Yıldız,
Star,
Vödet,
İngilizce: star, sidereal
Fransızca: etoile.
Almanca: stern
Kevkep, kevkeb.
Necm,
Necm,
Ahter,
Cirm,
Bürc.
Yıldız sözcüğünün diğer anlamları:
Cirm,
Bürc.
Işıklı ve sabit bir nokta halinde görülen gök cisimlerinden her biri.
Hidrojen ve helyumdan oluşan, karanlık uzayda ışık saçan, gökyüzünde bir nokta olarak görünen plazma küresi.
Güneş ve Ay dışında olmak üzere, gökyüzünde görülen ışıklı gökcisimlerinden her biri.
Çekirdeğinde oluşan füzyon sonucunda açığa çıkan enerjiyi uzaya ışınım biçiminde yayan, ışıklı gök cisimlerinden her biri.
Gökyüzüne serpilmiş ışıklı noktalardan herbiri.
Yıldız sözcüğünün diğer anlamları:
Baht, şans, talih.
Setr:
Örtünülecek, perdelenecek şey.
Şans, talih ve baht açıklığı manasına gelir.
Bir noktadan çevreye beş veya daha fazla çıkıntısı olan çok köşeli şekil.
Herkesçe beğenilen, çok tanınmış sinema, müzik, tiyatro vb. sanatçısı.
Herkesçe beğenilen, çok tanınmış sinema, müzik, tiyatro vb. sanatçısı.
Sinema, tiyatro veya müzikhol sanatçısı; star.
Bir toplulukta, bir meslekte, üstün başarı gösteren kimse.
Bir toplulukta, bir meslekte, üstün başarı gösteren kimse.
Alınyazısı.
Alnı ak lekeli sığır.
Atın alnında yıldız biçimindeki beyazlık, akıtma.
Atın alnında yıldız biçimindeki beyazlık, akıtma.
Saz ozanlarınca pek az kullanılan bir koşuk türü.
İğne deliği.
Kılık, yakışık.
İğne deliği.
Kılık, yakışık.
Kuzey,
Kuzey yönü,
Kuzeyden esen rüzgar.
Kuzey yönü,
Kuzeyden esen rüzgar.
Setr:
Örtünülecek, perdelenecek şey.