İngilizce: assimilation,
Fransızca: assimilation,
Almanca: angleichung; assimilation.
Anabolizma,Temessül,
Temsil,
Yadımlama karşıtı.
Yoğaltım.
Özümleme,
Özümleme,
Özümseme.
Özümlemek işi; yapım, temessül, temsil, asimilasyon, anabolizma, yadımlama karşıtı.
Özümlemek işi; yapım, temessül, temsil, asimilasyon, anabolizma, yadımlama karşıtı.
Benzeşme.
Benzetme.
Benzeşmek işi; temessül.
Benzeşmek işi; temessül.
Magmanın yer yüzeyine çıkması sırasında, rastladığı kayaçları ergime ile sindirmesi.
Bir kimsenin öğrenmekte olduklarını kendi düşünce kalıbı içine sokması süreci.
Bir kimsenin öğrenmekte olduklarını kendi düşünce kalıbı içine sokması süreci.
Herbart'ın ruhbilim anlayışına göre yeni yaşantıların eski yaşantılarla birleştirilmesi süreci.
Yabancı kültür öğelerinin türdeş bir toplulukça benimsenmesi olayı.
Bir özdeğin, içine aldığı bir başka özdek ya da etkinin özünü değiştirerek yapısına katması.
Metabolizmanın doku yapımıyla ilgili bölümü, parçalanan gıda maddelerinin özümleme sonucu vücuda yarayışlı biçime sokularak dokuların yapısında yer alışı, bu amaca yönelik vücutta seyreden biyokimyasal olaylar dizisi, anabolizma, asimilasyon, yeniden sentez, anabolik reaksiyonlar.
Bir özdeğin, içine aldığı bir başka özdek ya da etkinin özünü değiştirerek yapısına katması.
Metabolizmanın doku yapımıyla ilgili bölümü, parçalanan gıda maddelerinin özümleme sonucu vücuda yarayışlı biçime sokularak dokuların yapısında yer alışı, bu amaca yönelik vücutta seyreden biyokimyasal olaylar dizisi, anabolizma, asimilasyon, yeniden sentez, anabolik reaksiyonlar.