Bir Afrika ülkesinin başkenti ...

Maseru,
Afrika ülkesi Lesoto' nun başkenti.

Şehir, 1869 yılında Britanyalılar tarafından kurulmuştur. 
Güney Afrika sınırında yer alır ve 230.000 (2012) nüfusu vardır. 
Lesoto'nun en büyük şehiridir.

Afrika Ülkeleri ve Başkentleri;
Angola - Luanda,
Benin - Porto Novo,
Botsvana-Gaborone,
Burundi - Bujumbura,
Burkina Faso (Yukarı Volta) - Ouagadougou,
Cape Verde - Praia,anda,
Cezayir - Alger,
Cibuti - Cibuti,
Çad - Jamena - N'Djamena,
Demokratik Kongo (Zaire) - Kinşasa,

Ekvator Ginesi - Malabo,
Eritre - Asmara,
Etiyopya (Etyopya) - Addis Ababa,

Fas - Rabat,
Fildişi Kıyısı, Fildişi sahili - Yamoussoukro,

Gabon - Libreville,
Gambia(Gambiya)-Bathurst-Banjul,
Gine Bassau, Gine Bissau - Bissau,
Gine-Conakry,
Güney Afrika Cumhuriyeti - Pretoria (yürütme), Bloemfontein (yargı), Cape Town (yasama).
Güney Sudan - Cuba, Sudan,

Kamerun - Yau-Yaoundé,
Kenya-Nairobi,
Komorlar (Komor adaları)- Moroni,
Kongo Cumhuriyeti (Brazzaville) - Brazzavil ,

Lesotho, Lesoto - Maseru,
Liberya - Monrovia,
Libya - Trablus,
Madagaskar - Antananarivo,
Malavi - Lilongwe,

Mali - Bamako,
Mauritius - Port Louis,Mısır - Kahire,
Moritanya - Nouakchott,
Mozambik - Maputo,

Namibia (Namibya) - Windhock,
Nijerya - Eski Başkent Lagos, Yeni Başkent Abuja,
Nijer - Niamey,

Orta Afrika Cumhuriyeti - Bangui,

Ruanda - Kigali,

Sao Tome ve Principe (Saq Tome Principe, Sao Tome ve Principe) - Sao Tome,
Senegal - Dakar,
Seyşeller - Victoria,
Sierra Leone - Freetown,
Somali - Mogadişu,
Sudan - Hartum,
Svaziland(Swaziland) - İdari Başkent Mbabane, Krallık Başkenti Lobamba,

Tanzanya - Dodoma-Darüsselam,
Togo - Lome ,

Transkei, Eski başkent Umtata, Yeni başkent Mthatha.
Tunus - Tunus,

Uganda - Kampala,
Yeşil Burun adaları (Cape Verde) - Praia,Zaire - Kinşasa,
Zambia(Zambiya) - Lusaka,
Zimbabwe, Zimbabve - Harare,


Küçük taneli bir muşmula cinsi ...

Ezgil,
Küçük taneli bir muşmula cinsi.
Bahçede yetiştirilen muşmula.
Muşmula,
Bir çeşit küçük muşmula,
Bir tür küçük taneli muşmula.
Bir cins küçük taneli muşmula.
Muşmula,(Mespilus germanica).
Muşmul, 

Beşbıyık,(Muşmulanın iri cinsi).
Döngal,
Döngel,(Yabani muşmula)
Tongel,
Töngel.
Gelinboğan,
Oşhamuşk,

Gülgiller altfamilyasından Maloideae’ dan 2-3 m yüksekliginde bodur boylu dikenli bir ağaç ve bu ağacın meyvelerdir. Kışın yapraklarını döker. Çiçek tablasıyla sarılmış etli meyveleri, eriksi yapıdadır. Yabani olanları daha küçük olur. İçinde sertleşmiş tohumları bulunur. Meyveleri beş çekirdekli, yuvarlak veya oval, esmer renklidir. Dip tarafında beş çanak yaprağı vardır. Olgunlaştığı zaman rengi koyu kahverenge döner. Meyvesi etlidir.

Meyvesinde çeşitli şekerler, organik asitler, pektin maddeleri, C vitamini ve karoten vardır. İlk koparıldığında buruk bir tadı vardır. Bir süre beklenildiğinde yumuşar ve lezzetlenir. Karadeniz, Kuzey Anadolu ve Marmara bölgelerinde yetişir.

Muşmula suda pişirilip demlendikten sonra şekerle içilirse, dizanteri ve ishal gibi bağırsak hastalıklarına iyi geldiği, mideyi kuvvetlendirdiği bilinir. Ağacın yaprakları kaynatılıp içilirse şeker hastalığına ve çekirdekleri ise böbrek ve mesane taşlarının düşürülmesinde faydalı olduğu söylenir. Ancak siz bu tavsiyeleri uygulamadan önce mutlaka bir doktora danışınız.

Mızrak ya da süngünün sivri ucu...

Sinan, 
Esinne,
Mızrak,
Süngü.

Arapça: sinan.
Mızrak, süngü vb. silahların sivri ucu.  
Mızrak, süngü gibi şeylerin sivri ucu.

Sinan kelimesinin diğer bir anlamı;
Sinsi. 
Singin.
Sıkılgan, mahcup .
Saklanacak yer.
Kolayca sindirilebilen. 
Erkek ismi.
 

Köpüklü, koyu kıvamlı (yoğurt kıvamında), hafif ekşimsi bir süt içeceği ...

Kefir, 
Fransızca: Kefir ou Kephir, 
İngilizce: kefir. 
Özel bir maya mantarı ile keçi veya inek sütü mayalanmasıyla hazırlanan ekşi içecek. Keçi sütünün fermentasyonu ürünü olan, besleyici bir gıda. Süte karnabahar benzeri kefir tanelerinin eklenmesiyle elde edilen, etilalkol ve laktik asit fermantasyonlarının bir arada oluştuğu, tarihsel geçmişi olan Kafkas orijinli süt içeceği.
Köpüklü, koyu kıvamlı (yoğurt kıvamında), hafif ekşimsi bir Türk içeceği.

Kefir taneleri ile elde edilen Kafkas orjinli etilalkol ve laktik asit fermantasyonlarının bir arada oluştuğu tarihi geçmişi olan bir süt içeceğidir. Çok eski yıllarda Kafkasya bölgesinde yapılan, bugün ise Avrupa ve Amerika ülkelerinde ticari amaçla üretilen süt asidi ve alkol fermantasyonu yardımıyla yapılan köpüklü, koyu kıvamlı, yoğurt kıvamında, hafif ekşimsi bir Türk içeceğidir.

Mayalı hamurdan yapılan, yağda kızartılarak pişirilen bir tür yiyecek ...

Pişi,
Bişi.
Gözleme.
Mayalı hamurdan yapılan, yağda kızartılarak pişirilen bir tür yiyecek.
Mayalı hamuru kızgın yağa kaşıkla döküp kızartarak yapılan bir çeşit yiyecek.
Mayalı hamurdan yapılan lokma.
Yağda kızartılmış peynirli börek.
Yağda kızartılmış ekmek hamuru.
Unu pekmezle yoğurup, zeytinyağda kızartarak yapılan bir çeşit tatlı.

Malzemeler:
3 Bardak un, 2 Yemek kaşığı yoğurt, 1 tatlı kaşığı karbonat ve tuz ile hamur yoğrulur. Oklava ve un ile bu hamurun tamamı ne ince ne kalın açılır. Bardak yardımıyla veya bıçakla açılan hamur kesilir. Kızgın yağda kızartılır. Nar gibi kızaran bu hamur yemeği beyaz peynir, reçel, zeytin ile çok lezzetli olur. Yanında ise sıcak çay mutlaka olmalı. Afiyet olsun.
Fırından alacağınız hamurla da pişi yapabilirsiniz.

Kökten dincilik ...

Fundamentalizm, 
Fr. fondamentalisme, 
İng. Fundamentalism, 
Alm. Fundamentalismus.
Kökten dincilik. 
Radikal Dincilik. 
Radikal, kökten, köktencilik demektir.

XX. yüzyılda Amerika Evanjelik Protestanlar tarafından kullanılan Fundamentalizm kelimesi,  Latince temel anlamına gelen fundamentum kökünden türemiştir. Köktendincilik ile muhafazakarlık aynı anlamda görünsede farklılıkları vardır. Bu bağlamda fundamentalizm, tutuculukla, kültürel bir gerilikle, bağnazlıkla, hoşgörüsüzlükle, temel insan hürriyetlerini yok saymakla ve son olarak da dışlayıcılıkla özdeşleştirilmektedir. Muhafazakarlıkta bir mütevazilik, bir denge vardır. Mevcut olanı korumak ve devamlılığını sağlamak daha çok belirgin olup bir hiyerarşi vardır.  Fundameentalizmde ise keskin çıkışları olan eşitlikçi, devrimci bir yapı vardır.  

Günümüzde kutsallık kavramının değerini yitirdiği bir dünyada yaşamanın zorlaştığı bu ortamda, dini motifli hareketler güçlenmektedir. Temel olarak Fundamentalist hareketler  modernleşme karşıtı olarak ortaya çıkar ama modern düşüncelerden, hareketlerden faydalanır. Bağımsızlık, özgürlük, internet, haberleşme, demokrasi gibi fikirlerle propaganda yapar. Modern teknolojilerden yararlanır ve kullandığı bu imkanları yok eder. 

Fundameentalizm bir dinin öğretilerine katı, derinden bağlılık demektir. Köktendinciliğin en önemli karakteristik özelliği din ve siyaset arasındaki ayrımı reddetmesidir. Dini metinleri yorumlamadan birebir çevirilerine sadık kalarak çalışır. Günümüz toplumlarında kazandığı görünüm, çağdaş insanın düşüncesinde oluşturduğu imaj olumsuzdur.  

Et sucuğu ...

İrişkit,
İrişkin, 
İrişgi,
İrişgil,
İrişgik,
Sucuk.
Et sucuğu.
Halk dilinde Sucuk, Et sucuğu.
Adana, Sinop, Bayburt ve Kahramanmaraş yöresinde sucuk anlamında kullanılan sözcük.

Şişirilip kurutulmuş bağırsak içine baharlı et kıyması doldurularak yapılan bir tür yiyecek. Orta Asya ve Balkanlara özgü özellikle Bulgaristan, Ermenistan, Türkiye gibi ülkelerde, kurutulmuş, şişirilmiş bağırsaklar içerisine dolduurulmuş baharatlı kıyılmış fermante et ürünüdür. Eski zamanlarda eti saklamak sorun olduğundan bu metodla üretilip saklanmış ve tüketilmiştir. Elde edilen lezzet o kadar güzelki etleri saklama imkanı olmasına rağmen sucuk imalatı ve tüketimi günümüzdede farklı lezzet olarak devam etmiştir. Sucuk, bol miktarda yağ ve tuz içeren bir besin maddesidir. İçerisine baharat ve sarımsak konur. 

Sucuk yapımı ve gerekli malzemeler;
5 kilo yağlı dana kıyması. Özellikle kaburga kısmından olursa makbuldür. Etin içerisinde miktarının yarısı kadar iç yağı olmalıdır. Sucuklar için bu oran 3 kilo sığır eti, 1.5 kilo koyun eti, 500 gram kuyruk yağı da olabilir.
150 gram kırmızı (tatlı veya acı) biber.
150 gram kimyon
50 gram karabiber
20 gram yeni bahar, sumak
150 gram ince tuz
2 baş sarımsak
Yeterince yıkanmış, temizlenmiş kalın bağırsak.

İnce kıyılmış yağlı kıyma kap içerisine konulur, içerisine 150 gram isteğinize göre baharat, 150 gram ince ayıklanıp makinede çekilmiş toz kimyon, 50 gram toz karabiber, 20 gram ince dövülmüş yeni bahar, 150 gram ince tuz, 2 büyük baş soyulmuş, dövülmüş sarımsak karıştırıp iyice yoğrulur. 

Yoğrulan bu karışım tekrar makineden geçirilir. Üzeri ıslak bir bezle örtülerek serin bir yerde 12 saat kadar bekletilir. Genelde kışın sucuk yapıldığından daha iyi kıvama gelir. Bekletilen malzeme tekrar yoğrulur. Yıkanmış ve temizlenmiş kurutulmuş bağırsaklara hazırlanan malzeme doldurulur. Sucukların yapımında doldurulan bağırsaklarda boşluk kalmışsa, boş olan yerler iğne ile delinir. Sıkıştırmak, et makinesinden kıyma vermek suretiyle de yapılarak boşluklar giderilir. Sucuklar şekil ve acı miktarına göre şöyle sınıflandırılır. En çok tercih edilen ve lezzetli olanı kangal sucuktur. Sığır etinden yapılan bu sucuklar orta ateşte ısıtılarak tüketilir. Baton tipi sucuklar kangal sucuk gibi hazırlanır ama şekli kangal değil düzdür. Bir başka tip ise parmak sucuktur.Yine aynı malzeme ile yapılır. Ancak acı biber miktarı fazla olup çok acıdır.

Mangalda sucuk ekmek hele hele kar kış kıyamet afiyetle yenir. Ya da kahvaltıda sucuklu yumurta çok güzeldir. Benim size sucuk için önerimi mutlaka pazar günü sabah kahvaltısında deneyin. Yarım ekmek içi alınmış, kuru soğan, maydanoz. Patlıcanı közleyin kabuklarını soyun. Yeşil biberi acı olacak, közleyin ve iki parçaya bölün. Bir domatesi dörde bölüp şişe dizip közleyin. Şimdi sucuk operasyonu. 

Sucukların zarını soyup yarım ekmek için yetecek kadar şişte közleyin. Kurutmayın. Sonra hazırlanan yarım ekmek içine sucukları dizin. Üzerine maydanoz, közlenmiş acı biberleri, patlıcan közlemesini, doğranmış soğanları da koyup biraz tuz atıp ekmeği kapatın. Elinizle altından tutup ısırarak afiyetle yeyiniz. Yerken közlenmiş domatesleri yemeyi unutmayın. Bu başka bir tat katacaktır. Unutmadan sucuklar pişerken sabrınızı nefsinizi soğanın üzerine közlenmiş patlıcanı tuzlayarak koyarak köreltiniz. Başka bir lezzet tadacaksınız.


Kırlangıç kuşu ...

Yalvane, 
Farsça: yalvane.
Kırlangıç kuşu.

Kırlagıç, Kırlağuç, Kırlankuç, Kardıgaç, Kırlık,
Hattaf, Huttaf,
Ahabil, Ababil.
Cizindirik,
Çağaş,
Kırlangıç yavrusu: Ababülbül 

Kırlangıçgiller (Hirundinidae) familyasındaki kuşların ortak adı kırlangıç kuşudur. Bu kuşlar kutupların dışında dünyanın her bölgesinde yaşayabilir. Karın kısmı beyaz ve diğer kısımları siyah parlak tüylü küçük ötücü bir kuştur. 10-20 cm. boylarında kırlangıçlar bir akrobat gibi bir birikintisine veya havuza dalarak su içer ve taşır. Görmek gerekir. Kanatları uzun ve sivri olup jet hızıyla dalar ve suya batmadan ihtiyacını alır, gider. Çatallı kuyruklarını dümen gibi kullanırlar. Sürü halinde yaşayan bu kuşların yuvaları çamurdandır. Genelde binaların çatılarının duvarla birleştiği yerlere yaparlar. Uçarken, hızla uçarken üçgen şeklindeki gagalarını açarak sinek, sivrisinek türü küçük böcekleri avlarlar. Yaz sonunda Afrikaya, sıcak bölgelere göç ederler ve ilk baharda geri dönerler.

Pers ordusu ile Yunan kent devletleri ittifakı arasındaki Termofil savaşında Yunanlı hain ...

Efialtes,  
Malisli  Efialtes.
M.Ö. 480 yılında Termofil Savaşında (Termopylae Muharebesi) Pers ordusu Yunanistan’a saldırdı. Bir milyondan fazla askere sahip Pers ordusu karşısında, Yunanistan’da Leonidas önderliğinde kısıtlı sayıda asker bulunmaktaydı.  M.Ö. 480 yılında istilacı Pers ordusuyla Yunan kent ittifakının Mora yarım adasını Balkanlara bağlayan Termofil dağ geçidinde yaptığı savaş için tarihçi Herodot'un anlattığına göre tarihin ünlü direnişlerinden biridir. Bir hafta boyunca cesurca savaşan Leonidas, 300 Spartalı ve 700 Tespialıdan oluşan küçük yunan ordusu iki yüz elli bin Pers ordusunu geçitte tutmuştur. 

Bir hafta sonra yunan kent ordusu bozguna uğratıldı. Sebebi ise Efialtes’in Pers kralı Xerxes’e gizli patikanın yolunu gösterip, Leonidas’ı arkadan vurmasını sağlamasıydı. 

Yunanistan’da Efialtes ismi hem ihanetle hem de kabusla eş anlamlı kullanımaktadır.

Yeşil...

Ahzar,
Ahdar,
Sarı ile mavinin karışmasından ortaya çıkan, bitki yapraklarının çoğunda görülen renk.
Yeşil, yemyeşil, Pek yeşil. 

Gözkapağı yapışması...

Ankilobilefaron,  
Ankyloblepharon.
Göz kapağı yapışması.
Gözkapaklarının kirpikler hizasında birbirine yapışması. 
Kimi hayvan türlerinde doğumdan sonraki yaklaşık 10. günden itibaren göz kapakları birbirinden ayrıldığından bu tür olgular gözkapağı yapışması olarak değerlendirilmemelidir.

İnce kumaştan bir tür kadın üstlüğü ..

Maşlah,
Harmani,
Arapça: Maşlah, Meşlah.
Kol yerleri yarık, uzun, geniş, hafif ve sırta geçirilmesi kolay bir kadın üstlüğü
Tek parçalı ve kol yerine yarıkları olan bir çeşit kadın üstlüğü.
Bazı varlıklı Arapların giydiği ipekten pelerin.
İnce kumaştan yapılan bir tür kadın üstlüğü.

Türk kadınlarının eskiden giydikleri bir tür üstlüktür.Kimi varlıklı Arapların giydiği ipekten harmani.
Daha çok Araplar’ın ileri gelenlerinin giydiği, bütün vücûdu örten uzun ve kolsuz üstlük, harmani.

Uluslararası Basketbol Federasyonu' nun simgesi ...

FİBA,
(Fransızca)
Federation Internationale de Basketball Amateur.
Uluslararası Basketbol Federasyonu.
İsviçre'nin Cenevre kentinde Arjantin, Çekoslovakya, İtalya, Letonya, Portekiz, Romanya, Yunanistan ve İsviçre tarafından 1932 yılında kurulmuştur.

Halen FIBA' ya üye 213 Ulusal Basketbol Federasyonu vardır. 1956 yılında Federasyon merkezini Almanya-Münih’e taşımıştır. Ancak, 2002 yılında tekrar İsviçre- Cenevre’ye geri taşınmıştır. 1989 yılında resmi isminden Amateur kelimesini çıkartmıştır. Ancak FIBA kısaltması aynen kalmıştır.

Türkiye'de Basketbol Federasyonu (TBF), FİBA üyesi olup, ülke genelinde her yaştaki vatandaşın basketbole ilgi ve sevgisini artırıcı çalışmalar yapmak, basketbolün her bakımdan gelişmesini sağlamak, bu amaca yönelik olarak ülke genelinde yapılanmaktır. Bu faaliyetleri ulusal ve uluslararası kurallara uygun olarak diğer ilgili kuruluşlar ve yerel yönetimler ile işbirliği içerisinde özerk olarak yürütmek, Türkiye’yi basketbol konusunda yurtiçinde ve yurtdışında temsil etmek üzere kurulmuş bulunan, özel hukuk hükümlerine tabi, özerk statüye ve tüzel kişiliğe sahip Türkiye Basketbol Federasyonunun teşkilat, görev ve yetkilerine ait usul ve esasları düzenlemektedir.

Damar sertliği ...

Arteryoskleroz,
Ateroskleroz,
Fransızca: arteriosclerose,
İngilizce: atherosclerosis,
Atardamar sertliği.
Damar sertliği,
Ateroskleroz
Aterosklerozis.

Arterioskleroz arterlerin duvarlarında kalınlaşma ve elastikiyet kaybı ile ilişkili anormal bir durum olup damar sertliği olarak bilinir. 
Ateroskleroz, arter duvarlarındaki lipid (yağ) birikimi ile ortaya çıkan bir arteryoskleroz türü olarak bilinir. Ateroskleroz, kalp, beyin, böbrekler ve ekstremitelerdeki arterleri etkiler. Bu durum kanser ve kazalardan sonra gelen ölüm nedenidir.

Arteriyoskleroz damarların iç yüzeyindeki değişiklik, yıllarca devam eder. Yavaş yavaş zamanla oluşur. Damarların iç yüzeyinde yağlar depolanarak kireçleşme başlar. Böylece damarlar elastikliğini kaybeder ve daralır. Böylece kan damarlarda akamaz duruma gelir. Yaşlanma ile birlikte damarlar sertleşir. Yağ ve akyuvarların burada yığılması nedeniyle plak oluşur. Arteryoskleroz kalp enfarktüsü, beyin trombozu ve beyin kanamasına neden olur.

Damar:
Anjeyon, 
Vaz (Vas), 
Şiryan.

Emboli:
Fransızca: embolie.
Damar tıkanıklığı.

Damar tıkanıklığı ..

Emboli,
Fransızca: embolie,
İngilizce: embolie, 
Damar tıkanıklığı.
Trombo,
Kanla taşınan yabancı bir cismin damarı tıkamasına emboli denir.

Tromboembolizm ise damardaki bir trombüsten kopan kan pıhtısının başka bir damarı tıkamasına denir. Damar içinde kan akışını engelleyen katı bir parçacıktır. Kan pıhtılarının oluşumun neden olan hücre parçalarına Trombosit veya kan pulcukları denir. Bir damarın pıhtı veya yağ damlası, bakteri yığını ve hava kabarcığı benzeri maddelerle tıkanması, embolizm. Ciddi bir damar hastalığı olan emboli Antikoagülan (pıhtılaşma önleyici) ilaçlar kullanılarak tedavi edilebilir.

Uzun süreli hareketsizlik, pıhtılaşma bozukluğu, travma, hamilelik, kalp yetmezliği, aritmi, fazla kilo, ileri yaş, sigara içmek, yağlı yemekler pıhtı oluşumuna neden olabilir.

Damar sertliğine Arteryoskleroz denir.
Damar, Anjeyon, Şiryan, Vas, kanal gibi kelimelerle ifade edilir.

Damar ...

Anjeyon, 
İngilizce: Angeion.
Vaz, 
(Anatomide vas).
Damar,
Fransızca: vaisseau,  
İngilizce: vessel, vein.
Şiryan,
İnsan bedeninde kanın dolaştığı yollar, şiryan.
İçinde kan ve lenf gibi sıvıların dolaştığı kanal, vaz, anjeyon. Canlı varlıklarda kanın veya besleyici sıvıların dolaştığı kanal. İçinde kan ve lenf gibi sıvıların dolaştığı ve gelişmiş duvarları bulunan kanallar.

Anjiyo kelimesi de anjeyondan türemiştir. 
Anjiyo, kalbi besleyen, koroner damar adı verilen damarların görüntülenmesidir. Damar sertliği olarak bilinen koroner arter hastalığı ya da hastalığın belirtileri ortaya çıktığında bu damarları görüntülemek için kullanılan bir metoddur. Hastalığın belirtisi göğüs ağrısıdır.

Damarın diğer anlamları;
Mermerde, bazı taşlarda ve tahta kesitlerinde renk ayrılığı gösteren dalgalı çizgi. 
Başka türden katmanların arasında bulunan sıvı, maden veya mineral katmanı,
İçinde ongun besi suyunun odunsu dokudan boru. 
Böceklerde kanat zarını dik tutmaya yarayan organ. 
Böceklerin kanatlarında bulunan trakea sisteminin ince uzantıları. 
Bitki yapraklarındaki iletim sisteminin uzantıları. 
Soy, yaradılış.
Huy,

Bir anlatımı oluşturan sözcük ya da tümcelerin topu ...

İbare,
Arapça, ibare, (ﻋﺒﺎﺭﻩ).
Anlatımı meydana getiren bir veya birkaç cümlelik yazılı söz dizisi.
İng. phrase.
Sözce,
Deyiş.
Bir düşünceyi anlatan bir veya birkaç cümlelik söz.
Bir fikri anlatan bir veya birkaç cümlelik yazı. Parağraf.
Bir yazının veya bir konuşmanın bir ya da birkaç tümcelik anlamı, özeti
Deyiş, ifade, tabir, anlatım tarzı, sözcük grubu, cümle parçası, birkaç sözcükten oluşan ifade, melodinin bir bölümünü oluşturan kısa parça.Sözce veya Deyiş.
Sözcük seçerek anlatmak, uygun sözcük ve cümlelerle ifade etmek, melodiyi ayrıştırarak çalmak.

İbretli ders veren söz.
İbaret.
Helak etmek.

İçinde afyon bulunan sulu bir ilaç ..

 Lavdanom,(Fransızca laudanum).
Eskiden kullanılan ve içinde afyon bulunan sulu bir ilaç.
İçinde afyon bulunan sulu bir ilaç.

Türk mutfağına özgü meşhur bir hamur tatlısı ...

Baklava,
Baklağı,
Baklağu
Türkiye, Orta Doğu, Balkan ve Güney Asya mutfaklarında yapılan bir hamur tatlısıdır. 
Çok ince yufkadan arasına kaymak, fıstık, ceviz, badem vb. konulup pişirilen ve üzerine şeker şerbeti dökülen bir tür tatlı. İnce ince açılan yufkaların arasına ceviz veya antep fıstığı (bazı yerlerde badem, fındık) konarak, tereyağı ile yapılan bir tatlıdır. Genellikle şeker şerbeti veya bal şerbeti ile tatlandırılır.



Burdur yöresinde "bilmece" anlamında kullanılan sözcük ...

Asal,
Bilmece, 
(İng. riddle).
Tekerleme,
Puzzle,
Muamma,

Lügaz (Osmanlıca)
Enigma Yunanca).
Kapalı bir şekilde söylenerek ve ondan ne kastedildiği sorularak yapılan söz oyunu.
Bir şeyin adını anmadan niteliklerini üstü kapalı söyleyerek o şeyin ne olduğunu bulmayı dinleyene veya okuyana bırakan oyun.

Toplantılarda, bireylerin bir eğitim, öğretim, eğlence ve ussal gelişim aracı olarak, geleneksel yöntemler uyarınca, birbirlerine sorarak yanıt istedikleri nesne, canlı ya da doğaüstü varlıklarla ilgili evrensel soru tipine verilen ad. Uzun bir evrimin izlerini taşıyan bilmecelerin temeli çözümlenebilir bir yapıya dayanmaktadır. Bu nedenle bilmecelerde sorular; betimsel bir düzey içinde abartılarak, tersine çevrilerek, değiştirilerek açıklanmaktadır. 

Adları, kavramları, değişik söyleyişler, anlatışlar içinde gizleyen, divan çağı söz oyunu. 
Ortak halk yazını türlerinden biri olup, bir nesnenin adını anmadan niteliklerini üstü kapalı söyleyerek o nesnenin ne olduğunu, dinleyene bırakan bir söz dizini;
Küçük ve hafif muamma.
Uyaklı ve düzyazı biçimleri vardır.
Oedipus bilmecesi,
Kutsal kitap bilmecesi, 
Yapma bilmece, 
Koşuklu bilmece, 
Gerçek bilmece.

Örnek;
Sarı tavuk dalda yatar, dal kırılır yerde yatar. (Ayva)
Küçücük fıçıcık, içi dolu turşucuk. (Limon)

Japon müziğine özgü, bambudan yapılan bir tür flüt ...

Oteki,
Oteki,
Japon müziğine özgü bir tür bambu flüt.
Şakuhaçi (Shakuhachi); Japon Bambu flüt,
55 cm uzunluğunda bir flüt ile yapılan müzik türüdür. Çalgının adı eski Japon uzunluk biriminden gelmektedir.

Nokan; Japon müziğine özgü bir tür flüt,
Hiçiriki; Japon müziğine özgü kısa ve çift kamışlı nefesli çalgı,

Taşa tutarak öldürme cezası...

Recim,
Recm (Arapça).
Recmi,
Eskiden, Taşa tutma, taşa tutarak öldürme.
(Recm) Taşlanmış, taşa tutulmuş.
Recm, Müslümanlıkta, evli veya dul bulunan erkek veya kadının zina etmesi halinde islam mahkemesi kararıyla taşlanarak öldürülmesi anlamında bir fıkıh terimidir.
Lanetlenmiş, melun.

Suçlunun yarı beline kadar toprağa gömüldükten sonra taşlanarak öldürülmesi cezası; zina edenlere verilen ceza.
Kuranda bu anlamda recm ifadesi bulunmamaktadır. 

Taşlayarak idam cezası.
Taşa tutma, taşa tutarak öldürme.
İslam hukukunda zina suçu işleyenlerin taşlanarak öldürülmesiyle uygulanan bir şeriat cezasıdır. 
Taşla öldürme, taşa tutma, birine taş atma, sövme, lanet etme, kovma, birinin namusuna iftira etme, kötü zanda bulunma.
Kuranda açıkça geçmemesine rağmen, fıkıh kitaplarının genelinde islam’ın değişmez cezalarından biri olarak görülür. 

Bu çok  önemli zina işi ile ilgili islamda muhtelif cezalar vardır. Bunlardan birisi de değnek (celde) vurma cezasıdır. Bekar erkekle bekar kadının zina etmesi halinde, ceza her birine yüz değnek vurulmasıdır.


Katolik kilisesi tarihinde Güney Amerikalı ilk Papa ...

Jorge Mario Bergoglio,
Papa I. Francisco,
Pope Francis,
Papa Francesco,
Papa Francisco,
The New Pope Of the Catholic Church Vatican 2013
Arjantinli Kardinal 76 yaşında.
Katolik Kilisesi tarihinde Güney Amerikalı ilk Papa.

Papa, 

(İt. papa, İng. Pope).
Roma Katolik kilisesinin, bir meclis tarafından seçilen, Vatikan'da oturan ve Hz. İsa'nın vekili sayılan başkanı. Vatikan'da Sistine Şapeli'nde toplanan kardinaller Katolik dünyasının yeni ruhani lideri olarak 76 yaşındaki İtalyan kökenli Arjantinli kardinal Jorge Mario Bergoglio seçerek Katolik Kilisesi tarihinde ilk kez bir Güney Amerikalı Papa oldu.
Daha önce 2005 yılındaki Papa seçimlerinde de Papa 16'ncı Benedikt'in en güçlü rakibi idi.

Papa I. Francisco Jorge Mario Bergoglio, kürtaj, prezervatif, cinsel ahlak, gibi konularda muhafazakâr görüşlerine sahip olup Güney Amerikada yaşamaktadır. Dünya üzerinde yaklaşık 1 milyar 200 milyon Katolikin ruhani lideri olan Papa istifa ederek görevinden ayrılan 16'ncı Benedikt'in yerine Sistine Şapeli'nde toplanan 115 kardinal tarafından seçilmiştir. Seçimlerde Papa seçilemez ise şapelden siyah duman ile duyurulur. Eğer seçilirse beyaz duman ile bildirilir. 

Eskiden harman ürünlerinden onda bir oranında alınan vergi ...

Aşar,
Öşür,
Onda,
Ondalık. 
Ayni vergi.
Harman vergisi,
Öşr'ün çoğulu.  Öşürler. 
Arazi mahsüllerinden alınan onda bir nisbetindeki vergiler.

Mahsül alan zengin müslümanların zekatları.
Tarım ürünlerinden alınan onda bir oranındaki vergiler.
Toprak mahsullerinden hazine için alınan onda bir nispetindeki vergi.
Türkiye’de 1925 yılına kadar tarımsal ürünün onda biri oranında ayni olarak alınan vergi. 

Eskiden toprak ürünlerinden devlet giderleri için onda bir oranında alınan vergi. 
Harmandan sonra toplanırdı. Bu nedenle harman ürünlerinden ondabir oranında alınırdı.   

Osmanlılar bu vergiye, öşür, onda, ondalıkta adını vermişlerdir. Bu vergi her türlü toprak ürünlerinden alınırdı. Ayrıca çayırdan, bağ, bostan ve meyve ağaçlarından alınmıştır. Yine şıra, pekmez gibi mamullerle sebzeler de bu vergiye tabi tutulmuş olup köylü üzerinde ağır bir yük oluştumuştur. Aşar vergisini toplayana muaşşir denir. Zamanla bu vergiyi toplamada usulsüzlük yapılmış, halktan daha çok vergi alınmıştır. Aşar, Cumhuriyet döneminde, 17 şubat 1925 tarihinde kaldırılmıştır.

Toprak ürünlerinden beytülmal - hazine giderleri için onda bir oranında alınan vergi.
Bazı araştırmacılara göre toprak ürünlerinden alınan vergilere aşar, ticaret mallarından   alınan vergilere öşür denir. Öşür vergisini toplayanlara Aşir adı verilir. 

 

Kumaşlardaki benek ...

Puan, 
Fransızca: point.
İngilizce: score, 
Nokta,
Benek. 
Kumaşlardaki benek, nokta.
Herhangi bir şey üzerindeki ufak leke, nokta, puan.
Her hangi bir kumaştan alınıp süs olarak işlenen ufak parça. 

Puan kelimesinin diğer anlamları;
Çeşitli sporlarda kullanılan ölçüsü ve değeri değişken birim.
Genellikle test biçimindeki sınavlarda cevaplandırılacak soruların sayı olarak değeri veya cevaplayanın başarı değeri.
İtibar,



Aynı soydan gelen aileler topluluğu ...

Aşiret, 
Arapça: Aşira,   
İngilizce: Tribe, 
Almanca: Volksstamm, 
Fransızca: Tribu.  
Dil ve kültür yönünden büyük bir türdeşlik gösteren, birçok boydan oluşan, yapısındaki aileler arasında toplum, ekonomi, din, kan veya evlilik bağları bulunan göçebe veya yerleşik nitelikteki topluluk, oymak.   
 
Kabile, oymak, göçebe halinde yaşıyan ekseri bir soydan gelen cemaat.    
Kabile, 
Oymak, 
Yakın akraba,   
Cemaat
Aile,  
Sop, 
Sülale,  
Soy . 

Oruca başlama zamanını yerel saate göre gösteren çizelge ...

İmsakiye, 
Arapça, (ﺍﻣﺴﺎﻛﻴّﻪ) 
Arapça, imsakі, oruca başlamayla ilgili olarak imsakiyye.
Ramazanda imsak ve namaz vakitlerini bulunulan yere göre göstermek üzere hazırlanan bir aylık liste. 
Ramazanda imsak vakitlerini gösteren cetvel.
Ramazanda imsak vaktini ve namaz vakitlerini gösteren çizelge.

Oruca başlama zamanı ...

İmsak,
Arapça, (ﺍﻣﺴﺎﻙ).
Arapça, mesk kelimesinden türetilmiştir.
Nefsine hakim olup bir şeyden el çekme, perhiz.
Oruca başlama zamanı. Bir şeyden el çekerek nefsine hâkim olma.
Cimrilik.
Kendini tutmak.
Bir şeyden el çekme.
Hapsetmek.
Şer'an müftirat denen şeylerden (orucu bozan şeylerden) nefsi hakikaten veya hükmen men' etmek.
Yemez içmez adamın hali.
Cimrilik, hasislik, pintilik.

Cezayir’de, çekirgelerin akınını durdurmak için kullanılan büyük ve beyaz çadır bezi ...

Melafa,
Cezayir’de, çekirgelerin akınını durdurmak için kullanılan büyük ve beyaz çadır bezi. 
Çadır,
Tente, 
Şemsiye,
İngilizce Tent,  Arapça Hayme, Almanca Zelt,  Fransızca Tente.
Üstü ve yanları bez ya da kıl keçeden yapılmış barınak.

Keçe, deri, kıl dokuma, sık dokunmuş kalın bez veya plastik maddelerden yapılarak direklerle tutturulan, taşınabilir barınak, çerge, oba, otağ.
Gölgelik olarak kullanılan tente veya şemsiye.

Dengesini ustalıkla korurken top, labut, halka, bıçak, tabak gibi nesneleri havaya atıp tutarak gösteri yapan insan ...

Jonglör,
Jönkler,
Fransızca Jongleur,
İngilizce Juggler.
Jonglaj,
Jonglöri.
Dilimize Fransızcadan gelmiştir.

Belirli bir sayıdaki nesneyi çeşitli şekillerde havaya atıp yakalayan, bu esnada en az bir adet nesnenin havada olmasını sağlayan insan, sahne sanatçısı, hokkabaz. Dengesini ustalıkla korurken top, bıçak, tabak gibi nesneleri havaya atıp tutarak gösteri yapan sanatçı. Jonglör top, labut, halka, çubuk, ipli çubuk, kumaş, sopa, ateş, ip gibi bir ya da daha çok nesneyi havaya atarak, tutarak, beceriler sunar. Düğünlerde, fuarlarda, şenliklerde, sirklerde, festivallerde ve panayırlarda gösteriler yaparlar.

Tamamen yetenek isteyen bir faaliyettir. Beyinde düşünülüp uygulanan bir spor dalıdır. El, beden ve göz uyumu gerektirir. Tarihte bir spor dalı olarak bilinir. Refleksler çok önemlidir. Bu sporda beynin hem sağ hem de sol tarafındaki loblar çalışır. Eski Mısır tarihinde spor yarışmaları olduğu resimlerde görülmektedir. Yine geçmişte tiyatro sanatında da kullanılmıştır. Aynı zamanda hobi olarak yapıla gelen ve amatör faaliyetlerle geliştirilmiştir.

Amatör ...

Özengeç,
Amatör, (Fr. amateur, Alm. liebhaber ).
Amatör (Farsça)
Bir işi para kazanma maksadıyla değil de, zevk için yapan kimse.
 

Bir işi para kazanmak için değil, yalnız zevki için yapan, hevesli, meraklı (kimse), profesyonel karşıtı. 
Bir işi meslek veya alan uzmanı olmadan yapan.
Meslekten olmayan, kazanç göstermeksizin sırf hevesinden ötürü bu işi yapan. 
Acemi, 
Tecrübesiz,
Hevesli.

Yakacak ...

Mahrukat, 
Arapça, mahrukat, (محروقات ).
Yakacak.
Yakıt,
Odun, kömür vb. yakılacak şeyler, yakıt.
Yakacak odun alma, satma işi.
Yakılacak madde.
Yanan şeyler.  

Mahruk; yanan, yanmış.
Isınmak, yemek vesaire peşirmek için yakılan maddeler, ateş yakmaya yarayan şeyler, 
Odun, kömür vesaire.

Havlı, saçaklı, tüylü havlular ...

Kataif,
Katife.
Saçaklı, tüylü havlular;
Kadife,
Arapça saçaklı, tüylü, hav' lı anlamına gelen kataif kelimesinin çoğuludur.
Yüzeyi belirli uzunlukta bırakılmış ham madde lifleriyle kaplı, parlak, yumuşak kumaş.
Velur,
Uzun havlı kumaş.

Kataif' in diğer bir anlamı,
Kadayıf tatlısı.
Ehramlar.

Cezayir' de kurumuş göl yatakları ...

Sebha,
Takır,
Ot yetişmeyen yer.
Şap taşının çıktığı yer.
Tuzla, 

Tuzla bataklık, (Takır).
Cezayir ve Tunusta bulunan tuzlu sığ bataklıklara şot adı verilir.


Kuzey Afrikada su ile örtülü tuzlu çöküntüye Sebha denir.  Bir sebhayı çevreleyen tuzlu topraklara da Şot (Fr. chotte) denir. 

Kurak veya çöl bölgelerinde çevreden gelen suların kapalı bir havzada birikmesi ve burada buharlaşması sonucu çeşitli tuzların birikmesi ile oluşan tuzlu bataklık. Kıyı bölgelerinde sebha adı verilen suları tuzlu ve sığ göllere rastlanır. Yer altındaki mağaraların ve oyukların tavanlarının çökmesiyle meydana gelen çanaklarda suların birikmesiyle ortaya çıkan göle çöküntü gölü, sebha denir.

Müzikte üç ya da daha çok sesin bir arada tınlaması ...


Akor (Fr. accord, İng. chord ).
Üç veya daha çok sesin bir arada tınlaması.
Müzikte üç ya da daha çok sesin bir arada tınlaması.
Minimum üç ayrı notanın bir arada tınladığı ses kümesine Akor denir. Ses notaların stiline veya müzikte yaratılacak etkiye göre akor yapılır. Üç sesin büyük olanına majör, küçük olanına ise minör denir ve bu seslerin kombinasyonlarla akorun cinsi belirlenir. 
Klasik armonide akorlar, bir temel notanın üzerine üçlü aralıkların üstüste konulması prensibine dayanan dört metodla yapılabilir. Müzikte en önemlisi uyum, ahenk veya armoni olmasıdır. 
Armoni, (fr. harmonie). Herhangi bir ton içerisindeki farklı seslerin, aynı anda duyulması ile oluşan ahenktir. Tını, sesin farklılığını ifade eder ve ses kaynağının cinsini belirlemeye yarayan ses özelliğidir. Aynı sesin çeşitli müzik aletlerinden çıktığı zaman gösterdiği farklılığa sesin tınısı denir.

İsrail yapımı av bombardıman uçağı ...

Kfir,  
F-21 Kfir C7.  
Kfir kelimesi  ibranice Aslan Yavrusu demektir. İsrail 1966 yılında Fransa'dan 50 tane Mirage-5 uçağı siparişi veriyor. Fransa İsraile 1967 yılında askeri ambargo uygulayarak bu uçakları vermiyor. Bunun üzerine İsrail, Nesher adıyla Fransızların Mirage-5 uçağını kopyalar. 

Kendi amaçları doğrultusunda burun kısmı daha uzun ve ince, arka gövdesi geniş ve kısa, delta kanatlı Kfir C1 uçaklarını üretir. Kfir uçaklarının C1, C2, TC2, C7, TC7, C10, F-21A versiyonları vardır.  

Bu uçaklarla akıllı bombalar taşıyabilir ve havada yakıt ikmali yapabilir. İsrail üretimi bu uçaklar, Ekvador, Kolombiya ve Sri Lanka ile Top Gun'da ABD Donanma Kuvvetlerinde kullanılmaktadır. Bulgaristan da kullanmak istemektedir. Son derece geliştirilmiş bu uçaklar F-21A Lion olarak adlandırılmıştır.  

Kfir uçağının teknik özellikleri; 
Tek pilot,   
Uzunluk: 15.65 m.      
Kanat açıklığı: 8.22 m 
Kanat alanı: 34.8 m²  
Boş ağırlık: 7,285 kg 
Yüklü ağırlık: 11,603 kg 
Maksimum kalkış ağırlığı: 16,200 kg. 
Motor: 1 × IAl Bedek-üretimi 
General Electric J-79-J1E turbojet   
Maksimum hız: 2,440 km/h  
Savaş  menzili: 768 km.  
Tırmanış oranı: 233 m. ile 17,680 m. yüksekliğe tırmanabilir.    
Silahları,  
AGM-64 Maverick, 
4 x AIM-9 Sidewinder, 4 x Shafrir, 4 x Python III,  
AGM-45 Shrike, GBU-13, 
Mk-80 ve serbest düşümlü konvansiyonel, napalm bombalar ve roket podları, 
2 adet Rafael yapımı  30mm. lik makineli top uçağın temel silah donanımını oluşturur.  

Amerikan ve kendi yapımı bomba roket ve güdümlü füzeler ile donatılmıştır.

Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ