Doğruluk,
Hukuk,
Hak,
Pay.
Doğru, gerçek.
Adaletli davranma.
Arapça: hakk,
Adaletli davranma.
Arapça: hakk,
Farsça: hak.
Rusça: pravo,
İngilizce: justice,
İngilizce: justice,
Fransızca: justice
Adaletin, hukukun gerektirdiği veya birine ayırdığı şey, kazanç.
Dava veya iddiada gerçeğe uygunluk, doğruluk.
Verilmiş emekten doğan manevi yetki.
Emek karşılığı ücret.
Adaletin, hukukun gerektirdiği veya birine ayırdığı şey, kazanç.
Dava veya iddiada gerçeğe uygunluk, doğruluk.
Verilmiş emekten doğan manevi yetki.
Emek karşılığı ücret.
Hak sözcüğünün başka anlamları:
Maden, ağaç, taş üzerine elle yazı veya şekil oyma; kazı.
Kağıttaki yazıyı kazıma; kazı.
Allah, Tanrı.
Maden, ağaç, taş üzerine elle yazı veya şekil oyma; kazı.
Kağıttaki yazıyı kazıma; kazı.
Allah, Tanrı.
Dilimlenerek kurutulmuş meyve.
Nişanlı.
Gelin, Gelin adayı.
Nişanlı.
Gelin, Gelin adayı.
Gelin alma töreni.
Gelinin babasına verilen armağan.
Tahıl ölçeği.
Tahıl.
Tahıl ölçeği.
Tahıl.
Toprak.
Bir dönümlük alan.
Olmamış, ham.
Bir dönümlük alan.
Olmamış, ham.