Şömine,
Baca,
Farsça: bace,
Baca, pencere.
Dumanı ocaktan çekip havaya vermeye yarayan maden veya kagir yol.
Fırın ya da ocakta yanan gazların ve dumanın dışarı çıktığı yer.
Su yolu, lağım, maden ocağı vb. yer altı yapılarının hava deliği.
Çatı penceresi.
Baca sözcüğünün başka anlamları:
Lamba.
Lamba şişesi.
Pencerenin içeriye doğru uzanan enli pervazı, pencere içi.
Kapaksız dolap.
Toprak dam, evin üstü.
Su yolu, lağım, maden ocağı vb. yer altı yapılarının hava deliği.
Çatı penceresi.
Evlerin üst kısmını konulan küçük pencere.
Kayalık yerlerde bulunan dar ve çoğunlukla dik geçit.
Eski evlerde aydınlatmak amacıyla kullanılan evin üzerindeki delik.
Pencere, tavan penceresi, dumanın çıkması ve evin ışık alması için toprak damlarda açılan delik.
Işık deliği, pencere.
Kayalık yerlerde bulunan dar ve çoğunlukla dik geçit.
Eski evlerde aydınlatmak amacıyla kullanılan evin üzerindeki delik.
Pencere, tavan penceresi, dumanın çıkması ve evin ışık alması için toprak damlarda açılan delik.
Işık deliği, pencere.
Baca sözcüğünün başka anlamları:
Lamba.
Lamba şişesi.
Pencerenin içeriye doğru uzanan enli pervazı, pencere içi.
Kapaksız dolap.
Toprak dam, evin üstü.
Dam, ev çatısı.
Tren.
İyi cins ahlat.
Ocak.
Pencere.
Evi aydınlatmak için damda açılan delik.
Samanlığa saman koymak için açılan kapaklı delik.
Tren.
İyi cins ahlat.
Ocak.
Pencere.
Evi aydınlatmak için damda açılan delik.
Samanlığa saman koymak için açılan kapaklı delik.
Çorap lastiği yerine kullanılan bağ, ip.