Kalıntı ...

Harabe,
Bakiye,
Bakaya,
Kalıntı,
Enklüzyon,
Ören.
Artık.

İngilizce: Palimsest, survival, balance, residue.
Fransızca: residuel, survivance, solde, relique,
Almanca: Relikt, Überlebsei

Yıkılmış veya çok harap olmuş yapı.
Artıp kalan şey, bakiye.
Eski bina veya şehir kalıntısı, harabe, virane.
Eski çağlardan kalmış şehir veya yapı, ören, harabe
İz, işaret.
Bir toplum, kültür, uygarlık vb. nden artakalan şey
Olduğu yerde geceleyen, eve gelmeyen kimse.
Başkalaşmış kayaçlarda, ilkel dokusu korunmuş yapı.
Bir sayışımın alacaklı değeri ile borçlu değeri arasındaki fark.
İngilizce: Fransızca: Almanca: Hinterbliebeine, Relikt
Daha önce faal olan fakat evrim sırasında fonksiyonunu kaybeden herhangi bir organ ya da yapı.
Metallerin erimesi sırasında, dışık gibi çıkmayıp katılaşarak yapıda kalan sülfür, nitrür vb. özdek.

Bir maddenin orijinal bileşenlerinden bir kısmının alınmasından sonra geriye kalan kısmı.
Diğer maddelerin uzaklaştırılmasından sonra kalan kısım.
Sindirim sonrası bağırsaklarda kalan, sindirilmemiş artık.
Ameliyatla alınan bir organ veya oluşumdan geride kalan kısım.

Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ