Kağıtları cilalamak, parlak, pürüzsüz ve kolay yazılır duruma getirmek için kullanılan yuvarlak alet...

Mühre,
Farsça: muhre, mühre.
Kağıtları cilalamak, parlak, pürüzsüz ve kolay yazılır duruma getirmek için kullanılan, billur veya istiridye kabuğundan yapılmış yuvarlak alet.
Eskiden kağıtları perdahlamak için kullanılan, üstü cam gibi parlak, deniz böceği kabuğu ya da camdan yapılmış yuvarlak araç.
Kağıtları aharlandıktan sonra parlatmak için kullanılan alet.
Kağıda yumuşaklık, parlaklık ve düzlük vermek için kullanılan camdan araç.
İstiridye kabuğu.
Deniz böceği kabuğu,
Cam boncuk,
Her çeşit yuvarlak, küçük top şeklindeki şey.
Her tür yuvarlak şey, küçük top.
Kitap kenarlarını yaldızlamak ya da boyamak amacıyla kullanılan mühre taşından yapılmış araç.

Mühre sözcüğünün yörelerlerime göre başka anlamları:
Altın, gümüş ezmekte kullanılan ve daha çok yeşimden yapılan havan tokmağı şeklindeki alet.
Avcıların, sesiyle kendi cinsinden olan kuşları başına toplaması için bir kafes içinde av yerine bıraktıkları kuş, pırlak, çağırtkan.
Omurga kemiklerinden her biri, omur, fıkra, boyun omuru.
Omurga kemiği,
Dişeti.
Ayakkabı kabarası.
Yağmurdan sonra kuruyan toprağın üstündeki sert kabuk.
Toprağı, çamuru sıkıştırarak yapılan bir çeşit duvar.
Bağ duvarı yapmakta kullanılan tahta kalıp.
Güçlü, sağlam.
Yara kabuğu.
Yılanın başında bulunan taca benzer çıkıntı.
Bezemecilerin altını parlatmak için kullandıkları ucu akik araç.
Eskiden, Osmanlı Döneminde cila için kullanılan küçük yuvarlak cisim.
Billurdan yapılı küçük kap,
Çekiç, 
Demirci çekici,
Demirci veya kazancı çekici.

Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ