Fermuar değiştirmek, etek boyu kısaltmak gibi giysi tadilatı yapan terzi ...

Komandatura,
Komandatura tadilat anlamına gelmektedir.
Düzeltme terzisi.
Giysi Tadilatı,
Fermuar değiştirmek, etek boyu kısaltmak gibi giysi tadilatı yapan terzi .
Pantalon paçası kıvırma, pantalonun belini daraltma, belden alma, etek boyu kısaltma, ceket daraltma, giysileri bedene göre tadil eden kişi, terzi.

Fermuar değiştirmek, etek boyu kısaltmak, vb. elbise (giysi) tamiratı, tadilatı yapan terzi.

Osmanlılarda devlet görevlilerinin yetiştirildiği okul ...

Enderun, 
Farsça: enderun.  
Osmanlı döneminde enderun.    
Devlet görevlilerini yetiştiren mektep, okul.   
Osmanlı Sarayının iç teşkilatı.     
Saraylarda harem ve hazine dairelerinin bulunduğu yer.  

Harem, 

Harem dairesi.   
İç, içerisi, 
İç dahil.   
Gönül, kalp.  
Büyük sarayların iç bölümü.    

Osmanlılarda hıristiyan ailelerin devşirilen akıllı ve yetenekli çocukları devlet görevlisi olarak bu okulda  yetiştirilir ve saraya alınırlardı.    

Enderun Mektebi, 
Osmanlı Padişahı II. Murad tarafından kurulmuştur. Saray hizmetinde çalışacak görevlileri yetiştirmek amacıyla kurulmuştur. Saray görevlilerini yetiştirmek üzere kurulmuştur.
Yetenekli öğrencilerini devşirme usulü ile alırdı. Bu okulda saraya mensup şehzadeler ve diğer ekabir kesimin çocukları da eğitim görürlerdi. Enderun mektebleri bir saray okulu olup devleti yöneten yüksek dereceli sivil kadro yetiştirmiştir. 

Osmanlı devletinin ihtiyacı olan  mimar, nakkaş, imam, müezzin, müverrih, şair, alim, vali, elçi, sadrazam, silahşör, harende, sazende, ressam, hattat, katip, nüktedat, hatta serasker, kazasker, kaptanı derya gibi devlet adamları bu okulda yetiştirilmiştir. 
Her zaman olduğu gibi bir süre sonra eğitim ve öğrenim bozulup, yozlaşınca Enderun mektebi, 1 Temmuz 1909 yılında lağvedilmiştir.

Hititlerin atası sayılan kral ...

Anitta,
Kral Anitta (M.Ö. 1750).
Hititlerin atası sayılan kral Anitta, MÖ 1800 yılında Anadoluda yaşamış, Hititlerin ilk kralıdır. Pithana'nın oğlu olup Kuşşara ve Neşa (Kaniş) şehirlerinin kralıdır. Kral Anitta zamanında Neşa şehri başkent olmuştur. Anadolu’nun yerli halkıyla kaynaşıp Hitit Devletini kurmuştur. Bu devlet Kral Labarna tarafından kurulmuş olup Hattuşa (Boğazkale) şehri başkent ilan edilmiştir. M.Ö.1600 - 1300 arasında dönemin en güçlü imparatorluğu olmuştur. 


Ancak kral Şuppiluliuma zamanında. M.Ö.1200 yıllarında deniz kavimlerinin istilasıyla gerileme dönemi başlamıştır. Asur Kralı II.Sargon M.Ö.700 yıllarında Hitit devletini yıkmıştır.

Ünlü Güneş Kursu olarak anılan törensel nesne, Hititlerin sembolü olarak kabul edilir. Hitit kaynaklarına göre bütün tanrıların atası sayılan tanrı Kumarbi'dir.

Azota verilen bir başka ad...

Nitrojen,
(Arapça, نتروجي ).
Azot.
Azot, (simgesi N).
Fr. azote, İng. nitrogen
Atom numarası 7,
Atom ağırlığı 14,006 g,

Azot, Nitrojen (simgesi N), havada beşte dört oranında bulunan, rengi ve kokusu olmayan, dingin, tadsız, çift atomlu bir soy gaz.
Protein, nükleik asit gibi bazı önemli moleküllerin yapısında bulunur.Hücrenin yaşamasında önemli rol oynar. Bitkiler azot gazıyla doğrudan doğruya solunum yapamazlar. Bitkiler Azot ihtiyaçlarını topraktaki azot bileşikleriyle sağlarlar. Tarımda yetersiz durumda azotça zengin gübreler kullanılır. Azot elementi amonyak, amino asit, nitrit asit, siyanür, organik nitratlar (itici ve patlayıcı) gibi endüstriyel bileşikleri oluşturur. Sıvı Azotun sıcaklığı, Azota göre daha düşük olup, (-196 °C)' dir. Endüstriyel sıvı Azot, renksiz ve berrak olup hava ayrıştırma yolu ile elde edilir.

Azot oksidul (Diazot monoksit) N2O, güldürücü gaz olarak bilinir. Eski zamanlardan beri anestezik olarak kullanılan gazdır. 
Azot oksit (NO), renksiz bir gazdır. 1784 yılında bulunmuştur.

Elma, armut, ayva gibi meyvelerin yenmeyen iç bölümü...

Eşelek,
Kesmük,
Elma, armut gibi meyvelerin yenildikten sonra kalan çekirdekli orta kısım. Halk dilinde elma, armut, ayva vb. meyvelerin yenmeyen iç bölümü. Samsun Vezirköprü yöresinde elma, armut ve ayva gibi meyvelerin yenildikten sonra kalan kısmına kesmük denir.

Elma, armut, ayva gibi meyvelerin yenmeyen iç bölümü.
Elma, armut gibi meyvelerin yenildikten sonra kalan çekirdekli kısmı.
Meyve artığı.
Meyve çürüğü.

Eşelek kelimesinin diğer anlamları;
Ceviz içinin ortasında bulunan ve içi ikiye ayıran sert madde.
Şişman kadınlara verilen isim.
Olgunlaşmamış meyve.

Mısır koçanı.
Meyve.
Sinir.

Tayfı kırmızıya doğru şiddetli bir kayma gösteren, yıldız görünümlü ve ışınım gücü çok yüksek gökcismi ... ,

Kuazar,
Quasar.  
Yılberk,    
Yıldızımsı cisim.  
İlkel gökadalar,  
Yıldızımsı denilen gök cisimlerine verilen ad.
Tayfı kırmızıya doğru şiddetli bir kayma gösteren, yıldız görünümlü ve ışınım gücü çok yüksek gökcismidir. 

Bu cisimler optik fotoğraflarda yıldız gibi görünen, morötesi ışınım yayan kaynaklardır. 
Aktif galaksilerin merkezleri olup güçlü bir radyo kaynağı ve ışıma yayarlar. Işıma yoluyla büyük bir enerji yayarlar bu nedenle çok parlaktırlar. 
Bir nesneden yayılan ışığın elektromanyetik tayfın kırmızı yönüne yakınlaşmasına, tayfı kırmızıya kayma deniliyor. Cisim bize yaklaşıyorsa ışığı maviye doğru kayar.

1899-1968 yılları arasında yaşayan ve yerel konuları kübist bir yaklaşımla işleyen ünlü Türk ressamı ...

Cemal Tollu, 
Cemal Sait Tollu,
(1899-1968).
Türk ressam.
Kübist bir anlayışla Anadolu’ya özgü konuları işleyen 1930 kuşağı Türk Ressamı. D grubunu kuran sanatçılardan birisidir. İstanbul’da 19 Nisan 1899 tarihinde dünyaya geldi. Çocukluk yılları Diyarbakır ve Şam'da geçti. 1919 yılında İstanbul’da Sanayi-i Nefise Mektebine başladı. 

İstanbul'un işgali nedeniyle bıraktı ve Ankara' da askeriyeye katıldı. Konya süvari alayında, süvari teğmen olarak 1923 yılına kadar orduda kaldı. Kurtuluş Savaşından sonra resim öğretmenliği yaptı. Daha Münih ve Paris'e gitti. 1931 yılında Avrupa’da ünlü ressam ve sanatçıların yanında çalıştı. Paris'ten dönüşünde Erzincan Askeri Ortaokulunda öğretmenliğe devam etti. İlk sergisini 1932 yılında Elazığ'da açtı. 
1933 yılında Nurullah Berk, Zeki Faik İzer, Elif Naci, Abidin Dino ve Zühtü Müridoğlu ile bir araya gelerek D Grubu sanatçı topluluğunu kurdular. Cemal Tollu, grubun bütün yurtiçi ve yurtdışı sergilerine katıldı. 1935 yılında Anadolu Medeniyetleri Müzesinde yöneticilik, 1937 yılında Devlet Güzel Sanatlar Akademisinde göreve başladı ve 1964 yılında emekli oldu. Cemal Tollu, 26 Temmuz 1968 tarihinde İstanbul’da hayatını yitirdi.

Eserleri: 

Alfabe okuyan Köylüler, Antalya’da Ağaçlı Bir Köşe, 
Bir Öğretmenin Portresi, 
Çanakkale Savaşı,  Çoban ve Tiftik Keçileri, 
Eti Fırtına Tanrısı ,  
Gri Gökyüzü, 
Harman, Hatay’da Portakal Bahçesi,  
Ilgın Ağacı, 
İki Ağaç,  
Kedili Çıplak, Kırmızı Elbiesli Çingene, Kır Kahvesi, Kışa Girerken,  
Koza Hanı, Koza Satan köylüler, Köylüler ve Koyunlar,
Manisa’nın Kurtuluşu, Manisa Yangını, Mevleviler,
Natürmortlu Bodrum, 

Oturan Çıplak,  
Pamuk Toplayanlar, Pancar Tarlası,  Pastırmacılar,  
Saçı Örgülü Kadın, Savarona,  Siyah Elbiesli Kadın,  
Tarlalar, Tepedeki Kasaba,  Tımar, Toprak Ana,   
Ürgüp’te Bağ Bozumu, 

"Kumral Ada, Mavi Tuna", "Su", "Balık izlerinin Sesi", Uzun Beyaz Bulut-Gelibolu" eserleri ile tanınan, Türk roman, öykü ve gezi edebiyatı kadın yazarı ...

Buket Uzuner,
(1955, Ankara),
Romancı, hikayeci ve gezi yazarı Buket Uzuner.
Ankara’da 3 Ekim 1955 'de doğdu. Hacettepe Üniversitesi, Bergen Üniversitesi-Norveç, Michigan Üniversitesi-ABD' de moleküler biyoloji ve çevre bilim eğitimi aldı. Tampere Teknik Üniversitesi-Finlandiya ve O.D.T.Ü, Çevre Mühendisliği Bölümünde uzman ve araştırmacı olarak çalıştı, ders anlattı. 

Kuzey Sahra Afrikası, Kuzey Amerika, Kanada ve Avrupa’da gezgin, araştırmacı ve öğrenci olarak bulundu. Sinema, turizm, reklam ve yabancı dil sektörlerinde faaliyette bulundu.

Buket Uzuner, Türkiye Cumhuriyeti’nin 75. Kuruluş yıldönümünde, Cumhuriyetin 75 Başarılı Kadını listesine girmiştir. Romanları bir çok yabancı dile çevrilen Buket Uzuner 1996 yılında (ABD) Iowa Üniversitesi’nin (IWP) onur üyesi olmuş, 2004 yılında da ODTÜ senatosu tarafında takdir belgesiyle onurlandırılmıştır.

Kuzey Afrika, Kuzey Amerika ve Avrupa'da uzun yıllar geçiren Buket Uzuner, halen İstanbul'da yaşamaktadır. 04.07.2014

Eserleri;
Anneleri, Babaları, Ayın En Çıplak Günü (1988),
Balık İzlerinin Sesi (1993 Yunus Nadi Roman Ödülü) (1992),
Benim Adım İstanbul (Deneme), Benim Adım Mayıs (1986),
Bir Siyah Saçlı Kadının Gezi Notları (1989),
Gümüş Yaz - Gümüş Kız (Biyografi), Güneş Yiyen Çingene (1989),
İki Yeşil Susamuru, İstanbullular (Çizgi) (2007)
Karayel Hüznü (1993),

Kumral Ada~Mavi Tuna romanı, Mediterranean Waltz / Ambar Ada adlarıyla yurt dışında bir çok ülkede yayınlandı. (1998 İÜ. İletişim Fakültesi Ödülü) (1997),
New York Seyir Defteri (2000)

Selin ve Cem’le Yolculuklar (Deneme), Sevgilileri ve Diğerleri (1991),
Şairler Şehri (1994), Şehir Romantiğinin Günlüğü (1998), Şiirin Kızkardeşi Öykü(2003),
Uyumsuz Defne Kaman’ın Maceraları/ SU (2012),
Uzun Beyaz Bulut- Gelibolu (2001),
Yolda (2009).

Geleneksel hindu toplumunda tarım, ticaret ve hayvancılıkla uğraşanların oluşturduğu toplumsal sınıf ...

Vaişya,
Vaiçya,
Vaishya,
Vaisya,
Frn. commerçant,
Tüccar
Geleneksel hindu toplumunda tarım, ticaret ve hayvancılıkla uğraşanların oluşturduğu toplumsal sınıf.

Aşağıdaki dört kast sınıfında ayrı ve büyük çoğunluğu oluşturan diğer sınıflar;
Parya, (insanlığın en aşağı tabakası sayılır).
Dokunulmazlar, (Kast dışında kalanlar).

Hindu toplumunda bir sınıf, kast.
1-Brahmanlar (rahip ve alimler)
2-Kşatriya (prensler ve askerler)
3-Vaişya (tüccar, esnaf ve çiftçiler)
4-Şudra (işçiler, sanatkarlar)


Eski bir ağırlık ölçüsü birimi ..

Farak,
Eski bir ağırlık ölçüsü birimi.
Farak,
Batman,
Osmanlı İmparatorluğu döneminde kullanılmış olan eski bir ağırlık ölçüsü birimi Okka' dır. Şehir ve kasabalara göre ağırlık değeri farklılık göstermekle beraber, genellikle 1282 gram değerinde kabul edilmiştir.

Eskiden kullanılan bir ağırlık ölçüleri;
Arpa.
Bağdat Tağarı, Bale, Balya, Basil, Batman, Binter, Buğday.
Çeki, Çekirdek, (Keçiboynuzu çekirdeği), Çelik.
Denk, Dimin, (Timin), (24 kg.), 
Dirhem (Direm) (Okkanın dörtyüzde birine eşit), Dolu, Dönük.
Emina (Tahıllar için), 
Farak, Feddan.
Gödek.
Hilal, Habbe.
Kapak, Kafız, Kantar (Kintar), Kıyye-i atika, Okiyye, Kıyye (Okka).
Krat (Kırat), Kıtmir, Kile, Kuranga, Kutu.
Lasta, Libre, Lodra, Ludre.
Mekuk, Mintan, (1/2 Kile), Miskal, (1,5 Dirhem), Mut, (50 Şinik).
Okka, (Kıyye-i atika, Okiyye, Kıyye).
Ratl (Rıtl), (130 Dirhem).
Sa.
Şinik.
Tıl, Timin (Dimin) (24 kg.), Tonilato.
Urup.
Vakiye, Vakiyei Şer'i, Vezne, Vezne Ledresi, Vibe, Vukiyye.
Zerre.

Çiçeklerdeki taç yaprak ...

Petal,
Taç yaprak,
Çiçeklerdeki taç yaprak.
Petal, çiçeklerde üreme organlarının dışında bulunan en gösterişli kısmıdır.
Botanikte çiçeklerde bulunan taç yaprağa petal de denir. Çanak yapraklardan büyük olup dişi ve erkek organları koruyacak biçimde olan renkli çiçek yapraklarıdır.

Bu yapraklar kokusu ve çarpıcı rengi ile kuşların, böceklerin ve kelebeklerin ilgisini çekerek tozlaşmaya yardımcı olur. Sonuçta bitkilerin üremesi için gereklidir.

Güzel olan anlamında sanat terimi ...

Gülsanem,
Tokalon,
To Kalon.
Gerçek güzellik.
To Kalon sözcüğü, Yunanca güzellik anlamına gelir.
Yunanlı filozof Grekçe sormuş. Nedir gerçek güzellik, ti esti to Kalon? Görelim ve gördükçe güzele yaklaşalım diye güzeli yarattı Yaradan. Güzellik varlıkda ve olaylarda değil, onlara yansıyan düşüncelerdedir. 
Güzellik; Fransızca: beaute,

Tıpkı ünlü Halk Şairimiz Aşık Veysel Şatıroğlu'nun; Güzelliğin on pare etmez. Bu bendeki aşk olmasa diyerek aynı cevabı vermiştir.
Görme ve işitme duyuları aracılığıyla, hoşlanacağımız ve bizde hayranlık duygusu uyandıran biçim ve ölçülerin oluşturduğu uyumlu bir bütündür. Soyluluk ve ahlaki üstünlük düşüncesi uyandırır. Hoşa giden, beğenilen, iyi, doğru bir biçimde anlamındadır.
Grekçe olan to kalon sözcüğü, güzellik gerçek güzellik, anlamında kullanılmıştır. Türkçede güzel sözcüğünün kullanımına benzer, iyi, hoş gibi manalar verilmiştir. Eskinin meşhur güzellik kremi, Tokalon markası. Günümüze kadar gelmiştir.
Güzellik kavramına duyusal açıdan bakıldığında, mutlak ve öz olarak düşünceler özleminde, Tanrı katındadır. O güzellik her zaman ve her yerde geçerli olan mutlak güzelliklerdir. Zaman ve mekan dışındadır.

Estetik, Sanat felsefesi ya da güzellik felsefesidir. Dolayısıyla estetiğin en temel kavram, güzelliktir. Güzellik, çağdan çağa, toplumdan topluma ve insandan insana, hatta insanın yaşına, mesleğine, içinde bulunduğu sosyal ve psikolojik duruma göre değişen bir değerdir. Zaten insan gerçek bir dünyada kendi koyduğu, yaygın kabul gören değerleriyle yaşar.
Estetiğin temel kavramı güzelliktir ve amaca bağlı olmayıp duyusal faaliyetlerimizin güzelle ilgili kısmını inceleyen sanat veya güzellik felsefesine estetik denir.

Kuzey ülkelerinde pagan inançlarda bir Bayram olarak kutlanan Kış Gündönümüne verilen ad ...

Yule,
Paganlar kış gündönümünü Yule adı verilen Bayram olarak kutlarlar. Kutlamalar buğday başakları, ateş ve eğlenceler ile yapılır. Elma ve portakal güneşi temsil eder. Hasatı temsil eden buğday sapları, kutsal sayılan Sarmaşık ve Ökseotu evlerin kapılarına asılır. 12 gün boyunca Günlük yakılır. 

Mitolojide kış gündönümü, tanrıların kapısı olarak bilinen ve Latince kapı anlamına gelen Janua sözcüğü ile bilinir. Güneşin büyüyen gücünü, yükselişini temsil eder. Güneşin Oğlak burcuna girmesidir.

Kış Gündönümü (Janua coeli):
21 Aralık, tarihinde güneş ışıkları Oğlak Dönencesine dik gelir. Yani sıfır derecelik bir açı yapar. Yaşam enerjisinin başlangıcı kabul edilirek bu güne ayna günü de denir. Güney yarım kürede en uzun gündür ve günler kısalmaya başlar.  Kuzey yarım kürede en uzun gece yaşanır ve günler uzamayabaşlar. Bu tarih bazı ülkelerde kuzey yarım kürede kış, güney yarım kürede yaz başlangıcı olarak algılanır.  Bazı ülkelerde de yaz ve kış mevsiminin tam ortası olarak kabul edilir. 

Diğer gün dönümleri;
21 Mart:
Gece ve gündüz eşit olur. Kuzey yarım kürede ilkbahar mevsimi başlar.

21 Haziran:
En uzun gündüz, en kısa gece. Kuzey yarım kürede yaz mevsimi başlar. Ülkemizde en uzun gündüz Hatay ilinde yaşanır.

23 Eylül:
Gece ve gündüz eşit olur. Kuzey yarım kürede yaz biter, sonbahar başlar.

21 Aralık:
En uzun gece, en kısa gündüz. Kuzey yarım kürede kış mevsiminin başlangıcıdır. Ülkemizde en uzun gece Sinop ilinde yaşanır.

Donuk renkli otomobil boyaları için kullanılan sözcük ...

Opak,
İng. opaque,
Frn. opaque.
Donuk Renk,
Mat (renk).
Parlaklığı olmayan, Donuk renkli otomobil boyaları için kullanılan sözcük.
Şeffaf ve geçirgen olmayan.
Donuk, şeffaf olmayan, mat.
Işık geçirmez, ışın geçirmez.
Saydamsız,
Soluk.
Bulutlu.
Metalik olmayan oto boyası rengi.
Opak boyalar sürüldükleri zeminin ışığı yansıtmazlar

Opak kelimesinin diğer anlamları;
Anlaşılmaz,
Renksiz,
Mantıksız, sersem,
Mankafa,
Monoton.
Cin, peri gibi doğaüstü yaratık.
Elektrik ve sıcaklığı geçirmeyen.

Güçlü bir biçimde patlama ...



İnfilak,
İnfilak, Patlama.
Arapça: infilak.
Şiddetli patlama,
Yarılıp açılma.
Açılma, Yarılma.
Patlama, 
İngilizce: blast, 
Fransızca: vent.

İnşikak etme.
Güçlü bir biçimde patlama.
Birdenbire şiddetle ortaya çıkmak.
Patlayıcı maddelerle çok küçük parçalara bölünme.

Eskiden bir eseri daha iyi açıklamak için yazılan kitaba, şerh kitabına verilen ad ...

Haşiye,
Arapça: haşiye.
İngilizce: post scriptum.
Dipnot.
Derkenar, haşiye yazma veya yazılma.
Şerh kitabı.
Bir eseri daha iyi açıklamak için yazılan kitap demektir.
Sahife kenarına veya altına yazılan izah.

Bir kitabın izah ve şerhini yapan yazı.
Kenar, pervaz.
Bir yazmada yazarın verdiği bilgiyi açıklamak ya da aynı konuda daha ayrıntılı bir bilgi vermek amacıyla başka bir yazarca oluşturulan yazma. Sahife kenarına veya altına yazılan izahata denilir. Bir kitabın izah ve şerhini yapan yazı, anlamına da gelir. Haşiye yazma veya yazılma işine ise Tahşiye denir.

Ayrıca Korkutma, ürpertme anlamında da kullanılır.

Osmanlıca dipnot yazma, haşiye yazma, çıkma yapma ...

Tahşiye,
Arapça: 
Tahşiye
Haşiye yazma.
Eskiden dipnot yazma, çıkma yapma.

Dipnot.
Dipnot ekleme.
Derkenar,
Haşiye yazma veya yazılma.
Haşiye yazma veya yazılma işinin adıdır.
Bir anlamda yorumlama.

Genelde otorite alim ve evliyalar tarafından, özet olarak yazılmış ve anlaşılması zor olan kaynakların, anlaşılır hale getirilmesi ve geniş ve tafsilatlı bir şekle çevrilerek yazılmasına Tahşiye denir.

Haşiye, 
İngilizce: post scriptum.
Sahife kenarına veya altına yazılan izahata denilir. Bir kitabın izah ve şerhini yapan yazı, anlamına da gelir.
Kenar. Şerh kitabı.
Bir eseri daha iyi açıklamak için yazılan kitap demektir.
Sahife kenarına veya altına yazılan izah.
Bir kitabın izah ve şerhini yapan yazı.
Kenar, pervaz.
Bir yazmada yazarın verdiği bilgiyi açıklamak ya da aynı konuda daha ayrıntılı bir bilgi vermek amacıyla başka bir yazarca oluşturulan yazma.

Ayrıca Korkutma, ürpertme anlamında da kullanılır.

Kokulu tohumu hamur işlerinde ve rakıcılıkta kullanılan bitki. ..

Anason.
Anason, 
(Pimpinella anisum). 
Anis, (Anisi fructus). 
Raziyane,
Nanahan, (
Mısır anasonu)
Anavatanı Asya'dır. Doğu Akdenizde çok yetiştirilir. Maydanozgiller familyasından 50-60 cm boyunda, yaprakları uzun saplı, oval ya da kalp biçimindedir. Bir yıllık otsu bir bitkidir. 

Gövdesi silindir biçiminde, çok dallı ve tüylüdür.  Şemsiyecikler biçiminde beyaz çiçekler açar. Küçük Armuda benzer, Anethol denilen meyveleri vardır. Çok eskiden beri parfüm imalatında ve ilaç olarak tedavi amaçlı Mısır'da kullanılmıştır. Geç olgunlaşan şemsiyedeki tohumlar olgunlaşınca griden kahverengine dönünce, Temmuz ve Ağustos aylarında hasada başlanır. 

Anason sıcak, orta nemlilikte iklimlerde, kireçli ve zengin topraklarda yetiştirilir. Hava değişikliklerine karşı hassas bir bitki olup bol dallı, bir yıllık otsu bir bitkidir. Ülkemizde sıklıkla yetiştiriciliği yapılmaktadır. Tohumlar dövülerek ayrılır ve ezilmeden, özel kaplarda, kuru ve serin yerlerde güneş ışığından, rutubetten uzak bir ortamda saklanmalıdır. Öğütülerek saklanırsa kokusunu hızla kaybeder. En fazla bir sene saklanabilir.

Gaz söktürücü ve öksürüğü yatıştırıcı olarak çok faydalıdır. Bu özelliği nedeniyle bebeklere öksürük ve gaz sıkıntılarında anason çayı içirilir. İdrarı artır, kusmaları ve ishali keser. Kadınların aybaşı kanamalarının düzenli olmasını sağlar. Sinirleri yatıştırır, uyku verir, migrene iyi gelir. Tatlılarda çeşni olarak kullanılır. Kedi köpek mamalarına tat vermek için katılır. Anne sütünü artırır, kan dolaşımını düzenler ve kalbi kuvvetlendirir. Seks ve cinsel istekleri arttırır. Genç kızların göğüslerinin dolgun ve dik olmasını sağlar. Herşeyde olduğu gibi fazla miktarda kullanıldığı zaman uyuşukluk verir.

Amma ve lakin esas Türk milli içkisine, Rakıya tadını ve kokusunu verir. Rakı gibi alkollü içkilere katılır. Anasonun kendine özgü kokusu ve tatlımsı tadı, anethol denilen yağdan gelir. Anethol alkolde çözünür, ama su oranı arttıkça çökelir. Bu nedenle anasonlu içkiler suyla karıştırıldığında beyaz olur.

Gögüs kafesini oluşturan eğri kemiklerden her biri ...

Eğe,
Eyegü,
Kaburga,
Kaburga kemiği,
Kosta, Costae (Kaburgalar)
Latince costa, 
İngilizce: rib, 
Almanca: rippen,
Fransızca: cate.
Gögüs kafesini oluşturan eğri kemiklerden her biri.

Sırttan omurgaya, ön taraftan göğüs kemiğine bitişerek göğüs kafesini meydana getiren yassı ve kavisli kemiklerden her biri, kaburga.
Göğüs kafesini oluşturan, arkadan omurgaya, önden de göğüs kemiğine eklenen uzun, yassı ve eğri kemiklerden her birine, kaburga denir. Göğüs kafesini oluştururlar ve sağlı sollu 12 çifttir. Göğüs kemikleri toplam 25 adettir.
Göğüs kafesi, karın boşluğundan bir diyafram aracılığıyla ayrılır.

Kemiklerden oluşan, eklemlerle bağlanan güçlü destek yapıya iskelet denir. Yetişkin bir insanda büyüklük ve şekil bakımından farklı olan uzun kemikler, kısa kemikler ve yassı kemiklerden oluşan 206 kemikli iskelet meydana gelir. Uzun kemikler kol ve bacaklarda, kısa kemikler omurga, el ve ayaklarda, yassı kemikler kafatası ve göğüs kafesinde bulunur. Boyun ile karın arasında yer alan bedenin üst bölümü gögüs kafesini oluşturur. İskeletimiz Kafatası, Omurga, Gögüs kafesi, Kollar ve bacaklardan oluşan dört bölümdür. Omur denilen 33 kısa kemiğin birbirleri üzerinde dizilmesiyle omurgayı oluşmuştur. Kaburga kemikleri ile göğüs kemikleri göğüs kafesini oluşturur. Akciğerleri ve kalbi koruyan gögüs kafesi nefes alıp vermemize yardımcı olur. Beynimizi koruyan ise kafatasıdır.

Eğe kelimesinin diğer anlamları;
Maden, tahta ve benzeri malzemelerin pürüzlerini düzeltmek, yontmak, perdahlamak için kullanılan, üzeri pürtüklü, sert, ensiz, çelik araç.
Çakı, bıçak vb. eşyaların ağızlarını keskinletmek için kullanılan bir araç.
Kağnıda kanatları bağlayan tahtalar. (Aksaray -Niğde yöresinde)
Motor ve kayık içinde bulunan bölme tahtaları.
Kayığın iç iskeletini oluşturan ağaçlar.

Kuka ipliğinden boncuk ve pul ile örülen oya.
Kazanda pişirilmiş kaburga yemeği.
Göğüs kafesini oluşturan kemik,
Kısmet, nasip, pay.

Gerçek güzellik ...

Tokalon,
To Kalon.
Gerçek güzellik.
To Kalon sözcüğü, Yunanca güzellik anlamına gelir.
Gerçekten nedir jellylike.
Yunanlı filozof da sormuş aynı şekilde Grekçe, 'ti esti to Kalon' ? Halbuki görelim ve gördükçe güzele yaklaşalım diye güzeli yarattı Yaradan. Güzellik varlıklarda ve olaylarda değil, onlara yansıyan idealar alemindedir. 

Ünlü Halk Şairimiz Aşık Veysel Şatıroğlunun dediği gibi; Güzelliğin on par'e etmez. Bu bendeki aşk olmasa.
Güzellik, (Fr. beauté ),
Görme ve işitme duyuları aracılığıyla, hoşumuza giden ve bizde hayranlık duygusu uyandıran biçim ve ölçülerin oluşturduğu uyumlu bütün.
Soyluluk ve ahlaki üstünlük düşüncesi uyandıran.
Hoşa giden, beğenilen, iyi, doğru bir biçimde anlamındadır.

Grekçe olan to kalon sözcüğü, güzellik gerçek güzellik, anlamında kullanılmıştır. Türkçede güzel sözcüğünün kullanımına benzer, iyi, hoş gibi manalar verilmiştir. Eskinin meşhur güzellik kremi, Tokalon markası. Günümüze kadar gelmiştir.

Güzellik kavramına duyusal açıdan bakıldığında, mutlak ve öz olarak düşünceler özleminde, Tanrı katındadır. O güzellik her zaman ve her yerde geçerli olan mutlak güzelliklerdir. Zaman ve mekan dışındadır.

Estetik, Sanat felsefesi ya da güzellik felsefesidir. Dolayısıyla estetiğin en temel kavram, güzelliktir. Güzellik, çağdan çağa, toplumdan topluma ve insandan insana, hattâ insanın yaşına, mesleğine, içinde bulunduğu sosyal ve psikolojik duruma göre değişen bir değerdir. Zaten insan gerçek bir dünyada kendi koyduğu, yaygın kabul gören değerleriyle yaşar.
Estetiğin temel kavramı güzelliktir ve amaca bağlı değildir. Duyusal faaliyetlerimizin güzelle ilgili kısmını inceleyen sanat veya güzellik felsefesine estetik denir.

Osmanlıca öğretim ve eğitim sistemine verilen ad ...

Maarif,
Arapça: 
maarif.
Öğretim ve eğitim sistemi.
Eğitim bilimi.
Bilimler.
Kültür.

Tahsil ile elde edilen ilim, malumat, bilgi.
İnsan gelişiminin düzenli, bilinçli olarak yönetilişi ve etkilenişi.

Bir memleketin okullarını ve tahsil ihtiyacını idare ve temine çalışan bakanlık.
Millî Eğitim Bakanlığı.
Marifetler.
Maruflar.
Kültürler.
Bilgi ve kültür.
Meharet.
Üstadlık.
Hüner.

"Yeşilsazan" da denilen bir tatlı su balığı ...

Kadife,
Kadife balığı, (Tinca vulgaris),
Yeşil sazan,
Latince Tinca tinca.
İng. tench, Frn. tanche, Alm. Schleie.

Kiliz balığı,
Karabalık,
Çamurcuk,
Doktor balığı,
Sümüklü balık,

Sazangiller (Cyprinidae) familyasından, ülkemiz tatlı sularında yaşayan bir türdür. Vücudu oldukça kalın ve elips şeklinde, 20-70 cm. boyunda, yüzgeçleri yuvarlak ve sazanda olduğu gibi iki bıyıklı bir balıktır. Vücut içine gömülü ufak pulları olup derisi kaygandır. Bu kaygan sıvıdan dolayı sümüklü balık da denir. Gözleri kırmızı ve ufaktır. Kemikli balıklardan olan bu ürkek balığın eti lezzetsiz, kılçığı çok ve sindirilmesi kolay değildir. Dibi çamurlu göller ve derelerde yaşar. Balığın yan tarafları koyu kahverengi ve vücudu yeşilimsi, kahve veya parlak yeşilimsi sarıdır. Tipik sazan özelliklerini gösterir. Farklı olarak vücudunu kaplayan kaygan sıvının gerçekte kuvvetli antibakteriyel özelliği vardır. Bu özelliliğiyle diğer balıkları tedavi eder ki bu nedenle doktor balık denir.

Yurdumuzun tatlı sularında yaşayan bir balık ...

Acıbalık, 
(Rhodeus Seiceus Amarus). 
İlik balığı, 
Gördek, 
Lipari.
Trakya, Marmara ve Karadeniz'de ağır akışlı akarsular veya göllerde yaşar. 

Yurdumuzun tatlı sularında yaşayan diğer balıklar;
Afanyus (Aphanius), 
Ak levrek,  Ankara Çamur balığı, Aynalı Sazan (Cyprinus Carpio),
Barbus Barbus, Bodur yayın, Büyükbaş kayabalığı, 
Cağana (Tatlısu yengeci), Cüce sazan (Heterandria formosa),
Çamur sazanı (Siyah sazan), 
Çapak balığı (Bodur Çapak, Ak Çapak), 
Çapak balığına Çapaki de denir. 
Çılpık (Bir çeşit tatlı su balığı), Çıplak sazan (Deri sazanı).
Çim sazanı (Amur, Ot sazanı), Çörüş balığı, 
Dağ alabalığı, Dere alabalığı, Dere kayabalığı, Dere pisisi, 

Eğrez(Egrez) balığı, 
Kuzey Ege, Marmara, Trakya ve Göller Bölgesi' nde yaşar. Yöresel adı Köçet balığıdır.
Froti,
Gocut balığı (Sazan balığına Bitlis' in Ahlat ilçesinde bu ad verilir).

Gökkuşağı alabalık, Göl alabalığı, Gördek, 
(Fr. Bouviere commune), Gümüş,  
Havuz balığı (Carassius carassius), 
Horozbina (çıplak ve pulsuz derisi yapışkan bir sıvıyla kaplıdır).
İlik balığı (İznik'te Kepekleme denir), İmsirak, İnci balığı, İsrail sazanı (Carassius Gibelio), 
Kadife Balığı (Yeşil Sazan), Kambur sazan, Kersine.
Karaburun sazan, Karaburun, (Mezopotamya'da Şebbot Balığı), Karakeçi (Barbel),
Karaman, Kayabalığı, Kefele (Bekir, Kasna), Kellen, Kepenez (Beledi), 
Kızılgöz Balığı, Kızılkanat, Kocaağız (Sis balığı), Koi sazanı, Kolyoz balığı, 
Levkit balığı, Levrek, Lota, 
Mahsi, Morina (Büyük Mersin Balığı, Huso huso), 
Perki, Ponwa, Pullu Sazan, 

Sardalya, Sarı Hani, 
Sazan (Kefele, Kasna, Bekir, Mahsi sazangillerden balıklardır)
Sazan; Ahlat yöresinde sazan balığına Gocut balığı denir. 
Siraz, Siyah sazan, (Çamur Sazanı), Siyah Seritli Sazan (Limia nigrofasciata). 
Som, Somon, (Salmo salar), Sudak, Salya (Lucioperca lucioperca), 
Şaput, Fırat ve Dicle ırmaklarında yaşayan yayınbalığına verilen ad.
Şebbot balığı, Mezopotamyada karaburun sazan balığına verilen ad.
Tahta balığı, Taranga (Rumca:Perki, Bargam, Kalinos olarak da bilinir).
Taşaltı balığı, Taş ısıran balığı, Tatlısu kefali, Trakya levreği, Turna balığı, 
Yılan balığı,

Yayın, 
Yayın balığı, 
Akarsu ve göllerde yaşayan, eti lezzetli, balıkların en büyüğü ve en uzun yaşayan cinsidir. 
Halk arasında ve yöreye göre Gelebicin, Galyanos, Gılyanus, Yılanus, Kelebek, Atbalığı, Su aygırı, Karabalık, Ağzı büyük, Şaput olarak da bilinir.

Yer ölçmeye yarar düğümlü ip ...

Gez,
Arşın,
Farsça: gez; arşın.
Arazi ölçmekte kullanılan, taksimatı düğümlerle işaretlenmiş ip.
Okçulukta kullanılan 66 santimlik uzunluk ölçüsü.
Yer ölçmeye yarar düğümlü ip.
Yapı işlerinde kullanılan çekül'e de gez denir.

Gez sözcüğünün diğer anlamları;
Arşın, endaze,
Ateşli silahlarda namlunun gerisinde bulunan ve doğru nişan almaya yarayan kertik.
Tüfek, tabanca vb. ateşli silahlarda namlunun gerisinde bulunan ve nişan alırken arpacıkla birlikte göz ile hedef arasında aynı doğru üzerine getirilen kertik.

Kirman ya da tengerek adı verilen yün bükme aracının çubuk kısmı.
Dokunmakta olan bez, kilim vb. şeyleri gergin tutmaya yarayan, ve dokunan tarafa takılan iki ucu sivri ağaç.
Dokumada kullanılan bir çeşit motif.
Tahta evlerde kapı pervazlarını birbirine geçirmek için uçlarına açılan oluk. kun, kirişe geçen ucundaki kertik.

Sıra dağların uzayıp giden sırtları.
Kerpiç yapılarda iki kerpiç arasındaki aralık.
Ayakkabıların köselesinde açılan dikiş yeri.
Bir yaşında keçi, oğlak.
Ilgın ağacı.
Defa, kere, kez.
Bel, geçit.
Çukur.

İsviçre'de bir kent ...











Nyon,
İsviçre, (CH).

Lat. Confoederatio Helvetica,
İsviçre Konfederasyonu.
Kızılhaç İsviçre'de kurulmuştur.
Konfederasyon 26 kantondan oluşan federal bir cumhuriyettir.

Alplerle ünlü ülkenin komşuları;
Almanya, Fransa, İtalya, Avusturya, Lihtenştayn.
İsviçre yıllarca barışın simgesi olmuştur. Ülke 1815 yılından bu yana uluslararası bir savaşa girmemiştir. Hatta 2002 yılına kadar Birleşmiş Milletlere üye olmamıştır. 1 Ağustos 1291 tarihinde İsviçre Ulusal Günü kutlanır.

İsviçre'de Almanca, Fransızca, İtalyanca Romanşça olmak üzere dört dil konuşulur. En çok Almanca konuşulmasına karşın ortak bir dil olarak konuşulmamaktadır.
Önemli şehirleri,
Başkent; Bern,
Basel, Biel-Bienne,
Cenevre, Chur. 
Fribourg. 
Köniz, 
Lozan, Lugano, Luzern.
Neuchâtel, Nyon.
Sion, St. Gallen,
Thun,
Uster
Vernier,
Winterthur.
Zürich, (Ekonomik merkez).

Yurdumuzun tatlı sularında yaşayan bir sazan balığı türü ...

Eğrez,  
Gocut balık, Eğrez balığına Ahlat İlçesinde verilen ad.
Çapak,  
Kababurun,  
Aynalı,  
Kanbur (Kanbur sazan),      

Aynalı Sazan,  (Cyprinus Carpio),    
Asıl sazan,   
Bıyıklı sazan,         
Karaburun sazan (Şebbot).  
Ot sazanı, 
Sarı sazan,   
Aynalı sazan,   
Kefele,   
Bekir,   
Kasna, Pullu balık,   
Mahsi, 
Aynalı sazana Güneydoğu'da verilen ad, yabancı demektir,   

Geleneksel Moğol çadırı ...

Ger, 
Gher,
Yurt,
Geleneksel Moğol çadırı.
Moğol geleneksel çadırı, Ger.
Çadırın çatı direkleri ve duvarları yuvarlak biçimli ve karaçamdan yapılmış ahşap çerçeveye geçirilmiş beyaz dayanıklı su geçirmez, ulusal desenlerle süslenmiş örtü ile kaplıdır. 

Dikmeler, sütunlar, çatı direkleri, her tarafı yuvarlak şekildedir. Bu beyaz renkli rahat çadırlar yaz aylarında serin ve kış aylarında sıcak olan su geçirmez türdendir. Çadırın kalın kumaş bezleri arasına pamuk konarak izolasyon sağlanmıştır.

Yabani armut, Ahlat ...

Gak, 
Ahlat, 
Rumca: Ahlat,
Latince: Pyrus elaeagnifolia.
Armut,
Yabani armut.
Dağ armudu, (Pirus piraster).
Yaban armudu.
Çakal armudu,
Ahlat, Gülgiller (Rosaceae) familyasındandır.

Ağaç formunda, beyaz çiçekli, meyveleri olgunlaştıktan sonra yenen yabani bir armut ağacıdır. Doğada kendiliğinden yetişen Ahlat faydalı bir meyve olup yurdumuzun hemen hemen her yöresinde yetişen ufak boylu bir ağaçtır. Yaklaşık olarak 5 – 6 metreye kadar boylanabilirler. Dikenli dalları vardır. Ahlat kazık köke sahiptir. Nisan ayında beyaz çiçekler açar. 

Çiçekli ağacı sanki geline benzer ve harika bir görüntüsü vardır. Eylül-ekim aylarında olgunlaşan meyveleri 3 – 4 cm çapında ve kısa saplıdır.  Meyveler olgunlaşmadan önce açık yeşildir. Olgunlaştıktan sonra kahverengi bir renk alır . Meyvesinin buruk bir tadı vardır . Olgun meyveleri taze olarak yendiği gibi turşusu da yapılır. Ahlat turşusu çok bilinir. Ayrıca ağacına elma, armut, badem gibi kültür çeşitleri aşılanabilir. Meyve olarak yenir, tadı buruk ama nefisdir. Çiçekleri arıların bal kaynağıdır.

Ürik asidin tuzu ya da esteri ...

Ürat,
Fr. urate,
İng. urate.
Sidik asidi tuzu.
Ürik asidin tuzu ya da esteri.
Ürik asidin anyon, ester veya tuz formu.

Ürik asit,
Moleküler ağırlığı 168g/mol, olan karbon, oksijen, nitrojen ve hidrojen'den oluşan organik bir bileşiktir. Ürik asit, Ksantin oksidazın, oksipürünleri oksitlemesi ile oluşur. 
Ürat bir ürik asit tuzudur.

Kuş, sürüngen ve bazı omurgasızlarda, böcekler gibi azotlu boşaltım maddesidir.



Japon edebiyatına özgü bir şiir türü ...

Renga,
Renku,
Haiku,
Japon şiiri türü.
Japon edebiyatına özgü bir şiir türü.
Japon şiirinin nazım şekillerinden biri.
Renga, klasik Japon şiirinin nazım şekillerinden birisi olup başlangıcı bin yıl öncesine dayanır. Renga Hei ve Muromaçi dönemleri arasında Japonya'da gelişip yayınlanmış bir ortak şiir olup eski çağlardan beri geçerli olan bir şiir türüdür. 

XIII. yy. da kuralları oturmuş bir şiir formudur. Renga, iki veya daha fazla şairin katılımıyla, genelde ilk bent 5–7–5 ve ikinci bent 7–7 nin birbirini takip ederek oluşturduğu zincir şiirdir. Bu ciddi zincir şiir yazma geleneği Renga ya da Ushin Renga olarak adlandırılmıştır.

Japon zincir şiir geleneği ve türleri genel olarak Renku (birbirine zincirli dizeler) olarak adlandırılmaktadır. Japonya’da klasik renga belli bir gruba hitap eder. Renga renkuya göre daha uzun olup, aristokrat düşünce yapısına sahip olanların ilgi alanındadır. Japon saray yaşantısını aktaran, antik edebiyatın tersine günlük olayları, tarihi ve orta sınıf yaşamının sıradan sahnelerine değinen Renku ise kısa olup demokratik olan grupların sevdiği türdür.

Bir başka Japon şiir türü ise Haiku'dur. 

Haiku üç dizeden oluşan bir Japon şiir türüdür. Japonca eğlenceli mısra anlamına gelen Haiku, bugün tüm dünyada meşhur olan geleneksel bir Japon şiir türü olmuştur. 
Dünyanın en kısa şiir türüdür.
Haiku şiir türü için lütfen  bakınız.

Osmanlı donanmasında kullanılmış yelkenli bir savaş gemisi ...

Kuka,

Yelkenli bir savaş gemisi,
Osmanlı donanmasında kullanılmış yelkenli bir savaş gemisi.
Çektiri türünden büyük bir savaş gemisidir. 
Kuka; Büyük bir yelkenli, savaş gemisi. 
Osmanlı donanmasında kullanılmış diğer savaş gemileri;
Kalyon, (İt. galion); 
Yelkenle ve kürekle yol alan savaş gemilerinin en büyüğü. 

Eskiden kullanılmış Osmanlı Gemileri;
Ağrıpar; Büyük bir tekne. Savaş gemisi olmaktan çok nakliye gemisi. 
Aktarma; Donanmaya refakat eden nehir gemilerindendir. Tuna nehrinde hizmet eder.
At Gemileri; Hayvanların nakliyesinde kullanılan dört kürekli at gemisi. Küçük bir mavna.
Ateş Gemisi; Yangında tulumbacıları ve tulumbalarını nakliyesinde kullanılmıştır.
Barça (İt. barza); Eskiden Orta Çağda kullanılan kürekli ve yelkenli taşıma gemisi. 
Baştarde; Osmanlı donanmasında yer alan kadırga cinsinden, büyük ve kürekli savaş gemisi.
Borazan Gemileri; Tuna nehrinde zahire ve odun nakliyesinde kullanılan üç ambarlı gemiler.
Brik (Fr. brick); İki direkli, seren yelkenli, birkaç top taşıyan gemidir. 
Brolik; Sığ yerlere girebilen yedi savaşcı levent bulunan hafif donanma gemisi.
Burtun(Şilep); Yük gemisi. Büyük bir yelkenli, kalyon çeşidinden bir savaş gemisi. 
Celiyye; Kızıldeniz'de ve nehirlerde hayvanlar için kullanılan nakliye ve hafif donanma gemisi. 
Çamlıca; Tuna’da işleyen kürekli, nakliye gemilerinden.
Çekeleve; Yelkenli bir gemi.
Çekelve: İki direkli, büyük yük gemilerindendi. 

Çektiri; Yelkenli ve kürekle de yol alan savaş gemisi.
Çifte Kayığı; Bir çeşit nehir kayığı. 
Fırkateyn(İng. Fregate); Üç direkli yelkenli savaş gemisi. 
Filuka; Yelkenle yürütülen güvertesiz kayıklardır.
Filika, Feluka; Küçük kayık, Sandal, filika.
Firkate; Kürekle yürütülen yelkenli bir savaş gemisi.
Funda Kayığı; Fundaları taşıyan kayıklardır. 

Gambot (İng. gun-boat); Topçeker savaş gemisi.
Geç; Nakliyede kullanılan iki direkli gemi .
Gırab; Uzun, başı sivri ve keskin bir ağır donanma gemisi.
Göke; Kalyon tipinde bir savaş gemisi.
Gurab; Büyük, iki direkli, bir yelkenli savaş gemisi.
İşkampavye; Tuna gemilerinden olup, hafif donanmaya için kürekli bir haberci gemisi. 
Kadırga, (Rumca); 
Harp gemilesi, vurucu gücü teşkil eden savaş gemisi. 
Kali; Açık denizlerde kullanılan çektiri türünden bir savaş gemisi. 
Kalite, (İng. Galliot, galley); Osmanlı donanmasında çektiri türünden bir küçük savaş gemisi. 
Kalyata; (
Tuna donanmasında da kullanılmışKürekle yürütülen çektiri türünden bir gemi. 
Kalyon, (İt. galion); Yelkenle ve kürekle yol alan savaş gemilerinin en büyüğü. 
Kancabaş; Nehirlere girebilen ve hafif bir tekne.
Karaka; Ana güverteden başka iki alt güvertesinde de top bataryası bulunan kalyon.
Karamürsel; 
Karavela, Karavel; Eskiden kullanılmış yelkenli bir gemi.
Marmara Denizinde işleyen, çektiri türünden küçük bir marmara kayığı, teknesi.
Kapak (Kaypak); 
Denizaltılara karşı özel olarak silahlandırılan bir çeşit küçük savaş gemisidir. 
Kosova; Kalyon tipi bir savaş gemisi.
Kuka; 
Büyük bir yelkenli, savaş gemisi. 
Kütük; Sığ sularda nakliye işlerinde kullanılan, tek kürekli ve yelkenli gemidir.
Mahmudiye; Osmanlı Donanmasına ait kalyon tipi savaş gemisi.
Mavna (İng. barge); Gemilere ve kıyılara yük taşıyan, güvertesiz büyük teknedir. 
Melekse; Çoruh nehri kenarında yapılan küçük yelkenli bir gemi.
Menzil Kayığı; Haberleşmede kullanılan bir kayık.
Midilli; Magdeburg sınıfı hafif kruvazör.
Palaşkerme; Hafif yelkenli bir filika tipinde bir tür savaş gemisi.
Pergende; Kürekli ve yelkenli çekdiri türünden bir savaş gemisi.
Şahtur; Hafif donanma gemilerindendir. Fırat nehrinde eşya nakli içinde kullanılırdı.
Şayka, Çayka, Sajka(Macarca); Karadenizde, ırmak kıyılarında kullanılan altı düz, harp gemisi.
Şehtiye (
Şitye); Büyükleri üç, küçükleri iki direkli olan, 200 kadar mürettebatı olan gemi.
Şolope; İki direğinde iki küçük düz yelken (sübye) bulunan ambarsız ve yelkensiz bir gemi. 
Taş Gemileri; Büyük inşaatlarda kereste ve taş naklinde kullanılan gemi.
Tonbaz; Güvertesiz, kürekleri bulunan ve derelerde kullanılan altı düz bir yelkenli gemi.
Top Gemileri; At ve taş gemileri gibi top nakliyesinde kullanılan gemiler.
Uçurma; Süratli bir kayık olup kürekli, hafif donanma gemisi. 
Uskuna; Kabasorta ve sübye denen düz yelkeni bulunan iki direkli bir gemidir. 
Üç Ambarlı; Kalyon sınıfının en büyüklerinden olan harp gemisi.
Üstüaçık; 
Tuna donanmasında nakliye işlerinde kullanılan, kürekli bir savaş gemisi.
Varna Beş Çiftesi; Hafif donanmadan sayılan beş çifte kürekli süratli bir kayık.

Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ