Farsça azade (ﺁﺯﺍﺩﻩ).
Erkin,
Serbest.
Başıboş.
Hiçbir şarta bağlı olmayan, istediği gibi davranabilen, erkin.
Tutuklu veya bağımlı olmayan, özgür, hür.
Zamanını istediği gibi kullanabilen, yapacak bir işi olmayan.
Bazı kurallara bağlı olmayan.
Sıkılmadan, şaşırmadan konuşan ve davranan.
Ağırbaşlı olmayan, hoppa (kadın).
Hareketi herhangi bir biçimde engellenmeyen.
Serbest.
Başıboş.
Başıboş, erkin, serbest olarak.
Azat edilmiş manasına gelen bir isim.
Başıboş, erkin, serbest.
Bağımsız dize.
Bağlardan kurtulmuş.
Başıboş, erkin, serbest.
Bağımsız dize.
Bağlardan kurtulmuş.
Serbest, hür, kayıtlardan kurtulmuş.
Serbest.
Kayıtsız.
Serbest.
Kayıtsız.
Özgür.
Hür.
Salim.
Müberra.
Hür.
Salim.
Müberra.
Hür, serbest, kendi başına.
Her türlü bağdan kurtulmuş, yakasını sıyırmış, kayıt altında olmayan.
Diğer bir mısraya bağlı olmadan başlı başına bir anlam ifade eden tek mısra.
Her türlü bağdan kurtulmuş, yakasını sıyırmış, kayıt altında olmayan.
Diğer bir mısraya bağlı olmadan başlı başına bir anlam ifade eden tek mısra.
Azade, ikinci dizesi olmadan anlam ifade edebilen tek dizelik ve vezinli nazım şeklidir.
Herhangi bir manzumenin parçası olmayan tek mısra.
Serbest, bağımsız, başıboş, özgür.
Bir şeyden yakasını sıyırmış.
Azat edilmiş, özgür.
Zarif ve güzel.
Uzak.
Herhangi bir manzumenin parçası olmayan tek mısra.
Serbest, bağımsız, başıboş, özgür.
Bir şeyden yakasını sıyırmış.
Azat edilmiş, özgür.
Zarif ve güzel.
Uzak.
Hiçbir şarta bağlı olmayan, istediği gibi davranabilen, erkin.
Tutuklu veya bağımlı olmayan, özgür, hür.
Zamanını istediği gibi kullanabilen, yapacak bir işi olmayan.
Bazı kurallara bağlı olmayan.
Sıkılmadan, şaşırmadan konuşan ve davranan.
Ağırbaşlı olmayan, hoppa (kadın).
Hareketi herhangi bir biçimde engellenmeyen.