Kütahya yöresinde kullanılan halk dilindeki bir sözcüktür.
Bir şeyin en yüksek ve sivri noktası.
Bir şeyin tepesi.
Tepe, uç, doruk.
Dingil (dingil tepe) kökünden türetilmiştir.
Bazı ağızlarda tin, dink olarak da geçer.
Din sözcüğünün diğer anlamları:
Tepe, uç, doruk.
Dingil (dingil tepe) kökünden türetilmiştir.
Bazı ağızlarda tin, dink olarak da geçer.
Din sözcüğünün diğer anlamları:
İlmek.
Dinlenme, durgunluk.
Görünen, görünmeyen doğaüstü güç, nesne ya da varlığa inanma nedeniyle doğmuş olan ve bireylerin gerek birbirleriyle, gerek çevreleriyle ilişkilerini birtakım kutsal uygulama ve davranışlarla düzenleyen, sağlayan evrensel olgu.
Tanrı' ya, doğaüstü güçlere, çeşitli kutsal varlıklara inanmayı ve tapınmayı sistemleştiren toplumsal bir kurum, diyanet.
Bu nitelikteki inançları kurallar, kurumlar, töreler ve semboller biçiminde toplayan, sağlayan düzen.
İnanılıp çok bağlanılan düşünce, inanç veya ülkü, kült.
Uzun zaman kapalı kalmış susuz kuyu, mağara gibi yerlerdeki karbondioksitli pis hava.
Tanrı' ya, doğaüstü güçlere, çeşitli kutsal varlıklara inanmayı ve tapınmayı sistemleştiren toplumsal bir kurum, diyanet.
Bu nitelikteki inançları kurallar, kurumlar, töreler ve semboller biçiminde toplayan, sağlayan düzen.
İnanılıp çok bağlanılan düşünce, inanç veya ülkü, kült.
Uzun zaman kapalı kalmış susuz kuyu, mağara gibi yerlerdeki karbondioksitli pis hava.
C.G.S. sisteminde 1 gramlık bir kütlenin hızını saniyede 1 santimetre artıran güç birimi.