Aksama, aksaklık, bozulma...

Arıza,
Arapça arıza, (ﻋﺎﺭﺿﻪ).
İngilizce, fault, malfunction
Aksama, aksaklık, bozulma.
Bozulma arıza yapmak.
Arapça sonradan ortaya çıkan anlamındaki ariz sözcüğünden türetilmiştir.
Sonradan olan, noksanlık.
İsabet eden bela ve keder.
Sakatlık, hastalık.
Bozulmak, işlemez duruma gelmek
Gelip geçici.
Aksaklık, bozukluk, pürüz.
Hariçten gelen tesirle olan.
Bir şeyin olmasına veya görülmesine mâni olan birşey.
Aksama, aksaklık, engebe.
Aslında olmayan, sonradan meydana çıkan durum, arız olan şey.
Bir şeyin olmasına veya görülmesine mani olan birşey

Arıza sözcüğünün diğer anlamları:
Engebe (Coğrafya).
Arazide bulunan girinti ve çıkıntı, görüşe engel olan şey, engebe.
Büyük bir kimseye hürmetle yazılan veya verilen şey, istirhamname, hediye.
Bir mesele hakkında istek ve taleplerin sunulduğu yazı, mektup.
Diyez, bemol, bekar gibi işaretlerin ortak adı.
Bir notanın sesini yarım ton yükseltmek, alçaltmak veya eski durumuna getirmek için notanın soluna konulan diyez, bemol ve bekar işaretlerinin ortak adı.

Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ