Dermeyan,
Farsça dermiyan, (ﺩﺭﻣﻴﺎﻥ).
Farsça dermiyan, (ﺩﺭﻣﻴﺎﻥ).
Arapça, Dermeyan, dermiyan, (درميان),
Ortada, ortaya konmuş.
Ortada olan şey.
Ortada olan şey, arada.
Farsça, Ortada,
Ortaya koymak, ileri sürmek, bildirmek, açıklamak.
Ortada, ortaya konmuş.
İleri sürülmek, kullanılmak.
Anlatmak, söylemek, iddia ve defide bulunmak.
Beyan.
İleri sürmek.
Ortada, ortaya konmuş.
Ortada olan şey.
Ortada olan şey, arada.
Farsça, Ortada,
Ortaya koymak, ileri sürmek, bildirmek, açıklamak.
Ortada, ortaya konmuş.
İleri sürülmek, kullanılmak.
Anlatmak, söylemek, iddia ve defide bulunmak.
Beyan.
İleri sürmek.
Görüş belirtme, ileri sürme.
Dermeyan etmek.
Bir düşünce ileri sürmek, ortaya koymak.
Dermeyan etmek.
Bir düşünce ileri sürmek, ortaya koymak.
Ortada olan şey, arada.
Ortaya koymak, ele almak.
Ortaya koymak, ele almak.