İngilizce: peak.
Fransızca: culminer.
Tepe,
Doruk.
Doruk.
Doruğa ulaşmak.
Değer bakımından yükselme.
Ekonomide değer bakımından yükselme.
İktisadi çevrimdeki genişlemenin en üst noktaya ulaşması, genişlemeden tekrar daralmaya geçişi gösteren dönüş noktası.
Pik sözcüğünün başka anlamları:
Değer bakımından yükselme.
Ekonomide değer bakımından yükselme.
İktisadi çevrimdeki genişlemenin en üst noktaya ulaşması, genişlemeden tekrar daralmaya geçişi gösteren dönüş noktası.
Pik sözcüğünün başka anlamları:
Maça.
Oyun kağıtlarında maça' ya verilen ad.
Oyun kağıtlarında, mızrak ucuna benzer, ayaklı siyah beneklerle oluşan dizi, maça.
Geminin kıç tarafındaki bayrak serenine açılan üçgen biçimindeki yelken.
Dökme demir.
İçinde % 2'den % 6'ya kadar karbon bulunan bir demir karbon alaşımı.
Denizi doldurarak kazanılan yer.
Sivri uçlu kürek.