(Firik),
Piliç,
Dişi piliç.
Dişi hindi.
Dişi keklik.
Küçük, genç tavuk; piliç.
Kümes hayvanlarının civcivlikten çıkmış yavrusu; piliç.
Kümes hayvanlarının civcivlikten çıkmış yavrusu; piliç.
Yumurtlamaya yeni başlayan tavuk.
Civcivin tüylenmesini tamamlayıp kanat çırptığında sınırlı da olsa hafiften havalanabilir hale geldiği, hızlı büyüdüğü, tüylerinin onu korur bir hal aldığı, civcivlikten olgunlaşmış yani yumurtlayabilir bir hal alacağı yarkalık dönemine kadar süren dönemine ferik denir.
Ferik sözcüğünün başka anlamları:
Ferik sözcüğünün başka anlamları:
Buğday başaklarının yeni sertleşmeye başladığı zamanki durumu.
Olgunlaşmaya başlayan tahıl ve çerez olarak yenen tahıl kavurgası.
Yaşını göstermeyen, olduğundan genç görünen (kimse).
Tek çekirdekli kuru tane fasulye.
Bir tür gevrek elma; ferik elması.
Bir tür gevrek elma; ferik elması.
Genç, taze, körpe.
Genç kız.
Askerlik,
Korgeneral.
Taze fasulye.
Askerlik,
Korgeneral.
Taze fasulye.
Sarı akrep.
Kuma, ortak
İkinci hanım.
İkinci hanım.