Eski dilde, har.
Arapça: harr.
Farsça: har,
Sıcak, kızgın, yakıcı,
Sıcak, kızgın, yakıcı olan.
Sıcak, kızgın, yakıcı olan.
Kızgın, yakıcı.
Sıcaklık, hararet,
Ateş,
Har sözcüğünün yörelerimizde, halk dilindeki başka anlamları:
Har sözcüğünün yörelerimizde, halk dilindeki başka anlamları:
Değersiz, itibarsız, hakir.
Bakımsızlıktan anormal gelişmiş bağ, bahçe.
Aşısız ağacın meyvesi.
İnsan, hayvan ya da bitkilerde görülen salgın hastalık.
Gül yapraklarının üzerinde bulunan beyaz böcek.
At yetiştirilen çiftlik, hara.
Atın biniciyi sarsmadan yürüyüşü, rahvan.
Atın bir ve iki vuruşlu yürüyüşü.
Pişmiş yumurtanın sarısı.
İnsan, hayvan ya da bitkilerde görülen salgın hastalık.
Gül yapraklarının üzerinde bulunan beyaz böcek.
At yetiştirilen çiftlik, hara.
Atın biniciyi sarsmadan yürüyüşü, rahvan.
Atın bir ve iki vuruşlu yürüyüşü.
Pişmiş yumurtanın sarısı.
Kötü (kimse).
Defne.
Dantel.
Defne.
Dantel.
Küf.
Eşek,