Nim,
Mikado,
Çin’de ince ve renkli tahta çubuklarla oynanan bir zeka ve elbeceri oyunu.
Mikado satranç gibi zeka oyunu değil, bir dikkat ve beceri oyunudur. Kadınlarla erkeklerin, yöneticilerle çalışanların, ebeveynlerle çocukların ve bildiğimiz bütün ilişkilerin içinde olması gereken özeni, sabrı, dikkati temsil ediyor.
Mikado,
Çin’de ince ve renkli tahta çubuklarla oynanan bir zeka ve elbeceri oyunu.
Mikado satranç gibi zeka oyunu değil, bir dikkat ve beceri oyunudur. Kadınlarla erkeklerin, yöneticilerle çalışanların, ebeveynlerle çocukların ve bildiğimiz bütün ilişkilerin içinde olması gereken özeni, sabrı, dikkati temsil ediyor.
Aslında hayatın içinde herkesin mikado çöpleri gibi sivri, kırılgan, renkli ve hatta yalnız olması gibi bir benzerlik gerçeğine dayanıyor. Efsaneye göre, eski Çin'de yaşayan bir prens orada yaşayan ejderhayı eğlendirmek için bütün oyunları denemiş, fakat bu yeterli olmayınca yanındaki kürdanları yere atmış ve mikadoyu yaratmıştır. Diğer bir görüş ise bu oyunun adının üretici firmanın adından geldiği ve 20.yüzyılda Avrupa'dan dünyaya yayıldığı yönündedir.
Mikado 41 çubukla oynanan bir oyundur. Kibrit çöpleriyle de oynanır. Oyuncu sayısında kısıtlama yok. Çubuklar bir deste halinde dik tutularak yere bırakılıyor. Masanın üzerine rastgele dağılıyorlar. Amaç diğerlerini kıpırdatmadan çubukları tek tek toplamak. Biri bir çubuğu oynatırsa sıra bir sonraki oyuncuya geçiyor. Çubukların boyandıkları renklere göre puan değerleri var. Bütün çubuklar bitince oyuncular ellerindeki çubukların puanlarını sayarak bir skor elde ediyor. En yüksek puanı toplayan oyuncu oyunu kazanıyor.
Çöpleri toplarken nasıl özenli, sabırlı ve dikkatli olmak gerekiyorsa, yaşamımızdaki tüm ilişkilere de bu oyunu oynarken yaptığımız gibi naif davranmak gerekiyor. Ama meselenin aslını çözmek yetmiyor. Mikado anlaması kolay, oynaması zor bir oyun. Hayat oyunu gibidir.