Arapça, sadet, saded, (ﺻﺪﺩ).
Arapça: yakınlık, civar anlamında saded.
Asıl mevzu, maksat.
Asıl konu.
Sadede gelme, sadede gelmek.
Yakınlık; civar; niyet; görüş; konuşulan konu.
Konuşulan asıl konu, asıl madde.
Konuşulan asıl konu.
Üzerinde konuşulan konu, asıl mevzu
Kasıt, niyet, meram.
Sadede gel (gelelim):
Konu dağıldı, asıl konuştuğumuz bahse, maksada dön (dönelim) anlamında hatırlatma sözü.