Arapça: zull, (ﺫﻝّ)
İngilizce: Vileness.
Alçalma,
Düşkünlük, zül.
Eski dilde, Alçalma, düşkünlük.
Ayıplanacak şey.
Eski dilde ayıp ve ayıplanacak şey.
Alçalmak işi, inme.
Toprağın çöküp oturması.
Gelgitte denizin alçalması, cezir.
Düşkün olma durumu, iptila.
Çoğu kez bünyeye bağlı sürekli ve aşırı güçsüzlük.
Rezillik, insana yakışmayan hayat biçimi.
Paraca sıkıntıda olma, gözden düşme.
Horluk, hakirlik, alçalma.
Gelgitte denizin alçalması, cezir.
Düşkün olma durumu, iptila.
Çoğu kez bünyeye bağlı sürekli ve aşırı güçsüzlük.
Rezillik, insana yakışmayan hayat biçimi.
Paraca sıkıntıda olma, gözden düşme.
Horluk, hakirlik, alçalma.
Uzun deri parçası
Dilim dilim
Dilim dilim
Zül saymak:
Bir olay veya sözü küçültücü, alçaltıcı, aşağılayıcı olarak değerlendirmek.
Maib;
Bir olay veya sözü küçültücü, alçaltıcı, aşağılayıcı olarak değerlendirmek.
Maib;
Ayıplanmış şey.