Kemalettin Kami Kamu,
Gurbet şairi,
Gurbet şairi,
Ana vatan şairi,
(D. 15 Eylül 1901, Bayburt - Ö. 6 Mart 1948, Ankara),
Gurbet Şairi olarak da tanınan Türk şair ve siyasetçi.
Şiirleri okul kitaplarında bulunan ve yurt genelinde tanınan bir şairdir.
Şiirleri okul kitaplarında bulunan ve yurt genelinde tanınan bir şairdir.
TBMM' de 6, 7 ve 8. dönemde milletvekili olarak görev yapmıştır.
1901 yılında Bayburt'ta doğdu. Çocukluğu babasının memur olarak bulunduğu Erzurum dolaylarında geçti. 1910 yılında dışarıdan sınava girerek orta birinci sınıfta öğrenime başladı. Erzurum'da başladığı ortaokulu, Refahiye'de bitirdi. Babası ölünce annesiyle önce Sivas'a sonra Kayseri'ye göç etti. Bir süre Bursa'da matematik öğretmeni olan ağabeyi Hüsnü Bey'in yanında bulundu, ardından İstanbul'a giderek öğrenimine devam etti. İstanbul Erkek Öğretmen Okulu'nda okuyan Kemalettin Kamu'nun, bu yıllarda yazdığı şiirleri Süleyman Nazif'in gazetesinde yayımlandı. İstanbul'un işgali üzerine ünlü Gurbet şiirini kaleme aldı ve işgal altındaki şehri terkedip Ankara'ya gitti. İzmir'in işgali üzerineyse Türk'ün İlahisi adlı şiirini yazan şairin Türk Kurtuluş Savaşı yıllarında yazdığı şiirler okul kitaplarına girdi, yurt genelinde tanınan ve sevilen bir şair oldu. Kimi şiirleri bestelenip şarkı veya marş oldu.
1933 yılında Anadolu Ajansı temsilcisi olarak gittiği Paris'te Siyasal Bilimler alanında eğitim gördü. Soyadı Kanunu çıktığında soyadı olarak Kamu'yu seçti.
1933 yılında Anadolu Ajansı temsilcisi olarak gittiği Paris'te Siyasal Bilimler alanında eğitim gördü. Soyadı Kanunu çıktığında soyadı olarak Kamu'yu seçti.
1939 yılında Rize milletvekili olarak meclise girdi. 6. 7. dönemlerde Rize, 8. dönemde Erzurum milletvekili olarak TBMM'de yer aldı.
Hiç evlenmedi hep yalnız yaşadı.
6 Mart 1948 yılında Ankara'da öldü.
Şiirleri:
İstiklal Marşı (aday şiir);
Gözyaşına veda et ey güzel Anadolu
Hakkını korur elbet Türk'ün bükülmez kolu
Cenk ederiz genç koca bugün değil yarın da
Yadımız ağladıkça İzmir ezanlarında
Hakk yolunda kan olur dünyalara taşarız
Ya şerefle vurulur ya efendi yaşarız
Her gün yeni bir hile arkasından satıldık
Her gün yeni bir dille yurdumuzdan atıldık
Yeter ey Kâbe'mizi elimizden alanlar
Alıkoyamaz bizi yolumuzdan yalanlar
Hangi alçak el alır el zinciri boynuna
Kim Yunan'ı bırakır Türk kızının koynuna.
Biz ki Türk'üz muhakkak, her milletten uluyuz.
Yeryüzünde biz ancak yurdumuzun kuluyuz.
Yurt yolunda kan olur, dünyalara taşarız.
Ya şerefle vurulur, ya efendi yaşarız.
Gurbet;
Gurbet o kadar acı
Ki ne varsa içimde,
Hepsi bana yabancı,
Hepsi başka biçimde!
Eriyorum git gide,
Elveda her ümide,
Gurbet benliğimi de
Bitirmiş bir içimde!
Ne arzum, ne emelim,
Yaralanmış bir elim,
Ben gurbette değilim,
Gurbet benim içimde!
Çankaya;
Ebedi bir güneşle
Burada doğdu Gazi,
Yaprak yığını gibi
Burada yandı mazi.
6 Mart 1948 yılında Ankara'da öldü.
Şiirleri:
İstiklal Marşı (aday şiir);
Gözyaşına veda et ey güzel Anadolu
Hakkını korur elbet Türk'ün bükülmez kolu
Cenk ederiz genç koca bugün değil yarın da
Yadımız ağladıkça İzmir ezanlarında
Hakk yolunda kan olur dünyalara taşarız
Ya şerefle vurulur ya efendi yaşarız
Her gün yeni bir hile arkasından satıldık
Her gün yeni bir dille yurdumuzdan atıldık
Yeter ey Kâbe'mizi elimizden alanlar
Alıkoyamaz bizi yolumuzdan yalanlar
Hangi alçak el alır el zinciri boynuna
Kim Yunan'ı bırakır Türk kızının koynuna.
Biz ki Türk'üz muhakkak, her milletten uluyuz.
Yeryüzünde biz ancak yurdumuzun kuluyuz.
Yurt yolunda kan olur, dünyalara taşarız.
Ya şerefle vurulur, ya efendi yaşarız.
Gurbet;
Gurbet o kadar acı
Ki ne varsa içimde,
Hepsi bana yabancı,
Hepsi başka biçimde!
Eriyorum git gide,
Elveda her ümide,
Gurbet benliğimi de
Bitirmiş bir içimde!
Ne arzum, ne emelim,
Yaralanmış bir elim,
Ben gurbette değilim,
Gurbet benim içimde!
Çankaya;
Ebedi bir güneşle
Burada doğdu Gazi,
Yaprak yığını gibi
Burada yandı mazi.
Burada erdi Musa,
Burada uçtu İsa;
Bülbül burada varsa
Hürriyet için öter.
Ne örümcek ne yosun,
Ne mucize ne füsun;
Kabe Arap'ın olsun
Çankaya bize yeter...
Burada uçtu İsa;
Bülbül burada varsa
Hürriyet için öter.
Ne örümcek ne yosun,
Ne mucize ne füsun;
Kabe Arap'ın olsun
Çankaya bize yeter...