İngilizce: fissure vein,
Fransızca: filon, fissure, filonienne,
Almanca: Gang
Soy, yaradılış.
Mecaz anlamda; Soy, yaradılış.
Kuvvetle kendini gösteren huy, tabiat, hakim özellik.
Damar sözcüğünün başka anlamları:
İçinde kan ve lenf gibi sıvıların dolaştığı kanal, vaz, anjeyon.
Canlı varlıklarda kanın veya besleyici sıvıların dolaştığı kanal.
Mermerde, bazı taşlarda ve tahta kesitlerinde renk ayrılığı gösteren dalgalı çizgi.
Başka türden katmanların arasında bulunan sıvı, maden veya mineral katmanı.
Böceklerin kanatlarında bulunan trakea sisteminin ince uzantıları.
İçinde ongun besi suyunun dolaştığı odunsu dokudan boru.
Böceklerde kanat zarını dik tutmaya yarayan organ.
Bir maden ya da mineralle doldurulmuş kayaç çatlağı.
Derinin ham kalan bölümü.
Çizgi, elyaf, damar.
Çeşit, tür.
Kök.