Hügül,
Çerge,
Çuldan yapılan (yapılma) çadır.
Oba sözcüğünün başka anlamları:
Çuldan yapılan (yapılma) çadır.
Çadır, çardak, büyük çadır.
Genellikle bölmeli göçebe çadırı.
Çadır, geçici süreyle konaklanan yer.
Çadır halkı, göçebe ailesi.
Büyük göçebe çadırı.
Çadır halkı, göçebe ailesi.
Büyük göçebe çadırı.
Mazille: Kıldan yapılma büyük çadır.
Palaz: Kıldan kalın örgü çadır.
Palaz: Kıldan kalın örgü çadır.
Otağ: Büyük ve süslü çadır; çerge.
Oymak, boy, kabile, göçerevli kabile, beş on çadırdan mürekkep göçebe oymağı.
Kır, dışarıdaki yer, bir oymağın oturduğu yer.
Kır, dışarıdaki yer, bir oymağın oturduğu yer.
Göçebelerin çadırlardan oluşan geçici konaklama yeri.
Bir ya da birkaç çadırda yaşayan ailelerden oluşan göçebe toplumu.
Göçebelerin geçici konak yerleri.
Yaylacıların hayvanlarıyla birlikte yaz mevsimini geçirdikleri yüksek otlaklarda, ağaç ya da taştan yapılmış ilkel evlerden oluşan geçici yerleşmeler,
Bir ya da birkaç çadırda yaşayan ailelerden oluşan göçebe toplumu.
Göçebelerin geçici konak yerleri.
Yaylacıların hayvanlarıyla birlikte yaz mevsimini geçirdikleri yüksek otlaklarda, ağaç ya da taştan yapılmış ilkel evlerden oluşan geçici yerleşmeler,
Bir arada bulunan beş on evlik yurt.
Göçebelerin konak yeri.
Göçebelerin konak yeri.
Yaylada çadır kurulan bölge.
Bu yerde konaklayan göçebe halk veya aile, el.
Yazın hayvanlarla çıkılan yayla, yaylak.
Yaylalardaki otlaklar.
Göçebelerin bir süre için konakladıkları yer.
Beş on evli köy.
Yaz otlağı.
Oba sözcüğünün başka anlamları:
Zeka ve yetenekleri olağanüstü işler başaracak kadar üstün olan kimse, dahi.
Yazın, koyunların yatması için ovalarda yapılan çevresi çitle çevrilmiş yer, ağıl.
Altı veya sekiz kişiden oluşan en küçük izci birliği.
Konuk olarak bir yere gitme, gezme.
Beş, on çadırlı aşiret.
Komşu.
Ova.
Tepe.
Mağaza.
Mahalle.
Yabancı.
Küçük köy.
Beş, on çadırlı aşiret.
Komşu.
Ova.
Tepe.
Mağaza.
Mahalle.
Yabancı.
Küçük köy.