Farsça: kise,
Servet,
Emtia,
Mamelek,
Mal varlığı,
Bir kimsenin mal varlığı.
Emtia,
Mamelek,
Mal varlığı,
Bir kimsenin mal varlığı.
Bir kimsenin kendine ait para, servet, maddi imkan.
Bir kişiye ait para ile ölçülebilen hakların bütünü, mamelek.
Kese sözcüğünün diğer anlaları:
Meta: Maddi değeri olan mal.
Kese sözcüğünün diğer anlaları:
Cepte taşınan küçük torba.
Cepte taşınan, içine para, tütün vb. konulan, kumaştan veya örgüden küçük torba.
Para, tütün, mühür, saat vb. cepte taşınan şeyleri koymaya mahsus kumaş, örgü, deri veya boncuktan ufak torba.
Cepte taşınan, içine para, tütün vb. konulan, kumaştan veya örgüden küçük torba.
Para, tütün, mühür, saat vb. cepte taşınan şeyleri koymaya mahsus kumaş, örgü, deri veya boncuktan ufak torba.
Bazı şeylerin üzerine geçirilen, kumaştan çanta biçiminde kap.
Bazı şeylerin içine konduğu kumaş veya meşin kılıf.
Yıkanırken kir çıkartmak için ele geçirilen, vücudu ovmaya yarayan, bürümcükten yapılmış, cep biçiminde bez (hamam kesesi).
Yıkanırken kir çıkartmak için ele geçirilen, vücudu ovmaya yarayan, bürümcükten yapılmış, cep biçiminde bez (hamam kesesi).
Organizmanın bazı boşlukları.
Su bitkilerinde içi hava ile dolu olan ve bitkinin suda yüzer durumda kalmasını sağlayan şişkinlik.
Su bitkilerinde içi hava ile dolu olan ve bitkinin suda yüzer durumda kalmasını sağlayan şişkinlik.
Kesin, kati.
Beş yüz kuruşluk para birimi.
Değeri ve sayısı altın ya da gümüş olduğuna göre ve zaman zaman değişen belli bir para birimi.
Kısa, kestirme (yol).
Kısa, kestirme (yol).
Kestirme, kısa yol.
Kısa (yol için).
Kısa (yol için).
Kestirme, kısa, kese yol.
Ev idaresi, kestirme.
Meta: Maddi değeri olan mal.
Emtia: Meta kelimesinin çoğulu olup kişinin sahip olduğu mallar demektir.