Farsça: fer,
Canlılık,
Parlaklık, aydınlık.
Arapça: Ferr.
Bir şeyin parlak olması.
Güç; kuvvet, takat.
Güç kuvvet, ışık, aydınlık, parlaklık.
Gözdeki canlılık.
Parlaklık, göz alıcılık.
Işık, parıltı, süs.
Parlaklık, aydınlık.
Parlaklık, aydınlık.
Işık, canlılık.
Işık, parlaklık, zinet, süs.
Işık, parlaklık, zinet, süs.
Arapça: Ferr.
Geri çekilme, kaçma, firar.
Kuvvet, nüfuz.
Bir aslın neticesi.
Bir kökten, bir asıldan ayrılan kolların her biri, asıl olmayan, şube.
İkinci derecede olan şey.
Şube, kol.
Dal, budak.
Asıl meseleden kollara ayrılmış olan mesele.
Kazancı olan mukayyed mal.
Asıl meseleden kollara ayrılmış olan mesele.
Kazancı olan mukayyed mal.
Bir cemaatın şerefli ve daha meşhuru.
Parlaklık, aydınlık, nur.
Parlaklık, aydınlık, nur.
Süs, ziynet.
Şan, şeref, nüfuz, iktidar.
Fazl ve vakar.
İktidar; şevket, kuvvet.
Geri çekilme, kaçma, firar.
Geri çekilme, kaçma, firar.
Fer:
Gözün rengi.