At arabası, kağnı vb. araçlarda koşum hayvanlarının bağlandığı ağaç...

Ok,
İngilizce: arrow, 
Fransızca: fleche, 
Almanca: pfeil.
At arabalarında hayvanların bağlandığı uzun ağaç.
At arabası, kağnı vb. araçlarda koşum hayvanlarının bağlandığı ağaç.
At arabası, kağnı vb. araçlarda koşum hayvanlarının bağlandığı, ortadaki düz ve uzun ağaç.
Araba, kağnı yapmakta kullanılan, uzun, düz çam.
Kağnıda mazı üzerine boydan boya uzatılan yan ağaçları.
Sürgü ya da tırmığı boyunduruğa bağlayan ağaç, zincir ya da demir parçası.
İki kalastan oluşan kağnı iskeleti.
Çatı iskeletini oluşturan kalın, düz kalaslar.

Ok sözcüğünün yörelerimizdeki başka anlamları:
Yayla atılan, ucunda sivri bir demir bulunan ince ve kısa tahta çubuk.
Bir çubuk biçiminde, yön göstermek amacıyla belli yerlere konulabilen işaret.
Terazide dengenin sağlanıp sağlanamadığını anlamaya yarayan ucu sivri parça.
Bir dairede kirişle yayın ortasını birleştiren dik doğru parçası.
Üzüm çardağına konulan uzun sırık.
Tavanın orta direği.
Kargir yapılarda iki duvarın arasına çapraz konulan kalın direkler.
Kemençe yayı.
Oklava.
Cirit, değnek.
Kalem gibi olan bitki gövdesi.
Bir tarım aracı, tırmık.
Tarla tırmığı.
Pulluğun hayvan koşulan ön kısmı. 
Tava.
Dil gibi ensiz ve uzun tarla parçası.
Tarlaları ayıran çizgi.
Miras kalan mallar pay edilirken yapılan ad çekme.
Boylardan oluşan birlikler.
Tarla sulamak için açılan ark.
Baklava hamuru açmakta kullanılan çırasız tahtadan yapılmış bir çeşit oklava.
Arabaların hareketli bölümlerinin ortasından geçen mil.
Eksen. 
Mermi, 
Arı iğnesi,
Sehim, 
Halı tezgahlarında üst ve alt kısımlarındaki yuvarlak ağaç halkalar.
Çıkrıkta çarkın ortasından geçen düz deynek. 

Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ