Alçak iskemle...

Oturak,
Oturağ,
İskemle.
Sandalye.
Tabure,
Kanepe.
Alçak iskemle.
Oturacak yer.
Oturulacak yer veya şey.
Tahtadan yapılmış arkalıksız sandalye.
Arkalıksız alçak iskemle, tabure.

Oturak sözcüğünün yörelerimizde, halk dilindeki anlamları:
Arabada yolcuların oturduğu yer.
Armutla ahlat arasında, tadı ekşimsi bir armut çeşidi.
Asmaları yükseğe kaldırmak için yapılan ağaç iskele, çardak.
Ayağa kalkamayan.
Bacaklarında veya başka bir yerinde, gezmesine engel olacak bir özrü olduğundan hep evde oturan (kimse); kötürüm.
Beşiğin altı.
Bir halk oyunu ezgisi.
Bir çeşit divan, sedir.
Bir şeyin yere gelen tarafı, taban.
Boru mengenesinin tezgaha oturduğu ve vidalandığı bölüm.
Çam fidanı.
Çay ağızlarına ağ gererek yapılan balık avı.
Düğün günü yalnız erkeklere yapılan yemekli eğlenti.
Düğünden bir gün sonra evde oturularak yapılan eğlence.
Emekli.
Eski gemilerde kürekçilerin oturdukları yer.
Hela, ayakyolu.
İçkili, çalgılı eğlence.
İş göremeyen, kötürüm.
Kayıkçıların kürek çekerken oturdukları yer.
Kıç, makat.
Kürekli teknelerde kürekçilerin oturduğu enli tahta.
Konargöçer olmayan, yerleşik olan.
Lazımlık.
Merdivenin üstünde ve pencere önünde oturulacak yer.
Minder.
Müteakit, emekli.
Ördek, Lazımlık.
Sabit, sakin, mukim.
Sürek avında avcıların av bekledikleri yer.
Trapezin oturma yeri.
Yararlı işler başarmış, sakatlık ya da kocamışlık nedeniyle görevden bağışlanarak emekliye ayrılmış yeniçeri.
Yazlık yer.
Yürüme zamanı geldiği halde yürüyemeyen çocuk.

Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ