Kılavuz...

Rehber,
Önder,
Halfe,
Kılavuz.
Farsça: rehber,
İngilizce: guideline.
Yol gösteren, kılavuz, delil.
Genel olarak yol gösteren kimse, rehber.
Birinin doğruyu bulmasına yardımcı olan, yol gösteren kimse veya şey, delil.
Bir kimseye, bir topluma takip edeceği fikri yolda veya hareket tarzında önder olan kimse veya şey.

Turist Rehberi:
Turist ve ziyaretçilere refakat eden, onlara gittikleri yerler hakkında bilgi vermeyi meslek edinmiş olan kimse.

Kılavuz sözcüğünün diğer anlamları:
Bazı bilgileri bulmayı kolaylaştıran fihrist mahiyetindeki kitap.
Dar, uzun bir yerden kolaylıkla bükülebilen yay biçiminde tel, kablo vb. geçirilirken bunların ucuna bağlanan sert nesne.
Ruhsal ve zihinsel bakımdan yol gösteren, ışık tutan kimse.
Somun veya boru içine yiv açmakta kullanılan araç.
Yol, yöntem gösteren şey.
Evlenecek olan erkek veya kadına eş bulan kimse, rehber.
Eskiden evlenme işlerine vasıtalık eden kadınlar.
Vapurlara yol gösteren.
Kılavuz kaptan.
Düşman hakkında malumat edinmek için ordu hizmetinde kullanılan kişiler.
Bazı hayvan katarlarının önüne düşüp, onları sevkeden hayvan.

Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ