Antik,
İtalyanca: antico.
Fransızca: antiquite,
İngilizce: antique.
Almanca: antiquität
Tarihi,
Tarihsel bir döneme ait olan.
Eski çağlardan kalma yapıt, eser.
Almanca: antiquität
Tarihi,
Tarihsel bir döneme ait olan.
Eski çağlardan kalma yapıt, eser.
Eski çağlardan kalma, tarihi kıymeti veya sanat değeri olan eşya.
Eskilerden kalma az bulunan ve çok değerli eşya.
Kıymetli sanat eseri.
Sanat değeri veya tarihi kıymeti olan.
Antika sözcüğünün diğer anlamları:
Genele, olağana, geleneğe aykırı, acayip, tuhaf.
Kendine has tuhaf, değişik ve acayip tarafları olan.
Acaip kimse.
Acaip kimse.
Mendil, önlük, yatak çarşafı gibi kumaşların kenarına yapılan bir tür işleme, sıçan dişi, ajur.
Mendil, önlük, yatak çarşafı gibi bezlerin kıyılarına koşut ipliklerden bir bölümü çekilip bunlara dikey olanların ikisi, üçü bir arada iplikle sarılarak yapılan diş diş süs.
Çarşaf, örtü, mendil gibi bezden eşyânın kenarlarını bastırmak için yapılan, enine ipliklerin çekilip boyuna ipliklerin üçer beşer bir araya toplanması ile meydana gelen diş diş nakış, sıçan dişi.
Mendil, önlük, yatak çarşafı gibi bezlerin kıyılarına koşut ipliklerden bir bölümü çekilip bunlara dikey olanların ikisi, üçü bir arada iplikle sarılarak yapılan diş diş süs.
Çarşaf, örtü, mendil gibi bezden eşyânın kenarlarını bastırmak için yapılan, enine ipliklerin çekilip boyuna ipliklerin üçer beşer bir araya toplanması ile meydana gelen diş diş nakış, sıçan dişi.
En az yüz sene önce imal edilmiş olup ana hatlarında herhangi bir değişiklik yapılmayan ve belli bir ekole göre adlandırılan mobilya.