Çıngırak,
Eski Türkçede, çıngrak.
Çıngırdak,
Küçük çan.
Zil,
Gür ve pürüzsüz ses.
Toplantı vb.nde katılımcıları bir araya getirmek, uyarmak, toplantıyı başlatmak amacıyla kullanılan çıngırak.
Çıngırdak; İçindeki tanelerin hareketiyle ses çıkaran metal nesne, çıngırdak.
Çıngırak kelimesinin diğer anlamları;
Kuyudan kolaylıkla su çekmeği sağlayan ağaç düzen, seren.
Hayvanların boynuna veya ses çıkarması istenen yerlere asılan, içinde hareket eden küçük taneler bulunan madeni yuvarlak.
Çocuk oyuncağı.
İsveççe kloset;
Tuvalet, abdesthane, aralık, ayakyolu, yüznumara, hacet yeri, hela, kenef, memişhane, kademhane, yüznumara.
Benzer bir kelime; klozet,
Üzerine oturularak kullanılan alafranga tuvalet.
Alafranga tuvalet.