç ağacı.
İşe yaramaz. 
Güçlü, kocaman.
Kalın, büyük, asırlık ağaç. 
Meşe.
Yapılarda kullanılmak üzere kesilmiş kalın ağaç. 

Senyoraj, Para basma yetkisine verilen ad ...

Senyoraj,
Para basma yetkisi.
Senyoraj Geliri.
Elde edilmesi ve uygulaması en kolay gelirdir.

Paranın üzerinde yazılı olan değeriyle gerçek değeri arasındaki farka senyoraj geliri denir. Senyoraj kelimesi Senyör kelimesinden gelmektedir.

Senyör,
Fr. seigneur,
İng. Seigneur
Derebeyi.
Orta Çağda Avrupa'da toprağı olan derebeyi
Fransa'da bir soyluluk unvanı.
Egemen hükümdarlara verilen san. 

Orta çağda senyör ya da lordların kendi adlarına para basma hakları vardı. Paranın üzerinde yazılı değerle gerçek değeri arasındaki fark bu senyörlere veya lordlara kalıyordu. O nedenle bu gelire senyoraj (senyörlük) geliri adı veriliyordu. Zaman içinde para basma yetkisi önce hükümdarlara (kral, imparator, padişah, sultan) sonra da devlet tüzel kişiliğine geçti ve senyoraj geliri de onların hakkı oldu.

Senyoraj, genel anlamda paranın üretim maliyeti ile üzerinde yazılı değer arasındaki farktır. Bu farkın devletin kasasına gelir olarak girmesiyle devlet, vergi gelirlerinin dışında ciddi bir gelir daha elde eder. Merkez Bankası 100 TL’lik banknotu 1 TL’ye mal etmiş ise bu paradan elde edilecek senyoraj geliri 99 TL olmaktadır. Eski dönemlerde, altın para sisteminde altının itiba­ri değeri ile maddi değeri arasında bir fark bulunmadı­ğı için, para otoritesi olan devletin senyoraj geliri elde etme imkanı yoktu. Paranın maden değeri düşürülerek elde edilebilecek senyoraj geliri ise, paraya olan güve­ni azaltacağı için, hem içeride, hem de dışarıda ticareti olumsuz etkilemekteydi. Bu tür para sistemlerinin zamanla yerini kağıt yani itibari paraya bırakması devletlerin senyoraj geliri elde etmesine olanak sağlamıştır.

Senyoraj geliri devletlerin hükümranlık hakkını ifa­de eder. Yani devlet olmak için para basması gerekiyor. Devletler hizmet ve üretim karşılığında senyoraj geliri elde etme hakkı­na sahiptir. Devlet elde ettikleri bu karı vatandaşına yol, su, elektrik vb. hizmet olarak kamu harcamalarında kullanır.

Tarihsel gelişim sürecinde devletler para basma yetkilerini bağımsız merkez bankalarına devrederler. Ancak senyoraj geliri kağıt paraları basan merkez bankaları tarafından elde edilse de bankalara kullandırdığı borca uyguladığı faizden elde edilen tüm gelirler de dahil olmak üzere senyoraj gelirini Hazine’ye devreder. Bu husus, Anayasa ile belirlenmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı'na bağlı Darphane, 1984 yılında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre kurulmuştur. Görevi, Cumhuriyet ziynet altınları, madeni para, hatıra para, resmi mühürler, madalyon, madalya, nişanlar, vize ve harç pulları ile değerli kağıtların basımı ve dağıtımını sağlar.

Hamurun yapışmaması tepsiye serpilen un ...

Erve,
Urga,
İpar,
Ura,
Hamurun yapışmaması tepsiye serpilen un.
Hamurun ele yapışmaması için, hamur üstüne ve avuca serpilen una, Urga denir.
Hamurun tahtaya ya da oklavaya yapışmasını önlemek için serpilen un, Ura.
Yufka açılırken hamurun tahtaya yapışmaması için serpilen kalın un için uğra denir.

Yufka açarken hamurun yapışmaması için serpilen un'a, İpar denir.
Yufka açmada kullanılan tahta' ya Yaslağaç denir. Hamur işlerinde tepsiye hamuru dizmeden önce tepsiyi unlamaya, Ervelemek denir.

Bir tür ay çöreği ...

Kruvasan,
Fr. croissant
İng. croissant
Rusça круассан
Çince 新月形面包
Arapça, كرواسون
Gürcüce კრუასანი
Etiopia ክሮሶንት

Kruvasan Ayçöreği.
Genelde kahve ile tüketilen ve Fransız mutfağına ait bir tat. Kruvasan ilk önceleri Avusturya ve Fransız fırınlarında hilal biçimli ekmek şeklinde imal edilmiş. Daha sonraları ve sıkça kavisli şekle göre daha düz bir şekilde imal edilmiş. 

Malzemeler:
4,5 su bardağı un
Yarım paket yaş maya.
50 gr margarin
2 tatlı kaşığı toz şeker
2 çay kaşığı tuz
1 su bardağı ılık süt
2 adet yumurta
Yarım paket margarin
1 adet yumurta sarısı

Yapılışı:
Sütü ısıtın. Sütün ılık olması mayayı aktive etmesi için gereklidir. Sıcak ya da soğuk süt mayayı öldürür. İçine mayayı ufalayın. Tuz ve şekeri de ilave edin. Eriyene kadar karıştırın. Unu yoğurma kabının içine ortası çukur olacak şekilde koyun. Hazırlanan maya ve sütü ilave edin. Ön  mayalanma için 10 dakika bekleyin. 

Kaba yapışmayan bir hamur  olana kadar  yoğurun. Kabın üzerini bir örtü veya strech ile kapatarak ılık bir yerde dinlendirin. Hamurun yarım saat kadar mayalanması sonucunda hamur iki katına çıktıysa tamamdır. Aksi halde biraz daha bekleyin. Tezgahı hafif unlayın. Kruvasan hamurunu mümkünse mermer bir tezgah üzerinde hazırlayın. Hamuru hafif unlanmış tezgahta 1,5 cm kalınlığında üçgen şeklinde açın. 

İsteğinize göre, üçgen şeklinde kestiğiniz kruvasan hamurlarının, içine blok ya da damla çikolata koyup sarabilirsiniz. Geniş kenardan başlayarak hamuru yuvarlayın. Hamurları yağlı kağıt ya da yapışmaz tepsi kağıdı serilmiş fırın tepsisine 5 cm aralıklarla dizirek on dakika kadar dinlendirin. Kruvasanların üzerlerine 1 adet yumurta sarısı sürerek 180 derecede önceden ısıtılmış fırında yaklaşık 15 dakika  üzerleri renk alana kadar pişirin.

Kahvaltınız hazır. Hafif ılık kruvasanlar kahve ile muhteşem. Afiyet olsun.

Hristiyanlıkta papazın yardımcısı olan din adamı ...

Diyakoz,
Diyakon,
İng. deacons.
Hristiyanlıkta papazın yardımcısı olan din adamı.
Hıristiyanlıkta papazın yardımcısı olan din adamı .
Kilise işlerinde papaza yardım eden kimse.
Papaz, Hıristiyan kiliselerinde piskopos ile diyakoz arasında yer alan din adamıdır. 


Katolik, Anglikan ve Ortodoks kiliselerinde ruhban derecesinin ilk basamağıdır. Daha sonra  peder, papazlık derecesine çıkar. Kilisede ibadet esnasında sırasında piskoposlara ve papazlara yardım ederler. Bir üst aşaması ise piskoposluktur. Kilisenin bütün maddi varlığının kahyalığını yapmak. Yoksullara, hastalara ve düşkünlere kimsesizlere kilise adına yardım etmek. 

Yunanca hizmetli, hizmetçi, yardımcı, haberci manalarına gelen diakonos kelimesinden türetilmiştir. Günümüzde diyakoz kısaca papaz yardımcılarına verilen isimdir. Pederlik derecesini almış kişiler piskopos ve papaz olabilirler. 

Çamur, kum, toprak gibi şeyleri taşımaya yarayan, dört kollu tahta araç ...

Tarka,
Teskere,
Çamur, kum, toprak gibi şeyleri taşımaya yarayan, dört kollu tahta araç.
Çamur, kum, toprak vb. şeyler taşımaya yarayan, iki kişinin taşıdığı dört kollu tahta araç.
Tabut.

Doğu Karadeniz yöresinde ocak ayına verilen ad ...

Kalandar,
Ocak ayı,
Zemheri,
Karakış,
Kanunisani.
Doğu Karadeniz yöresinde ocak ayına verilen ad.
Ocak ayı, Gregoryen Takvimi'ne göre yılın 1. ayı  olup 31 gün çeker. Adı, eski Türkçede şimdi yerine Farsça ateş sözcüğünü kullandığımız od sözcüğünden gelmektedir. 

Eskiden aylara verilen adlar;
1-  Zemheri (14 Ocak - 13 Şubat)
2- Gücük (14 Şubat - 13 Mart)
3- Mart (14 Mart - 13 Nisan)
4- Abrul (14 Nisan - 13 Mayıs)
5- Mayıs (14 Mayıs - 13 Haziran)
6- Kiraz (14 Haziran - 13 Temmuz)
7- Orak (14 Temmuz - 13 Ağustos)
8- Ağustos (14 Ağustos - 13 Eylül)
9- İlkgüz (14 Eylül - 13 Ekim)
10-Ortagüz (14 Ekim - 13 Kasım)
11-Songüz (14 Kasım - 13 Aralık)
12-Karakış (14 Aralık - 13 Ocak)

Adını, bu hayvanları tarif eden ilk batılı gözlemciden alan Spheniscus cinsinden bir penguen türü ...

Humboldt,
Humboldt Penguen.
Spheniscus Humboldti.
Penguengiller familyasının Spheniscus cinsinden bir penguen türü. Bu penguenleri ilk defa batılı gözlemci Alexander von Humboldt tarafından XVIII. yüzyılda tarif etmiş ve humboldt adını vermiştir. Aynı bölgede bulunan akıntıya da yine aynı adı vermiştir. 

Küçük koloniler halinde ortalama 25 yıl yaşayabilen bu penguenlerin boyları 50-70 cm. ve ağırlığı 3-5 kg olup Güney Amerika' nın batı sahillerinde, Şili ve Peru'da anakara ya da ada sahillerinde yaşarlar. Bu penguenlerin yüzlerinde, ayaklarında ve kanatlarının altında pembe lekeler vardır. 

Humboldt penguenleri yaşamlarını tek bir eşle geçirir. Kanatları olsa da uçamazlar. Ama suyun içinde saatte 50 km. hıza ulaşabilirler. Gözlerinde bulunan ikinci bir şeffaf göz kapağı suyun içinde görmelerini sağlar. Yer altına, mağaralara veya kayalar arasındaki yarıklara yuva kurarlar ve sığ sularda yaşarlar. Küçük balıkları (ançüez, hamsi, sardalya), kabuklular ile beslenirler. Penguenin gövdesinin üst kısmı siyahımsı gridir. Düzensiz gri beneklerin olduğu alt kısım beyazdır. Göğsünde, nal şeklinde bir bant ve başından geçen beyaz bir şerit, karakteristik özelliğidir.

Türkiye'de Emaar Akvaryum & Sualtı Hayvanat Bahçesinde bu penguenleri görebilirsiniz.


Lokasyon;
Emaar Square Mall
Ünalan Mahallesi, Libadiye Cd No:81, 34700 Üsküdar/İstanbul

Emaar Akvaryum & Sualtı Hayvanat Bahçesi




Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ