Safra,
Bilis,
Yaş egzama,
Öd suyu,
Fel,
Merare,
Öd kesesi.
Arapça: merare,
Öd kesesi.
Arapça: merare,
Arapça: safra.
İngilizce: bile,
Fransızca: bile,
Almanca: galle,
Latince: bilis: öd.
Karaciğer hücreleri tarafindan salgılanarak safra kesesinde toplanan ve safra kanalı ile onikiparmak bağırsağına geçerek yağların sindirimine katılan, safra tuzları, hemoglobinin parçalanmasından oluşan safra pigmentleri, kolesterol, lesitin ve diğer maddeleri kapsayan salgı.
Karaciğer hücreleri tarafindan salgılanarak safra kesesinde toplanan ve safra kanalı ile onikiparmak bağırsağına geçerek yağların sindirimine katılan, safra tuzları, hemoglobinin parçalanmasından oluşan safra pigmentleri, kolesterol, lesitin ve diğer maddeleri kapsayan salgı.
Karaciğerin hazmı kolaylaştırmak için onikiparmak bağırsağına salgıladığı yeşilimsi sarı renkli acı sıvı; öd.
Eski tıp anlayışına göre insan bedeninin ve mizacının temelini oluşturan balgam, kan, safra ve sevda gibi dört ögeden biri.
Öd salgısı,
Safra kesesi.
Kise-i safraiye,
Eski dilde öd kesesi.
Kise-i safraiye,
Eski dilde öd kesesi.
Yuvarlak ya da armut biçiminde bir kese olup karaciğerin yanında yer alır ve öd depo eder.
Safra sözcüğünün diğer anlamları:
Sabura,
Zafra,
Safra,
Balast,
İtalyanca: saburra.
İngilizce: bilis
Balonlarda bulunan pilotların, yükselmek veya inişi yavaşlatmak istediklerinde attıkları ağırlık.
Gemileri dengede tutmak için sintinelerine konulan ağırlık.
Gemileri dengede tutmak için sintinelerine konulan ağırlık.
Gemileri ve her boyda deniz aracını dengede tutmak, istenilen su düzeyine kadar batırabilmek için dip bölümlerine konulan ağırlık; balast.
Bazı balık ağlarının alt tarafına takılan, ağın su içinde kalmasını sağlayan ağırlık; balast.
Bazı balık ağlarının alt tarafına takılan, ağın su içinde kalmasını sağlayan ağırlık; balast.
Sıkıntı, tedirginlik, rahatsızlık veren kimse veya şey.