Kendisini ilgilendirmeyen işlere karışan kimse...

Herzevekil,
Farsça, herzeekil, (ﻫﺮﺯﻩ ﻭﻛﻴﻞ).
Herzevekil, münasebetsiz, beyhude, faydasız sözcüğünden türetilmiştir.
Kendisini ilgilendirmeyen işlere karışan kimse.
Saçma sapan, gereksiz konuşan (kimse).
Kendisini ilgilendirmeyen işlere karışan.
Kendini ilgilendirmeyen şeylere burnunu sokan.
Kendine vazife olmayan şeylere karışan. 
Fodul, boşboğaz. 
Her şeye burnunu sokan.
Üstüne vazife olmayan şeylere karışan, her işe burnunu sokan kimse, ukala dümbeleği.

Herze:
Saçma söz, zevzeklik.

Sığırcık...

Lalesar,
Akridoter,
Hodan,
Karabakkal.
Sığırcıkgiller familyasını oluşturan kuş türlerine verilen ad. Sığırcıklar doğal olarak sadece Eski dünya' da (Asya, Avrupa ve Afrika) bulunur, bazı türleri Doğu Avustralya' ya götürülmüştür. 

Boyları 18-43 cm arasında değişen yüzden fazla türü vardır. 120 kadar türü vardır.
Bazı türleri; Adi sığırcık, Pembe sığırcık, Mino, Kurtkıyan.

Sürü halinde gezerler. Serçeden iri, uzun gagalı, kara tüylü kuşlar. Sürüler halinde gezer. Böcek, tahıl, meyve yer. Bu kuşların tüyleri koyu ve parlak renklidir. En çok oyuklarda yuva yaparlar. Yumurtaları mavi veya beyazdır.

Yedirip içirme, besleme...

İaşe,
Yedirip içirme,
Besleme,
Bakma,
Geçindirme.

Mekanik, elektronik ve bilişim teknolojilerini tümleştiren ürünlerin, akıllı makinaların ve robotların geliştirilmesini ve üretilmesini konu edinen mühendislik dalı...

Mekatronik,
İngilizce; mechatronics.
Danca; mechatronics.
Mekanik, elektrik, elektronik ve bilgisayar sistemlerinin bir arada bulunduğu disiplin biçimi.
Mekatronik; İngilizce mechanics ve electronics kelimelerinden türetilmiştir.
Mekanik, elektronik ve bilişim teknolojilerini tümleştiren ürünlerin, akıllı makinaların ve robotların geliştirilmesini ve üretilmesini konu edinen mühendislik dalı.

Mekatronik, makine, elektronik, yazılım ve kontrol sistemleri teknolojilerine dayanan yeni bir bilim dalıdır. Bu konuda çalışanlar, mekatronik mühendisi olarak adlandırılır. İlk kez Japonya' da kullanılmıştır. 

Çeşitli bitki yaprakları ve kabukları ile kokulandırılmış acımsı bir içki...

Amer,
Türlü bitkilerin yaprak ve kabuklarıyla kokulandırılmış acımtırak bir içki.
Acımtırak bir içki türü.

Çok zaman yaşayıp kalmak. 
Muammer olmak. 
Amr, ömr, imaret.
Muammer eylemek. 
Yaşlı kişi. 
İhtiyar. 
Uzun ömürlü ya da çok yaşlı insanlar için amer sözcüğü kullanılır.

Vida sıkmakta kullanılan L biçimli ve altıgen aygıt...

Alyan, 
Allen.
Vida sıkmakta kullanılan L biçimli ve altıgen aygıt.
Alyan anahtar;
İngilizce: allen wrench
Cıvataları çıkarıp takmaya yarayan, altıgen kesitli, L biçiminde alet.

Uzun, iri yarı kimse.
Uzun, iri ve cüsseli.

Düğünde oyundan sonra davulcunun topladığı parsa...

Şabaş,
Bahşiş,
Farsça: şabaş, (ﺷﺎﺑﺎﺵ)
Düğünde oyundan sonra davulcunun topladığı parsa.
Bir hareketi güzel bulmaktan dolayı alkışlamak veya hediye vermek. 
Anadolu' nun kimi yörelerinde, düğünde oyundan sonra davulcunun topladığı parsaya verilen ad.

Alkış etme, alkışlama. 
Aferin deme.
Alkış etme, alkışlama. 
Aferin, bravo anlamında takdir ve beğenme sözü.
Takdir ve beğenme ifade eder; aferin, bravo.


Eski bir Türk sanatı olan kağıt oymacılığına verilen ad...

Kaat, 
Kağıt oymacılığı,
Eski bir Türk sanatı olan kağıt oymacılığına verilen ad.
Eski Türlerde kağıt oymacılığına verilen ad.
Japon origami ile benzerlik göstermesine rağmen daha esnek ve daha serbest bir yapı taşıyan çalışma türüdür.

Kaat sözcüğünün başka anlamları;
Gadap, hiddet, öfke.
Darlık.
Yaşlı koyun.
Davar memesi.
Bağırma ve çığlık şiddeti.

Salgın hastalık ...

Epidemi,
(epidemic).
Salgın,
Kıtalararası Salgın olursa Pandemidir.

Öldürücü hastalık salgını, Ölet,
Enfeksiyon hastalıklarının yol açtığı yerel salgınlar.
Fransızca kökenli epidemie sözünün tıptaki kullanımı.
Türkçe' de salgın hastalık anlamına gelmektedir.

1665 - 1666 veba : 
34 milyon insanın ölümü ile sonuçlanan bir salgın hastalıktır. 
1817 kolera : Hindistandan başlamış ve tüm dünyayı saran bir salgın hastalıktır.

Yumurta biçiminde yapılan ve sekiz deliği bulunan üflemeli bir çalgı, flüt...

Okarina,
(Ocarina).
Seramik bir flüt.
Ekvator ve Kolombiya' da pişmiş topraktan, seramikten yapılmış bir çalgıdır. Oval şekilli kaz gövdesine benzer biçimde nefesli bir çalgıdır. Flütün boyu, 10 cm uzunlukta ve 7 - 8 cm genişlikte, önünde 6 (3 adet sağ, 3 adet sol olmak üzere), arkasında 2 (1 adet sağ, 1 adet sol) deliğe sahip olan, elips şeklindeki üflemeli bir halk çalgısıdır.

M.S. 8000 yıllarından beri Çin, Hindistan, ve Güney Amerika da kullanılmaktadır. Güney Amerika' da kil veya porselenden yapılan flütümsü üflemeli bir çalgı.

Fırça yerine spatula kullanarak gerçekleştirdiği naif yapıdaki yapıtlarıyla tanınmış ressamımız...

Cemil Başo,
Fırçasız ressam.
(D. 1930 - Ö. 2009)
Resim yaparken fırça, palet gibi klasik gereçlerin dışında, spatula, bez parçası ve bıçak gibi malzemeler kullandığı için Fırçasız Ressam diye adlandırılır.
Cemil Başo, 12.09.2009 tarihinde 79 yaşında öldü. Son dönemde Bursa’ da yaşayan farklı bir sanatçı.

Resim tutkusunun peşinden giderek, küçük yaşlardan ailesinden ayrılan Başo, sokaklarda resim yaparak hayatını kazanmaya başlamış ama fırça alacak parası olmaması onu farklı arayışlara itmiş. Fırça yerine sokaktaki paçavraları kullanmış ve 59 yıllık sanat yaşamı boyunca bir çok ilke imza atmış. Fırçasız ressam olarak bilinmektedir.

"Gülerya" da denilen bir balık...

Ciran, 
(Ceran),
Gülerya, 
Gülarya.
Liza ramada. 
Ege ve Akdenizde yaygındır. Karadenizde de rastlanır. Boyu 70 cm, ağırlığı 3 kg ye kadar olur.

Yapılarda gereç taşımak için kullanılan, dört kollu ve iki kişinin taşıdığı tahta araç...

Teskere,
Yapılarda gereç taşımak için kullanılan, dört kollu ve iki kişinin taşıdığı tahta araç.

Tırpanla ekin biçenlerin korumak için sol ayaklarına bağladıkları ot bağlamı...

Tönge,
Tırpanla ekin biçenlerin korumak için sol ayaklarına bağladıkları ot bağlamı.
Tırpanla ekin biçerken çıtnık otundan deste yapılarak ayağa sarılan ve ekini yerden toplayan ilkel alet.
Ekini tırpanla biçerken  bir yandan toplamak ve  deste haline getirmek için ayağa çıtlık dolama.

Elcek, kolunda tutmaya yarayan küçük tahta.
Töngenin ayağı ağrıtmaması için ayağa bağlanan beze dolak denir.
Ekin biçimi sırasında ayakta toplanarak oluşturulan ekin destesi.



Savrulmak için hazırlanmış ve dövülmüş ekin yığını...

Tınaz,
(Tınas)
Yunanca: tınos, yığın.
Yığın,
Ot yığını.
Saman yığını.
Harman yığını.
Dövülmüş ekin yığını; ekin yığını.
Harman yerindeki ekin yığını.
Savrulmak için hazırlanmış ve dövülmüş ekin yığını.
Dövülerek savrulmaya hazırlanan ekin yığını.
Dövüldükten sonra savrulmak üzere biriktirilmiş mahsul yığını.
Harman dövüldükten sonra savrulmak için yapılan yığın.
Harman dövüldükten sonra savrulmak için yapılan yığın.
Savrulacak duruma getirilmiş dövülmüş ekin yığını.

Rusya' nın Liman kenti, Sibirya' nın güneydoğu ucunda, Japon Denizi kıyısında yer alan bir liman kenti...

Vladivostok,
Rusya,
Rusya Federasyonu,
Rossiyskaya Federatsiya.
Rusya' nın bir liman kentidir.
Sibirya' nın güneydoğu ucunda, Japon Denizi kıyısındadır. Vladivostok, büyük bir liman kentidir. 
Doğu Avrupa ile kuzey Asya arasındadır.
Yüzölçümü 17,075,400 km² dir.


Diğer şehirleri;
Moskova (Başkent),
Saint Petersburg,
Novosibirsk, Nijni Novgorod,
Yekaterinburg,
Samara,
Pmsk,
Kazan,
Çelyabinsk,
Rostov,
Ufa,
Volgograd,
Perm,
Krasnoyarsk,
Saratov,
Voronej,
Tolyatti,
Krasnodor,
Ulyanovsk,
İjevsk.


Çeşitli bitkilerden elde edilen yumuşak reçine...

Elemi,
Parlak reçine,
Çeşitli bitkilerden elde edilen yumuşak reçine.
Vernik yapımında kullanılan parlak bir reçine.
Türlü ağaçlardan elde edilen bir çeşit yumuşak reçine.
Çeşitli ağaçlardan elde edilen bir tür yumuşak reçine.
Kimi bitkilerden elde edilen bir tür yumuşak reçine.

Pembe ya da beyaz renkli çiçekler açan bir süs bitkisi...

Mimoza,
Mimaso,
(Acacia Dealbata)
Dokunma bana.
Mimoza' nın anavatanı; Güneydoğu Avustralya ve Tasmanya’ dır. Mimoza, Baklagiller (Leguminosae) familyasındandır.  

Türkiye' de tabii olarak yetişmez. Süs bitkisi olarak yetiştirilir. Küstüm otugiller familyasının örnek bitkilerindendir. Mimosa cinsi bitkilerin çoğunluğunun Amerika anakarasının tropikal bölgelerinde yetişen 300 dolayında türü bulunmaktadır. Mimoza bitkisi bol güneşli ortamlarda ve süzek (suyu iyi akıntılı) olmak koşuluyla her tipteki toprakta iyi gelişir.

Anayurdu Brezilya olan ve 60 cm. kadar boylanabilen bu tür, bir yıllık duyarlı otsu bitkidir. Dikine uzayan sürgünleri, bu sürgünlerin üzerinde yer alan ve eğrelti otlarınınkine benzer pek çok yaprakçıktan oluşan yeşil renkli bileşik yaprakları vardır. Bitkinin yaz aylarında açan pembe ya da lavanta mavisi, beyaz çiçekleri, ipekten yapılmış ponponları andırır. Fazla dekoratif değildir.

Bahçelerimizin sınırlarında veya bordürlerde yetiştirilen mimozalara dokunulduğunda bitki hemen oradaki yapraklarını büzerek kapatır. Bir iki dakika böyle büzülü kaldıktan sonra açılan yaprakların büyüteçle incelendiğinde, o kesimdeki ince tüylerin dokunma sırasında zedelendiği görülür. Bu yüzden bitkinin, o kesime besin göndermediği düşünülmektedir. İşte mimoza, bu olay bir eğlence konusu yapılmak üzere bahçelerde yetiştirilmektedir. Tropik bölgelerde yetişen güzel kokulu, sarımsı beyaz renkli çiçekler açan bir yıllık otsu bitkiler. Yaprakları parçalıdır. Uyartılar karşısında nastik hareketlerde bulunur. Yaprakçıklarını katlar ve yapraklar sarkar. Bir müddet sonra eski durumunu alır. Bundan dolayı küstüm otu da denilmektedir. Süs bitkisi olarak yetiştirilir.

Kısık sesli küçük keman...

Kit,
Kısık sesli küçük keman.
Eskiden dans hocalarının kullandığı üç telli küçük keman.

Keman:
Farsça: keman, (ﻛﻤﺎﻥ)
Yay, Kavis.
Eğri, kavisli, yay gibi ince.
Dört teli olan, çenenin altına dayayarak çalınan yaylı saz.
Çene altına dayanıp sol kol üzerine yatırılarak sağ eldeki yayla çalınan dört telli çalgı.

Keman, Viyola, Viyolonsel ve Kontrbas’tan meydana gelmiş, orta çağ Latincesinde telli saz anlamına gelen viyoladan türemiştir. Dünyadaki en tanınmış yapımcılar İtalyan, Alman ve Fransız Luthierlerdir.

Kit sözcüğünün diğer anlamları;
Kamu İktisadi Teşebbüsü(KİT).
Macun.
Aygıt,araç.
Balina.

Halk dilinde ayrana verilen ad...

Ak,
Ağartı,
Çalhama, 
Ayran.
Ayran; yağı alınmış süt.
Yayık ayranı,
Yörük Ayranı,
Halk dilinde ayrana verilen ad: Ak.
Yoğurdun sulandırılması ile elde edilen içecek.
Yoğurdun sulandırılıp çalkalanmasıyla yapılan içecek.
Süt veya yoğurt yayıkta çalkalanarak yağı alındıktan sonra kalan sulu bölüm.
Yayıkta çalkalanan yoğurdun yağı alındıktan sonra kalan sulu kısmı.

Gördek balığına verilen başka bir isim...

İlik, 
İlik balığı,
Gördek balığı.
Acıbalık,
Liparida (Musevilerce),
Gördek, 
Fransızca: Bouviere commune.
Acıbalık, (Rhodeus Seiceus Amarus).
Kepekleme,
İznik yöresinde, kepeğin buğusunda pişirildiğinden dolayı kepekleme denir.

Tanrı' nın insan ruhlarını yarattığı zaman...

Elest,

Kazları semirtmek için verilen mısır hamuru...

Evelem,
(Avelem),
Kazları semirtmek için verilen mısır hamuru.
Kazları semirtmek için verilen mısır unu hamuru.
Zonguldak ve Amasra yöresinde evelem denir.
Kazlar birçok farklı amaç için yetiştirilmektedir. Lezzetli büyük yumurtalar ve çok kaliteli birinci sınıf et üretirler. Kazların severek tükettiği birçok besin vardır. Kazların kış aylarında tüketmeyi çok sevdiği besinler arasında tarla artığı, yoncalar, mısır silajları ve yeşil otlar sayılabilir. 
Kazlar; mısır, pamuk, şeker kamışı ve çilek tarlaları ile fidanlık, meyve bahçeleri ve üzüm bağlarının yabani otlarını çok iyi temizlerler.

Günümüzde yetiştirilen en iyi kaz ırkları Toulouse, Mısır, Emden(Embden), Afrika, Buff, Pilgrim, Sebastopol,  Kanada ve Çin kazıdır. Bunların ilk üçü ağır cüsseli, Pilgrim orta cüsseli, Çin kazı ise hafif cüsseli bir ırktır.
Kazlardan alarm(yabancıya tıslama yoluyla), Yabani otların temizlenmesi işlerinde kullanılır. Ayrıca kaz tüyü, kaz ciğeri (karaciğeri), kaz eti, kaz yağı, kaz yumurtası olarak kullanımı da yapılmaktadır.


Sırma ya da gümüş işlemeli bir tür ipekli kumaş...

Brokar,
(brocade),
İtalyancada kabartmalı bez anlamına gelen broccati kelimesinden gelmektedir. 
Sırma ya da gümüş işlemeli ipek kumaş.
Brokar, altın ve gümüş ya da büyük çiçek ya da yaprak desenleriyle süslü, zengin bir oryantal ipektir. Brokar kumaş, üstünde kendiliğinden kabartmaları olan ve adeta bit kalıpmış gibi duran kalın kumaşlardır. 
Bu kumaşlar gümüş renk ya da altın renk işlemelere sahiptir ve yoğun olarak kadın kıyafetlerinde kullanılmaktadır.

Çanakkale Savaşları'nın en şiddetli çarpışmalarına sahne olan ve ''Conkbayırı'' da denilen yöre. ..

Bomba Sırtı,
Conk bayırı, 
Çanakkale Savaşlarında Conkbayırı da denilen yöre. Gelibolu Yarımadası' nın batı sahili kesiminde, kıyıdan Kabatepe ile Suvla Koyu arasında, karadan ise 261 Rakımlı Tepe ile Besim Tepe arasında kalan tepenin ismi Conkbayırı' dır. Bölgedeki tepeler içerisinde bölgeye en hakim noktadır. Savaş boyunca kuzey hattının en önemli tepesi olmuştur.

Conkbayırı Muharebesi, 6 Ağustos 1915 tarihinde Anzak (Anzac, Australian New Zealand Army Corps) ve İngiliz birliklerinin Conk Bayırı Osmanlı mevzilerine taarruzlarıyla başlayan ve 10 Ağustos 1915 tarihine kadar süren savaşlardır. Anzac birlikleri 8 Ağustos 1915 tarihinde yaptıkları taarruzlar ile 268 rakımlı tepenin bir bölümünü ele geçirmişlerdir. Ele geçirdikleri tepeden akşam saatlerinde Çanakkale'nin ışıklarını görmüşler ve bu tepeye Chunuk Bair yani Çanak Bayırı ismini vermişlerdir. Bölgedeki bazı isimler yabancı kaynaklardan çevrilerek alınmıştır. Chunuk Bair isminin ne şekilde Conkbayırı olduğu ve adının nereden geldiği tam olarak bilinmemektedir.

Kaplıcabilim...

Balneoloji,
İngilizce: balneology,
Latince: balneum-banyo,
Balneoterapi.
Kaplıcabilim,
Banyo ile tedavi.
Banyo ile tedavi ilmi, balneoloji.
Balneoterapi, kişinin maden suyuna veya mineral yüklü çamura batırılması uygulamasıdır.
Tedavi kaynağı olarak termal kaynaklardan istifade eden ve tarihte ilk olarak 10 bin yıl evvel Hintlilerin geliştirip faydalandığı bir terapi yöntemidir.
İngilizce kaplıca ya da şifalı su kaynağı (SPA).

Genellikle kaplıcalarda uygulanan geleneksel bir tıp tekniğidir. Banyo yaparak hastalıkları tedavi etme yöntemidir. Antik çağlardan beri insanlar tedavi edici etkiler için kaplıcaları, hamamları ve termal suları kullanmışlardır.

Balneoterapi sıcak veya soğuk su, hareketli su yoluyla masaj, rahatlama veya uyarımı içerebilir. Kaplıcalardaki maden sularının çoğu silika, kükürt, selenyum ve radyum gibi mineraller bakımından zengindir.

Fangoterapi olarak bilinen bir uygulama olan tıbbi kil de yaygın olarak kullanılmaktadır.

Adıyaman ilinde, içinde yüzer adacığı da olan bir göl...

Sazlıca,
Sazlıca Gölü,
Adıyaman ilinde, içinde yüzer adacığı da olan bir göl.
Sazlıca Gölü Adıyaman şehrinde yer almaktadır.
Güneydoğu Anadolu bölgesinde olup, Adıyaman iline bağlıdır. Sazlıca Gölü bağlı olduğu Adıyaman iline 33 kilometre mesafe uzaklıktadır.

Sazlıca Gölü yakınındaki ilçeler;
Çelikhan (3 km)
Yeşilyurt (26 km)
Adıyaman Merkez (33 km)
Malatya Merkez (34 km)

Erkek Geyik...

Hona,
Erkek geyik.
Moğolca: ona.
Geyik ve alageyik türlerinin erkeği.
İngilizce: honan.
Alageyiğin erkeğine verilen ad.
Erkek sığır.

Çok tatlı ve kırmızı renkli bir erik cinsi...

Eterik,
Erik (Alu),
Gülgiller (Rosaceae) familyasından Prunus cinsinden meyvesi yenen bazı ağaç türlerinin ortak adıdır. Ayrıca erik ağaçlarının dağlarda kendiliğinden de yetişen bir cinsi vardır ki buna yaban eriği ya da cız erik denmekte.

Erik çeşitleri;
Can eriği, Papaz eriği, Mürdüm eriği ve tatlı üryani (Alaerik) eriğidir. Diğerleri ise; Çakal, Aynabakar, Santa Roja, Red Kennen, Climax, Bardak, Albardak (Bursa yöresinde), Eterik, Formasa, Reine Claude Violette, Reine Claude Verte, President, Giant, Red Heart, Stanley, Köstendil, Karagöynük, Grandprix D'Agant, Türbe cinsidir. Ayrıca Börek eriği, Zerdali eriği, Küpeli erik, Hamıtatlı, Hırsızçalmaz, İstanbul eriği, Eterik, Üzüm eriği cinsleri vardır.

Sığırın ağzından akan salya...

Memeş,
Sığırın ağzından akan salya.
Salyalı, köle taciri.
Bir ineğin ağzından damlayan.

Tektonik çukur...

Graben,
Almanca: graben.
İngilizce: graben.
Çökük.
Çöküntü hendeği.
Tektonik çukur.
Yer kabuğunun birbirine paralel olarak uzanan kırıkları veya basamaklı kırık dizileri Arasındaki çökmüş bölümü.
Toprağın ansızın çökmesiyle oluşan çukur.
İki yanındaki faylar boyunca çökmüş yer kabuğu parçası.

Gecikme...

Rötar,
Tehir.
Teehhür.
Gecikme.
Geç kalma,
Gecikmek işi, teehhür, rötar.
İngilizce: lag, retardation, delay
Fransızca: retardation, 
Almanca: Verzögerung
Geç kalmak, herhangi bir işi kararlaştırılan zamandan sonra yapmak.
Birlikte düşünülen iki olay ya da değerler arasında zaman açısından görülen ayrım.
Belirlenmiş veya alışılmış olan zamandan sonraya kalmak, belli zamanı aşmak, geç kalmak.
Herhangi bir olayın gerçekleştiği an ile o olaya ilişkin verilerin sağlanması, algılanması, yasama ve yürütme işlemlerinin gerçekleştirilmesi arasında geçen zaman. 

Ses...

Çav,
Seda, Selen,
Ün,
Neva,

Hamur tahtası...

Binit, 
(binüt)
Senit,
Semet,
Pasa,
Kona,
Üzerinde hamur açılan kısa ayaklı, genellikle yuvarlak veya dikdörtgen biçiminde bir çeşit tahta; senit.
Üze­rin­de ha­mur açı­lan ayak­lı yu­var­lak tah­ta, yas­tı­gaç.
Üzerinde hamur açılan, tekerlek biçiminde ve kısa ayaklı masa, yastağaç.
Ekmek olacak hamurların (bezelerin) konulduğu ağaçtan, gözlü bir araç.
Hamur durumundaki ekmeklerin, fırına atılmadan önce içine konulduğu oyuk gözlü tahta.
Ekmek pazılarını fırına götürmek için kullanılan uzun tahta.
Ekmek hamuru taşınan düz tahta tablo.
Ekmek pazılarını fırına götürmek için kullanılan uzun tahta.
Fırınlarda içine ekmek hamuru konan bölmeli ağaç kasa.

Yöresel ağızlarda hamur tahtasına; miniyet, minyet, münüyet, pinavut, pinevet, pineyet, pinet  denebiliyor.

Ölçüt...

Kriter,
İngilizce: criterion, 
Fransızca: criterium, critere.
Almanca: kriterium, konnzeichen,
Yunanca: kriterion, krinein.
Miyar,
Ölçüt,
Ölçü, 
Kıstas, 
Mısdak,
Ayırma, yargılama
Bir yargıya varmak veya değer vermek için başvurulan ilke; ölçü, kıstas, mısdak, miyar, kriter.
Niteliksel ya da niceliksel bir karşılaştırmayı ve ayırımı güvenle yapmaya yarayan kavram ya da ölçünlü düzgü (norm).
Bir etkinliği ya da nesneyi değerlendirirken baş vurulan ölçü ya da ana kural.
Bir testin değerlendirilmesine yarayan ölçün.
Ayırma ve yargılama aracı; doğruyu yanlıştan ayırt etme aracı. 
Bilgide doğruluğu ya da yanlışlığı ayırma aracı. .
Özde bir olan konuların karşılaştırılması sırasında temel alınan ölçü veya ölçüler.
Bir hükme varmak veya değer biçmek için baş vurulan ölçü, kıstas, mısdak, kriter.

Pasaklı, kılıksız...

Loka.
Arapça: loka, (لوقه).
Pasaklı, kılıksız.

Loka sözcüğünün diğer anlamları;
Şıra,
Yer, dünya.

Loka:
İskandinav mitolojisindeki bir yerdir. Genellikle Yüzlerce Dünya olarak da adlandırılan bu dünya, Tanrıların ve Ruhların dünyasıdır. Loka, genellikle doğaüstü güçlerin gelip geçtiği bir yer olarak tasvir edilir. 

Ticaret senetlerinin üzerine yazılan kefillik...

Aval,
İngilizce: aval, guarantee, 
Fransızca: avale, aval.
İtalyanca: avallo
Ticari senetlerde, ödemeden sorumlu olanların ödememesi durumunda üçüncü bir kişinin alacaklılara senet bedelini ödeyeceğine ilişkin verdiği güvence.
Tecim belgitlerinde üçüncü bir kişinin ödemeden sorumlu olanlar yararına alacaklılara karşı borçlanmada bulunması.
Ticari senetlerden doğan bir borca kefil olanın senet üzerine şerh ve imza koyması.

Argoda aval;
Saflığı sersemlik derecesine varan (kimse)
Tembel, alık, aptal.
Avalak.
Evvel.
Sersemlik derecesinde saf olan (kimse), bön, ahmak.
Sersem sersem, aptal aptal, bön bön.

Aval Aval:
Aptal bir biçimde, aptal aptal.

Yanardağ patlaması sonucu ortaya çıkan küçük krater...

Maar, 
Maare,
Volkan alanlarında kabuk tabakasında sıkışan gazın üstündeki kütleyi patlatması-parçalaması ile oluşan çapları birkaç yüz metre ile birkaç km arasında değişen çanak. Ayrıca maar, lavların sulu bir alanı kaplaması ile altta buharlaşan suyun üstteki lav örtüsünü patlatması ile de oluşmaktadır.

Osmanlı Devletinin hizmetinde çalışan Rum soylular...

Fenerliler,
Fenerli Rumlar,
Yunanca: Fanariyotes, Fenerliler.
Osmanlı Devletinin hizmetinde çalışan Rum soylular.
Osmanlı döneminde İstanbul' un Fener semtinde oturan nüfuz sahibi veya zengin Rum ailelere verilen isimdi. Özellikle 18. yüzyılda Fenerli Rumların gücü çok arttı. Osmanlı Devleti' nin Avrupa ülkeleriyle olan ilişkilerinde tercümanlık görevini üstlendiler. Ayrıca Osmanlı Devleti 18. yüzyıl boyunca Eflak ve Boğdan eyaletlerinin voyvodalarını Fenerli Rumların arasından seçti.

Fenerli Rumlar zamanla Eflak ve Boğdan eyaletlerinde güçlendiler ve kendilerine olan güvenleri arttı. 1789 yılında gerçekleşen Fransız Devriminden etkilenerek Osmanlı Devleti' nden bağımsız olma düşünceleri gütmeğe başladılar. Bu tarihten sonra bir daha Fenerli Rumlara devletin yüksek kademelerinde görev verilmedi.

Başörtüsü...

Alavura,
Leçek,
Dastar,
Eşarp,
Vala,
Başörtü,
Çarşaf,
Şami,
Kadınların saçlarını örtmek için kullandıkları örtü, başörtü, eşarp. Başı özellikle saçları yıpratıcı dış etkenlerden korumak, örtünmeyi sağlamak, tanınmamak için kullanılan başın üst kısmının çoğunu ya da tamamını kaplayan bir çeşit örtü ve giysidir.

Başörtüsü olarak kullanılan bir tür ipekli dokuma...

Vala,
Farsça Vala,  (ﻭﺍﻻ) 
Farsça vala, Başörtüsü.
Halk ağzında, İnce bir kumaş çeşididir.
İpekten dokunmuş baş örtüsü,
Başörtüsü olarak kullanılan bir tür ipekli dokuma.

Şay,
Şar,
Doğu Karadeniz’e özgü ipek başörtüsü.
Alvala,
Vala, 
Gelin başörtüsü, İpekli kadın baş örtüsü
Çevre,
Çember,
Yazma,
Leçek,
Tülbent,
Yemeni,

Başörtüsü

Anadolu' nun en eski halkı Luvilerde geyik tanrısı...

Uruvanda,
Eski Anadolu din ve inanışları,
Luviler'de Din ve İnanışına göre; Uruvanda: Luvilerde geyik tanrı.
Eski bir put,  Zibarva.

Van ilinde bir göl...

Erçek gölü,
Nazik gölü,
Nemrut gölü(krater gölü)
Aygır gölü,
Arin gölü(sodalı göl),
Gövelek(Ermanis) gölü,
Sultan Gölü,
Van gölü,
Keşiş.

Keşiş-Turna Gölü, 
Urartu Kralları’ndan II. Rusa tarafından MÖ 650’li yıllarda inşa ettirilmiş. Van çevresindeki sodalı ve tuzlu sular nedeniyle tarım yapılamayan arazileri sulamak amacıyla yapılan 40 baraj ve 16 göletten biri olan Keşiş Gölü, insan eliyle yapılmış en eski ve en yüksek göletlerden biri.

"Akça" da denilen bir armut cinsi...

Hüsnüyusuf.
Akça armut,
İstanbul Akçası, 
Dikenli Akça, 
İstanbul Armudu. 
İnce kabuklu, sarı, etli ve sulu bir tür armut.
Mis kokulu ve çok lezzetlidir.
Orijini Anadolu olup, ince kabuklu, sarı, etli ve sulu bir tür armut cinsidir. 

Çok lezzetli ve sulu bir armut olan Hüsnüyusuf cinsi  Kütahya’ya mahsustur. Ağaçları kuvvetli büyür ve yarı dik gelişir.  Meyvesi küçük, kısa boyunlu, alt kısmına doğru geniştir. Kabuğu yeşil, yenme döneminde yeşilimsi sarı renkte ve incedir. Meyve eti beyaz, az kumlu, orta derecede sulu, az tatlı olup iyi kalitede bir armut cinsidir.  Temmuzun başında toplanır. Toplanan ürün bir hafta on gün saklanabilir. Biraz geç meyveye yatar. Ayva anacı ile iyi uyuşur.

Dalları sepet örmeye elverişli bir söğüt türü...

Kanderi,
Sepetçi söğüdü,
Söğütgillerden, akarsu kenarlarında yetişen yaprakları almaşık ve alt yüzleri havla örtülü büyük bir ağaç. Odunu yumuşaktır. Fıçı çemberi yapıldığı gibi, ince dallarından da sepet örülür. Eski Sümer ve Mısır kayıtlarında söğüt ağacı kabuğunun ağrı ve ateş tedavisinde kullanıldığı ile ilgili bilgiler yer almaktadır. M.Ö. 5.YY'da Yunanlı doktor Hipokrat Salisin' dir. Kristal formu ilk olarak 1828 yılında Fransız eczacı Henri Leroux tarafından izole edilmiştir. 

Saf formu İtalyan kimyager Raffaale Piria tarafından elde edilmiştir. Suda çözündüğü zaman asit özelliği gösterdiğinden (ph 2.4) Salisilik asit olarak adlandırılmıştır. 1897 yılında Felix Hoffmann Asetil Salisilik Asit Hoffman' ın işvereni olan Bayer firması tarafından Aspirin olarak adlandırıldı ve dünyanın en çok kullanılan ilacı haline geldi.

Kayseri ilinde antik bir kent...

Kanesh,
Kaniş, Kaneş,
Talas,
Kültepe,
Mazaka,
Lifos,
Karum,
Hanisa,
Berlin müzesinde bulunan ve M.Ö. II. yüzyıla ait bir bronz levhada, bu şehre ait Yunanca bir kitabe vardır. Bu­radaki kanuna göre, şehir her yıl bir Demiurgos idaresine veriliyor ve bu yıla onun adı konuyordu. Ayrıca Arkhontlar kurulu, bule (meclis) vardı ve demos’un (halk) sözü de geçerdi. Bu idareyi muhtemelen Ariarathes V koymuştu (M.Ö. 130). Burada Zeus, Zeus Soter, Herakles ve Astarte’ye ait tapınak­lar vardı. M.Ö. I. yy. da artık sönen bu şehir, Mitridat savaşlarında yıkılmış olmalı­dır. Kitabeye göre burası, Kappadokia’nın merkezi olan Mazaka’ya (bugün Kayseri) yakın, belki de Kayseri yakınındaki Kültepe’nin yerindeydi. M.Ö. II. bin yılda Kaneş adını alan bu yerin gerçek adının Hanisa olması muhtemeldir.

Kültepe Kayseri'nin merkezinde yer alan ünlü antik kent.
Kayseri'de, Kaniş (Kanesh) harabelerinin olduğu antik kent.
Kayseri (Kaisareia-Mazaka), M.Ö. 4000 ile M.S. 2000 olmak üzere 6000 yıllık bir tarihe sahiptir. M.Ö. 2000 yıllarında Anadolu’ya gelen Hititler, Kayseri’ye 22 km. uzaklıkta bulunan Kayseri Ovasının en büyük şehri ve Anadolu’nun en büyük höyüklerinden biri olan Kültepe (Kaniş-Kaneş) şehrini kurmuşlardır. Kültepe’nin hemen yanında Karum’da (Pazarşehir) yapılan kazılarda bu döneme ait çivi yazısı ile çeşitli yazılı tabletler bulunmuştur.

Lifos Harabeleri;
Erciyes’in kuzeyinde ve Hacılar ilçesinin güney doğusunda bulunan ve 2510 m. yüksekliğindeki Lifos, Erciyes’ten fışkıran lavlardan teşekkül olmuştur.

Ortadoğu' da "Ölüdeniz" de denilen göl...

Lut,
Lut gölü,
Ölü deniz.
Yeryüzü'nün en alçak ve en tuzlu gölü.
Akdenizin yüzeyinden 400 m. daha derindir. Göl, eski Lisan Denizi’nin bir parçasıdır.Asya'da Baykal Gölü ve Hazar Denizi'nden sonra dünyada en derindeki 3. göl tabanıdır ve deniz seviyesinden 794 metre aşağıdadır.

Lut Gölü %28 ile %33 arasında değişen tuz oranıyla (Akdeniz %3) Doğu Afrika'daki Assal Gölü'nden sonra (%35) dünyadaki en tuzlu ikekşi göldür.

Konuşulan asıl konu, asıl madde ...

Sadet,
Arapça, sadet, saded, (ﺻﺪﺩ).
Arapça: yakınlık, civar anlamında saded.
Asıl mevzu, maksat.
Asıl konu.
Sadede gelme, sadede gelmek.
Yakınlık; civar; niyet; görüş; konuşulan konu.
Konuşulan asıl konu, asıl madde.
Konuşulan asıl konu.
Üzerinde konuşulan konu, asıl mevzu
Kasıt, niyet, meram.

Sadede gel (gelelim): 
Konu dağıldı, asıl konuştuğumuz bahse, maksada dön (dönelim) anlamında hatırlatma sözü.

XVII.yüzyılda yaşamış, Türk müziğinin en büyük bestecilerinden biri...

Hafız Post,
(1630 - 1694),
Üsküdar'da doğmuş olan Hafız Post İstanbul'ludur. Asıl adı Mehmed, mahlası Hafız, Post ise lakabıdır. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber 1630 civarında bir tarih olduğu tahmin edilmektedir. Post lakabı kendisine, vücudunun baştan ayağa kadar gür ve sık kıllarla örtülü olmasından dolayı verilmişti. Musiki tarihimizin bazı kaynaklarında adından Tanburi Mehmed yada Mehmed Çelebi olarak söz edilir. Çok iyi bir öğrenim gördüğü, genç yaşında hafız ve Hacı olduğu biliniyor. Gençliğinde resmi görev almamış, son zamanlarında Birun Kağıt Eminliği'ne getirilmişti. 

1694 yılında vefat ederek Karacaahmed Mezarlığı'nda, Divan şairi Nabi'nin mezarının yanında toprağa verildi.

Eserleri;
Tevşih, Durak, Beste, Ağır Semai, Yürük Semai olmak üzere on eser ulaşabilmiştir. En bilinen ve günümüzde de seslendirilen eseri; Gelse o şuh meclise namı tegafül eylese diye başlayan rast yürük semaidir.

Tanınmış günümüz bestecilerinden bazıları;
Sadettin Kaynak(1895-1961),
Selahattin Pınar (1902-1960),
Zeki Müren (1931-1996),
Yesari Asım Arsoy (1900-1992),
Teoman Alpay (1932-2005),
Zeki Arif Ataergin (1895-1964),
Arif Sami Toker (1926-1997),
Şekip Ayhan Özışık(1932-1981),
Yusuf Nalkesen (1923-2003),
Yıldırım Gürses (1938-2000),

Mercimekli bulgur pilavı...

Müceddere,
Kilis mutfağına özgü mercimekli bulgur pilavıdır.
Malzemeler;
1 su bardağı pilavlık bulgur, yarım su bardağı yeşil mercimek (daha önceden pişirilmiş yani haşlanmış olacak).
1 adet kuru soğan, 1 yemek kaşığı tereyağ
Tuz, kırmızı pul biber, Kişniş, et suyu veya normal su.

Soğanı soyduktan sonra yemeklik doğrayın.Ve yağı tencerede erittikten sonra soteleyin. Daha sonra haşlanmış mercimeği ve bulguru ekleyin ve kavurmaya devam edin. Kavrulunca üzerine et suyu veya normal su ekleyin.Tuzunu ve kırmızı biberini atın. Kaynayınca altını kısın ve suyunu çekene kadar pişirin. Piştikten sonra 10 dakika demlenmeye bırakın.Seris edilirken unutulmamalıdır ki; cacıksız olmaz. 
Afiyet olsun.

Mercimek ve hamurla yapılan bir yemek...

Sakala çarpan,
(Afyon)
Yalnız yaşayan bir ihtiyara komşusu çorba yapıp getirmiş. Dede de çorbayı kaşıkla değil de tastan içmiş. Çorbanın içindeki erişteler dedenin sakalına yapışınca çorbanın adı "sakala çarpan" olarak kalmış.

Malzemeler:
1 su bardağı yeşil mercimek
1 su bardağı ev eriştesi
1 çorba kaşığı nane
1 tatlı kaşığı salça
1 orta boy soğan
1 fincan sıvı yağ
1 çay kaşığı kırmızıbiber
8 su bardağı su veya et suyu.

Yapılışı:
3 su bardağı su ile mercimeği pişirin. Mercimek piştikten sonra suyunu süzün. Beş su bardağı sıcak su veya et suyunun içine mercimeği ve erişteyi ilave edin. Ağır ateşte 15-20 dakika pişirin. Ayrı bir tavanın içine yağı, ince ince doğranmış soğanları pembeleşinceye kadar kavurun. Salça, nane, kırmızıbiber sos haline getirip, pişmiş çorbanın içine katılarak servis yapılır.

Filmin konusu açısından bir bütün oluşturan plan dizisi...

Sekans,
Dizi,
Sıra.
Fransızca: sequence.
İngilizce: sequence.
Bir birlik ve bütünlük ifade eden planlar dizisi, ayırım
Filmin kurgusu açısından bir bütün oluşturan plan dizisi.
Filmin konusu açısından bir bütün oluşturan plan dizisi.
Belirli bir süre içinde arka arkaya giden şeyler, dizi.
Müzikte, bir melodi veya ritim motifinin gamın değişik derecelerinde tekrarı.
Bir melodi veya ritim motifinin gamın değişik derecelerinde tekrarı.
Bir bütün meydana getiren planlar dizisi.

(İskambilde) Aynı renkten sıralı üç kağıt


Alçak, aşağılık...

Dun,(Eski dilde)
Alçak, aşağı, aşağılık.

Rize ilinde bir şelale...

Ağaran,
Palovit,
Duygulu,
Gelintülü.
Ağaran Şelalesi, yüksek, dik ve yalçın bir kaya kütlesinden suyun köpürerek beyaz renkte akması sebebiyle bu adı almıştır. Yüksekten akan Şelale, suyun yere indiği yere çarparak oluşturduğu bir göle dökülür. Isırlık kolu ile birleştikleri yerden yukarıya doğru 50 metredir. Ağaran ve Isırlık kollarının birleştikleri yerden sonra, dere yatağı giderek küçük şelaleler yaparak alçalır. Her üç dere kolu Rize, Çayeli'nde birleşmeleri ile meydana gelen dere, Şairler deresi ' dir. 

Palovit,
Palovit Şelalesi; Türkiye' nin en güzel vadilerinden biri olan Fırtına Vadisi'nden ayrılan Palovit Vadisi'nde,10-15 m yüksekliğinde bir şelale. Rize' deki şelaleler arasında en yüksek debiye sahip olan şelale. Çamlıhemşin' den Çat yönüne doğru giderken Zil Kale' yi geçtikten sonradır. 

Kabahatten ağır, cinayetten hafif suç...

Cünha,
Cinha, cunha,
Arapça: cunha, (ﺟﻨﺤﻪ). 
Arapça, günah anlamındaki cunah kelimesinden tiretilmiştir.
Cezayı gerektiren, kabahatten ağır, cinayetten hafif suç.
Cünhadar,
Suçlu, 
Kabahatten ağır, cinayetten hafif suç.

Kaburga dolması...

Sura,
Kaburga dolması.

Malzemeler;
İç pilav malzemeleri :
1 su bardağı pirinç
2 yemek kaşığı tereyağı
1 çay bardağı rendelenmiş-çekilmiş badem
1 demet maydanoz (ince kıyılmış)
1 su bardağı su
2 çay kaşığı kırmızı pulbiber
1 yemek kaşığı karareyhan, (reyhan veya fesleğen)
½ çay kaşığı karabiber , 1 çay kaşığı tuz

Kaburga malzemeleri:
1,5 kg kaburga eti (kuzu kaburga, ön kol)
½ yemek kaşığı biber salçası
1 yemek kaşığı tereyağı
1 çay kaşığı karabiber
3 su bardağı su

Hazırlanışı;
İç pilavın hazırlanışı:
Pirinç ile bademi tereyağında kavurun. Kavrulmuş pirinç-badem karışımının yarısını bir kenara ayırın. Diğer yarısına suyu ilave ederek haşlayın. Haşlanan pilavı soğutun ve üzerine pulbiber, karabiber, maydanoz, kara reyhan ve kenara ayırdığınız pirinç-badem karışımını ekleyin, iyice karıştırın.

Kaburganın hazırlanışı:
Kaburganın içine pilavı doldurup iğne iplikle dikin. 

Bir tencerenin içine kaburgayı koyarak yaklaşık 110-120 dakika haşlayıp sudan çıkarın. Daha sonra orta ısıdaki fırınla 25-30 dakika kadar pişirin.

Diğer bir pişirme şekli ise Kaburga dolmasını büyük bir metal süzgece yerleştirin ve uygun bir kapakla kapatın. Süzgeci, içinde su bulunan büyük bir tencerenin üzerine yerleştirin. Suyun süzgece değmemesine dikkat edin.


Buharda 3 saat pişirin. Biber salçasına karabiber ve çok az su ekleyip karıştırın. Kaburga dolmasını fırın tepsisine alıp salçayı üzerine sürün. 190-200 derece ısıtılmış fırında üzeri kızarıncaya kadar yaklaşık 20 dakika pişirin. Afiyet olsun.

1905-1978 yılları arasında yaşamış, Sıhhiye meydanı' nda yer alan ve Ankara' nın simgesi olan "Hitit Güneşi" yapıtıyla tanınmış heykelcimiz...

Nusret Suman,
Prof. Dr. Mustafa Nusret Suman.
(1905 - 1978)
1905 yılında Selanik'te doğdu. Güzel Sanatlar Akademisi'ni bitirdikten sonra Münih'te resim, Paris'te heykel öğrenimi yaptı. 1943 yılında akademide asistan, 1969 yılında da profesör oldu. Aynı yıl kendi isteğiyle emekliye ayrılan Nusret Suman, gerek portre, gerek anıt heykelciliğinde pek çok eser vermiş bir sanatçıdır. 

Hitit Güneş Kursu Anıtı (Hattiler kursu); 
1973-1977 yılları arasında Ankara Belediye Başkanı olan Vedat Dalokay zamanında Ankara’nın amblemi olarak Hitit Güneşi seçildiği için bu anıtın yapılmasına karar verilmişti. 1978 yılında  Sıhhiye Meydanı'na konulan anıt heykeltraş Nusret Suman tarafından gerçekleştirildi. 

Eserleri;
Tokat (1935), Muğla (1937), Mustafa Kemal Paşa (1939), Kırıkkale(1942), Balıkesir(1959), Çorlu(1960), Karacabey ve Çarşamba (1961), Sivas, Adapazarı ve Ankara Fen Fakültesi (1964), Bingöl(1965), Sinop ve Gaziantep (1967) Atatürk Anıtları.

Vefik Paşa Büstü, Yatan kadın, Hürriyet, Anne ve Çocuk, Mimar Sinan, Orhan Veli Büstü, Köylü Kadın, Oturmuş İhtiyar Adam, Nü, Yunus Emre Büstü, Vehbi Koç Büstü, Atatürk, Muzaffer Ertoran Büstü, Nilüfer Suman Büstü, Sedat Simavi Büstü, Atatürk Büstü, Erkek Büstü.

Kıvılcım...

Şerare,
Şerar,
Kıvılcım.
Arapça, şerare, şerar, ( ﺷﺮﺍﺭﻩ).
Elektriklenmeden meydana gelen kıvılcım.
Kıvılcım saçan.
Elektrik kıvılcımı. 
Müsbet ve menfi (+ ve -) elektrik kutuplarının birbirine çok yakın olmasından veya dokunmasından hasıl olan kıvılcımların parlayışı.
Kıvılcım, çakım, çakın.

İyilik.
Şeref.

Kabak, fasülye gibi sebzelerin küçük küçük doğrayarak yapılan bir yemek...


Çintme,
(Ferki).
Malzemeler;
4 Adet Kabak
1 Adet Kuru Soğan
1 Tatlı kaşığı Biber Salçası
1 Kase yoğurt
Tuz, Karabiber, Pul biber.
2 Yemek kaşığı zeytinyağı.

Yapılışı;
Yağ,soğan ve salçayı kavurun pembeleşince küçük küpler halinde doğradığınız kabaklarıda ekleyip kavurmaya devam edin. Tuz,karabiber, pul biber ve 1 bardak su ekleyerek suyunu çekene kadar pişirin. Tabağa aldığınız ferkinizin üzerine yoğurdu gezdirerek servis yapın.

Kabuğu kırmızı veya erguvani renkte olan ve tabaklamada kullanılan (sepicilikte) bir söğüt türü...

Tavulga,
Moğolca: davulgan,
Sepicilikte kullanılan kabuğu kırmızı bir söğüt türü.
Kırmızı kabuğu tabaklıkta kullanılan bir bodur söğüt türüdür.
Kabuğu kırmızı veya erguvan renginde olan ve tabaklamada kullanılan bir söğüt türü.
Kırmızı kabuğu tabaklıkta kullanılan bir bodur söğüt türüdür. Söğüt ağacı, Söğüt (Salix);
Söğütgiller (Salicaceae) familyasından Salix cinsini oluşturan boylu ağaç veya bodur çalı halinde, çoğunluğu kışın yaprak döken, ender olarak da her dem yeşil kalan odunsu bitkiler.

Açık deniz...

Engin, 
Alarga,
Açık deniz.
Ucu bucağı görünmeyecek kadar geniş, çok geniş, vasi.
Denizin karadan açıklara doğru ufuk hattına kadar uzanan kısmı.

Halk ağzında engin sözcüğünün yörelere göre diğer anlamları:
Değer ve fiyatı düşük olan şey (için).
Yüksekte olmayan, alçak (yer), ingin, münhat, engin.
Çukur, alçak yer.
Alçak, çukur.
Nezle,
Diş nezlesi.
Alçak yer, 
Geniş alan.
Genellikle çene altının ve yüzün şişmesiyle beliren hastalık.
Ağır hasta, durumu ölüme yakın olan (kimse).
Bulutlu hava.
İyi, güzel, temiz, sağlam.
Yatık kumaş.
Alçak.

Açığa çıkmış, duyulmuş, yayılmış...

Faş,
Afişe, 
Fransızca: affichee,
Açığa vurmak, belirtmek; duyurmak, dile düşürmek, reklam etmek; açıklamak anlamlarındaki afişe etmek.
Açıklanmış.

İfşa:
Gizli bir şeyi açığa çıkarma, yayma.

Açınsamada bulunan asker kıtası...

Aravul,
İstikşaf,
Bir yerin özelliklerini araştıran asker kıtası.
Askeri donanımlı kıta.
Açımsamada bulunan asker kıtası.
Yeryüzünde bir yörenin yakından incelenerek tanınması.
Keşif ve araştırmaya çalışma, ayrıntısını ortaya çıkarma.
Keşfe çıkma, araştırma, yoklama, açınsama.

Bir yerin özelliklerini araştıran asker kıtası...

Aravul,
Açınsama,
İstikşaf,
İstikşaf' ta bulunan asker kıtası.
İngilizce: exploration, 
Fransızca: exploration, 
Almanca: Exploration
Yeryüzünde bir yörenin yakından incelenerek tanınması.
Bir yerin özelliklerini araştıran asker kıtası.
Keşif ve araştırmaya çalışma, ayrıntısını ortaya çıkarma.
Keşfe çıkma, araştırma, yoklama, açınsama.

Adıyaman Gölbaşı ilçesinde bir göl...

Azaplı,
İnekli,
(Yeşilova),
Gölbaşı,
Gölbaşı İlçesi, genel olarak dağlık ve tepelik alanlardan oluşur. İlçe Merkezi, kısmen ova sayılabilecek Gölbaşı Gölü çevresinde kurulmuştur.

Göl çevresinde kalan az bir kısmı ise tarım alanı olarak kullanılmaktadır. Kısmen Azaplı ve İnekli Gölü’nün Güney Kısımları ovalıktır.
İnekli Ovası, güneyde Balkar Ovası’ dır. Toprak itibari ile kum,kil ve organik maddelerden oluşur. Gölbaşı Gölü’ nün Kuzey Doğusu alüvyon sahasıdır, ince taneli malzemeden ibarettir. Gölbaşı Gölü ve Azaplı Gölü alüvyon sahasında büyük bir bataklık meydana gelmiştir. Üzeri sazlık ve kamışlıklarla kaplıdır.



Çapak balığına verilen bir başka ad...

Yastağaç,
Taranga,
Çapak, 
(Abramis brama)
Çipura, 
Cibre,
Çapak balığı, 
Sazangillerden bir tatlısu balığı türüdür. 

Vücut oldukça yüksek görünüşlü ve yanlardan iyice yassılaşmıştır. 50 cm uzunluğunda, 4-5 kg ağırlığında, sarı pullu, eti tatsız, kılçıklı bir tatlı su balığıdır. Baş boyu, vücut yüksekliğinden daha azdır. Ağız küçük ve başın alt kısmında hortum şeklinde öne doğru uzanır. Kuyruk yüzgeci derin, çatallı ve lopların ucu sivridir. Karın yüzgeçleri anüse kadar uzanır. Vücudun genel rengi sarı-kahverengi, göğüs yüzgeci kurşuni, diğer yüzgeçler siyah renklidir. Üreme döneminde ergin erkek Çapaklarda vücut, baş ve yüzgeçler üzerinde üreme işareti olan inci benzeri kabarcıklar oluşur. Anüs yüzgeci başlangıcı, sırt yüzgeci sonundan indirilen düşey hattın gerisinde bulunur. Bu özelliği ile Eğrez balığından ayrılır. Ayrıca tahta balığı ile aynı dönemde çiftleşip yumurtlar. 

Karadenize yakın tatlısularda, Alp dağlarının kuzeyindeki tatlı sularda yaşarlar.  Aral gölü ve Hazar denizinin civarındaki tatlısularda yaşayanlarına orientalis adı verilir. Tuna nehrinde yaşayan bir türü Danubii adı ile bilinir. Batı Karadeniz, Marmara ve Ege bölgelerinde genelde ırmakların çok yavaş akan kısımlarında ve göllerde bulunur. Suyun dibindeki besinli çamurun yakınında küçük sürüler oluşturarak yaşarlar.
Marmara ve Ege bölgelerinin tatlısularında bulunur. Çapak balıkları genelde ırmakların çok yavaş akan kısımlarında ve göllerde bulunur. Suyun dibindeki besinli çamurun yakınında küçük sürüler oluşturarak yaşarlar.

Marmara ve Ege bölgelerinin tatlısularında bulunur. Çapak balıkları genelde ırmakların çok yavaş akan kısımlarında ve göllerde bulunur. Suyun dibindeki besinli çamurun yakınında küçük sürüler oluşturarak yaşarlar.

"Adonis" de denilen bir süs bitkisi...

Kan Damlası,
Bir süs bitkisidir. 
Çin Lalesi, 
Kan damlası,
Kanavcı otu, 
Keklik gözü, 
Kuş lalesi 

Şeytangözü,  
(Latince:Adonis aestivalis),
G. Avrupa, G. Rusya, Kıbrıs, B. Suriye, K. Irak Anavatanı ve doğal yayılma alanı olarak bilinir.

Açılmış bir deliği genişletmek için kullanılan çelik kalem...

Rasba,
Arapça, rasba, (راسبه).
Açılmış bir deliği genişletmek için kullanılan çelik kalem.
Açılmış bir deliği temizlemede kullanılan özel çelik kalem.
Açılmış bir deliği işlemek, genişletmek ve temizlemek için kullanılan kesici çelik kalemdir.

Afrika' da yaşayan bir yaban kedisi...

İmpaka,
Serval.
(Leptailurus serval).
Afrika' da yaşayan bir yaban kedisi.
Afrika' da yaşayan bir yaban kedisi.
Çöl bölgeleri haricinde Afrika' da yaşayan orta boyutlu uzun bacaklı, bir yaban kedisidir. Boyu 85 cm. uzunluktadır, 40 cm. civarında da kuyruk uzunluğu bulunur. Uzun bacakları ve kısa sayılabilecek kuyruğu ile narin bir hayvandır. Kenarları beyaz tüylerle harelenmiş uzun, oval kulakları birbirlerine yakındırlar.

Küçük gözleri, kum rengi kürkünün üzerindeki kırmızı, kahverengi lekelerle çok güzel bir görünüme sahiptir. Nemli ya da sulak bölgelerde yaşayan Serval' in kürklerindeki benekler daha küçük ve daha açık renkte iken kurak bölgelerde yaşayan Serval' in ise benekleri daha koyu renkte ve daha büyüktür. Gece küçük memeliler ile beslenir. Hızlı koşma ve yükseklere sıçrama yeteneğine sahiptir. 

Afrika müziğine özgü, testiye benzer vurmalı bir çalgı...

Udu,
Afrika müziğine özgü, testiye benzer vurmalı bir çalgı. Udu davulu kilden yapılmıştır. Genelde şişe formunda olup üst kısmı keçi derisiyle kaplanmış. İnce keçi derisine vurularak enstrümandan farklı tonlar elde edilebilir. Delik açılıp kapatılarak güçlü bir şekilde modüle edilebilir. Afrika Nijerya’ da İgbo kabilesine ait geleneksel müzik aleti olup, udu formlarının estetik kurgusu kadın bedeninin ince ve yuvarlak hatlı karakteristik anatomisinden kaynaklanmıştır.

Djembe davulu:
Mali Cumhuriyeti' nin ulusal enstrümanı olarak kabul edildi. Ancak yaygın kullanımı onu tüm kıtanın malı haline getirdi. Enstrüman, avuç içi ile çalınan, yaklaşık 60 cm yüksekliğinde, 30 cm çapında geniş, keçi derisi kaplı bir yüzeye sahip bir kadeh şeklindedir. Masif ahşaptan yapılmış.

Vakıflarda hizmet karşılığı olmaksızın bir kimseye her hangi bir nedenle karşılıksız verilen şey...

Zevaid,
Arapça, zevaid, (ﺯﻭﺍﺋﺪ).
Arapça, fazla olan şey anlamındaki zaide kelimesinden türetilmiştir.
Hizmet karşılığı olmaksızın herhangi bir sebeple meccanen verilen şey.
Vakıflarda hizmet karşılığı olmaksızın bir kimseye her hangi bir nedenle karşılıksız verilen şey.
Vakıfta gelirin dağıtılmasından sonra geri kalan.
Vakıflarda bütün harcamalardan sonra artan gelir.
Görülen lüzum üzerine vergilere sonradan yapılan ilave.

Zaide;
Fazlalıklar, fazla şeyler. 
Faydasız şeyler. 
Fazlalıklar. 
Fazla, ziyade olan şeyler. 
Fazla şeyler, fazlalıklar.





Vakıf kuruluşlarına ayrılan ödenek...

İtamiye,
İtamiyye,
Arapça, İtamiyye,
Bazı vakıf müesseselerinde fakirlerin doyurulması için ayrılan tahsisat.
Bazı vakıf kuruluşlarında fakirlerin doyurulması için ayrılan ödenek, itamiyedir.
Eskiden bazı vakıf kuruluşlarına ve yoksullara yemek verilmesi için ayrılan ödenek.

Sümer mitolojisinde sağlık Tanrıçası...

Bo,
Sümer Sağlık Tanrıçası.
Çok tanrılı inanca sahip Sümerlerin tapınaklarına Ziggurat denirdi. Zigguratlar yedi katlı olup toplam üç ana bölümden oluşur. İlk katlar erzak deposu, orta katlar okul ve tapınak, son katlar ise rasathane olarak kullanılmıştır. 
Sümer mitolojisinin en önemlilerinden biri Gılgamış Destanı'nda da adları geçen tanrılardan başlıcaları şunlardır: 
Anu(An): Gök Tanrısı.
Enlil: Hava Tanrısı, (Tanrıların babası).
Enki: Bilgelik tanrısı.
Nimmah (Ninhursag): Ulu hanım, Ana-Tanrıça .
Nanna (Sin): Ay Tanrısı 

Utu (Şamaş): Güneş tanrısı.(Ay Tanrısı Nanna' nın oğlu)
Ecem (Kueen) : Kraliçe Soylular Tanrıçası. 
İnanna (İştar): Aşk ve Bereket Tanrıçası.

Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ