Zaika,
İngilizce: taste,
İngilizce: taste,
Fransızca: gout
Hoşa giden durum.
Hoşa giden durum, lezzet, zevk.
Hoşa giden durum.
Hoşa giden durum, lezzet, zevk.
Tatlılık.
Canlıların besinlerdeki uçucu olmayan bileşikleri damak, boğaz ve dil yüzeyindeki mukoza noktaları aracılığıyla algıladığı duyum.
Dildeki tat tomurcuklarını uyarmaya yetecek güçte olan tat uyaranları.
Bazı cisimlerin tatma organında bıraktığı tatlı, ekşi, acı, kekre vb. duyum.
Tat sözcüğünün başka anlamları:
Türklerin egemen olduğu yerlerde yaşayan Arap veya İranlılar.
Türklerin egemen olduğu yerlerde yaşayan Arap veya İranlılar.
Hazar Denizi kıyısında, İran Azerbaycanı sınırında yaşayan, İran soyundan olan bir topluluğun adı.
Hazar Denizi kıyısında yaşayan iran soyundan gelen bir topluluk.
Acem, Şii
Yabancı, ecnebi, özel olarak Acem.
Yabancı, ecnebi, özel olarak Acem.
Dilsiz, ekbem.
Kekeme, dilsiz
Az konuşan.
Kekeme, dilsiz
Az konuşan.
Çirkin, sevimsiz.
Kaba (kimse için).
Sıra, saygı gözetmeyen, şaşkın, aptal.
Köknar ve ladin dalı.
İnce kesilmiş ağaç.
Kasımpatı.
Düzgün kesilmemiş (şey için).
Tanrı.
Ters (kimse).
Deli.
Yassı.
Kaba (kimse için).
Sıra, saygı gözetmeyen, şaşkın, aptal.
Köknar ve ladin dalı.
İnce kesilmiş ağaç.
Kasımpatı.
Düzgün kesilmemiş (şey için).
Tanrı.
Ters (kimse).
Deli.
Yassı.
El ayası.
Üreme organı büyük kimse.
Çorabın ayak bileğinden aşağı bölümü.
Deneyimi olmayan kimse.
Çam ağacının büyük dalı.
Çorabın ayak bileğinden aşağı bölümü.
Deneyimi olmayan kimse.
Çam ağacının büyük dalı.
(Yemek için) Yavan.
Yabancı.
Yabancı.
Ayağın altı, taban.
Çorabın altı, tabanı.
Çorabın altı, tabanı.
Yırtık çoraba dikilen alt kısım, çorabın ayağa giyilen daban kısmı.
Yufka ekmeğini tandıra yapıştırmakta kullanılan ot yastığın içine konulduğu ince ağaç dallarından örülmüş, kıyışız ve düz, sepet altı biçiminde bir araç.
Yufka ekmeğini tandıra yapıştırmakta kullanılan ot yastığın içine konulduğu ince ağaç dallarından örülmüş, kıyışız ve düz, sepet altı biçiminde bir araç.