Cevher,
Gevher,
Mücevher.
Cevher (öz)
Maden, cevher.
Arapça: cevher.
Farsça: gevher.
İngilizce: ore, pnöma.
Fransızca: minéraux,
Almanca: erz.
Yunanca: pneuma.
Bir şeyin özü; gevher.
Varlıklarda değişikliğe uğrayan taraf dışında değişmeden kalan şey.
Varlıklarda değişikliğe uğrayan taraf dışında değişmeden kalan şey.
Var olan bir şeyin özü, esası, varlığındaki maya, gevher.
Yaratılıştan gelen değer, fıtri kabiliyet, iyi ve kıymetli maya, değer, kıymet.
Varlıklarda değişikliğe uğrayan taraf dışında değişmeden kalan şey, maddenin değişmeyen tarafı, kendi nefsiyle kaim olan, gerçekleşmesi için başka bir nesneye ihtiyacı olmayan varlık, töz, öz.
Bir şeyin özü, esası.
Karşıtı: araz.
Cevher, gevher kelimelerinin başka anlamları:
Mecaz anlamda; İyi yetenek.
Harflerin noktası.
Ebced hesabında noktasız harf.
Yer kabuğunda doğal olarak oluşan, ekonomik değeri olan minerallerdir.
İçindeki metal ya da yarımetallerin çeşitli yöntemlerle ayrılabileceği doğal bileşikler ve mineraller.
Çeşitli yöntemlerle işlendiğinde, metal veya yarı metalleri veren doğal kaynaklı mineral bileşik.
Elmas, zümrüt, pırlanta gibi değerli süs eşyası, mücevher, gevher, güher.
Herhangi bir muamele görmemiş, işlenmemiş maden.
Değerli süs taşı, mücevher.
Çelik üzerindeki nakış öz, maya.
Kılıcın üzerindeki hareler, dalgalar, menevişler.
Maden, içinde değerli metallerin veya taşların bulunduğu kayaç.
Değerli süs taşı, mücevher.
Bir şeyin özü, maya, gevher.
Asıl, temel, kök, kıymetli taş.
Bir şeyin özü, maya, gevher.
Kıymetli taş.