Gümüş...

Sim,
Farsça: sim.
Yunanca: sim.
Eskiden: Gümüş.
Genellikle işlemelerde kullanılan, gümüş görünüşünde ve parlaklığında olan iplik vb.
Gümüşe benzeyen, gümüş taklidi sırma veya maden.
Gümüş gibi parlayan, gümüş gibi beyaz ve parlak.
Gümüşten yapılmış, gümüşten mamul.
İpek veya iplik üzerine madeni ince tel sarılarak yapılan ve işlemelerde kullanılan bir iplik çeşidi.

Sim sözcüğünün başka anlamları:
İşaret.
El, kol, yüzle yapılan davranış, işaret.
Demir tel.
Kendini bir şey sanarak bir yere yayılıp oturmak.
Can simidi olmak
Birinin kötü durumda kalmasını engellemek.
Ad yapmak.
Resim almak.
Bir şeyin resmini yapmak;
Fotoğraf makinesiyle bir şeyin biçimini kağıda geçirmek.
Resim çekmek;
Vergi ödetmek.

Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ