Yem,
Yemlik,
Yemlik,
Arpa(Argo),
Orunç.
Rüşvet.
Rişvet.
Arapça: rüşvet.
İngilizce: bribe.
Yaptırılmak istenen bir işte yasa dışı kolaylık ve çabukluk sağlanması için bir kimseye mal veya para olarak sağlanan çıkar.
Kanunen bir iş gördürmek gayesi ile vazifeli olan kimseye, gayr-i meşru olarak verilen para vesair menfaat ve fayda.
Bir işin yasa dışı olarak daha kolay ve çabuk yapılması için o işte görevli kişiye sağlanan ayni veya parasal çıkar.
Kanunen bir iş gördürmek gayesi ile vazifeli olan kimseye, gayr-i meşru olarak verilen para vesair menfaat ve fayda.
Bir işin yasa dışı olarak daha kolay ve çabuk yapılması için o işte görevli kişiye sağlanan ayni veya parasal çıkar.
Bir görevliye, kanunen yapması veya yapmaması gereken bir işte yasa dışı bir kolaylık sağlaması için verilen para yahut sağlanan menfaat.
Rüşvet ile ilgili sözcükler;
Rüşvet ile ilgili sözcükler;
Raiş (Reyş): rüşvet alanla veren arasında aracılık eden (kimse).
İrşa: Rüşvet verme.
Raşi: Rüşvet veren,
Reşv: Rüşvet alma.
Bertal: Rüşvet almak.
İtave(Etava): Rüşvet verme.
İtave(Etava): Rüşvet verme.
İstirşa: Bir işi yapmak için bir şey isteme, rüşvet isteme.
İrtikap: Rüşvet alma, kötü bir işi, bir kötülüğü yapma.
Rukub: Kötü bir iş yapmak.
Erş: Sakatlanan bir organ için sakatlayandan alınan şeri diyet, bir organa biçilen maddi bedel.