Büyük acı, üzüntü veya sıkıntı.
Büyük acı,
Dert, tasa, sıkıntı.
Dert, tasa, sıkıntı.
Kor sözcüğünün halk dilinde diğer anlamları:
Kırmızı renkli.
İyice yanarak ateş durumuna gelmiş kömür veya odun parçası.
Tamamen yanarak ateş durumuna gelmiş odun ya da kömür.
Her yeri iyice yanarak ateş durumuna gelmiş kömür ya da odun parçası.
Kırmızı, kızıl.
Duvar taşlarında bir sıra, dizi.
Yapıda aynı boyda taşlardan yan yana dizilerek yapılan bir sıra.
Yapıda aynı boyda taşlardan yan yana dizilerek yapılan bir sıra.
Yapıda aynı boyda taş ya da tuğlaların yan yana konulmasıyla oluşan sıra, dizi.
Biçilmiş ekin demetlerinin yığın yapmak için kümelenmiş durumu.
Eşyayı üst üste koyarak yapılan düzgün yığın.
Biçilmiş ekin demetlerinin yığın yapmak için kümelenmiş durumu.
Eşyayı üst üste koyarak yapılan düzgün yığın.
Odun yığını.
Satır (sıra).
Katır çanı.
Köpeklerin boynuna takılan çıngırak.
Kağnı.
Dere.
Kör.
Katır çanı.
Köpeklerin boynuna takılan çıngırak.
Kağnı.
Dere.
Kör.
Kör, kapalı; çıkmaz.
Kör, ama.
Kalp, yürek.
Öz yapı.
Yoğurt mayası.
Tahıllarda görülen sürme hastalığı.
Sin, gömüt.
Kör, ama.
Kalp, yürek.
Öz yapı.
Yoğurt mayası.
Tahıllarda görülen sürme hastalığı.
Sin, gömüt.
Mezar.
Çukur, mezar.
Çukur, mezar.