Olgunlaşmış incirin, dışına sızan tatlısı.
İncir,
Yemiş.
Ballıdarı,
Tin,
(Ficus carica).
Farsça: encir,
(Ficus carica).
Farsça: encir,
İngilizce: fig,
Fransızca: figue,
Almanca: feige,
Latin: ficus carica,
Rusça: incir.
Fransızca: figue,
Almanca: feige,
Latin: ficus carica,
Rusça: incir.
İncire ballı darı adı da verilir.
Dutgillerden, asıl yurdu Akdeniz kıyıları olan, yaprakları geniş dilimli bir ağaç
Bu ağacın yaş veya kuru olarak yenilen etli, tatlı meyvesi; ballıdarı, tin, yemiş.
Ağaçların kabuğundan sızarak pıhtılaşan besi suyu.
Gözde çıkan arpacık.
Yaprakları geniş dilimli bir ağaç.
Ülkemizin birçok yerinde incir yerine yemiş adı kullanılır.
Dutgiller, familyasından, sütlü, iki evcikli, çiçekleri etlenmiş çiçek tablası içinde bulunan ve etli kısım meyve olarak yenen, yapraklarını döken, erkek ve dişi bireyin ayrı ayrı bulunduğu ağaç formunda bir bitki.
Dutgillerden, asıl yurdu Akdeniz kıyıları olan, yaprakları geniş dilimli bir ağaç
Bu ağacın yaş veya kuru olarak yenilen etli, tatlı meyvesi; ballıdarı, tin, yemiş.
Ağaçların kabuğundan sızarak pıhtılaşan besi suyu.
Gözde çıkan arpacık.
Yaprakları geniş dilimli bir ağaç.
Ülkemizin birçok yerinde incir yerine yemiş adı kullanılır.
Dutgiller, familyasından, sütlü, iki evcikli, çiçekleri etlenmiş çiçek tablası içinde bulunan ve etli kısım meyve olarak yenen, yapraklarını döken, erkek ve dişi bireyin ayrı ayrı bulunduğu ağaç formunda bir bitki.
Özellikle bal arılarsının bitki ve çiçeklerden topladıkları bal özünden yapıp, kovanlarındaki petek gözlerine doldurdukları, rengi beyazdan esmere kadar değişen tatlı, koyu, sıvı madde.
Olgunlaşmamış incir:
Hozak.
