İslam'da Tanrı buyruklarına uyma ...

Taat,
Arapça: taat.
İbadet, 
Taat sözcüğü arapça bir kelimedir. Tanrı buyruklarına uymak anlamındadır.
Allah’ın buyruklarına uyma.
Allah'ın emirlerini yerine getirmek.
İtaat,
İtaat etmek.
Uyma, boyun eğme.
Tâat kılmak, ibadet etmek.
İbadet etmek.
Söz dinleme, ibadet.
İtaat edene muti, kendisine itaat edilene muta denir.

Çocuk felci aşısını bulan ABD'li hekim ve bakteriyolog, mikrobiyolog ...

Jonas Edward Salk,
(D. 1914, New York - Ö. 1995, Kaliforniya)
ABD'li hekim ve bakteriyolog, mikrobiyolog.
Çocuk felci aşısını buldu.
Göçmen bir Yahudi ailenin çocuğu olarak 1914 yılında Newyork'ta doğdu. Tıp tahsili yaptı. Amerika'da başarılı virüs araştırmaları ile Michigan, Üniversitesinde, 1946 yılında epidemiyoloji doçenti oldu. Pittsburgh Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalıştı. 

1963 yılında, San Diego Biyolojik Araştırmalar Enstitüsü direktörü oldu. Daha sonra Virüs Araştırma Merkezi'nin Başkanlığını yaptı. Araştırmaları esnasında çocuk felci virüslerini üretmeyi başardı. 1957 yılında deneysel tıp alanında profesör oldu. 1960 yılında Kaliforniya’ da Salk Biyolojik Çalışmalar Enstitüsü’nü kurdu. 1968 yılında eşinden boşandı. 1970 yılında, ressam Picasso’nun ilk eşi Françoise Gilot ile ikinci evliliğini yaptı. 1977 yılında Başkan Özgürlük Madalyası ile ödüllendirildi.

1995 yılında kalp rahatsızlığı nedeniyle San Diego’da hayatını kaybetti.

Hatıra, andaç, yadigar ...

Suvenir,
Souvenir.
İng. souvenir,
Frn. souvenir,
Bir kimse veya olayı hatırlatan nesne.
Anı, hatıra.
Anmalık.

Armağan,
Andaç,
Bellek,
Hatıra,
Hediye,
Hatıra eşya,
Hediyelik eşya,

Farsça: 
Bergüzar.
Yadigar.
Yadgar.

Bolkar dağları ile Aladağlar kütlesini birbirinden ayıran tektonik kökenli çukur alan ...

Ecemiş,
Ecemiş Çukuru,
Tekir Çukuru,
Bolkar dağları ile Aladağlar kütlesini birbirinden ayıran tektonik kökenli çukur alan. Adana karayolunun izlediği bu çukur alan, Eosen devrinde sol atımlı yırtılma fayları ile oluşmuştur. Bolkar ve Aladağ kütleleri bu faylar boyunca birbirlerine göre 50 km. kadar yer değiştirmiştir.

Orta Torosları oluşturan Aladağları ve Bolkar Dağlarının kuzeydoğu kısmını ayıran bu çukura Ecemiş çukuru denir. Ecemiş Koridoru adıyla bilinen kanyon, batıda Taşeli platosu ile sınırlanan Bolkarları ve Aladağları ayırır. Aladağların en yüksek tepesi Medetsiz (3524 m) dir. Aladağların en yüksek tepesi ise Demirkazık (3756 m) tır. Bu dağların oluşturduğu Toroslar ise Alp Dağlarının Türkiye'deki güney kanadını oluşturur. Bu dağlar Reşadiye'den başlayıp Anadolu'nun güney kıyılarına paralel olarak uzandıktan sonra, doğuda İran'ın Zagros Dağları'na kadar uzanır.

Orta Anadolu fay zonunu oluşturan Ecemiş fay zonu, Refahiye yakınlarında Kuzey Anadolu Fay hattından ayrılarak, Erciyes Dağına kadar uzanan yaklaşık 600 km. lik bir fay hattını oluşturur. Ecemiş Fayı güneyde Mersin İline kadar uzanır. Bu fay Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu Fay hatlarından sonra Türkiye’nin üçüncü büyük fay hattıdır.

Eski dilde, istemeyerek, iğrenerek, zoraki ...

Kerhen,
Arapça: kerhen.
İngilizce: reluctantly.
Zorla, Zoraki,
İstemeye istemeye.
İstemeyerek, iğrenerek, tiksinerek.
Gönülsüz, Gönülsüz olarak.
Hoşlanmayarak,
Sevmeyerek,

Toplardamar ...

Verit,  
Ven,   
İng. Vein,  
Alm. Vene.  
Frn. Blutader. 
Arapça, Osmanlıca, Verit.  
Vena, (Latince).  

Toplardamar, 
İng. Vein, 
Frn. Veine.  
Kanın, vücudun her yanından kalbe gitmesine yarayan damar.   
Kirli kanın vücudun her yanından kalbe gitmesini sağlayan damar, vena, verit.  
İçinde kanın tek yönde ilerlemesini sağlayan kapakçıklar bulunan, sayıları, uzunlukları atardamarlara göre fazla olan ve kirli kanı kalbe taşıyan damar. En geniş olanı vena cava'dır.  Dokulardan kalbe, büyük dolaşımda karbondioksitçe, küçük dolaşımda oksijence zengin kanı taşıyan damar. 
 
Kanın, vücudun her yanından kalbe gitmesine yarayan damar, vena, verit.    
Toplardamar genişlemesi ise Varis olarak bilinir. 
Toplardamar yangısına ise Flebit denir.

Dayanılacak, esas alınacak şey ...

Şiar,
Arapça: şiar.
Mesnet,
Dayanak.
Mevki, makam.
İstinatgah.
Dayanılacak, esas alınacak şey.
Dayanılacak şey.

Şiar kelimesinin arapça anlamı;
Şiar,
Slogan.
İşaret.

Diğer anlamları ise şöyledir.;
İz, belirti, işaret, nişan, ayırt edici iyi âdet.
Üstünlük veren işaret.
İnsanın gömleği.
Ölüm.

Solunum yoluyla bulaşan bir Ortadoğuda görülen öldürücü bir virüs enfeksiyonu ...

MERS,
Middle East Respiratory Syndrome.
Orta Doğu Solunum Sendromu.
MERS virüsü (corona virüsü),
MERS-CoV
Mers hastalığı solunum yoluyla bulaşıyor. Ortadoğu ülkelerinde ortaya çıkan ve ve öldürücü SARS hastalığının türevi olduğu sanılıyor. MERS ilk defa 2012 yılında Suudi Arabistan’da tanımlanmış ve yeni bir corona virüsün neden olduğu bulaşıcı solunum yolu hastalığıdır. 

Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ortadoğu ülkelerinde görülmüştür. Hastalığa yol açan virüs MERS-CoV' dır. Bu virus 2012 yılında Suudi Arabistan'da tespit edilmiştir. SARS'a yol açan virüsten farklıdır yani başka bir versiyonu olan corona virüs enfeksiyonu SARS' tır (şiddetli akut solunum sendromu). Etkeni SARS-CoV' dır.

Bu virüsle enfekte olan insanlarda ağır akut solunum sistemi rahatsızlıkları görülür. Ateş, öksürük ve nefes darlığı ve genellikle zatürre bulunur. Bazı hastalarda ishal gibi sindirim sistemi belirtileri de meydana gelmiştir. Bazı hastalarda da özellikle böbreklerde organ yetmezliği meydana gelmektedir.

MERS virüsünün develerden kaynaklandığından şüphelenilmektedir. Ancak hastalığın insanlara nasıl bulaştığı henüz kesin olarak bilinmemektedir. Hastalık insandan insana yakın temas ile bulaşabilmektedir ancak şu an için hızla yayılmamaktadır. MERS hastalağı için bir aşı ve özel bir tedavi yoktur. Semptomları azaltabilmek için ağrı kesiciler, ateş düşürücüler kullanılabilir. Boğaz ağrısı ve öksürük için oda nemini arttıran cihazlar kullanılabilir. Bol bol sıvı alıp istirahat edilmelidir. Su ve sabunla sık sık ellerin yıkanması, gözlere, ağıza ve buruna dokunulmaması, hasta insanlarla yakın temastan kaçınılması hastalığın yayılma riskini azaltacaktır.

Bir nesneye zorunlu olarak bağlı olmayan ve onun özünde bulunmayan nitelik ...

İlinek,
Araz,
Bir nesneye zorunlu olarak bağlı olmayan ve onun özünde bulunmayan nitelik.
Bir şeye zorunluluk sonucu bağlı olmayan, onun özünde bulunmayan, rastlantı ile olan nitelik, araz. mesela, Şekerin beyaz rengi şekerin varlığı için zaruri değildir.

İlinek, (İng. accident).
Bir nesneye zorunlu olarak bağlı olmayan, onun özünde bulunmayan; rastlantı ile olan nitelik.

Herhangi bir cevherin varlığı için zaruri olmayan vasıf.

Dünyaca ünlü Fransız kahin, hekim, eczacı ve astrolog ...

Nostradamus,
Michel de Nostredame,
D. 14 Aralık 1503, Saint-Rémy-de-Provence
Ö. 2 Temmuz 1566, Salon,
Fransız hekim, eczacı, kahin ve astrolog.
Bir noterin oğlu olarak 1503 yılında Fransa St. Remy'de doğmuştur. Astroloji konusunda ve Yahudiliğin Kabala öğretileri hakkında öğrenim görmüştür. Okültizim ve çeşitli eski çağ gizemleri hakkında çalışmalar yapmıştır.

1552 yılında ilk kitabı yayınlandı. 1555 yılında kehanetlerinin olduğu Centuries isimli kitabı yayınlandı. Nostradamus, kehanetlerini korumak için özel bir şifre sistemi kurmuş ve kitaplarını hazırlamıştır. 1781 yılında kilise tarafından aforoz edildi ve yasaklandı.

İbranice, Yunanca, Latince dillerini konuşup yazabilen Nostradamus matematik ve simya bilimi üzerine eğitim almıştır. Tıp eğitimi de alan Nostradamus zamanında veba salgını esnasında gönüllü olarak doktorluk yapmıştır. Bitkilerle tedavi (Fitoterapi), ilaçlar ve parfümler üzerine çalışmıştır.

Soylu bir ailenin kızı ile evlenmiştir. Avrupa'da veba salgınında tedavileriyle mucizeler yaratmıştır. Ancak 1534 yılında salgında karısını ve iki çocuğunun ölümüne engel olamamıştır. Fransa' nın Aix şehrinde salgın için çalışmaları esnasında Anne Ponsard ile evlendi ve altı çocuğu daha oldu. Oturduğu ev Nostradamus Müzesi olarak düzenlenmiştir.
Nostradamus Kral tarafından Paris’e davet edilerek 1560 yılında kralın doktoru olmuştur.

Gut hastalığına yakalanan Nostradamus, 12 Temmuz 1566 yılında 62 yaşında Franciscan Manastırında hayata gözlerini yumdu. En son kehaneti ise kendi ölümüdür.

Nostradamus’un gerçekleşen Kehanetleri; 
1666 yılında Londra’da büyük bir yangın çıkmıştır.
1789 Fransız Devrimi .
1793 yılında Marie Antoinette idam edilmiştir.
1882 Louis Pasteur, kuduz ve şarbon aşılarını bulması.
1889 yılında Adolf Hitler (Hisler) doğdu.
II. Dünya Savaşı ve Hitler.
1936 İspanyol diktatör Franco'nun sürgün edilmesi.
1945 yılında Hitler evlendi ve öldü.
1948 yılında İsrail devleti kuruldu.
1963 ABD başkanı John Fitzgerald Kennedy suikastı.
1990 yılında Saddam Hüseyin, batıya dik çıkışlar yaptı.
Endonezya depremleri sonrası Yunanistan ve Türkiye’de yer sarsıntıları olacak. Gölcük depremi.

Nostradamus’un Beklenen Kehanetleri;
  • Bir Arap prensi, kilisenin egemenliğini denizde yenecek.
  • İran’da 1 milyondan fazla insan birleşecek. Gerçek yılan (Çin) Türkiye ve Mısır’a girecek. Arap bir komutan batı ordularını dize getirdikten sonra bir milyon insan İran’da toplanacak. Çin, Türkiye ve Mısır’a saldıracak.
  • Mehdi 2016 ile 2020 arasında Asya'da çıkacak. Orta doğu kökenli bir Mehdi'nin Asya'da belireceğini ve onun gelişiyle, Dünya'nın 2016-2020 yılları arasında Altın Çağ'a gireceğini söylüyor.
  • 2000’ li yıllarda, Avrupa ile İtalya arasında savaş;
  • Chiren’in birliklerin başına gelmesi ve Avrupa Ordusu’nun savaşı kazanması.
  • 2020 Yılında, atomik bir saldırı sonucunda Roma’da taş üzerinde taş kalmaması.
  • 2025'e kadar Dünya'nın ekseni değişecek.
  • 2025 yılına kadar sadece depremlerden değil dünyanın ekseninin değişimine neden olacak sismik aktivitelerden bahsediyor.
  • 2050 yılına kadar büyüksavaşlar olacak.
  • 2050 Yılında, iki Almanya’nın birleşmesi ve Yerküre üzerinde 57 yıl süreyle barışın hakim olması.
  • 2076 Yılında, bir ihtimal, Avrupa ile Asya ve Afrika ülkeleri arasında 4. Dünya Savaşı’nın çıkması.
  • Savaşın 25 yıl sürmesi ve bitiminde yarı yarıya çöle dönmüş bir dünya bırakması.
  • 2106 Yılında, 4. Dünya Savaşı’nın sona ermesi ve 1000 yıllık barış döneminin başlaması. Bugün için düşünülmesi bile zor olan olağanüstü buluş ve gelişmelerin ortaya çıkması. Yüksek bir yaşam düzeyi.
  • 3750 Yılında, yeni bir savaş ve o güne değin yaşanmamış ölçüde bir korku dalgası.
  • 3797 Yılında, son günün gelip çatması ve yeryüzü ile gökyüzünün yepyeni bir çevreye bürünmesi. İnsanoğlunun ölümsüzlüğe erişmesi.
  • Nostradamus’un dünyanın sonu, kıyamet ile ilgili gördüğü tarih, 3797.

"Tanrısal Ego" olarak da bilinen kibir, gururlanma sendromuna verilen ad ...

Hubris,
Hubris Sendromu,
Kibir Sendromu.
İngilizce: Hubris.
Aşırı gurur, Aşırı özgüven. 
Kibir, kasılma, 
Hırs.
Kibir, gururlanma, kasılma.
Kendini beğenmişlik.
Küstahlık.
Haddini bilmemek.
Güç zehirlenmesi.

Genelde siyasetçilerde görülen bu hastalık “tanrısal ego” olarak da biliniyor. Bu sendromda kişi kendi görüntüsü ve ifadeleri ile orantısız bir endişe içinde olup gerçek ile bağı yoktur. Kendisi için öteki olan grubu açıkça hor görür.

Eski dilde musallat olma, saldırma, sarkıntılık ...

Tasallut,
Arapça: tasallut.
Musallat olma,
Musallat olmak.
Birini rahatsız etmek.
Saldırma,
Sarkıntılık.
Tebelleş olmak.
Tahakkümane hareket etmek.

Sarhoşluğun sebep olduğu sersemlik içinde olan, uykulu, baygın ...

Mahmur,
Eski dilde, Mahmur.
Arapça: mahmur.
Arapça Hamr kelimesinden türetilmiştir.
Uykulu, baygın, mahmur.
Sarhoşluğun verdiği sersemlik.
Uyku basmış ağırlaşmış göz.
Baygın göz,
Sarhoşluğun sebep olduğu sersemlik içinde olan.
Uyku basmış göz, baygın göz.
Süzgün, dalgın bakışlı (göz).
Uykudan sonra üzerinde sersemlik, ağırlık bulunan.

Kullanılması gereken harfin yerine dil, dudak veya çenedeki kasılmalardan dolayı başka bir harf söyleme durumu ...

Peltek,
İng. having a lisp,
Tutuk, titrek bir biçimde.
Tutuk, titrek (konuşma).
Kullanılması gereken harfin yerine dil, dudak veya çenedeki kasılmalardan dolayı başka bir harf söyleme durumuna pelteklik denir. Bu durum dilin üst damağa çarpmak yerine havada kalmasından dolayı oluşur.

Dilini dişlerinin arasına alır gibi konuşan ve bu yüzden s, z gibi sesleri kusurlu söyleyen (kimse). Peltek olan kimseler "R" yerine "Y" ya da "L" ünsüz harfini söylerler. Mesela Remzi, yerine Yemzi ya da Lemzi gibi telaffuz ederler. Bunun sebebi dilin üst damağa kadar kalkmayarak havada kalmasıdır. Dil üst damağa çarpmayınca Y ünsüz harfi olarak kalır ve pelteklik meydana gelir. Bu durum çocuklarda önceleri sempatik ve sevimli bulunur. Ama ileriki yaşlarda problem olur. Bu tür durumlarda bazı sözcükleri tam telefuz edemeyince konuşma bozulur. Çocukta okuma problemi yaratır. Peltekliğin belli bir tedavisi yoktur. Ama üzerinde çalışılarak giderilebilmektedir.

Daha çok Afrika ülkelerinde görülen çok bulaşıcı ve ölümcül bir virüs ...

Ebola,
Virüs Hastalığı (EVH).
Afrika kökenli öldürücü bir virüs.
Afrika ülkelerinde görülen çok bulaşıcı ve ölümcül bir virüs. Ebola, adını Afrika Kongo'daki bir nehirden almaktadır. Çok tehlikeli bir virüstür (RNA). Bulaşıcıdır. Hava yoluyla bulaşma tespit edilmemiştir.

Hastaların kan ve vücut sıvıları ile bulaşır. Virüs, vücuda girdikten sonra ortalama 5-10 gün içinde hastalık gelişir. İshal, kanama, baş ağrısı, karın ağrısı, iştahsızlık, sırtta ve göğüste kas ağrısı, deri döküntüleri, halsizlik ve yüksek ateş gibi belirtilerle hastalığa neden olan virüsün doğal kaynağının Afrika’daki meyve yarasaları olduğu düşünülmektedir. Ebola virüsü vücuttaki beyaz kan hücrelerini hızla yok ederek bağışıklık sistemini çökertir. Hastalığın seyri çok hızlıdır. İleriki dönemlerde tansiyon düşüklüğü, vücudun içinde ve dışında kanamalar (burun, makat vb.), karaciğer ve böbrek fonksiyonlarında bozukluklar görülür. Ölümle sonuçlanan bir hastalıktır. Tanımlanabilen Sudan, Reston, Fildişi kıyısı adlı üç tür ebola virüsü vardır.

Ebola virüsünün kesin bir tedavisi yoktur. Semptomlara yönelik ciddi bir tedavi gerektirir. Günümüzde destek tedavisi yapılmaktadır. Vücuttaki sıvı kaybını azaltmak için hastalara hemen serum verilir. Salgın hastalık olarak 4.gruptadır.


Virüs çok bulaşıcı ve ölümcül olduğu, belirli bir tedavisi ve aşısı olmadığı için hasta sayısını azaltmak ve ölümleri engellemek için uygulanabilecek yegane tedavi koruyucu önlemlerin alınmasıdır. Ebola virüsü taşıyan insanlarla yakın kontak hemen kesilmelidir. Hastanın izole edilmesi ve temas ettiği kişilerin de derhal karantinaya alınması gerekmektedir. Kişisel hijyene dikkat edilmelidir.


Sağlık personelinin elbiseler, maske, gözlük, galoş vb. giysilerle hastanın vücut sıvıları ve kanıyla temasını engellemesi gerekmektedir.

Afrika’da Hastalığın Görüldüğü Ülkeler:
Gabon, Güney Sudan, Liberya Cumhuriyeti, Gine Cumhuriyeti, Sierra Leone Cumhuriyeti, Uganda, Demokratik Kongo Cumhuriyeti (Zaire), Fildişi Sahilleri, Kongo Cumhuriyeti, Nijerya.




Ruh Çağırma ...

İspritizma,
Ruh çağırma.
İspritizma, 
Fransızca: Spiritisme, 
İngilizce: Spiritualism.
Fransızca kökenli bir kelimeden Türkçeye yerleşmiştir. 
Ölülerin, ruhların ve canlıların, canlılara görünme olayını saptamaya çalışan gizli bilim.

Ruhun ölmediğine inanan, gereğinde ölülerin ruhlarıyla ilişki kurulabileceğini ileri süren inanışa ispritizma denir. Ruhçu öğretinin bir parçası olarak ölümden sonra bedenden ayrılan ruhun dünyada bir yerde yaşamaya devam ettiğine dayanan görüş ve düşünceler vardır. Bu ruhlarla bazı koşullarda haberleşmenin mümkün olduğu inancı ile temas kurulur ki bu kişilere medyum denir. Medyumlar aracılığıyla bu ruhlarla görüşme yapıldığı söylenir. 

Bir masa etrafında mıum ışığı altında toplanarak el ele tutuşarak ruh çağrılır. Ey ruh geldiysen bize bir işaret ver !, (ya da masaya iç defa vur...) denir ve o sırada masa veya üzerindeki bazı cisimler yerinden oynarak haber verir. İşte böylece ruhla görüşmek konuşmak veya iletişim kurmak şeklinde yürütülen bu faaliyetlerin başlangıcıdır.

Ruh çağırma. Yani İspritizmadır. 
Son zamanlarda çok yaygın bir uygulama alanı bulmaktadır. Bir şekilde bu uygulamalar bir tedavi yöntemi gibi kullanılmaktadır. Psikolojik olarak müthiş bir rahatlama ve doyum ortamı sağladığından etkisi olmaktadır. Bu partilere veya olaylara ruh çağırma seansları olarak katılımlar olmaktadır. 

Bu ruh çağırma ve ruhlarla konuşma toplantılarına bazı bilim adamları da inanmaktadır.

Gözleri ağrılı ve kirpikleri dökülmüş kimse ...

Çipil,
Fransızca: Madarose ou madarosis
Gözleri ağrılı ve kirpikleri dökülmüş kimse.
Ağrılı ve kirpikleri dökülmüş (göz).
Gözleri çapaklı olan (kimse).
Ağrılı, hastalıklı ve kirpiksiz göz.
Küçük gözlü (kimse).

Çapaklı göz.
Sevimli, neşeli bakış.
Gözleri sürekli kısık bakan kimse.
Uykudan yeni kalkmış mahmur bakan kimse.
Bazı yörelerde çepel de denir.

Sığırların soluk borularına yerleşerek filaryoz hastalığına yol açan kılkurdu ...

İplicik.
Dictyocaulus viviparus.
Sığırların soluk borularına yerleşerek filaryoz hastalığına yol açan kılkurdu.
Sığırlarda görülen 8 cm. uzunluğunda akciğer kıl kurdu.
Strongylidae familyasından olup, filaryoz hastalığına neden olan, arakonakçısız bulaşan, ipliksi, kılkurdudur. Boyu en çok 80 mm. olabilen bu iplicike, akciğer kıl kurdu da denir.

Sığırların genelde soluk borularına yerleşerek filaryoz denen tropikal bir hastalığa neden olur. Filaryoz hastalığı ipliksi solucanların yol açtığı tropikal bir hastalık olup ülkemizdeki sığırlarda da görülür. Daha ziyade geyiklerde yaşar.

Halk dilinde deride kalınlaşmış kir tabakasına verilen ad ...

Kerme,
(Kemre, Kemire),
Tokat, Zile yöresinde halk dilinde kerme denmektedir. Ancak kemre sözcüğüde genel olarak aynı anlam için kullanılmaktadır.
Deride kalınlaşmış kir tabakası.
Pul pul kalkmış deri.
Kemre sözcüğüde 
Halk içinde hamamda veya banyoda kese ile vücudun kiri keselenip de çok fazla kir dökülürse ya da kalın bir kir posası çıkarsa derler ki; oklava gibi, kemre gibi terimleri çok kullanılarak benzetme yapılır. Deride kirin çok olması hali için halk arasında kirtin kelimesi kullanılır. Yani kalınlaşmış kir tabakası anlamındadır. Hani derler ya, "elleri kirtin bağlamış" diye. Ellerde ve ayaklarda oluşan derinin kalınlaşmış ve sertleşmiş haline ise nasır denir. Ölü deri hücreleri birikerek bir keratin tabakası oluşturur ki bu nasırdır.

Ayrıca kerme kelimesinin diğer anlanları şöyledir;
Kemre,
Gübre, tezek.
Hayvan gübresi.
Kesek, parça
Kurumuş hayvan gübresi,
Ahır ve ağıllardan çıkarılan gübre.
Erzincan yöresinde, koyun ağıllarında yerde biriken, tabaka halindeki sıkışmış gübre.
Basılmış koyun gübresi; kesilerek tezek gibi kullanılır.
Kalıpla yapılan tezek. 

Kepek, 
Başta olan kepek.
Saç kepeği.
Yara kabuğu.
Yara ağzındaki kabuk.
Yara üstünde oluşan kabuk.
Burunda kurumuş sümük.
Etli ve yuvarlak olan uyluk başı.

2014 Nobel Edebiyat Ödüllü, "Kayıp Kişi - Missing Person", "Babam ve Ben", "Bir Gençlik" adlı eserleri ile tanınmış Fransız yazar ...

Patrick Modiano,
(D. 1945 - 75 yaşında).
İsveç'in başkenti Stockholm'de bulunan İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından dağıtılan, Nobel Edebiyat Ödülü Fransız yazar Patrick Modiano'ya verildi. Ünlü yazar bu ödülle beraber 1.1 milyon dolar para (yaklaşık 2.5 milyon TL) ikramiyesi de kazanmış oldu.
Nobel ödülü 2014 yılı edebiyat ödülü dünyaca ünlü yazarlar arasından, Fransız yazar Patrick Modiano'ya verilmiştir.

69 yaşındaki Nobel ödüllü yazarın "En Uzağından Unutuşun, Bir Gençlik, Bir Sirk Geçiyor, Kötü Bir İlkbahar" romanları ve "Babam ve Ben" isimli çocuk kitabı Türkçe'ye çevrilmiştir.

1945 yılında Fransa, Paris'te doğmuştur. Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen yazar daha çocuk yaştayken anne ve babası boşanmıştır. Ailevi bu problem kaotik bir dönem geçirmesine neden olmuştur. Evli olan ünlü yazarın iki kızı bulunmaktadır. Patrick Modiano, film senaryoları ve çocuk kitapları da yazmaktadır. Fransa'da çok tanınan yazar, başka ülkelerde pek tanınmıyor. Ama şimdi 2014 yılı edebiyat dalında Nobel ödülü ile herkesçe tanınacaktır. Yazarın Fransa'da aldığı en önemli ödül 1978 Goncourt ödülüdür. Bu ödülü almasını sağlayan eseri, hafızasını kaybeden bir dedektifi anlatan Rue des boutiques obscures (Missing Person) isimli romanıdır. 


Eserleri;
Atherine Certitude (2011),
Babam ve Ben, Bir Gençlik, Bir Sirk Geçiyor,
Calle de las Tiendas Oscuras (2010),
Dora Bruder (1999, 2011), Dimanches D Aout (1989),
Dans Le Cafe de Jeunesse , Der Horizont (2013),
Du Plus Loin De L'Oubli (1999), Die Kleine Bijou (2003),
En Uzağından Unutuşun,
Fleurs De Ruine (1998),
Honeymoon (1995), Horizon (2011),
Kötü Bir İlkbahar,
La Place de l'Etoile (1975), 
Missing Person (2004),
Night rounds (1971),
Rue Des Boutiques Obscures (1982),
Pedigree (2006), 
Out of the Dark (1998),
Une Jeunesse (1985), Un cirque passe (1992).
Voyage de Noce Modiano (1992),
Yıkıntı Çiçekleri,




20.08.2020

Bir roman veya hikayede ikinci derecede olay ...

Epizot,
(Fr. episode).
Episot,
İngilizce, Episode.
Dilim.
Bir roman veya hikayede ikinci derecede bir olay.
Bir hikayede asıl olaya karışan ikinci derecede önemli bir olay.
Bir roman veya hikayede olay.

Roman, hikaye, masal, destan ve efsane gibi anlatı metinlerinde, esas olayın içinde kendi içinde bir bütünlük gösteren ikinci bir olay. Bu tür epizotlar, ana konuya bağlı ikinci bir olay gibi görünür. Değişik anlatı türündeki masal, efsane, bilmece vb. bir metnin, bir eserin aslından ayrılan değişik bir biçimidir ki aynı duruma tiyatroda perde denir.

Halk dilinde öküz, sığır ...

Davar,
Öküz,
Arapça: Sevr.
Farsça: Gav.
İğdiş edilmiş erkek sığır.
Mal.
Boğa.
Sığır.
İnek.

Bakar;
Sığır, öküz anlamında yörelerimizde kullanılan eski bir sözcük.
Öküz,
Sığır,
Fransızca, bœuf, betail.
İngilizce, Ox, bull, cattle.
Dört ayaklı evcil, çiftlik hayvanı.
Halk arasında öküz ya da sığır geviş getiren, etinden, sütünden ve gücünden faydanılan büyükbaş hayvanlara denir. Anlayışsız, kaba saba kimse anlamında da kullanılır. Bu hayvanların altı aylık erkek ve dişi yavrularına buzağı denir. Bir yıllık olanlara ise dana denir. Sanki dana erkek yavru gibi algılansa da erkek ve dişi için kullanılır. Hayvanın gebelik dönemine kadar olanına düve denir. Bu erkek ise tosun denir. Sığırın damızlık olanına boğa, yavrulayan dişine ise inek denir. Kısırlaştırılmış erkek boğaya tam anlamıyla öküz denir. Öküzlerin koşulduğu arabalara, kağnı ya da öküz arabası denir. Bazen çok yavaş giden araçlar için da aynı tabir kullanılır. Yürüsene öküz arabası !..

Davar diye de hitap edilir. Anlam olarak koyun ve keçiye verilen ortak isimdir. Koyun ve keçi sürüsüne de davar denir.
Ayrıca Halk arasında saf, kalın kafalı, kabiliyetsiz, görgüsüz, be­ceriksiz ve yetenksiz kişilere de öküz denir.

Orta Sibirya'da bir dağ sırası ...

Sayan,
Kögmen, 
Göktürkler zamanında kögmen denirmiş.
Batı ve Doğu Sayan dağları,
Altay Dağları,
Ural Dağları,
Yablonovo ve Stanovoy sıradağları,
Cugcur Dağları,
Çerski Sıradağları,
Verhoyansk,
Kolima dağları.
Rusya'nın Asya kıtası topraklarındadır. Moğolistan' ın kuzeybatısından, Sibirya' nın güneyine kadar uzanır. 

Yenisey ırmağınında geçtiği Krasnoyarsk ve İrkutsk yönetim bölgeleri arasında bulunan, doğu-batı yönünde uzanan, ortalama 2.150-2.750 m. yükseklikteki dağ sırasının adıdır. Batı ve doğu sayan olarak iki kısıma ayrılır. Bu sıradağlardaki en yüksek nokta, doruk Munku-Sardyk tepesidir ve 3.495 metredir. Bu dağ sırasının Göktürkler zamanındaki adı, Kögmen dağları olarak geçmiştir.

Eski dilde yıldırım ...

Saika,
Arapça: 
saika.
İngilizce: thunderbolt
Yıldırım.
Bulutlarla yeryüzü arasında oluşan elektrik boşalması.
Gök gürültüsü ve şimşekle görülen, hava ile yer arasındaki elektrik boşalması, saika.
Ölüm, mevt.
Nüzul ateşi.
Semadan gelen şiddetli ses.
Mühlik ve azab.

Saika kelimesinin diğer anlamları:
Sürükleyen, sevkeden, götüren hal, sebep anlamındadır.
Bulutları sevke vazifeli melek.
Çok hızlı yapılan, olan.

Şimşek; 
Berk demektir.
İnme, felç.

Müzikte bir akor oluşturan seslerin birbiri arkasından çalınması ...

Arpej,
Fransızca: arpege.
Bir akort oluşturan seslerin birbiri arkasından çalınması.
Müzikte, bir akoru oluşturan seslerin peş peşe duyulması.
Müzikte bir akor oluşturan seslerin birbiri arkasından çalınması.

Akorların farklı biçimlerde parçalanarak çalınmasına denir.
Bir armoninin (akorun) seslerini sırayla ard arda çalmak.

Myanmar'ın (Birmanya) para birimi ...

Kyat,
Pia,
Myanmar, Birmanya, Burma.
Yerel adı, Pyidaungzu Myanma Naingngandaw,
Myanmar, 
Güney Asyada bulunur. Hint Okyanusunda Bengal körfezinde, Andaman denizi kıyısındadır.

Çin hindinin kuzey batısında yer alan 50 milyon nüfuslu bir ülkedir. Himalayalardan doğan ve ülkenin atardamarı olan İrrawaddy nehridir. Myanmar safir, zümrüt, topaz, opal gibi değerli taşların bolca çıkarıldığı bir ülke.  Komşuları; Bangladeş, Hindistan, Çin Halk Cumhuriyeti, Laos ve Tayland' dır. 
Başkent ve önemli şehirleri;
Yangon(Eski başkent), Nay Pyi Daw (Yeni Başkent), Mandalay, Bagan, Ava, Sagar, Sagaing, Mingun.

1962 yılından 2010 yılına kadar askeri cunta idaresi ile yönetilmiştir. Dünyada 1988 yılında askeri bir darbe ile adından çok bahsedilir olmuştur. 1990 yılında yapılan seçimleri Ulusal Birlik partisi kazanmış, ancak askeri yönetim bu partinin iktidarına onay vermemiştir. Dünyanın 10. büyük petrol rezervine sahip olan bu ülkede 2007 yılından sonra Budist rahiplerin önderliğinde halk ve öğrenci protestoları şeklinde başlayan ayaklanmalar, askeri cuntaya karşı bir harekete dönüşmüştür. Safran devrimi adı ile anılan bu hareketler zaman zaman devam etmekte olup Askeri Cunta, yönetimi ısrarla devam etmektedir.

Bu ülkeye İngilizler tarafından, önceleri Burma veya Birmanya adı verilmiştir. Ancak Askeri idare bu ülkede başka halkların yaşadığı gerekçesiyle Myanmar olarak değiştirmiş ve Myanmar Birliği Cumhuriyeti (The Republic of the Union of Myanmar) olarak kabul edilmiştir. Ülkede Buda uygarlığı var­dır.

Meşhur Shwedagon Temple (yüz metreden daha yüksek, altın kaplı stupasıyla ülkenin en tanınmış pagodası olan mistik Shwedagon), bu ülkededir.

Hindistan'a özgü bir tür ekmek ...

Atta,
Hindistan' a özgü bir tür ekmek.
Hint ekmekleri;
Roti (bir çeşit gözleme).
Çapati-Chapatti (mayasız ekmek),
Parata (tavada katmanlı roti),
Naan (fırında pişmiş ekmek),
Puri (yağda kızartılmış hamur işi).
Paratha:
Hindistan'da ekmek yapmak için kullanılan bir çeşit hamur.

Buğday, Hindistan'da 5000 yıldır kullanılmaktadır. Besin değeri yüksek, tam tahıl unundan yapılan ekmektir. Kepekli undan da atta ekmeği yapılabilir. Bugün Atta yapmak için Hindistan'da üretilen buğdayın, yarı sert ve durum buğdayı olarak iki temel çeşidi vardır. Kısaca kırmızı sert buğdaydan, taş değirmende elle öğütülmüş undan yapılan ekmektir Atta. Yani sert buğdaydan yapılan ekmektir. Atta ekmeği için yüksek gluten tercih edilir. Genel olarak, yumuşak buğdayda sert buğdaya göre düşük gluten vardır.

"Parçala Behçet" karekteri ile akıllarda kalan Yeşilçam'ın önemli karekteri ....

Behçet Nacar,
Behçet Nacaroğlu,
(D. 1934 - Ö. 2014).
07.04.1934 yılında İstanbul'da doğan Behçet Nacaroğlu İstanbul Erkek Sanat Enstitüsü mezunudur. Asıl mesleği dökümcülük olan Behçet Nacar, taksi şoförlüğü de yapmıştır. Sinemaya 1960 yıllarında figüran olarak başlamıştır. Yaklaşık 200 filmde rol almıştır. Müslüm Gürses, Fatma Girik gibi birçok ünlü oyuncuyla filmleri vardır. Yeşilçam'ın önemli karakterlerinden olan aktör, Türk sinemasında erotik filmlerin başrol oyuncusu da olmuştur. 

Seks filmleri furyasında Figen Han, Emel Aydan, Gülgün Erdem, Necla Fide gibi oyuncular ile birçok filmde rol almıştır. Parçala Behçet, olarak akıllarda kalmıştır. En son 2006 yılında Türk Sineması hakkında bir belgeselde rol almıştır. 

Behçet Nacaroğlu, uzun bir süre tedavi gördüğü Çapa'da 03.10.2014 tarihinde 80 yaşında hayata gözlerini yummuştur.

Filmlerinden bazıları ;
Parçala Behçet,
Komando Behçet,
Namın yürüsün Behçet,
Sev beni Behçet,
Malkoçoğlu - Akıncılar Geliyor
Malkoçoğlu Krallara Karşı,
Şoför Nebahat Abla
Talihsizler - Müslüm Gürses
Tarkan - 1969
Köroğlu - 1968
Üç Kardeşe Bir Gelin
Şaka ile Karışık,
Bıçaklar Fora,
Alpaslan'ın Fedaisi Alpago,Hacı Murat,
Helal Sana Behçet, 
Zımbala Behçet,
Erkek Severse,
Fatih'in Fedaisi,
Hızır Efe, Sokak Kızı,
Aslan Yürekli Reşat,
Bana Kurşun İşlemez,
Düşman Aşıklar, Ölüm Savaşı.

Japonya'nın Honşu adasında yer alan yanardağ ...

Ontake,
Ontake yanardağı,
Japonya'nın orta kesiminde, Honşu adasında Nagano ve Gifu vilayetlerinin sınırında yer alır. Ontake yanardağı 27.09.2014 tarihinde patlaması sonucu en az 30 kişinin öldüğü biliniyor. Ontake yanardağı, 3067 m. yüksekliğinde Başkent Tokyo’nun batısında yer alır.

Sonbaharda doğa harikası bir dağ olan Ontake yanardağı 2007 yılında ve 2014 yılında patlamış ve kül püskürterek etrafını beyaza bürümüştür. Lav püskürten yanardağ halen çevrede tehlike doğurmaktadır.

Tahılın taşlarını ayıklamakta kullanılan, budaksız, ağaçtan yapılmış az kenarlı tepsi ...

Evsecek,
Kalbur,
Elek,
Evsek,
Tahılın taşlarını ayıklamakta kullanılan, budaksız, ağaçtan yapılmış az kenarlı tepsi.

Tahılı aletler kullanarak başaktan ayırma işi esnasında yani harman yerinde, toprak, kum ve saman elemeye yarayan iri delikli kalbur'a Abara denir. 
Elek ve kalbur üzerinde kalan iri tanelere ise irinti denir. 
Tahılı saman ve kavuzlardan ayırmaya yarayan, kıldan yada kamıştan yapılmış eleğin adı Tepir'dir. 
Kabaca tahılın taşını ayıklamaya yarayan elek tepirdir. 
Tahılın tanesini yabancı maddelerden ayırmaya yarayan döner kalburlu araca ise çalkar denir.

"Gemiler" anlamında eski sözcük ...

Sefain,
Gemiler,
Arapça: sefain.
Sefine.
Döven,
Gemiler,
Fransızca: navires,
İngilizce: ships.

Su üstünde yüzen, insan ve yük taşımaya yarayan büyük taşıt.
Denizlerde ve iç sularda su ürünleri araştırmasında, üretiminde, naklinde, işlenmesinde kullanılan kayık, sandal, yelkenli, şat, sal, mavna gibi hangi tonajda olursa olsun tüm vasıtalarla buharlı veya motorlu bilumum yüzer araçlara gemi denir. Makina, motor, kürek, yelken, v.s. ekipmanlarla manevra kabiliyeti bulunan ve su üstünde dengede durabilen belli bir büyüklüğe sahip olan ulaşım araçlarıdır.

Gemiler, Rüzgar, Buhar, Motor (Dizel), Gaz türbini, Nükleer, Elektrik gücü kullanan gemiler olmak üzere tasniflenebilir. 
Gemi tipleri;
  • Balıkçı Gemileri, (Avlama gemileri, Ürün işleme gemileri),
  • Yolcu ve Taşıt Taşıyan Gemiler, (Kruvaziyer gemiler, Feribotlar, Ro-Ro), Yat, Tekne.
  • Yük Gemileri, Kuru Yük Gemileri, (cevher, konteyner), Tankerler, sıvı veya gaz halde (LPG-LNG ) yük taşıyan gemilerdir.
  • Savaş Gemileri, Uçak Gemisi, Kruvazör, Torpidobot, Zırhlı Muhrip, Destroyer, Mayın Dökme Gemisi, Hücumbot, Avcıbot, Fırkateyn, Korvet, Helikopter Gemisi, Lojistik Destek Gemileri, Çıkartma Gemisi, Denizaltı, Mayın Tarama Gemisi.
  • Hizmet Gemileri, Römorkör, Yangın söndürme gemileri, Kurtarma gemileri, Buzkıran gemileri, Hastane gemileri, Bilimsel Araştırma Gemileri.

Tek sıra elmastan ya da inciden gerdanlık ...

Akarsu,
Tek sıra elmastan ya da inciden gerdanlık.
Altın veya gümüşten yapılmış bilezik.
Altın veya gümüş üzerine elmas işlemeli gerdanlık.
İnci ile işlenmiş bir baş süsü.
Tek sıra elmastan gerdanlık.

Akarsu kelimesinin diğer anlamları;
Eskiden kullanılan bir çeşit kadın kumaşı.
Esi dilde ma-i cari.
Yeryüzünde, yer altında belirli bir yatak içinde, eğim boyunca sürekli veya zaman zaman akan su.
Suyolu.

Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ