Arapça: tac,
İngilizce: touch,
Fransızca: couronne,
Almanca: kranz.
Soyluluk, iktidar, güç veya hükümdarlık sembolü olarak başa giyilen, değerli taşlarla süslü başlık; iklil.
Üstünlük, kudret ve kuvvet alameti olarak başa konan başlık.
Bazı tarikatlarda şeyhlerin giydikleri başlık
Taç sözcüğünün başka anlamları:
Gelinlerin başlarına takılan süs.
Mobilyaların üstlerindeki kabartmalı, oymalı, süslü bölüm.
Çiçeğin dıştan ikinci halkasında bulunan yaprakların hepsi.
Petal; çiçeklerde taç yaprak.
Bazı kuşların tarak biçimindeki sorgucu.
Diş etinin üstünde kalan ve dişin ağız içinde görünen parlak beyaz kısmı.
Diştacı.
Takımla oynanan top oyunlarında oyun alanının yan taraflarında kalan ve çizgiyle ayrılan kısım.
Futbol veya hentbolda, topun, alanın yan çizgileri dışına çıkması.
Taş sütunların üst bölümü.
Fes, takke.
Çarpık (bacak).
Bazı kuşların tarak biçimindeki sorgucu.
Diş etinin üstünde kalan ve dişin ağız içinde görünen parlak beyaz kısmı.
Diştacı.
Takımla oynanan top oyunlarında oyun alanının yan taraflarında kalan ve çizgiyle ayrılan kısım.
Futbol veya hentbolda, topun, alanın yan çizgileri dışına çıkması.
Taş sütunların üst bölümü.
Fes, takke.
Çarpık (bacak).