(Eyir)
Halk ağzında arıların çıkardığı bir salgı türü.
Arıların çıkardığı bir salgı türü.
Arıların salgıladığı bir tür madde.
Arıların çıkardığı bir çeşit salgı.
Arıların çiçeklerden topladığı sarı madde.
Eğir mumu.
Kışın arıların kovan deliklerine sıvadıkları madde.
Kışın arıların kovan deliklerine sıvadıkları madde.
Arıların kışın kovan deliklerine sıvadıkları salgı maddesi.
Eğir sözcüğünün yörelere göre halk dilinde farklı anlamları:
Bir çeşit baharat.
Kızılcık.
Kışın arıların kovan deliklerine sıvadıkları maddeye eğir mumu adı verilir.
Eğir sözcüğünün yörelere göre halk dilinde farklı anlamları:
Bir çeşit baharat.
Kızılcık.
Sırt, arka.
Yağ eritildikten ve süzüldükten sonra geride kalan tortu.
Eritilmiş yağın tortusu olarak geçer.
Karın ağrısını iyi etmek için kullanılan bir kök, andız.
Karın ağrısına karşı kullanılan bir çeşit kök.
Yağ eritildikten ve süzüldükten sonra geride kalan tortu.
Eritilmiş yağın tortusu olarak geçer.
Karın ağrısını iyi etmek için kullanılan bir kök, andız.
Karın ağrısına karşı kullanılan bir çeşit kök.
Eğir otu,
Eğir kökü.
Eğir kökü.
Hazanbel,
Yunanca: akoron.
(Acorus calamus).
Yunanca: akoron.
(Acorus calamus).
Bir çenekliler sınıfının yılan yastığıgiller familyasındandır. Ana yurdu Hindistan’ dan Asya, Avrupa ve Amerika’ ya yayılmış olan, dere ve durgun su kenarlarında, bataklıklarda yetişen, taşıdığı asit, yağ ve glikozoitlerde idrar ve adet söktürücü, ateş düşürücü, ishal verici, aksırtıcı, kusturucu, gaz giderici, iştah açıcı hassalar bulunan, siyahımsı erguvânî çiçekli, yeşilimsi mayhoş meyveli, çok yıllık tüylü otsu bitki.
Hazanbel de denilen, su kıyılarında yetişen ve kökü hekimlikte kullanılan otsu bir bitki.
Dere ve durgun su kenarlarında yetişen, 50-125 cm yüksekliğinde, çok yıllık ve otsu bir bitki.
