Sevmele,
Eskidilde sevmele, leğen.
Farsça legen, (ﻟﮕﻦ)
Genellikle, içinde bir şey yıkamak için kullanılan metal veya plastikten yayvan kap.
Genellikle, içinde bir şey yıkamak için kullanılan metal veya plastikten yayvan kap.
İçinde bir şey yıkamak için kullanılan yayvan kap.
İçinde öteberi yıkanan veya çeşitli işlerde kullanılan yayvan kap.
Farsça leğençe, (ﻟﮕﻨﭽﻪ) Küçük leğen demektir.
Leğen, Leğen kemiği,
İngilizce, pelvis,
Fransızca, bassin,
Almanca, Becken,
Latin, pelvis.
Havsala,
Pelvis.
Kuyruk sokumu kemiği ile kalça kemeri arasında kalan boşluk.
Bütün üstün yapılı omurgalılarda, gövdenin arka veya alt ucunda bulunan, bir yandan omurganın bel bölümüyle, öte yandan bacaklarla eklemlenen kemik çatı, havsala.
Gövdenin arka veya alt ucunda bulunan, bir yandan omurganın bel bölümüyle, öte yandan bacaklarla eklemlenen kemik çatı, havsala.
Omurgalılarda gövdenin kalça kısmını meydana getiren kemik çatı, havsala.
Lengeri, Lenger sözcüğünün anlamları;
Lenger, ilenger, lengeri.
Legen, Sahan.
Eskidilde yayvan ve kenarları geniş, büyük bakır kaba lenger denir.
Yayvan ve kenarları geniş, büyük bakır kap.
Geniş tabak.
Genellikle bakırdan yapılan büyük sahan.
Toprak sahan.
Eski dilde, Gemi demiri
Bakırdan büyük süzgeç (Erzurum yöresinde)
Kova (Lefkoşe, Kıbrıs)
Karavana denilen yemek kabı (Sivas yöresinde)
Langar, lenger;
Yoksullara yemek verilen yer. Bu yerlerde yoksullara yemek konan kaba da langari adı verilir.