Fek,
İngilizce: jaw,
Fransızca: machoire, maxilla
Almanca: kiefer,
Farsça: çane, çene
Gevezelik,
Çok konuşma huyu.
Çok konuşan, geveze (kimse)
Çok konuşma huyu, gevezelik.
Çene sözcüğünün başka anlamları:
Canlılarda baş bölümünde yer alan, kemik veya kıkırdak ile desteklenen, altlı üstlü dişleri taşıyan, ağzın kapanıp açılmasını sağlayan kasları üzerinde barındıran iki parçaya verilen ad.
Dişlerin saplı bulunduğu altlı üstlü kemik parça.
Kerpeten, mengene gibi araçların eşyayı sıkıştıran karşılıklı iki parçasından her biri.
Mengene, kerpeten vb. araçların eşyayı sıkıştıran karşılıklı iki parçasından her biri.
Baş bodoslamasının omurga ile birleştiği yer, çarık, pruva.
Sabanın, sürgü demiri takılan ucu, eğek.
Köşe,
Uç, taraf.
Arazide burun halindeki çıkıntı.
Koyun kenesi.
Su arklarının kenarı.
Keçe üzerine süsleme yapılan renkli keçe parçası.
Kapı dilinin oturduğu köşeli demir.
Saban demirinin takıldığı ökçe bölümü.
Koyun çanı.